Bellek Bilinçli Bir Şekilde Bastırılabilir Mi? — Feyzanur Polat

CogIST
CogIST
Published in
6 min readFeb 29, 2024
Görsel Tasarım: G. Zeynep Sülün

Yazar: Feyzanur Polat
Editör: Merve Göker

Feyzanur Polat, Marmara Üniversitesi Psikoloji son sınıf öğrencisi, yüksek lisansını nöropsikoloji veya bilişsel nörobilim üzerine yapmak istiyor.

Sizi rahatsız eden anıları silmek ister miydiniz, tıpkı Eternal Sunshine of The Spotless Mind (2004) filminde olduğu gibi? Bellek araştırmacıları ve psikologlar uzun bir süreden bu yana bastırılmış bellek (repressed memory) üzerine çalışmalar yürütmüşlerdir. Literatürde bastırılmış bellek, travmatize olmuş ya da çocukluğunda duygusal olarak ağır olaylara maruz kalmış kişilerin olayla ilgili anılarını bilinçdışı bir şekilde bastırması olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte, son yıllarda bellekteki bilgilerin bilinçli bir şekilde bastırılabileceği de kanıtlanmıştır. Bilişsel nörobilim alanının en ilgi çekici konularından biri olan bellek üzerine yapılan çalışmaların hayret verici bir başka dalını inceleyelim: Bastırılmış bellek (supressed memory). Filmde geçen olaylar gerçekte yaşanabilir mi?

Bastırılmış bellek, travmatik olaylar yaşayan kişiler tarafından oluşturulan duygusal bir savunma mekanizması olarak tanımlanmaktadır (Battista ve diğerleri, 2023; Freud, 1893). Bu olgu, travmatik bir anının bilinçteki bilgilere erişimini engelleyerek saklanabileceği şeklinde açıklanmaktadır (Patihis et al., 2018). Psikanalistlere göre bastırma (repression), kişi için fazlasıyla şok edici ve kişiye belleğinde anıları tutmasını engelleyecek kadar zarar veren olaylar yaşadığında onun bu anıları bastırmaya meyilli olması ve hiç yaşamamış gibi hayatına devam etme durumudur (Loftus, 1993). Özellikle çocukluğunda cinsel ya da fiziksel şiddet yoluyla istismara maruz kalmış çocukların bu anıları bastırmaya meyilli olduğu düşünülmektedir (Blum, 2003). Freud’a göre travmatik anılara güdülenmiş unutma (motivated forgetting) sebebiyle erişilememektedir. Breuer ve Freud, Studies on Hysteria adlı kitabında kişinin hayatı boyunca yaşadığı olayların travmatik belleğini bastırdığına odaklanmışlardır (1895). Histeri üzerine fazlasıyla çalışmış olan Freud, yetişkin nevrozlarının kaynağını çocuklukta yaşanılan cinsel deneyimlerin edinilmiş ve bastırılmış olmalarıyla ilişkilendirmiştir (Boag, 2006).

Bastırılmış bellek; etik kuralları, sübjektif yaklaşımı ve çalışılması zor bir konu olması sebebiyle uzun bir süre boyunca tartışmalı bir konu olmuştur (Anderson ve Green, 2001). Bellek ve dikkat üzerine yapılan davranışsal ve nörobiyolojik araştırmalarda, yürütücü işlevlerin kontrol mekanizmasının dikkat dağıtıcı uyaranları en aza indirmeyi ve uyaranlar karşısındaki alışılagelmiş cevapları engellemeyi yönettiği görülmüştür (Chao ve Knight, 1995; Dagenbach ve Carr, 1994). Bu noktadan hareketle, bastırılmış bellek konusunun bilişsel nörobilim ve psikoloji alanındaki araştırmalarla incelenmeye başladığını söylemek yanlış olmayacaktır. Anderson ve Green, yürütücü işlevlerin kontrol süreçlerinin belleğin bilinçli olarak bastırılması için bir mekanizma sağlayacağını düşünmüştür (2001). Buradan yola çıkarak, bu mekanizma Freud’un bastırma (repression) kavramının bilinçli ve gönüllü bir şekilde bastırılması olarak incelenmiş ve bu kavram için “supression” kelimesi kullanılmıştır (2001). Anderson ve Green yürütücü işlev kontrolü sağlanarak belleğin bastırılabileceği hipotezlerini test etmek için Düşün-Düşünme Paradigması’nı [Think/ No Think (TNT)] oluşturmuşlardır (2001).

Engelleyici kontrol (inhibitory control), organizmaların belirli özelliklerini seçerek ve bunları destekleyen temsil veya süreçleri devre dışı bırakarak dönüşlü davranışları, anıları veya duyguları geçersiz kılmasını sağlayan bilişsel bir süreç olarak tanımlanmaktadır (Anderson ve Hulbert, 2021). Bu işlevsel amacın ana odak noktası belleği geri getirme sırasındaki müdahaleyi çözmek olsa da, engelleyici kontrolün istenmeyen anıların bastırılmasında da etkili olabileceği düşünülmüştür (Hulbert ve Anderson, 2020). Bu bakış açısıyla, güdülenmiş unutmaya izin veren bilişsel kontrol mekanizmalarının bir kombinasyonu olan hafıza kontrolü (memory control) terimi ortaya atılmıştır (2020). Bununla birlikte, başarılı hafıza kontrolü yani bastırma sırasında hipokampusun aktivasyonunda görülen azalmanın bu bölgenin fonksiyonlarındaki bozulma ile bağlantılı olabileceği düşünülmektedir (Yan ve diğerleri, 2023). Bu nedenle hafızayı bastırma eyleminin, istenmeyen bir hafızanın hatırlanmasını ortadan kaldırmak için farklı sinir yollarını etkileyen aktif bir süreç olduğu söylenebilir.

Bastırma Kaynaklı Unutma Teorisi [Supression-Induced Forgetting (SIF)], hoş olmayan hatırlatmalarla sunulduğunda kişinin hatırlamaktan kaçınmaya çalıştığı anıları unutma eğilimi olarak tanımlanmaktadır (2021). Son yirmi yılda, bastırmanın neden olduğu unutma, geri getirmenin bastırılmasını sağlamak için Düşün/Düşünmeme (TNT) görevi kullanılarak incelenmiştir (2001). TNT paradigmasının davranışsal etkilere ampirik bir bakış açısı sağlayarak hafıza bastırmayı sağlamak için tasarlandığı söylenmektedir (Yan ve diğerleri, 2023). Paradigma üç ana aşamaya ayrılmıştır: kodlama (study-feedback phase), kritik TNT (TNT phase) ve sürpriz hafıza testi (memory test phase). Katılımcılara, kodlama sırasında kriterlere göre bir dizi ipucu-hedef (cue-target) kelime kombinasyonunu ezberlemeleri talimatı verilir. TNT aşamasında düşün, düşünme ve temel (baseline) olmak üzere 3 koşul bulunmaktadır. Bu aşamada katılımcılar ekranda ipucu olan kelimeleri yeşil ya da kırmızı renk puntolu görürler. Eğer ipucu olan kelime yeşil ise katılımcılardan kelimenin daha önceden eşleştirilmiş olduğu hedef kelimeyi düşünmeleri istenir. Eğer ipucu kelime kırmızı renkli ise, hedef kelimeyi düşünmemeleri talimatı verilir. Temel kelimeler ise puntosuz bir şekilde gelir ve kontrol olarak kullanılır. Son olarak sürpriz bir hafıza testi yapılır. Bu aşamada hatırlanan kelime sayısı temel kelimelerin hatırlanmasından az ise bu durum SIF olarak adlandırılır; yani bellek bastırılmıştır.

Organik amnezi, hipokampus gibi hafıza süreçlerini içeren beyin yapılarına gelen bir zarardan kaynaklanan bellekte şiddetli bir kayıp olarak tanımlanmaktadır (Cipolotti ve Bird, 2006; Huppert ve Piercy, 1979). Ünlü vakalardan olan H.M[1]., epilepsiden muzdarip bir hastadır. H.M.’nin şiddetli epileptik ataklarının sebebi elektriksel dengesizlik olarak düşünülmüş ve hipokampüsleri ameliyatla alınmıştır (1979; Scoville ve Milner, 1957; Squire, 2009). Bu ameliyat sonrasında, hipokampüsün hafıza için çok önemli bir yapı olduğu anlaşılmıştır. Ameliyatın ardından, H.M. yeni anılar oluşturma becerisini yitirmiş yani ileriye dönük amneziye sahip olmuştur. Ayrıca, geçmişteki birçok anısını da yitirerek geçmişe dönük amneziden de muzdarip olmuştur (Anderson ve Subbulakshmi, 2023). Öte yandan, yapılan fMRI çalışmaları TNT Paradigmasının No-Think koşulu sırasında hipokampüste aktivasyon düşüklüğü olduğunu göstermiştir (2023). Bu bulgular hipokampusün inhibe edilmesiyle sağlıklı bireylerde de amnezi görülebileceğini göstermektedir.

Sonuç olarak, bastırılmış bellek bilişsel bilimler, nörobilim ve psikoloji alanlarında uzun yıllar boyunca çokça üzerine tartışılmış bir konudur. Travmatik olaylara maruz kalan bireylerin duygusal savunma mekanizması olarak tanımlanan bastırılmış bellek fenomeni, bilinçdışında anıların bastırılmasıyla karakterizedir. Bilişsel psikoloji alanına yeni bir bakış açısı sağlayan TNT paradigması sayesinde, bilinçli bir şekilde belleğin bastırılması ve kontrol edilmesi incelenmiş; engelleyici kontrolün istenmeyen anıların bastırılmasında etkili olduğu ortaya konmuştur. Hipokampus aktivasyonundaki azalma ile ilişkilendirilen hafıza bastırma eylemi, bastırma kaynaklı unutma teorisini güçlendirmektedir. Bu bulgular, bastırılmış belleğin karmaşıklığını ve bilişsel süreçlerini anlamak adına önemli katkılar sunmaktadır.

Notlar

[1] Henry Molaison vakası. (E.N.)

Kaynakça

Anderson MC, Green C. 2001. Suppressing unwanted memories by executive control. Nature 410:131–34.

Anderson, M. C., & Hulbert, J. C. (2021). Active forgetting: Adaptation of memory by prefrontal control. annual review of psychology, 72, 1–36.

Anderson, M. C., & Subbulakshmi, S. (2024). Amnesia in healthy people via hippocampal inhibition: A new forgetting mechanism. Quarterly Journal of Experimental Psychology, 77(1), 1–13.

Battista, F., Mangiulli, I., Patihis, L., Dodier, O., Curci, A., Lanciano, T., & Otgaar, H. (2023). A Scientometric and Descriptive Review on the Debate about Repressed Memories and Traumatic Forgetting. Journal of Anxiety Disorders, 102733.

Blum, H. P. (2003). Repression, transference, and reconstruction. The International Journal of Psychoanalysis, 84(3), 497–503.

Boag, S. (2006). Freudian repression, the common view, and pathological science. Review of General Psychology, 10(1), 74–86.

Chao, L. L. & Knight, R. T. Human prefrontal lesions increase distractibility to irrelevant sensory inputs. Cog. Neurosci. Neuropsychol. 6, 1605±1610 (1995).

Cipolotti, L., & Bird, C. M. (2006). Amnesia and the hippocampus. Current opinion in neurology, 19(6), 593–598.

Dagenbach, D. & Carr, T. H. (eds) Inhibitory Processes in Attention, Memory, and Language(Academic, San Diego, 1994).

Freud, S. (1893). Über den psychischen mechanismus der hysterischen ph nomene [About the psychological mechanism of the hysterical phenomena]. Wiener klinische Rundschau, 4, 121–126.

Hulbert, J. C., & Anderson, M. C. (2020). Does retrieving a memory insulate it against memory inhibition? A retroactive interference study. Memory, 28(3), 293–308.

Huppert, F. A., & Piercy, M. (1979). Normal and abnormal forgetting in organic amnesia: effect of locus of lesion. Cortex, 15(3), 385–390.

Loftus, E. F. (1993). The reality of repressed memories. American psychologist, 48(5), 518.

Patihis, L., Ho, L. Y., Loftus, E. F., & Herrera, M. E. (2021). Memory experts’ beliefs about repressed memory. Memory, 29(6), 823–828.

Scoville, W. B., & Milner, B. (1957). Loss of recent memory after bilateral hippocampal lesions. Journal of neurology, neurosurgery, and psychiatry, 20(1), 11.

Squire, L. R. (2009). The legacy of patient HM for neuroscience. Neuron, 61(1), 6–9.

Yan, Y., Hulbert, J. C., Zhuang, K., Liu, W., Wei, D., Qiu, J., … & Yang, W. (2023). Reduced hippocampal-cortical connectivity during memory suppression predicts the ability to forget unwanted memories. Cerebral Cortex, 33(8), 4189–4201.

--

--

CogIST
CogIST
Editor for

We are an independent community which is formed by a group of students who love cognitive science.