Celal Cundoglu
BKM Kitap Kulübü
Published in
3 min readAug 21, 2017

--

Gelecek daha güzel günler mi getirecek?

6 Kasım 2015 günü Toronto’nun Roy Thomson Hall salonunda biletli 3000 kişi bu soruyu cevaplayacak tartışmayı izlemek için toplanmıştı: Gelecek daha güzel günler mi getirecek?

Her izleyici salona geldiğinde aynı soru sorulmuş, sadece “evet” veya “hayır” cevabı verdikten sonra salondaki yerlerini almışlardı.

Tartışmanın tarafları günümüzün önemli düşünürlerinden oluşan ikişer kişilik takımlardı:

  • “Evet” kampı Harvard Psikoloji bölümünden Bilişsel Bilim profesörü ve yazar Steven Pinker – @sapinker ve Lordlar Kamarası üyesi ve Wall Street Journal ve Times yazarı Matt Ridley – @mattwridley,
  • “Hayır” takımı ise günlük yaşam üzerine felsefe yazarı Alain de Botton – @alaindebotton ile New York Times çok satanlar listesinde kitapları bulunan Kanadalı, the New Yorker yazarı, Malcolm Gladwell – @gladwell ‘den oluşuyordu.

Değerli arkadaşım Yasemin Akman – @Akman_1 bu tartışmanın kendisi kadar önce ve sonrasınının mülakatlarıyla zenginleştirilmiş kitabını bana önerdiğinde hemen kitabı edindim. Yerli kitap sitelerinde hem orijinal İngilizcesi hem de tercümesine kolaylıkla ulaşabildiğimi görmek sevindiriciydi.

İnsanlık nereye gidiyor konusu bugünlerde aklımı çok kurcalıyor. Çünkü son aylarda hem iyimser hem kötümser olmama sebep olacak, bende kayda değer izler bırakan tecrübelerim oldu. Önce Haziran ayında gelecek için beni ümitle dolduran “Exponential Finance” konferansına katıldım. Dinleyicilerini dünyada iyiliği yaratacak aksiyonlara cesaretle yönlendiren konferansın notlarını bu yazımda paylaşmıştım:

Aşağı yukarı aynı dönemde Yuval Noah Harari’nin geleceğin kısa tarihini anlattığı distopik uyarısı Homo Deus’u okudum ve insan hakları ve demokrasinin sonumu geliyor diye ciddi ciddi sorguladım. Homo Deus notlarına da buradan erişebilirsiniz:

İnsanlığı muhtemelen ne aşırı parlak ne de distopik bir gelecek bekliyor. Ancak bu konuda okuma, dinleme, düşünme, tartışma ihtiyacım sürüyor. Bu nedenle ‘Gelecek daha güzel günler mi getirecek?’ tartışmasını ilgiyle okudum. Çok uzun değil, tartışma kısmı 60 sayfadan oluşuyor. Gelişim nedir, iyiye gidiş nedir tanımı üzerinde tarafların kuvvetle müzakere ettiği, çeşitli perspektiflerden konunun ele alındığı zihin açıcı bir tartışma bu.

Her iki tarafın ikna edici argümanları var. ‘Evet, gelecek daha güzel olacak’ diyen takım argümanlarını insan hayatını iyileştiren teknolojiye, olgunlaşan kurum ve kavramlara ve bunların kanıtı olan verilere yaslıyor. Hayır kampı ise bakış açısını kötümserlikten değil, insanlığın her gelişiminin beraberinde çok daha büyük riskler (kitle imha silahları, doğal felaketler gibi) getirdiğinin gerçekçiliğinden besliyor.

Alain de Botton’un insanlığın gelişiminin göstergesi ile ilgili görüşü bana ilginç geldi. Alain diyor ki eğer dünyadaki net bilgelik (wisdom) artıyor ise o zaman insanlık iyiye gidiyor demektir. Bu bakış açısı doğru mudur bilmiyorum, ancak insan hakları ve demokrasinin ileri olduğu coğrafyalarda aşırı sağın büyük kazanımları net bilgeliğin düşüşte olduğuna işaret olsa gerek.

Peki bu tartışmayı hangi takım kazanıyor? Başta sorulduğunda dinleyicilerin %71'i “evet, gelecek daha güzel günler getirecek” diyor. Bu değerli düşünürlerin kıyasıya tartışması sonucunda aynı soru aynı dinleyicilere bir kere daha soruluyor. Sonucu söylemem çünkü söylersem sizi o güzelim düşünce zincirlerinden, harika argümanlardan mahrum bırakırım.

Eğer geleceğin insanlığa ne getireceğini merak ediyorsanız ister kitabı okuyun, ister bu linktekileri okuyup dinleyin:

Ne dersiniz, düşündünüz mü, gelecek daha güzel günler getirecek mi?

--

--

Celal Cundoglu
BKM Kitap Kulübü

Interested in family, agility, history, literature, payment systems, sports, rock & humanitarian politics. Write own views in English & Turkish.