Biriktirdiğimiz İyi Haberler

Kripto varlık piyasası bir anda varlık bazında detayları inceleme aşamasında hayatta kalma aşamasına döndü.

Sant Manukyan
BlockchainIST Center
4 min readJun 25, 2021

--

Henüz bir kaç ay önce hangi kripto varlığın sistemde nasıl bir işlevi olabileceğini, teknik özelliklerini tartışırken kendimizi bir anda zarar hesaplarken bulduk. Maalesef bazı yatırımların başa baş seviyesine gelmesi söz konusu da olmayacak. Ancak ayı piyasasında olmamıza rağmen pek çok önemli gelişme de olduğu malumunuz. Bu gelişmelere geçmeden önce muhakkak ki ayı piyasasında olmadığımızı düşünenler de olacaktır. İy haberlere rağmen varlıkların düşmeye devam etmesi ayı piyasalarının tipik özelliklerinden bir tanesidir. Boğa piyasalarında ise kötü haber akışına rağmen yukarı hareket bozulmaz ve bu durum “climbing the wall of worry” yani “endişe duvarını tırmanmak” olarak tanımlanır.
Bahsettiğim önemli gelişmelere gelirsek. Öncelikle uzun süre sonra ilk kez Bitcoin’de bir konsensus sinyali alındı ve Tarproot olarak bilinen güncellemenin devreye alınması söz konusu oldu. Mahremiyet ve daha düşük ücretler başta olmak üzere önemli geliştirmeler içeren bu adımın ne kadar kabul gördüğünü şu linkten takip edebilirsiniz : https://luke.dashjr.org/programs/bitcoin/files/charts/taproot.html . Geliştirme devreye alınacak mı söylemek zor ancak kısa vadede Bitcoin’e getirdiğimiz pek çok eleştirinin ortak akılla çözülebilecek konular olduğunu da görüyoruz.

İkinci bir önemli gelişme Basel komitesinin bankaların kriptovarlık taşıması durumunda getirmesi muhtemel kuralları tartışmaya açmasıydı. Açık konuşalım, bir varlık 60 binden 30 bine bir kaç gün içinde düşebiliyorsa (çok daha büyük düşüşler kaydeden kriptovarlıklar da oldu) bankacılık otoritelerinin bu durumdan kaygılanması şaşırtıcı değil. Bu konuda da elini taşın altına hiç sokmamış, piyasada bir gün işlem yapmamış olan kişilerin BIS/Basel komitesi Bitcoin’in önünü kesmeye çalışıyor, çok korkuyorlar vs gibi analizlerinin bir anlamı yok. Ne dolar ne de altın bu kadar yüksek volatiliteye sahip bir yatırım aracı (zaten dolar yatırım aracı da değil) . Dahası komitenin teklifi sadece bankların kendi hesaplarına alacakları pozisyonlar için. İddia edildiği gibi bankaların müşterileri için işlem yapmalarını da engellemiyor. Önemli bir otoritenin kriptovarlıkları artık kalıcı bir realite olarak kabul etmesini önemsiyorum. Volatilitesi azaldıkça kurallar da değişecektir.
Bu konu gündeme getirdiği sırada El Salvador’un BTC’yi yasal ödeme aracı olarak kabul etmesi diğer bir önemli gelişme oldu. “Ama” analizlerine geçmeden önce bu adımın kesinlikle çok önemli olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Öte yandan tahmin edeceğiniz üzere bol bol “ama” da mevcut. Öncelikle zenginlik para değil insan kaynağı ile sağlanır. Japonya’nın doğal kaynakları çok az olmasına rağmen ekonomisi doğal kaynakları çok daha fazla olan Rusya’dan hem büyük hem de daha ileridedir. Bazı uzmanların iddia ettiği gibi Altın veya Bitcoin standardına geçiş bu durumu değiştirmez. El Salvador’un sorunları doları resmi para birimi olarak kabul ettiklerinde sona ermediği gibi BTC’yi kabul ettiklerinde de bitmeyecek. Bitcoin’in kullanılması yabancı yatırım çekerse bu elbette önemli bir adım olur ancak yabancı yatırım hukuk, alt yapı, güvenlik, vergi düzenlemeleri vb pek çok dinamiği inceleyerek harekete geçer. Trading Economics sitesinden aldığım verilere göre El Salvador rekabet endeksinde 140 ülke arasında 103’üncü, rüşvet endeksinde 36., iş yapma rahatlığı endeksinde 91’inci sırada. Listeyi uzatıp durabilirim ancak ana fikir değişmez. Bunlar Bitcoin ile çözülebilecek sorunlar değil. Ancak bir ülkenin Bitcoin’i resmi para birimi olarak kabul etmesi BTC açısından son derece büyük bir adım (kabul edilme iddia edildiği gibi otomatik olarak her işlemde kullanılacak anlamına da gelmiyor) . Bu adımla beraber gündeme gelen bir diğer konu da merkez bankalarının Bitcoin alması oldu. Ve elbette verilen örnekler de her zaman boğa piyasası üzerinden verildi. “Şayet merkez bankası XYZ fiyatından BTC almış olsa 60 bin dolara geldiğinde XXX% kar etmiş olacaktı” gibi. Ama bir de Mayıs ayında 60 bin dolardan alıp Haziran ayında rezervlerini 50% kaybetme ihtimali var ki onu hiç duymuyoruz? . Merkez bankalarının rezervlerinde tuttuğu ABD Hazine Tahvili, Altın vb varlıkların volatilitesi , likiditesi vs Bitcoin’in nitelikleri karşılaştırıldığında neden rezerve alınmadığını hemen görebiliyoruz. Çin’de ihracatını yaparak ülkeye dolar getiren bir şirket POBC’nin stratejileri neticesinde rezervlerin büyümesinde katkıda bulunur. Daha sonra PBOC gerektiğinde ABD tahvillerini kullanarak Yuan başta olmak üzere bazı kalemlerde oluşan dalgalanmaları yumuşatabilir. Sistem içinde henüz en ufak bir yeri olmayan Bitcoin’i sadece değerlenme ihtimali yüksek olduğu için bir merkez bankasının satın alması ve kendi halkına “ben yaptım siz de yapabilirsiniz” sinyali vermesinin ne oranda doğru olacağını sizin değerlendirmenize bırakıyorum (Thodex vurgununun çok daha büyüğünü yaşamamız söz konusu olurdu.) . Heyecanlı bir hikaye ancak ne zamanı ne de ortamı .

Bir üçüncü gelişme ise madencilerin Çin’den büyük göçü. Yasaklama haberlerini ilk başta “bu her yıl oluyor” diye hafife alan piyasa bu defa dijital Yuan’ın piyasaya sürüldüğü gerçeğini unutmuş olmalı. Zira bu defa Çin çok daha sert müdahalelerde bulunuyor. Gelişmeleri biraz gecikmeli olarak https://cbeci.org/mining_map linkinden izleyebilirsiniz. Kısa vadede madencilerin Bitcoin satması, hash oranlarında düşüş, sistemin güvenliği gibi konularda belirsizlik yarattığı için negatif algılanan bu değişim orta vadede ise Çin’in baskınlığını kırarak daha demokratik bir dağılım sağlayacağı için son derece olumlu. Ancak “yeşil madencilik” konusu da gündemden düşmeyecek ve hafife alınmaması gereken bir konu. Otomotiv gibi son derece kritik ve yüz binlerce kişiye istihdam sağlayan bir sektöre bile çok sert regülasyonlar gelirken devletlerin madencilere kolaylık sağlayacağını düşünmek saflık olur. Madencilik iddia edildiği kadar “kirli” enerjiye dayanmıyor olsa da önümüzdeki dönemde sadece “yeşil sertifikalı” madencilerin operasyonlarına izin verilmesi haberlerine şaşırmamamız gerektiğini düşünüyorum.

--

--