KIRCAALİ EFSANESİ BELGESELİ SEYİRCİYLE BULUŞTU!
İstanbul’da bulunan Rum-Eli, Balkanlar, Trakya ve Türk Dünyasından gelenlerle Bayrampaşa M.A.Ersoy Kültür merkezi doldu taştı.
Kırcaali Efsanesi belgeseli seyirci ile buluştu Bulgaristan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BGSAM) ve Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği (BULTÜRK) işbirliğinde ve İçişleri Bakanlığımızın Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğünün destekleri ile hazırlanan proje kapsamında çekimleri Bitlis — Ahlât’ta tamamlanan “Kırcaali Efsanesi Belgeseli’nin” galası Bayrampaşa Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde büyük bir coşkuyla Türk Dünyası Gönüllüleri ile buluştu.
Galada Açılış konuşmasını yapan Bulgaristan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yrd. Eğitimci-Yazar Nevzat ÖZTÜRK konuşmasına, Atatürk’ün “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Tarih yazan tarih yapana sadık kalmadıkça ortaya çıkan hakikat çok şaşırtıcı bir mahiyet doğurabilir” sözüyle başladı.
Konuşmasında; “Tarihimizin tozlu raflarında sadece akademisyenlerin araştırmalarına konu olan kahramanlarımızın milletimizle buluşturulması, gelecek nesillere tarihi kahramanlarımızı tanıtmak, onların kendi kahramanlarını rol model almalarını sağlamak amacıyla bir ilke imza atarak Gazi Kırca Ali’nin hayatını belgeselle anlatmaya çalıştık. Bu belgesel bir ilktir. Türklerin Orta Asya’dan Özbekistan’da bulunan Buhara kentinden Ahlat’a Ahlat’tan da Anadolu’ya ve oradan Balkanlara uzanan tarihi yolculuğuna şahitlik eden Kırcaali’yi milletimizin dikkatine sunmaya çalıştık. Bilindiği üzere Buhara İslam tarihinde Kubbet-ül İslam olarak adlandırılan şehirlerden biridir. Çünkü Buhara İmamı Maturidinin aklı esas alan ve insanı merkeze alan, şiddetten uzak İslam anlayışının, itikadi bakış açısının, aynı zamanda Ahmet Yesevi Hazretlerinin tasavvufi anlayışı ile dünyaya sevgiyi, kardeşliği ve müsamaha’yı haykıran ve oradan Anadolu’ya Anadolu’dan da dünyaya yayılan insan merkezli, Müslüman kafir olmasına bakmaksızın herkese hoşgörü ve müsamaha ile bakabilmeyi öğütleyen tasavvufi anlayışın yeryüzüne dağıldığı bir merkezdir. Ahmet Yesevi Hazretlerinin dergahında yetişen Horasan Erenleri, hocalarının işaretleri ile ilk olarak Anadolu’da Ahlat’a ayak basmışlar, Ahlat’ta kurdukları Yesevi dergahlarıyla belde insanını İslam’la İslam’ın hoşgörüsü ile tanıştırmışlar ve büyük bir teveccüh görmüşlerdir. Ahlat’ta bir müddet kaldıktan sonra artık yeni beldelere, yeni yerlere İslam’ı İlay-ı Kelimetullah’ı Güneşin Battığı yere götürebilmek için aralarında toplanan Horasan Erenleri, yeni bir istikamet göstermişlerdir. Buna göre; bir grubu Hazar kıyılarına, bir grubu Karadeniz, bir grubu da Akdeniz oradan Balkanları istikamet göstererek oralara İslam’ın güzelliğini, İslam’ın sevgi ve hoşgörüsünü, insanı merkeze alan, insana değer veren anlayışını o beldelere ulaştırma görevi verilmiştir. Kırcaali hocası ve babası Gıyasettin Hüsrev hocanın önce Akdeniz’e oradan da Balkanlara yolculuğa çıkmasını istikamet olarak göstermesi üzerine yola çıkmış, Anadolu’yu yayan geçerek ve geçtiği her bir beldede camilerde halkla buluşarak davasını anlatmış ve onun üzerine kendisiyle yolculuğa çıkmak isteyen erenler onunla birlikte yolculuğa devam etmişlerdir. Nihayet önce Alanya, daha sonra Gelibolu, Gelibolu’dan zorlu ve salla karşıya geçtikten sonra Edirne’ye Edirne’de de Bizans’la yapılan Çimbe Savaşı sonrasındaki galibiyet sonunda Balkanlara ulaşmış ve bugün Kırcaali denilen yerde 1434’ün sonbaharında vefat etmiştir. Kırcaali kasabasının ismi Gazi Kırcaali’den gelmektedir. Dolayısıyla böyle bir kahramanın torunlarına, bu kahramanı tanıtmak bir görev olarak görülmüş ve bu belgesel çekilmiştir. Bu belgeselin çekilmesinde özellikle o dönem İççişleri Bakanımız Süleyman SOYLU’nun büyük destekleri olmuştur. Aynı zamanda İstanbul Valiliğimiz Sivil Toplumla İlişkiler Müdürümüz ve oradaki yetkili arkadaşlarımızın destek ve himayeleri ile bu proje hayata geçirilmiştir. Dolayısıyla böyle bir projenin hayata geçirilmesinde bizatihi ilgilenerek gerekli ödeneği çıkarılmasında ve böyle bir eserin ortaya çıkmasında büyük emeği olan Sayın Bakanımız Süleyman SOYLU’ya buradan bir şükran borçlu olduğumuzu ifade etmek isterim. Bulgaristan Stratejik Araştırmalar Merkezi ve BULTÜRK olarak temel bakış açımız; hakkı ve hakka hizmet edenlerin yaptıklarını takdir etmek ve bunu halkımızda paylaşmaktır. Esasen bu belgesel, bize yeni istikametler göstermiştir. Belgeseli çektikten sonra aynı zamanda bir kitap derlemesi de yaptık. Onu da misafirlerimizde paylaştık Ayrıca önümüzdeki günlerde Kırcaali Efsanesi Belgeselinin filmini de yapmış olacağız inşallah. Daha güzel bir eserle, daha da kalıcı hale getirmiş olacağız. Böyle bir eserin galasında bizleri yalnız bırakmadığınız için siz kıymetli misafirlerimize, her daim bizlerin yanında olan belediye başkanımız Atilla Aydıner’e STK’larımızın çok kıymetli temsilcilerine, bu belgeselde bizatihi görev alan, rol alan yönetmen Mustafa Şahin’den başrol oyuncumuz Hakan Tepe ve kostümcüsü makyajörü, rol alan bütün ekibe aynı zamanda Ahlat’ta bizleri yalnız bırakmayan ve bu belgeselde gönüllü rol alan katkı sunan Ahlat halkına, gençlerimize teşekkür ediyoruz. Ahlat Kaymakamımıza, Ahlat Belediye Başkanımız özellikle Av.Mümtaz ÇOBAN’a ayrıca teşekkür ediyoruz. Kendisi ekibimizi son derece güzel ağırlamış ve bu belgeselin ortaya çıkmasında ciddi katkısı olmuştur.” Diyerek sonlandırdı.
Ardından BULTÜRK Genel Başkanı bir konuşma yaptı konuşmasında;
“Kırca Ali Belgeseli Neden Çekildi? KONUŞMASI
BULTÜRK organizasyonu olarak T.C. İçişleri Bakanlığımızın işbirliği ile düzenlemiş olduğumuz tarih ve kültür turları ile yaklaşık 500 kişiyi Türkiye’den Bulgaristan’ın değişik şehirlerinde (Kırcaali, Plovdiv, Şipka, Kazanlık, Eski ZARA, Burgaz, Varna, Balçik, Dobriç, Razgrad ve Şumnu)da ağırladık ve bilgilendirdik. Bu organizasyon esnasında fark ettiğimiz en önemli şey birlikte gittiğimiz çoğu vatandaşımızın ve soydaşımızın eserlerimizi, tarihimiz ve kahramanlarımız hakkındaki bilgileri çok eksik olduğunu öğrenmiş olduk. Örneğin, Çoğu misafirimiz, Filibe’ye ziyaretimizde İmaret camisini Lala Şahin Paşa’nın oğlu tarafından yaptırdığını orada öğrendi.
Bin atlı akınlarla çocuklar gibi şendik şiiri kimin için yazıldığını bilen dahi yoktu.
Şipka dağına çıktığımızda, tepeyi savunan bir tabur Türk askerin sır olduğunu ve hala hiçbir bilgi olmadığını ilk defa orada duydular. Ayrıca Rus-Türk harbinden sonra burada bulunan şehitlerimizin kemikleri çıkartılıp İngiltere’ye uçaklarla gönderildiğini ve orada bu kemikler öğütülerek ormanlara serpildiğini burada öğrendik. Kircaali ziyaretimizde ise şehre adını veren Kirciların Ali’nin kim olduğunu sorduklarında; ciddi tarihi kayıtlardan ziyade KırcıAli hakkında, tavşan yerine öğretmenini vurduğunu, Osmanlıya karşı çıkan biri olduğu gibi saçma hikâyelerle bir bilgi kirliliği olduğuna şahit olduk.
Cevabından utandığımız sorular çoğaldıkça çoğaldı.
Bir şeyler yapmalıydık. BULTÜRK Genel Merkezde toplanarak BGSAM olarak bir beyin fırtınası yapmaya karar verdik. Bir gün iki gün derken her toplantıda yeni yeni fikirler akmaya başladı.
Durumdan vazife çıkarmalıydık ve çıkardık. Gezilerin tamamlanmasıyla yaptığımız değerlendirme toplantılarında yeni neslin tarihle bağlarının zayıfladığını ve bu konuda BULTÜRK olarak neler yapabileceğimiz hususunu komisyon kurduk ve araştırmaya başladık.
Öncelikle Bulgaristan’da en çok Türk’ün yaşadığı Kırcali’ye adını veren büyük kahramanın hayatını Osmanlı tarihinin tozlu sayfalarından gün ışığına çıkarmalı ve yeni nesillere bu bilgileri en doğru bir şekilde aktarmalıydık.
Çok çalıştık, çok araştırdık ve aramızda çok tartıştık.
Doğru sanılan eksik bilgilerimizi tespit ettik. Tartışmaların doğruyu bulmak için yapıldığını biliyorduk ve bu doğrultuda çalışmalara başladık.
Kırcali’den geriye doğru tarihin izlerini sürdüğümüzde o zamanlar Türkistan olan bugün Özbekistan’da bulunan Buhara şehrine kadar gittik. Yolculuğa küçük adımlarla başlasak da halk kahramanı olan Kırcıların Ali’nin özverili ve örnek yaşamını anlatmaya karar verdik.
Projemizi İçişleri bakanlığı yetkililerine anlattık. Bize inandılar, teveccüh gösterdiler ve bizleri bu konuda desteklediler. Özellikle İstanbul Valiliği İl Sivil Toplumla ilişkiler Müdürü Bayram Ali ÇAKIROĞLU bizim bu projemizi desteklemesi ve bizlere güç vermesi bizleri te teşvik etti. Kendisine buradan büyük bir alkış istiyorum.
Evet, Kırca Ali Efsanesi belgeseli Anadolu’yu aydınlatan meşalelerinden biri olan Kırcıların Ali’ye karşı ihmal edilmiş bir görevi yerine getirme sorumluluğudur.
Kırcı Ali’nin Buhara’dan yola çıkarak Ahlât’a ve dahası bugünkü Türkiye haritasında 19 ilden ve 80 köyden geçerek tarihe ayak izi bırakarak Kircaaliye kadar gittiğini öğrendik.
Bu yolculuğumuzda bizler de bir şey anladık ki; aslında bu iki şehir Kırcaali ve Ahlât’ın tarihsel bağları olan 2 kardeş…
Önümüzdeki günlerde bu iki şehrin kardeş şehirler olarak görmek arzumuzdur.
Ayrıca tarih değiştiren iki büyük savaşın kahramanlarından olduğunu Rum-eli topraklarına ilk geçen birinin de Kırcıların Ali olduğunu sonrasında buraları Türk-eli yaptıklarını öğrendik. Edirne’de 800 kişi ile 70 bin kişiye karşı savaşarak, savaşın kaderini değiştiren komutanlardan birinin yine Kırcıların Ali olduğunu fark ettik tarihimiz ve kahramanımız ile gurur duyduk. Kircaaliye yerleşimin bir tesadüf değil o dönem Sultan Murad’ın emri ile olduğunu öğrenmiş olduk. Yani buralara elini kolunu sallayarak değil buralara görevle geldiklerini de öğrenmiş olduk. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Balkanlar’daki son kalesi olan Bulgaristan kaybedildikten sonra, burada yaşayan Türk, Müslüman nüfus Evlad-ı Fatihan’lar olarak maalesef oralarda mağdur ve muhtaç kalmışlardır.
1878 den sonra yeni Bulgar yönetimlerinin uyguladıkları asimilasyon politikalarıyla, özellikle de Türklerin dilini, dinini ve kültürlerini yaşamasına engel olarak tarihi miraslarımızı yok etmeye çalışmışlardır.
Türk, aydınlarını yok edip, sürgüne göndererek dili, gelenekleri, inanç ve ibadetlerini engelleyip, sistemli zulüm politikası uygulamışlardır.
Sadece 1919–1923 yılları arasında Başbakan olan Aleksandır Stamboliski döneminde, Türklere büyük imtiyazlar tanınmıştır. Stanboliyski Rodoplara gelir ve “Efendiler gelin Bulgaristan’ı beraber yönetelim”der. Çiftçi partisi ile ilk defa Türkler parlamentoya girer. İşte bunun için bizim dedelerimizin hepsi Çiftçi partisi üyesidirler.
Türklerin Eğitim reformu da bu döneme rastlar. Fakat bu anlayış çok uzun sürmemiş çünkü Bulgar ırkçıları tarafından Başbakan Aleksandır Stamboliski’nin vahşice katli ile sona ermiştir.
Bulgaristan’ın Sovyetler Birliği’nin kontrolüne girdiği dönemden itibaren Türkler, sistemin baskısı altında kendi gölgesinden dahi korkar duruma getirilmişlerdir.
1989 yılına gelindiğinde Todor Jivkov döneminde bilindiği gibi; isimler zorla değiştirilmiş, hatta mezar taşlarında Türk izleri dahi silinmiş, son 1989 göçünde 350 bin civarında Türk, 3 ayda Anavatan’a göçe zorlanmıştır. Bulgaristan’daki Asimilasyon politikaları, demokrasinin gölgesinde, bugün bile halen devam etmekte ve maalesef yeni kuşakların tarihle bağları, gittikçe zayıflatılmaktadır.
Bu nedenle bize düşen görev yeni nesillerimize en azından yaşadıkları bu toprakların hangi şartlarda kazanıldığını, yaşadıkları coğrafyaya isimleri verilen bu uğurda verdikleri mücadelenin ne olduğunu bilmeleri için gerçekleri onlara anlatmak hepimizin tarihsel bir sorumluluğumuzdur.
Evet Kırca ali’ye kadar uzanan efsane mücadelenin tarihin izini sürerek yeni kuşaklara bunları anlatmak istedik.
Bu mücadele bir varoluş mücadelesidir,
bu mücadele bir diriliş mücadelesidir
ve bu mücadele devletten imparatorluğa dönüşümün mücadelesidir.
Kırcıların Ali’nın Buhara’dan başlayan yolculuğu;
Bir Türk — İslâm kültür yolculuğudur.
Ahmet Yesevî Hazretleri’nin izinden
Bektaşî ve Matûrîdîlik yolculuğudur.
Özetle bu yol Türklerin Kızıl Elma’ya giden yoludur.
Son olarak gençlerimize seslenmek isterim;
Tarihimizin mirasçısı olacak Bulgaristan ve Türk Dünyası gençliğine, yeni nesillere, unutulmuş bir tarihin torunları olmamaları için vasiyetlerim şunlardır;
1. Geçmişe, tarihteki kahramanlarımıza sahip çıkın, aydınlarımız toplumun ışığıdır, hafızasıdır, pusulasıdır, izlerini takip edin.
2. Eğer tarihi siz yazarsanız avcı, başkaları yazarsa av olabilirsiniz.
3. Öncelikle, Bulgaristan Türk Gençliği olarak, köklerinizle gurur duyun ve kültürel kimliğinizi koruyun.
4. Türk Tarihini, dilini, geleneklerini, göreneklerini, araştırın, yaşayın ve yaşatın…
5. Bulgaristanlı bir Türk ve aynı zamanda Türk Dünyası gençliği olarak, ancak birlikte çalışarak bir güç oluşturabilirsiniz.
6. Haklarınızı savunun, sesinizi gür bir şekilde duyurun ve toplumsal değişim için çaba gösterin.
7. Zorluklarla karşılaştığınızda pes etmeyin, azim, ilim ve akılla ilerleyin. Sonuca ulaşmak için çalışmaktan asla ve asla vazgeçmeyin.
8. Bulgaristan ve Türk Dünyası Gençliği olarak, geleceği şekillendirecek ve toplumunuzun ilerlemesine sizler katkıda bulunacaksınız, gücünüzün ve potansiyelinizin farkında olun.
9. Kendinize güvenin, öğrenmeye ve gelişmeye devam edin, toplumunuza olumlu değişimler yapmak için cesaretli adımlar atın.
Bu belgeselin Türk Dünyası gençliği için tarihi bir uyanış, başlangıç ve armağan olmasını temenni ederim.
Ayrıca Bu filmi Kırcıların Ali ve kahraman dava arkadaşlarına gecikmiş bir vefa borcumuz olarak, onların şahsında tüm şehit ve gazilerimize atfediyorum. Belgeselin gerçekleşmesinde bizi cesaretlendiren ve destekleyen Öncelikle eski içişleri bakanımız Süleyman SOYLU’ya ve şimdi yeni Bakanımıza da huzurunuzda teşekkür ederiz.
Bahsetmeden geçemeyeceğimiz destekleriyle belgeselin çekilmesinde önemli desteği olan Ahlât belediye başkanı kadim dostum Sayın Av. Mümtaz Çoban Beyefendiye bir defa da buradan teşekkür etmeliyiz. Ayrıca İstanbul Valiliği İl Sivil Toplumla ilişkiler Müdürü Bayram Ali ÇAKIROĞLU’na da teşekkür ederiz.
Bizlere yıllardır destek olan ve bugün de burada bizi ağırlayan Bayrampaşa Belediye Başkanımız Atila AYDINER’e, Gaziosmanpaşayı “Kırcaali Efsanesi” afişleri ile donatan Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin USTA’ya da huzurunuzda teşekkür ederiz. ”
Bu toplantımıza katılımlarınız için hepinize tekrar teşekkür ederiz diyerek sözlerine son verdi.
RESİMLERE ULAŞMAK İÇİN: https://www.facebook.com/bulturkdernegi
Bayrampaşa Belediye Başkanı Atilla AYDINER Yaptığı Konuşmada;
“Toplum geçmişini, tarihi gerçeklerini bilmediği müddetçe başkalarının yanlış bilgilerini kabul etmek zorunda kalır. Bu aynı zamanda onların sunduğu kahramanları alkışlamayı, hayranlığı da beraberinde getirir. O nedenle şanlı tarihimizin bir kesiti de olsa unutulan kahramanları ortaya çıkarmak, kendi kahramanlarımızla gurur duyan, onları örnek alan bir toplum oluşturabilmek amacıyla Gazi Kırca Ali’yi önce “KIRCAALİ EFSANESİ BELGESELİ” olarak modern çağın araçlarıyla toplumun önüne koymak, sonrasında aynı temayı filmleştirerek “UNUTULMUŞ TARİHİN KAHRAMANLARI” ile “TORUNLARINI” buluşturma hedeflenmiştir.
Başkalarının kahramanlarından ilham alarak zihinleri bulandırmak yerine, zihninizi açmak, yeni bakış açıları kazanmak için kahramanlarımızın yaşamlarını okumaya, onları daha yakından tanımaya, tanıtmaya ihtiyacımız var. Kendi kahramanlarımızın öykülerini yazdığımızda ve yolculuğa çıktığımızda çevremizdekilere biz ilham kaynağı olabiliriz.
Belgesel, AHLAT’ta çekilmiştir, çünkü AHLAT; Türklerin Anadolu’ya ilk ayak bastıkları yer olduğu gibi, Türkistan’dan gelen Maturidi itikadını ve Ahmet YESEVi tasavvufi anlayışını dünyaya yayan Horasan Erenlerinin ilk uğrak yerdiir, Burada bir müddet kalarak İslam’ın kök salmasını sağlayan erenlerin İLAY-I KELİMETULLAH’ı anlatmak, KIZILELMA’ya ulaşmak için yollar düştükleri; Hazar Kıyılarına, Karadeniz’e, Akdeniz ve Balkanlara İslam’ın götürülmesinin planlarının yapıldığını, istikametin buradan başladığı çok önemli bir yerdir. Ahlat tarihi kaynaklarda, Türklere Anadolu’nun kapılarını açan 1071 Malazgirt Zaferi’nde Sultan Alparslan’ın karargahını kurduğu yer olan Ahlat, 24 Oğuz boyunun Anadolu’ya yayılması, Ertuğrul Gazi’nin doğduğu yer olduğundan Osmanlı Devleti’nde “Ata şehir” olarak anılması, yetiştirdiği mimar ve zanaatkarlarca ününü tüm dünyaya duyurarak ilk meslek odası niteliği taşıyan ahi teşkilatının kurulduğu şehir olması, 13. ve 14. yüzyıllarda yetiştirdiği ilim, din, kültür ve sanat adamları, mutasavvıf ve zahitleri ile “Kubbet’ül-İslam” unvanını alması gibi özellikleriyle Türk-İslam tarihinin önemli merkezleri arasında sayılıyor.
İşte bu “KIRCAALİ BELGESELİ” Buhara’da filizlenip dünyaya yayılan Maturudi İtikadi, Yesevi Tasavvufi anlayışının erenlerinden Kırcıali’nin Buhara’dan Ahlat’a, Ahlat’tan Balkanlara uzanan “İLAY-I KELİMETULLAH” ve “KIZIELMA” davasının tarihi yolculuğunu, kahramanlıklarını günyüzüne çıkarma çabasıdır.
Bu ilki yapan BULTÜRK Genel Başkanı Rafet ULUTÜRK’e ve BGSAM Başkanı Prof. Dr. Hayati DURMAZ’ı kutluyorum. Bu dernekler içerisinde yeni bir yol açtıkları için ve diğer derneklerde örnek olmaları, artık herkes kendi köklerinden beslenmeleri gerektiğini çok güzel yansıtmışlar ve yol göstermişlerdir. Kendilerini kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz.” Konuşmasını bitirdi.
Konuşmaların ardından Bayrampaşa Belediye Başkanı Atilla AYDINER’e gecenin anısına bir kupa BGSAM Başkanı Prof. Dr. Hayati DURMAZ, Başrol Oyuncusu Hakan TEPE’ye plaketini BGSAM Teşkilat Başkanı Oya CANBAZOĞU, Beydilli Türkmen Derneği Başkanı Ahmet AĞCA’ya MHP Fatih İlçe Başkanı Muharrem CAYMAZ takdim ettiler.
BGSAM Başkan Yardımcısı ve belgeselde rol alan Nevzat ÖZTÜRK’e sıra gelince o, Marmara İlahiyat mezunuyum, Kamu Yönetimini, Adaleti, İş Sağlığı ve Güvenliği gibi bölümleri bitirdim. İki ayrı Yüksek Lisans yaptım. Kamuda yaklaşık 26 yıldır hizmet ediyoruz. Kimse beni tanımazken bu belgeselin fragmanı sonrasında beni birçok insan beni aradı. Demek ki görsel hafıza çok önemli olduğunu anlamış oldum.
Bu bakımdan belgeselimizin yönetmeni Mustafa ŞAHİN Beye teşekkür ediyorum dedikten sonra bana bu ödülü hak eden ben değilim, esasen ben burada eşim Rusçuklu olduğu için onun için damat olarak yaklaşık BGSAM’ın kuruluşundan beri on yıldır BULTÜRK’le birlikteyiz. Yaklaşık 24 yıllık evliliğimizde her türlü fedakârlığa katlanan, her daim beni destekleyen evimin direği, Matematik Öğretmeni Ayşe Hanımı ve küçük kızımı sahneye davet ediyorum. Bu ödülü onlara takdim etmek istiyorum dedi. Salondan büyük alkış alan bu sözler üzerine Ayşe Hanım ve küçük kızım Esranur sahneye geldi, Nevzat ÖZTÜRK ödülünü eşine takdim etti.
- Gala gecesine telgraf gönderenler;
- Sağlık Bakan Yardımcısı Hüseyin Kürşat KIRBIYIK
- TİKA Başkan Yardımcısı Mahmut ÇEVİK
- İçişeri Bakan Yardımcısı Bülent TURAN
- Emekli Hava Piot Korgeneral Edoğan KARAKUŞ
- Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat YAYCI
- Türkemeneli Dernekleri FEDERASYON Başkanı Mehmet TÜTÜNCÜ
- Selcan TAŞÇIOĞLU CHP Tekirdağ Milletvekili
- Hasan ÖZTÜRK CHP Bursa Milletvekili
- Yakup ÖMEROĞLU Avrasya Yazarlar Birliği Genel Başkanı”
RESİMLERE ULAŞMAK İÇİN: https://www.facebook.com/bulturkdernegi
Yoğun işleri dolayısıyla galaya katılamadıklarını, tüm ekibi kutladıklarını, galanın güzel geçmesi temennisinde bulundular.
Galaya ilgi yoğundu, salonu dolduran davetliler arasında, Siyasi Partilerden ve STK Temsilcilerinden;
- Rıfat Sait Bursa Ak Parti Eski Milletvekili galaya katılanlar arasındaydı.
- Ak Parti Bayrampaşa İlçe Başkanı Ersin SAÇLI
- CHP Bayrampaşa ilçe başkan yrd.
- MHP Fatih Meclis üyesi Murat OMURTAG
- MHP Eyüp Sultan İlçe Başkan Yrd.Halil TÜKKAN
- Fatma Çiçek GEYİK Aktüel Gazetesi Muhabir-Doğu Güneydoğu Kültür ve Sanat Derneği Denetim Kurulu Başkanı
- Alptekin CEVHERLİ Kocaeli Rumeli Türkleri Derneği, Gagauzya Dostluk Derneği, Türk Dünyası ve Akraba Toplulukları Kültür ve Hizmet Derneği Üyesi
- Sabri ÇETİN İstanbul Fark Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
- Mustafa Kemal MAHDUM İpek Yolu Vakfı Başkanı
- Abdulbeşir Hâkimi Afganistan E. Kültür Bakan Yardımcısı
- Abdulresul ŞAHİN Araştırmacı-Yazar-Akademisyen
- Selahattin GOGILI Bosna Sancak Trakya Rumeli Bakan Türkleri Dernek Bşk.Yrd.
- Alaattin KORKMAZ Bosna Sancak Trakya Rumeli Bakan Türkleri Dernek Bşk.Yrd.
- Bedrettin SEVİM Balkanlı Rumelili ve Trakyalıllar Yardımlaşma ve Dayanışma, Kültür ve Eğitim Derneği Sağlık Kom.Başkanı
- Metin KARAKOCA Balkan T. B. Genel Müdürü
- Okan ÖZCAN İYİ PARTİ İl Yön.Kur.Üyesi
- Mehmet Nuri ÖZDEMİR iyi parti Bayrampaşa İlçe Yönetimi Kur. Üyesi katılım sağladılar.
Kırcaali Efsanesi Belgeseli salonda bulunan tüm Türk Dünyası sevdalıları tarafından büyük kalabalık tarafından dikkatle izlendi. Bitiminde seyirciler dakikalarca alkışladılar.
Salonda bulunan başrol oyuncusu başta olmak üzre diğer tüm oyuncuları ve emeği geçenleri tebrik ettiler. Çıkışta oluşturulan platformda bol bol hatıra fotoğrafı çektirdiler.
Katılan seyircilere aynı zamanda Kırca Ali Efsanesi kitabı da dağıtıldı.
Böylece “Kırcaali Efsanesi” Belgeseli seyircisiyle ilk buluşmayı gerçekleştirdi ve haftaya Kırcaali’ye gideceklerini ilan ettiler.
Önümüzdeki hafta 23 Eylül’de Bulgaristan Kırcaali’de de finali yapılacak olup akabinde filmin hazırlıklarına başlanacak.