Doğaya Teşekkür Etmenin Yolları: Karbon Ayak İzi

Elif Köşnek
Blueit Future
Published in
4 min readJun 6, 2021

İnsanoğlu, dünya üzerinde var olduğundan beri dolaylı veya doğrudan bir iz bırakarak yaşıyor. İnsan ihtiyaçlarının karşılanması için doğayla olan bu inanılmaz döngü yüzyıllardır devam ediyor. Fakat, son yıllarda bu ihtiyaçların doğanın verebileceklerini kat be kat geçtiğini görmemek imkansız. Bunun pek çok sebebi var; nüfus artışı, şehirleşme, sanayi devrimi.. İşte bu noktada, doğanın bize sunduklarına teşekkür etmek için harekete geçebiliriz.

Pixabay, pexels.com

Doğaya doğrudan veya dolaylı yoldan verdiğimiz etkileri ölçmek için pek çok terim, pek çok araştırma çeşidi ve pek çok alt metin var. Ekolojik ayak izi de onlardan bir tanesi. Ekolojik ayak izi, insan faaliyetleri sonucunda bozulan ekosistem dengelerini hesaplamak ve geri kazandırılması gereken miktarı belirlemek için geliştirilmiş bir yöntem. Kısaca, sürdürülebilir bir gelecek için gereken ‘dünya sayısını’ hesaplıyor. WWF’in (World Wide Fund for Nature) açıkladığına göre ekolojik ayak izinin 6 bileşeni bulunuyor. Bunlar karbon ayak izi, tarım arazisi ayak izi, orman ayak izi, yapılandırılmış ayak izi, balıkçılık sahası ayak izi ve otlak ayak izi.

Min An, pexels.com

Nedir bu karbon ayak izi?

Karbon ayak izi tıpkı çamurlu bir toprakta bıraktığımız iz gibi dünyaya bıraktığımız ayak izimizdir. Tek fark bunu ayakkabılarımızla değil, faaliyetlerimiz sonucunda dünyaya yayılan karbondioksit miktarı ile yapıyor oluşumuz. Karbon ayak izi doğal yaşamın bir parçasıdır. Diğer bir deyişle karbon ayak izi bırakmıyor olmamız imkansız. Fakat nasıl her şeyin fazlası zararsa, fazla karbon salınımı da dünyamız için oldukça zararlı.

Küresel ısınmanın sebeplerinden biri olan karbon salınımı son yıllarda oldukça yüksek. İngiltere merkezli Met Ofisi, aylık karbondioksit salınımının 2021’de yaklaşık 419,5 ppm ile zirve yapacağını tahmin ediyor. Bu rakamın Sanayi Devrimi öncesindeki seviyelerden %50 daha yüksek olduğu söyleniyor. University College London’dan Prof. Simon Lewis bu oranın yaklaşık 30 yılda gerçekleştiğini ve bunun ‘dünyaya çarpan bir göktaşı’ niteliğinde olduğunu belirtiyor. Karbondioksit salınımı arttıkça dünya da ısınmaya devam edecek. Kritik miktardaki karbon salınımı yüzünden rekor sıcaklıklar, kuraklıklar, aşırı yağışlar ve seller artacak. Peki karbon salınımını arttıran şeyler neler? En önemli sebebin insan faaliyetleri olduğunu biliyoruz. Bunların içinde en büyük pay da fosil yakıtların kullanımı nedeniyle enerji sektörüne ait. Yenilenebilir enerji kullanımının önemini vurgulayan WWF-TR Genel Müdürü Tolga Baştak güneş, rüzgâr, jeotermal gibi kaynakların kullanımını ana hedef haline getirmemiz gerektiğini belirtiyor. Özellikle hükümetlerin yenilenebilir enerji hedefleri belirlemesi ve yatırımları desteklemesi büyük önem arz ediyor. Nüfus artışını kontrol altında tutmak ve aile planlamasına önemi artırmak da bu önlemlerden bazıları.

Biz ne yapabiliriz?

Markus spiske, pexels.com

Büyük değişimlere gereksinim yüksek olsa da, bizler de bireysel olarak bunun bir parçası olabiliriz. Karbon ayak izi doğrudan ve dolaylı olarak iki şekilde belirleniyor. Doğrudan ayak izimiz tamamen bireysel ihtiyaçlarımızı karşılamaya yönelik birinci elden yaptığımız faaliyetlerimizi oluşturuyor. Bunlar ulaşım, ısınma, enerji tüketimi vb. faaliyetlerimizi içeriyor. Dolaylı ayak izimiz ise, kullandığımız ürünlerin imalatından bozulmalarına kadar geçen tüm yaşam döngülerinde ortaya çıkan karbon salınımını ifade ediyor.

Bir örnek vermek gerekirse, eğer bir akşam yemeğine kendi özel aracınızla gidiyorsanız bu doğrudan karbon ayak izinizi oluşturuyor. Eğer yemeği dışarıdan söylüyorsanız, kurye aracının karbon salınımı, yemeğinizin paketlenmesi hatta kullanılan malzemelerin ne kadar uzaktan ithal edildiği dolaylı karbon ayak izinizi oluşturuyor. Kısacası karbon ayak izini yok etmek mümkün görünmüyor.

Fakat kontrol etmesi imkansız değil. Öncelikle kendi özel aracınızı kullanmak yerine toplu taşıma kullanabilirsiniz. Ama illaki özel aracım olsun derseniz elektrikli araç kullanabilirsiniz. Tatile gitmek isterseniz de kısa mesafeleri uçakla gitmemeyi düşünebilirsiniz. Aslında olay tamamen mantıklı ve doğaya saygılı kararlar almaktan geçiyor. Türkiye’den yurtdışına elbette araçla gidemezsiniz. Ama şehirlerarası kısa mesafelerde uçak dışında alternatif düşünülebilir. İsveçli iklim aktivisti 18 yaşındaki Greta Thunberg, karadaki seyahatlerinde tren yolunu kullanıyor. Şehir içi ulaşım için yürüyebilir veya bisikleti tercih edebilirsiniz. Çoğu Avrupa ülkesinde araç paylaşımı da yaygınlaşmış durumda. Isınma içinse güneş enerjisinden faydalanabilirsiniz ki bunun faturalarınıza olumlu yönde etki edeceği söyleniyor.

Dolaylı karbon ayak izinizi azaltmak içinse biraz daha derinden araştırma gerekiyor. Örnek olarak marketten alışveriş yaparken yerel ürünleri tercih edebilirsiniz. Dünyanın öbür ucundan ithal edilmiş bir ürün almaktansa, daha az yol katetmiş yerel ürünleri deneyebilirsiniz. İmkanınız varsa sebze ve meyvelerinizi kendiniz yetiştirebilirsiniz. Böylelikle bir meyve ağacı dikerek atmosferdeki karbon miktarının azalmasına katkıda bulunabilirsiniz. Bir şişe su alırken bile ne kadar karbon ayak izi bıraktığınızı bir düşünün. Volkanik kaynaklardan geldiği belirtilen suların uzak bir yerden ithal edildiğinden emin olabilirsiniz. Üstelik bunlara şişeleme, paketleme esnasında yayılan karbon salınımlarını da ekleyin. Bunun yerine evinize bir arıtma taktırıp musluk suyunuzu içme suyuna dönüştürebilirsiniz.

Monstera, pexels.com

Son yıllarda sıfır atık kavramının yaygınlaşmasıyla birlikte katı şampuanlar, tablet diş macunları, bambu, cam veya metal pipetler gibi pek çok ürün üretilmeye başlandı. Gereksiz paketlemelerden, plastiklerden arınarak dolaylı karbon ayak izinizi azaltabilirsiniz. Cilt bakımınızda bir paket pamuk kullanmak yerine, yıkanabilir makyaj pedleri kullanarak kendiniz için küçük ama dünyamız için büyük adımlar atmanız mümkün.

Uzun lafın kısası, dünyamızın yaklaşık 5 milyar yıldan beri bizim için var olma çabasına karşılık ona karşı sorumluluğumuzu yerine getirmenin zamanı geldi de geçiyor. Hayatımıza uygulayacağımız bir kaç küçük değişiklikle sadece kendimize değil gelecek nesillere de yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz.

Kaynakça;

--

--