Doğaya Teşekkür Etmenin Yolları: Sanal Su ve Su Ayak İzi

Elif Köşnek
Blueit Future
Published in
5 min readSep 14, 2021

Doğaya teşekkür etmenin yolları yazı dizisine bu sefer bir başka tehdit unsuruyla devam ediyoruz. Su! Tabii suyun kendisi bir tehdit değil, onun yokluğu bir tehdit. Su biz insanların, doğanın, her türden canlının yaşamına devam edebilmesi için en basit ve en önemli ihtiyaç. İnsanlığın büyümesiyle birlikte suyun doğrudan ve dolaylı olarak kullanımı da her geçen gün artıyor. Bu da suyu her zamankinden daha önemli bir konuma taşıyor.

Matt Hardy, pexels.com

1992 yılına kadar su ‘kamusal mal’ olarak ele alınmış. Fakat 1992 yılında Dublin’de düzenlenen ‘Su ve Sürdürülebilir Kalkınma’ konferansında suyun kıt bir kaynak olduğu gerekçesiyle ‘ekonomik mal’ olarak ele alınması öne sürülmüş. Gerçekten de baktığınızda su diğer doğal kaynaklar arasında kıt bir kaynaktır. Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre kullanılabilir su miktarı yerküredeki toplam tatlı su miktarının %0.10’unu oluşturmaktadır. Geri kalan tatlı sular buzullar ve kullanılmayan alanlardan oluşturmaktadır. Su aynı zamanda taşıma maliyeti yüksek ve zor olan bir kaynaktır. Bu da suyun değerini her geçen gün arttırmakta. Bu sebeple Profesör J. A. Allan 1993 yılında suyun pek çok ürünün üretiminde girdi olarak kullanıldığını ve bunun da suyu ‘Sanal Su’ olarak ticaret konusu haline getirdiğini belirtmiş.

Sanal Su nedir?

Sanal su, tarımsal ya da endüstriyel bir ürünü üretmek için ürünün içeriğinde görünmese bile kullanılan toplam su miktarıdır. Prof. J.A. Allan insanların sadece su içtiğinde ya da duş aldığında değil, diğer tüketimleri esnasında da su harcadıklarını belirtmiş. Örneğin, bir pamuklu t-shirt üretiminde bile 4100 litre su kullanılmakta. Tabii ki bu miktar bir ürün için her bölgede sabit değil. İklimi elverişli bölgelerde belirli bir ürünü üretmek için daha az su tüketilirken, iklimi uygun olmayan bölgelerde daha fazla su tüketilmektedir.

Sanal su, yalnızca bir ürün için kullanılan su miktarını belirlerken, su ayak izi bir bireyin, işletmenin ya da ülkenin faaliyetlerini sürdürebilmesi için gereken su miktarını belirler. Ülkeler ve bireyler tükettikleri toplam ürün ve hizmetlerin su miktarlarını bularak su ayak izleri ile ilgili tahminlerde bulunabilirler. Su ayak izi kavramı ilk olarak 2002 yılında UNESCO-IHE’de Arjen Hoekstra tarafından ortaya koyulmuş. Su ayak izi yalnızca kullanılan suyu değil, aynı zamanda suyun türünü (mavi, yeşil, gri) ne zaman ve nerede kullanıldığını da gösterir.

Su Ayak İzi, birim zamanda harcanan (buharlaşma dâhil) ve/veya kirletilen su miktarı ile ölçülmektedir. Bir bireyin, toplumun veya iş kolunun su ayak izi; bireyin veya toplumun tükettiği malların ve hizmetlerin üretimi için kullanılan veya üreticinin mal ve hizmet üretimi için kullandığı toplam temiz su kaynaklarının miktarıdır. (Water Footprint Network, 2012)

Bu anlamda su ayak izi 3 parçaya ayrılmış.

  • Mavi su ayak izi; bir malın üretiminde ihtiyaç duyulan yüzey ve yeraltı tatlı su kaynaklarını
  • Yeşil su ayak izi; bir malın üretiminde kullanılan yağmur sularını
  • Gri su ayak izi; su kalitesi standartlarına dayalı olarak, kirliliğin seyreltilmesi için gerekli tatlı su miktarının toplamını ifade eder.
gidabilgi.com

En basit ürünlerin bile üretiminde kullanılan su miktarı için tabloyu inceleyebilirsiniz. Ürünün içerik kısmında göremediğimiz için sanal su tükettiğimizin çoğu zaman farkına varamıyoruz. Fakat bir öğlen ya da akşam yemeğinde hamburger, patates cipsi ve bir bardak bira tüketiyorsanız, aynı zamanda 2660 lt su da tüketiyorsunuz.

Et üretiminde kullanılan sanal su miktarı diğerlerine göre daha fazla. Hayvanların içtiği suların yanında, bakımlarında ve yemlerinde tüketilen sular da hesaba katılıyor. Örneğin, bir sığır ortalama 3 yılda yetişiyor. 3 yıl boyunca sığırın beslenmesi için yaklaşık 1300 kg tahıl, 7200 kg yem, içmesi için 24 metreküp su ve bakımı için ise 7 metreküp su kullanılıyor. Tahıl ve yemlerin üretiminde kullanılan sularla birlikte toplam harcanan su litre cinsinden hesaplandığında, 1 kg etin soframıza gelebilmesi için ortalama 15.340 litre suya ihtiyaç duyulduğu anlaşılıyor.

Karolina, pexels.com

Türkiye’nin Su Ayak İzi Projesi

Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, WWF Türkiye ve Unilever İşbirliği çerçevesinde gerçekleştirilen projenin hedefi, Türkiye’nin su ayak izi hesaplanarak su yönetimi süreçlerine dahil edilmesi. Proje bazında 5 tarım ürünü için de üretimleri sırasında ortaya çıkan su ayak izinin hesabı yapılmış. Bu ürünler; buğday, şeker pancarı, pamuk, fındık ve kuru kayısı.

Proje sonunda Türkiye için üretim ve tüketim su ayak izi miktarlarının dengede olduğu ortaya çıkmış. Su bakımından kendi kendine yetebilen, dışa bağımlı bir ülke olmadığımız ve sulama gerektirmeden sadece yağmur suyuyla yetişen ürünlerin doğru yerlere ekildiği belirtilmiş.

Su Ticareti

Bütün bu kavramların ışığında, su kıtlığı yaşayan ülkelere destek olmak amacıyla yepyeni bir kavram daha ortaya çıkmış; su ticareti. Suyun ekonomik bir mal kabul edilip üretimde girdi olarak bir ticaret konusu haline gelmesiyle ortaya çıkan bu kavram, suyu doğrudan alıp satmaktan ziyade, üretiminde gereken su miktarı yüksek olan ürünleri dışarıdan ithal edip su kullanımını azaltmayı amaçlamaktadır. Bir ülke, üretimi için çok fazla su gereken bir ürünü dışarıya sattığında ise suyu sanal bir şekilde ihraç etmiş olur ve o ürünü üretmek için tüketeceği su miktarını da ihracatla karşılamış olur. Bu durum su kıtlığı yaşanan ülkelerde suyun daha etkili ve verimli bir şekilde kullanımını sağlamakta. Bu sayede, taşıma maliyeti ve güçlüğü ortadan kalkmış oluyor. Suyun hem küresel olarak daha verimli kullanılmasına hem de yetersiz su kaynağı bulunan ülkelerin temiz suya ulaşmasına olanak sağlanıyor. Devletler tarafından bir dış ticaret politikası haline gelen su ticareti ile kısaca suyun doğrudan değil ürünler vasıtasıyla ülkeler arasında satışı sağlanmış oluyor.

Bizler belki farkında olmadan bir günde dolaylı yoldan litrelerce su harcıyoruz. Bunun önüne geçebilmek için sürdürülebilir bir hayat tarzını kendimize uyarlayabiliriz. Geri dönüştürülmüş veya dönüştürülebilecek ürünler kullanarak, belli alanlarda ikinci el kullanımını arttırarak bu alanda büyük bir etki sağlayabiliriz. En basitinden her gün et yiyen biriyseniz, haftada bir gün bile sebze ağırlıklı beslenseniz hem vücudunuzu dengede tutar hem de sanal su harcamanızı azaltabilirsiniz.

Kaynakça;

--

--