Nokia N80 — S60'a Yeniden Bakış ve İlk İzlenimler

Burak Bayburtlu
burak.com
Published in
6 min readJun 4, 2006
Nokia N80

Nokia’nın son dönemlerde en çok beklenen modellerinden biri N80. Ben de geçtiğimiz günlerde nihayet inceleme fırsatı buldum. Bu yazının tam bir inceleme olmadığını önceden söylemem lazım. Daha çok uzun süredir S60 kullanan birinin gözlerinden S60 arayüzünün son sürümüyle gelenlere genel bir bakış olarak görebilirsiniz.S60 konusunda yazdıklarımı okuduysanız, Symbian OS işletim sisteminin üzerinde çalışan ve sürekli gelişen bir arayüz olduğunu biliyorsunuzdur, bilmiyorsanız da öğrendiniz. Peki bu yeni telefonda neler var?

Active Standby

Her şeyden önce 4 yaşını doldurmuş bir platform olarak S60, kullanılabilirlik açısından iyice olgunlaştı. İkinci nesil cihazlardan Nokia 6680 ve sonrasındaki modellerde gördüğümüz Active Standby ekranı, bu sürümde standart. Pocket PC ve Windows Mobile cihazlardaki Today ekranına oldukça benzeyen bu ekran, en sık kullandığınız uygulamalara kolay ulaşmanız için kısayolları ve KBY (Kişisel Bilgi Yönetimi, yani PIM) uygulamalarının bir özetini barındırıyor. Bu sayede tek ekrandan o gün yapacaklarınızı görüp sık kullandığınız uygulamayı çalıştırmanız mümkün oluyor. Nokia N80'e has bir özellik olmasa da telefonun genel kullanımında oldukça etkili.

İkinci ve belki de en büyük yenilik, Nokia’nın açık kaynak kodlu web tarayıcısı. Apple’ın ünlü Safari tarayıcısının motorunu kullanan bu uygulama, taşınabilir cihazlarda web kullanımına büyük bir yenilik sunacak gibi gözüküyor. Bildiğiniz gibi Opera Mini’nin sadık bir kullanıcısıyım, günümün büyük çoğunluğunu da pek çoğunuz gibi web siteleri gezerek geçiriyorum. İşte Nokia, bu sürümle beraber sunduğu bu harika web tarayıcısıyla beni etkilemeyi başardı.

Cep telefonunda web tarayıcısı denince akla ilk gelen kısıtlı olanakları olan, sayfayı küçük ekrana göre değiştirerek gösteren ya da küçük ekran yüzünden kullanımı zor bir uygulama geliyordu. Son zamanlarda çıkan iyi uygulamalar sayesinde bu biraz değiştiyse de masaüstü bilgisayarların tarayıcılarının kalitesine ulaşılamadı. İşte Nokia’nın bu tarayıcısı, web sayfalarını bir masaüstü tarayıcı kalitesinde görüntülemeyi başarmış.

S60 Web Tarayıcısı - 2

Bu noktada “ama nasıl?” diye sormak gerekiyor. Biliyorsunuz ki Nokia N80'in ekranı dokunmatik değil ve web denince akla ilk fareyle ekranda gezdirilen bir ok ve tıklanan bağlantılar(linkler) geliyor. Burada telefonun ok tuşuna basarak oynattığımız bir imleç var. Eğer yeterince uzun basarsanız, ki bu yaklaşık 3 saniye, web sayfasının uzaktan görünümünü ve ekran boyutunu simgeleyen bir pencere görüyoruz. Bundan sonra sayfanın üzerindeki pencereyi hareket ettirerek sayfanın istediğimiz yerine daha kolay ulaşıyoruz.

S60 Web Tarayıcısı - 1

Peki ne işe yarıyor bu? Bir kere sayfanın genelini küçük de olsa görmek mümkün oluyor. Böylece tanıdık sayfalarda oldukça rahat dolaşabiliyoruz, bilmediğimiz bir sayfanın neye benzediğini de rahatlıkla görebiliyoruz. Deneme fırsatı bulduğunuzda bunun nasıl büyük bir avantaj olduğunu çok daha iyi görebileceksiniz.

Tabi bir de işin bağlantılara tıklama boyutu var. Bu sorun da bağlantılar arasında otomatik atlayan imleçle çözülmüş. Eğer ekranda bir bağlantı varsa imleç ok tuşuyla tıkladığınız yöndeki en yakın bağlantıya zıplıyor. Özetle harika bir iş çıkarmış Nokia.

Yazılım alanında pek çok küçük yenilik ve güncelleme var. Bunların arasında en beğendiğim özellik 3 çeşit bağlantı modelinin olması. Telefonu kablo ile bilgisayarınıza bağladığınızda size:

  • Disk sürücü olarak
  • Windows Media Player ile eşleşebilen(senkronize olan) bir cihaz olarak
  • Ya da PC Suite uyumlu cihaz olarak

bağlama seçeneği sunuyor. Bu sayede bilgisayarında PC Suite olmayan bir bilgisayardan dosya atabiliyor(1. seçim), telefonunuzu Ipod gibi müzik arşivinizle eşleştirebiliyor(2.seçim) veya KBY uygulamalarını eşleştirme imkanı da sunan bir akıllı telefon gibi kullanım mümkün oluyor.

Dahiyane gibi gözükmese de hayatı kolaylaştıran özellikler bu kadarla da kalmıyor. Özellikle beğendiğim bir diğer uygulama da yeni galeri uygulaması. Fotoğraflara yaptığı ön yükleme daha da hızlanmış, 3 megapixellik kamerasını kullanarak çektiğiniz fotoğrafları harika ekranında daha rahat görebilmenizi sağlıyor.

Ekranla devam etmeden önce ilgi gösterilmesi gereken bir uygulamadan daha bahsedeceğim. Cihazla beraber Word, Excel ve Powerpoint belgelerini açmanızı ve düzenlemenizi sağlayan QuickOffice paketi yüklü geliyor. Bu boyutta bir ekranın ofis uygulamaları için uygun olmadığını düşünüyorsam da özellikle Excel belgeleri için kullanılan QuickSheet’in beni bu fikrimden vazgeçirebilecek kadar güzel gözüktüğünü de inkar etmiyorum. Gelen eposta eklerini açıp bakmak için iş yerinize dönmeyi beklemenize gerek bırakmadığı ve QuickOffice paketinin 50 dolarlık fiyatını da düşünerek hakkını verelim ve ekranla devam edelim.

Daha önce sadece Nokia N90'da kullanılmış yüksek çözünürlüklü ekran hem platform hem de bu sınıf cihazların geneli için yeni sayılır. 352x416 pixel gösteren ekranda yazıların köşeleri haliyle farkedilmiyor. Özellikle Opera Mini’yi ufak yazı tipine ayarladığınızda okuyamayacağınız kadar küçük pixel’leri olan bu ekranı hiç olmazsa bir defa görmek gerektiğine inanıyorum. Bu arada tabi bir de kötü haber: Nokia geçtiğimiz günlerde aldığı bir kararla bu harika ekranı standartlarla pek uyumlu olmadığı gerekçesiyle bir daha kullanmayacağını açıkladı. İyi haber ise Nokia’nın S60 platformuna dahil ettiği yeni ekran çözünürlükleri: VGA ve HVGA, tabi bu başka bir yazının konusu.

Donanım açısından bakmaya devam edersek: ele oturan bir kasası, biraz oynama yapsa da kaydırınca yerine oturan bir kaydırma mekanizması var. Ben isterdim ki Samsung D500, D600 veya Nokia 6270, 6280 gibi modellerdekine benzer bir yaylı sistem kullanılsın, gerek görülmemiş.

Tasarımdaki en büyük hata, daha çok klavyeyle yazı yazarken kullanılan Shift (kalem resmi olan) ve silme tuşlarının kasanın üst kısmında kalması. Mesela Nokia 7650'deki diziliş çok daha kullanışlı bence ve neden böyle bir seçim yapıldığını anlayamadım. Bir diğer problem de 1–2–3 tuşlarının benim gibi dolma parmaklı biri için fazla sıkışık durması. Tuş takımının en üst sırası ile gövdenin üst kısmı arasındaki boşluk biraz daha açılsa çok daha iyi olabilirmiş.

Ve tabii ki WiFi! Bu cihazın bütün özellikleri bir kenara, cebinizde kablosuz ağlara erişebilen bir telefonunuz olduğunda hayat sizin için gerçekten daha eğlenceli oluyor. Oturduğunuz her yerde telefonu çıkarıp bakıyorsunuz açık kablosuz ağ var mı yok mu diye. Zaman kaybı di mi? Değil :-) Örneğin telefonu incelediğim Yeniköy Emek Mantı’da ücretsiz ve açık bir kablosuz ağ vardı. Bağlanmak 3–4 saniye sürdü ve üzerindeki web tarayıcının da inanılmaz performansıyla göz açıp kapayana kadar epostalarıma baktım, günlük gezdiğim siteleri gezdim. Sırf bu özelliği bile insanı cezbediyor. Yani düşünün, beraberinde gelen Lifeblog uygulamasını kullanarak çektiğiniz fotoğrafları hızlı WiFi bağlantınız üzerinden Flickr’a veya moblog’unuza göndermeniz için gereken süre 1 dakikadan az.

WiFi kullanımı için bir diğer harika uygulama da podcast’ler. MP3 çalarınızla bilgisayarınızdan indirdiğiniz podcast’ler için harika bir alternatif: Nokia’nın yakında çıkacak olan Nokia Podcasting uygulaması ile artık bilgisayara ihtiyaç duymadan, WiFi olan her yerde oturduğunuz yerden bu yeni nesil eğlenceye ulaşmak çocuk oyuncağı olacak. Bir diğer alternatif ise VoIP yani İnternet telefonu. 3G’ye geçişte operatörleri oldukça korkutan WiFi’ın cep telefonunuzda olmasının avantajları saymakla bitmiyor tabii ki. Özetle alternatifiniz olan GPRS veya EDGE’le kıyaslanınca hem ekonomik hem de hızlı bu özelliği bu kadar pratik sunan Nokia’yı bir defa daha tebrik etmem gerek.

Beni en çok endişelendiren konu olan performansa da değinmek gerekirse: şu ana kadar yazdıklarımdan anlaşılmadıysa açık ve net olarak söyleyim, Nokia N80 gerçekten çok hızlı. Yüzlerce kişilik rehbere tıkır tıkır ulaşıyor, her tıklamanıza anında yanıt veriyor, uygulamalar siz gözünüzü açıp kaparken açılmış oluyor, kısaca sizi üzmüyor. Bunda yeni gerçek zamanlı çekirdek kullanan Symbian OS 9.1'in etkisi varsa da iyileştirme sürecinin olgunluk aşamasındaki üçüncü nesil S60 arayüzünü de unutmamak lazım. Windows tabanlı alternatiflerinin 400MHz’lik işlemcilerle yakaladığı performansları 206MHz’lik işlemciyle geçmesi, mimari farkını falan bir kenara bıraktıracak kadar başarılı bir sonuç, tabi bence. Evet bu arada bir de bilgi: N80'in içinde 206MHz’lik ARM9 uyumlu bir TI işlemci var. Detayları hakkında sürekli spekülasyon yapılsa da mimari detayları hakkında net ve kesin bir bilgim yok, bilenler buyursun.

Özetle: tam bir arzu nesnesi Nokia N80, yukarıda saydığım ufak problemlere rağmen herkesin sahip olmak isteyeceği, arayüzü, fonksiyonları, yapabildikleri ve yapabilecekleriyle dört dörtlük bir mobil iletişim cihazı. Şu sıralar döviz fiyatlarının yükselmesinden dolayı ulaşılması bir miktar daha zorlaştıysa da zaten diğer tüm N Serisi telefonlar gibi fiyatı çok fazla düşmeyecektir. Eğer piyasadaki en iyi ve en kullanışlı cihazlardan birini almak istiyorsanız, bütçenizi gözden geçirmenin zamanı geldi de geçiyor bile.

Not: Ekran görüntüleri GsmArena’dan, daha fazlasına ve detaylı bir incelemeye buradan ulaşabilirsiniz.

--

--

Burak Bayburtlu
burak.com

Alpha Geek & Blogger. He is a poster child for technologically insane. He's a true product of the system. He's been a geek before it was cool.