Müziğin Etkisindeki Beyin — Daniel J.Levitin

Burak Ilgıcıoğlu
BKM Kitap Kulübü
Published in
3 min readMar 22, 2020

Lise yıllarında yakın bir arkadaşım gitar öğrenmeye başlamıştı. Benim gitarım yoktu ama arkadaşımın evine giderek onunla birlikte ve onun gitarıyla gitar öğrenmeye başladım. Ona da bir arkadaşı öğretiyordu, o da bana öğretti ve bu şekilde gitar çalmayı öğrendim. Ailemin gitar alabilecek durumu yoktu ama içimdeki istek beni yaklaşık 4–5 yıl kadar gitarım olmadan gitar çalacak kadar müziğin içine itti.

Bu süre içinde kendi kendime öğrenme pratiğimle elime geçen her türlü telli enstrümanı (saz, ud, tambur vs) çaldım. Hatta işi ilerleterek üniversite yıllarında barlarda gitar çalıp para da kazandım.

Photo by Jefferson Santos on Unsplash

Ergenlik sonrası döneminden itibaren müziğe icra eden (ve çaktırmadan üreten) olarak girmiş oldum ve bunun bana çok büyük faydası oldu.

Herşeyden önce algı kapasitemde bir artış oldu. Fiziksel ve mental dengem arttı, elimle yaptığım herşeyi -yazı yazmak vs- daha iyi yapar oldum. Çevremle ve insanlarla kurduğum bağlantılarım çok arttı. Kendi kendime bir şeyler öğrenme pratiğim ise hayatımda en çok işime yarayan yeteneğim oldu.

Derken yıllar geçti, müziği profesyonel olarak yapmak istemedim ve kariyerime masabaşı işlerde devam ettim. Ancak müziği hiç bırakmadım. Zaman içinde kendi gitarlarımı aldım, hatta ikinci el bir org da alarak gene hiç ders almadan gitar gibi çalarak klavye ile de kendimce müzik yaptım.

Müziğin icra kısmından çoluk çocuk, kariyer vs derken yıllar içinde kopmuşken şansıma çalıştığım yerde bir müzik mağazası açıldı ve piyano dersleri olduğunu gördüm. Mekanın ilk öğrencilerinden oldum ve eski org günlerimde kendi kendime edindiğim gitar gibi klavye çalma yetimi gerçek piyano çalabilmeye çevirdim. Hatta nedense hiç öğrenmediğim nota okumayı da öğrendim. Öğle arası ve iş çıkışlarında teorik ve pratik derslerle geçen 3 ay içinde kendi kendime ilerleyecek seviyeye geldiğimi gördüm ve yaklaşık son 2 yıldır da Youtube’dan piyano çalışmaya devam ediyorum. Dijital bir piyano aldım ve evimizin salonunda kulaklığımla her gün çalışıyorum.

Piyano ve gitarım

Bütün bunları niye yazdım? Akademik veya özel olarak hiç müzik dersi almadan, hatta kendi ilk gitarımı, çalmaya başladıktan 5 yıl sonra edinebilen biri olarak müzik hep çok ilgimi çekti. İnsanı harekete geçirebilen tek etken olan “duygu”ları harekete geçirebilen en güçlü etkenin müzik olduğunu öğrendiğimde Holywood filmlerindeki “aha” anını yakaladığımı hissetmiştim. Neden ben hayatım boyunca müzikten hiç kopamadım? Müzik nasıl oldu da bana bu kadar çok şey katabildi? Müzik yaparken girdiğim akış hali, hayatımdaki diğer alanlarda nasıl oldu da bana daha etkin ve “an”da olabilme yollarını gösterdi?

İşte zaman zaman bu soruları düşünürken karşıma Daniel J.Levitin’in “Müziğin Etkisindeki Beyin” kitabı çıktı. Hayatında bir kez olsun satır altını çizmemiş biri olarak daha kitabın önsözünde 3 farklı yerine altını çizince çok heyecanlanmıştım!

Kitap benim de aslında yıllardır cevabını aradığım soruları sorarak başlıyor. Daniel J.Levitin, kitapta hem müzisyen,(hatta müziğe başlama öyküsünde kendimi buldum) hem de akademisyen olarak müziği ve beyne etkisini araştırıyor. Her ne kadar akademisyen kasları ağır basarak kitabı ağır bir metin olarak yazmış ve Amerikan müziği referanslarıyla doldurmuş ve aslında başlangıçta sorduğu sorulara net cevaplar vermemiş olsa da kitabı oldukça hızlı bir şekilde okudum. Cevaplardan çok, daha başka sorularla ayrılsam da müzikle ilgilenen, özellikle müzik yapanlara bu kitabı şiddetle öneriyorum. Sonuçta insana yeni sorular sorduran bir kitap cevaplar vermekten daha güzel bir iş yapmış olmuyor mu?

--

--