26. BM İklim Konferansında Neler Oldu?
Geçen yıl Covid19 salgını nedeniyle ertelenen COP26 yani 26. BM İklim Konferansı, bu yıl İskoçya’da düzenlendi.
Öncelikle kısaca COP nedir ondan bahsedelim. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (kısaca UNFCCC) Birleşmiş Milletler öncülüğünde düzenlenen küresel ısınmaya yönelik hükümetlerarası imzalanan ilk çevre sözleşmesidir. 1994 yılında yürürlüğe girmesinden bu yana her yıl Taraflar Konferansı düzenlenmektedir. Kısaca COP yani Conference of Parties. Her yıl düzenlenen zirve, 197 ülkeyi bir araya getirmektedir. Genel olarak iklim değişikliği ile ilgili yakın geçmişte neler başarıldı, neler başarılamadı, neden-sonuç ilişkisi ve yeni önlemler konuşuluyor. Örnek vermek gerekirse, Paris Antlaşması’nın da imzalandığı COP21’de her ülkenin payına düşen görevler şunlardı;
- Sera gazlarını azaltmak
- Yenilenebilir enerji üretimine hız vermek
- Küresel ısınmayı 2°C’nin altına indirmek ve hatta 1,5°C ile sınırlamak
- İklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmeleri için yoksul ülkelere maddi yardım yapmak
26. sı düzenlenecek olan COP, 2020 yılında pandemi sebebiyle ertelenmiş ve 2021 Kasım ayında toplanması planlanmıştı. Bu yılki zirvenin bir diğer önemi de 2015’te imzalanan Paris Antlaşmasının değerlendirildiği ilk zirve olacak olması. COP26 öncesinde de, gelişmekte olan ülkeler ortak taleplerini belirttiler. İklim değişikliği ile mücadele ve adaptasyon için fon, bunların yaratacağı etkiler için tazminat ve ekonomide yeşil dönüşüm için zengin ülkelerden para yardımı. Karbon finansmanı olarak adlandırılan bu konunun da bu zirvede önemli bir başlık olacağı biliniyordu.
Peki COP26’da Neler Konuşuldu?
Kasım ayı içerisinde düzenlenen zirvede özellikle kömür kullanımının aşamalı olarak azaltılması, emisyon azaltma planları ve gelişmekte olan ülkelere finansal destek gibi önemli kararlar alındı. Fakat zirveyi önemli kılan bir diğer sebep de kömür kullanımını azaltmayı hedefleyen tarihteki ilk anlaşma olması. Bu konuda zirvede önemli tartışmalar yaşandı. İlk olarak ‘kömür kullanımının aşamlı olarak sonlandırılması’ olarak belirlenen madde, son dakika Hindistan’ın itirazlarıyla ‘aşamalı olarak azaltılması’ olarak değiştirildi. Hindistan İklim Bakanı Bhupender Yadav, kalkınma ve yoksullukla uğraşan gelişmekte olan ülkelerden, kömür ve fosil yakıt sübvansiyonlarını aşamalı olarak sonlandırma vaatlerinin beklenemeyeceğini söyleyerek itirazlarını dile getirdi.
Bazı ülkelerde hayal kırıklığına yol açan bu gelişme için, zirveye başkanlık eden Alok Sharma yine de zirvenin başarısızlıkla sonuçlanmadığını ve anlaşmanın bütün olarak korunmasının önemini dile getirdi. Sharma ‘Kömürün tarih olacağı bir yolda olduğumuzu söyleyebiliriz.’ şeklinde konuştu.
Elbette kömür kullanımıyla ilgili bu gevşetilmiş karar kimi çevrelerde hoş karşılanmadı. Özellikle 1.5C hedefine ulaşmayı zorlaştıracağını belirten İsviçre Çevre Bakanı Simonetta Sommaruga hayal kırıklıklarını dile getirdi. Fakat kömür kullanımıyla ilgili sınırlandırma ifadelerinin ilk kez uluslararası bir anlaşmada konuşulduğunu vurgulayan bazı gözlemciler, anlaşmayı hala başarılı bulduklarını belirttiler.
2015 yılında imzalanan Paris zirvesindeki 1.5C hedefine ulaşmada kömür kullanımı birinci engel olarak görülüyor. Kömür, karbondioksit emisyonlarının yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyor ve küresel emisyonların 2030 yılına kadar yüzde 45 ve 2050'ye kadar da neredeyse sıfıra düşürülmesi gerekiyor. Ülkeler gelecek yıl, küresel sıcaklık artışının 1.5C ile sınırılandırılması hedefine ulaşılabilmek adına tekrar bir araya gelecek.
Yoğun eleştirilerin merkezinde kalan anlaşmada, pozitif anlamda kararlar da alındı.
- Özellikler gelişmiş ülkeler, emisyonları azaltmak için yeterince çaba göstermediklerini kabul etti. Gelecek yıl daha fazla önlem alacaklarını belirttiler.
- Daha yoksul ülkelere sunulacak finansal desteğin iki katına çıkarılması kabul edildi.
- Aşırı hava olaylarından etkilenen yoksul ülkeleri destekleyecek bir fon olması da kabul edilen kararlar arasında yerini aldı.
Oldukça tartışmalı geçen bu yıl ki zirvenin tam anlamıyla başarısız olduğu bizce de söylenemez. Ülkelerin bir noktada uzlaşmaya varabiliyor olması ve hedeflere ulaşmada ortak bir çaba içerisinde olmaları umut verici. Fakat yine de dileriz ki, her ülke vaat ettiği şeyi yerine getirsin. Çünkü dünyamız ısınmaya devam ediyor..
Kaynakça;