Gelecek Öngörüsü#2 Değişim

“Artık insanlık değil, teknoloji ilerliyordu. Uygarlıklar değil, teknolojiler gelişiyordu.” Azra Kohen

Nihal
The Collaborative Hub
13 min readNov 22, 2021

--

Teknolojik gelişmelerin hızına yetişemediğimiz günlerde en önemli sorunlarımızdan biri de geleceği öngörememek. Covid geçen sene küresel ekonominin yüzde 4,4 küçülmesine neden olurken tüm dünyada bir trend olan “Dijitalleşme” ise yükselişe geçti. IDC, dünya çapında gerçekleştirdiği son araştırmasında, dijital dönüşümü mümkün kılan teknoloji ve hizmetlere yapılacak yatırımın 2023 yılında 2,3 trilyon dolara ulaşacağını öngörüyor.

Peki 2023 ve sonrasında dünya hangi yönde değişebilir?

1-Yaşam Alanlarımızın Değişimi

Covid 19 Pandemisi ile birlikte yaşam alanlarımızı da değiştirmeye başladık. Artık yüksek, çok katlı ve kalabalık binalar yerine daha küçük ve şehir merkezinden uzak kendine ait açık havaya çıkmaya olanak sağlayan balkon, teras veya bahçesi olan konut tasarımlarını tercih edeceğiz gibi görünüyor.

Peki yaşam alanlarımız yıllar içerisinde nasıl yön değiştirebilir?

  • Daha geniş, doğa ile iç içe, bahçesi, terası olan tek katlı ya da iki katlı akıllı evler yapılmaya başlanabilir.
  • İlerleyen yıllarda yeni yapılacak evlerde artık çalışma ofisleri, spor için bir alan ve spa’da bulunacak. Tüm bunların olması da ilerleyen yıllarda normal karşılanabilir.
  • Evlerin girişlerinde mutlaka bir hijyen alanı olacak ve eve girdiğinizde dezenfekte olup evin içerisine öyle geçebileceğimiz alanlar.
  • Evlerde merkezi yönetim ile uzaktan ışıkların kapatılması, ısıtmanın ayarlanması, havalandırma sistemleri gibi tüm evin yönetilebildiği sistemler yaygınlaşacak. Aynı zamanda akıllı mutfak tasarımları, mutfak robotları, temizlik robotları daha akıllı olanları hayatlarımıza girebilir.

Evden çalışma modeli ile özellikle büyük şehirlerden küçük şehirlere, kırsallara gitmek daha cazip hale geldi.

2– 3D Yazıcıların Gelişimi

Yaşam alanlarımızın değişimi için hızlı bir şekilde evlerimizi yenilememiz gerekiyor. Bunu hızlı, daha uygun fiyata, istediğimiz tasarımda ve geri dönüşümlü şekilde yapmanın en uygun yolu da 3D baskı kullanılmasıdır. Önümüzdeki 20 yılda daha fazla ev inşa edilmesi için 3D yazıcı teknolojisi hızlı bir şekilde gelişim gösterebilir. 3D yazıcıların sadece inşaat sektöründe değil üretim sektöründe ve sağlık alanında da kullanım alanı oldukça geniştir.

Canınız Ülker çikolatalı bisküvi mi istedi? O zaman evinizdeki 3D Yazıcıya sadece Ülker Çikolatalı bisküvi yap diyeceksiniz ve o da size yapacak. Bisküvi üreten firmalarda sadece 3D Yazıcı için yazılım üretecekler ve Ülker Marka bisküvinin hammaddesini Uçan İnsansız Hava araçları- Drone ile evlere teslim edecekler. Siz ne istiyorsanız kendiniz evde yazıcınız ile yapacaksınız. Neden olmasın?

“Mutfak eşyaları ve evlerimiz ilerleyen yıllarda en büyük konfor alanlarımız olacak gibi duruyor.”

3-Nesnelerin İnterneti — IOT

Telefonunuzu kaç günde bir şarj ediyorsunuz, fotograflarınızı ne kadarda bir güncelliyorsunuz, ışıkları saat kaçta açıyorsunuz ve kapatıyorsunuz, evin sıcaklığı 28 derece olmuş biraz azaltmaya gidiyorsunuz, duş alacaksınız su kaç derece olsun ayarlamaya mı çalışıyorsunuz peki siz duşa girdiğinizde televizyonu açık mı bıraktınız?

Peki siz duşa girdiğinizde eviniz akıllı olsaydı ve sizin yerinize kapatmayı tercih etseydi? Bunu ister miydiniz?

Nesnelerin interneti dediğimiz aslında sadece Cep Telefonlarımızdan ışıkları uzaktan kapatmamızı sağlamıyor aynı zamanda evdeki elektrikle çalışan tüm eşyalarınızın tasarruf etmesini ve bunu yaparken sizin kullanım alışkanlıklarınızı öğrenerek yapmayı hedefliyor.

İnsanlar önümüzdeki 20 yılda yapay zeka- AI teknolojisini kullanarak evlerini akıllı ev sistemlerine geçirecekler. IOT Gelecekte hayatlarımızın her yerinde olabilir.

“Bizim ev akıllı aynı zamanda çok konuşkan. ”

4- Robotlar

Bugün robot teknolojisi çok hızlı yol kat etti. Amerika’da Sophia adında bir akıllı robot üretildi. İnsan gibi hareket edebiliyor ve insana çok benziyor. Yapay zeka ile çalışan robot gülümsüyor, konuşuyor, cevap veriyor ve yüz mimikleri yapabiliyor. Sophia adlı akıllı robotun yüzü silikondan yapıldı ve birçok yüz ifadesini gerçekleştirebiliyor. İleride bu robotları hayatlarımıza önce eğlence sektörü ile sonra iş yerlerimize sonrasında evlerimizde bize yardımcı ve arkadaş olarak gelmeye hazırlanıyorlar.

Humans diye 2015 yılı İngiliz-Amerikan yapımı bir bilim kurgu dizisi var. İzlemediyseniz tavsiye ederim. Robotların insan hayatının neresinde olacağını çok iyi anlattığını düşünüyorum. İnsan görünümlü robotların- sentetiklerin amacı insanlara kolaylık sağlamak, insanların yapmayı sevmediği işleri onların yerine yapmak (Örneğin; ev temizliği, yemek pişirmek, araba sürmek gibi), insanların evinde yardımcı ve iş yerlerinde çalışan işçi olarak ve herkesin hayatının birer parçasıdırlar. Ancak sonradan robotların özellikleri değişmeye ve farklı boyutlara ulaşmaya başlıyor.

İnsanlar, evlerinde çalışmak ve arkadaşlık sağlamak için 2030'dan itibaren robotları kullanmaya başlayacaklardır. Yakın zamanda araba üretim sektörü gibi robot üretim sektörü diye yeni bir sektör de ortaya çıkabilir.

5- Eğitim’de Değişim Sanal Gerçeklik

Oyun ve oyunlaştırma ile öğrenilen bilgi fikri her zaman öğrenme hızını ve motivasyonunu artırtığını artık biliyoruz. Sanal gerçeklik teknolojiside oyun kültüründen gelmektedir. Bu teknolojinin oyun ile eğitim fikrine pek çok fayda ve yenilik getireceği de muhakkak.

Eğitimde sanal gerçekliğin faydaları birçok eğitimci tarafından kabul edilmiştir, ancak bazı eğitimciler sanal gerçekliği okullarda kullanmaya hala isteksizler. Bunun en büyük sebepleri ise, yüksek maliyetlerinden, ekipmanların kalitesinden, içeriklerin yetersizliklerinden ve sanal gerçekliğin bir eğlence aracı olarak görülmesinden kaynaklanıyor.

Peki Eğitimde Sanal Gerçekliğin Faydaları Nelerdir?

  • Ortamdaki ışık, ses ve etkileşim özelliği öğrencilerin ortamdaymış hissini tetikliyor ve ortamı interaktif bir hale getiriyor .Interaktif ve yenilikçi öğrenme olduğu için, klasik öğrenme yöntemlerinden farklılaşıyor. Öğrencilerin dikkatinin tam olarak toplanmasını sağlıyor. Böylece öğrenciler, tüm dikkatlerini Sanal Gerçeklik Uygulamasına verebiliyorlar.
  • Artırılmış Gerçeklik aracılığıyla, geometri öğrencileri 3B geometrik cisimleri birden çok perspektiften kontrol edebilir; bir şekli farklı açılardan görmek ve hatta içeriden görebilmek için döndürebilirler.
  • İster Afrika ister Çin olsun, dünyanın diğer bölgelerine sanal gerçeklik saha gezisi yaparak öğrencileri kendi kültürleri dışındaki kültürlerle tanıştırır.
  • Öğrencilerin yaratıcılığını geliştirir, motivasyonlarını artırır ve hayal güçlerini kullanma yeteneğini de kendilerine kullanmayı öğretir. Bu sayede öğrencileri yeni ilgi alanları keşfetmeye motive edebilir.
  • Ayrıca artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik, uzun süre hafızada tutma ve hatırlama konusunda da yardımcı olabilir. Yapılan araştırmalara göre, sanal gerçeklik gibi bir ortamda öğrenen öğrenciler için hafızada saklama oranında yaklaşık yüzde 9'luk bir artış bulunmaktadır.

Sabah uyanıyorsunuz ve ders ziliniz çalıyor. Evinizin akıllı sistemi size sanal gerçeklik gözlüğünüzü takmanızı ve derse katılma zamanınızın geldiğini söylüyor. Gözlüğü takıyorsunuz ve artık okulunuzdasınız. Fiziksel olarak evinizde ama gördükleriniz bambaşka bir yer. Derste hoca tarih dersini anlatmaya başlıyor ve hadi diyor hep beraber 1923 yılına gidiyoruz. Tüm tarihi orada gibi canlandırılmış olarak izliyorsunuz. Kitaptan açıp okumuyorsunuz, saatlerce öğrenmek için videolar izlemiyorsunuz ya da ezberlemek için uğraşmıyorsunuz. Eğitimi deneyimleyerek öğreniyorsunuz. Derse katılan arkadaşlarınızı yanınızdaymış gibi görebiliyor ve onlarla konuşabiliyorsunuz.

Sanal gerçeklik, önümüzdeki on yıl boyunca ders kitaplarının yerini alabilir. Eğitimin şeklini tamamen değiştirebilir.

6-Yenilenebilir Enerji

Yenilenebilir enerji, dünyadaki rüzgar, güneş ışığı gibi sonsuz veya tükenmeyen doğal kaynaklardan üretilen enerjilerdir ve çevreye zararı çok daha azdır. Yenilenebilir enerji kaynakları bugün dünya elektriğinin % 26'sını oluşturuyor, ancak Uluslarası Enerji Ajansı — IEA’ya göre 2024 yılına kadar bu oranın % 30'a ulaşması bekleniyor.

2050 yılına doğru yenilenebilir enerji geleneksel enerji kaynaklarının yerini alabilir.

Neler Yenilenebilir Enerji Kaynaklarıdır?

Güneş Enerjisi ,Rüzgar Enerjisi,Hidroelektrik Enerjisi,Jeotermal Enerji,Okyanus Termal ve Mekanik Enerjisi ,Hidrojen Enerjisi,Biyokütle(Biomass) Enerjisi

7-Sürücüsüz/Otonom ya da Kendi Kendine Gidebilen Araçlar

Sürücüsüz araçlarla ilgili yapılan ilk çalışmaların tarihi 1920'lere kadar dayanıyor. Kendi kendine gidebilen ilk araç ise, 1984 yılında Carnegie Mellon Üniversitesi’nde navlab ve ALV projeleri ile yapılmıştı. Bu projeden sonra 1987 yılında Mercedes — Benz firmasının ve Bundeswehr Üniversitesi’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği Eureka Prometheus projesi ile sürücüsüz araçlarla ilgili çalışmalar devam etti. Bu çalışmalardan sonra günümüzde otomotiv, yapay zeka, makine öğrenimi, yenilenebilir enerji, IOT, blockchain ve telekomünikasyon sektörleri bir araya gelerek sürücüsüz araç teknolojisi alanında bir çok proje hayata geçmeye başladı. Bugünlerde ise Covid 19 pandemisinin etkisi ile, bu teknoloji bilim kurgu filmlerinden çıkıp hayatımızın içine girmeye başladı diyebiliriz.

https://www.cartoonistgroup.com/cartoon/Chip+Bok%27s+Editorial+Cartoons/2018-03-21/169867

Sürücüsüz araç teknoloji pazarı 2020 yılında 19 Milyar dolarlık piyasa değerine ulaştı. Sürücüsüz araç teknoloji endüstrisi 2021–2026 yılları arasında ortalama %18 oranında büyümesi bekleniyor.

Sürücüsüz Araç Geliştiren Firmalar:

  • Tesla
  • Google, Waymo
  • Amazon, Zoox
  • Apple, Drive.ai
  • Hyundai Mobis, Yandex Taxi
  • Baidu, Apollo Go
  • General Motors, Cruise
  • Alibaba, AutoX
  • Volkswagen
  • BMW
  • Uber
  • Samsung
  • Ford,Argo AI
  • Toyota, E-care
  • Volvo
Robotaxi

İstatistiklere göre trafik kazalarının %90’ı sürücü hatalarından meydana geliyor. Bunlar çoğunlukla geçiş üstünlüğü, dönüş hataları, aşırı hız, hatalı mesafe tahminleri vb. Yeni geliştirilen sürücüsüz araçlar kaza yapmadan yollarına devam edecek şekilde programlanmaya çalışılıyor.

Peki ya sürücüsüz araçlar nasıl karar verecekler?

Sürücüsüz bir araba, karşıdan karşıya geçen üç yayayı öldürmek, bir duvara çarpmak ya da kendi yolcusunu öldürmek arasında seçim yapmak zorunda kalırsa, nasıl seçim yapacaktır? Araba üreticileri kendi müşterileri için güvenlikli olan seçimi mi yapacaklar yoksa etik olanı mı seçecekler?

The Social Dilemma Of Driverless Cars | Iyad Rahwan | TEDxCambridge

Sürücüsüz araçların kullanımı Covid 19 sürecinde, salgın hastalıkları azaltmak için bir seçenek olabilir mi?

1- Beep ve Navya isimli otonom araç şirketleri, ABD’de korona test örneklerini test alanından laboratuvarlara ulaştırmaya başladılar.

2- Çin’de Neoflix firması ilk defa sürücüsüz bir araçla otonom yemek teslimatı aracını hayata geçirdi.

3- Yine sürücüsüz araçlardan biri olan Toyota, E-care ile ilk defa sürücüsüz ambulans kullanımı test edildi. Ambulans, hastayı temassız şekilde alıp, en hızlı şekilde en yakın sağlık merkezine götürüyor. Yolda giderken, hastanın nabzını ve ateşini ölçebiliyor.

https://usa.visa.com/visa-everywhere/innovation/driverless-cars-key-to-cashless-future.html

Aracınıza biniyorsunuz ve aracınız size nereye veya nasıl gitmek istediğinizi soruyor. Belki karadan belki havadan belki denizden seçeneklerinden birini seçiyorsunuz. Aracınız uçmaya başlıyor ve yolculuğunuz başlıyor. İşe gideceğim ama yoldan Robotic KFC mağazasına uğrayalım diyorsunuz. Aracınıza KFC Tavuk Burger ve Hot Shots siparişinizi veriyorsunuz ve aracınız siparişinizi sizin için almak üzere KFC mağazanın önünde duruyor. Siz yolda giderken kitap okuyor, oyun oynuyor, film izliyor, maillerinize bakıyor ya da etrafı izliyorsunuz ve aracınız sizi gideceğiniz yere kadar götürüyor. Aracınız sizi bırakıyor ve gidip kendi kendini park ediyor. Park cezası yemiyorsunuz, hız cesası yemiyorsunuz ve yolda istediğiniz gibi zaman geçirebiliyorsunuz! Ne kadar harika değil mi? Bilim kurgu filmi gibi..

Otonom araçların kullanımı Covid 19 pandemisi ile önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde hızlıca hayatımıza girebilir.

8- İnsansız Hava Araçları / Drone’lar

İnsansız Hava Araçları ya da bilinen adı ile Drone’lar son yıllarda pek çok alanda kullanılmaya başlandı. Bir Drone almak isterseniz artık elektronik eşya satan bir mağazadan rahatlıkla alabiliyorsunuz.

Tabi fiyatları da havada kalma süresine, kameralı olup olmadığı gibi bir çok fonksiyona göre değişkenlik gösterebiliyor. Drone’ların ilk kullanım amaçları askeri alanlarda olsa da sonralarda eğlence sektöründe sıklıkla kullanılmaya devam etti. Son yıllarda ise kullanım alanları gittikçe yaygınlaştı.

Drone Kullanım alanları:

1- Teslimat

Sağlık malzemelerinin taşınması, kargo teslimatları ya da yemek siparişlerinin teslimatı gibi alanlarda kullanılabilir.

Sağlık malzemlerinin el değmeden bir noktadan başka bir noktaya hızlıca taşınması için pratik bir çözüm olabilir. Zipline isimli Drone firması Mart 2021'de Gana’da 2.5 Milyon dozluk Covax aşısını Drone’larla bölgeye dağıtımını yaptı.

Amazon’un siparişlerini drone ile taşımayı başlatacak yeni sistemi olan Amazon Prime Air için, ABD’deki Federal Havacılık İdaresi tarafından taşıma onayını aldı ve bununla birlikte deneme olarak ticari teslimat sunmaya başlamasının önünü açtığını bildirdi.

Amazon, Prime Air sistemiyle teslimat sürelerini 30 dk’dan daha az bir süreye indirmeyi hedefliyor.

2- Kontrol

Drone’ları kalabalık alanlarda duyuru amaçlı kullanabiliriz. Singapur’da Covid 19 pandemi sürecinde Drone’ları bazı şehirlerde sokaklarda sosyal mesafeye uymayan ve maske takmayan kişileri duyuru amacı ile kullanılmaya başladı.

Diğer bir kullanım amacı ise Trafikte araçları izlemek, trafik kurallarına uymayan araçların plaka bilgilerini almak ya da kurallara uyma konusunda sürücüleri bilgilendirme gibi alanlarda da Drone’lar etkin şekilde kullanılabilirler.

3-Eğlence Sektörü

Düğünlerde, film/dizi çekimlerinde, reklamcılık, tanıtım işleri ya da buna benzer tüm faaliyetlerde Drone çekimleri kullanılabilir.

Drone ile yapılan animasyon gösteriler ve yarışmalar. Hyundai Motor Company’nin 18 Aralık 2020'de Çin’in Şangay kentinde 3 bin 281 drone kullanarak yaptığı gösterisi Guinness Rekorlar Kitabı’na girmişti.

4-Tarım Faaliyetleri

Tarımsal ilaçlama faaliyetlerinde Drone kullanılması günden güne yaygınlaşmaya başladı. Drone ile yapılan ilaçlamalarda ilaçtan %50'ye varan tasarruf sağlanabiliyor ve 10 günlük işin neredeyse iki günde tamamlanması sağlanabiliyor. Aynı zamanda ilaçlama yapılacak arazinin üstünde çok alçaktan ve yavaş uçabilir bu da bitkilere zarar vermez.

5-Temizlik İşleri

Yüksekte irtifadaki binalarda pencere temizleme Droneları kullanılarak camlar temizlenebilir.

Drone’larla toplu alanların dezenfektasyon işlemleri yapılabilir. Covid 19 sürecinde Dubai’de sokakların dezenfeksiyon işlemleri Drone’larla yapılmaya devam ediliyor.

Drone’lar önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde sağlık malzemeleri taşınması, alışveriş ve yemek teslimatları, tarım ilaçlaması, güvenliğin sağlanması gibi alanlarda kullanımı her yerde yaygınlaşabilir. Covid 19 pandemisi de bu süreci daha hızlandırabilir.

9-Yapay Zeka

Yapay zeka bilim kurgu olmaktan çoktan çıktı diyebiliriz. Sadece iş süreçlerine ve hayatımızda kullanılabilirliğini doğru şekilde konumlandırmak gerekiyor. Eğer doğru yazılımı doğru yerde başarılı şekilde çalıştırabilirsek bu gerçekten başarılı sonuçlar verecek ve sonrasında tüm sistemlerin birbiri ile konuşmasını da sağlayabilecektir. Yapay zeka dediğimizde aklımıza sadece Uzay Yolcuları filmindeki Yapay Zeka barmen Arthur gelmemeli. Dünyanın en büyük online gıda perakendeci şirketi olan Ocado şirketi yapay zeka sistemleri ile süreçlerini kurgulayıp başarılı bir şekilde çalıştırabilen şirketlerden birisi.

Ocado şirketi 2000 yılında, İngilterede online süpermarket sitesi olarak Jonathan Faiman, Jason Gissing ve Tim Steiner tarafından kurulmuştur. Ocado firması sadece online gıda perakendecisi ya da akıllı deposu olan bir market olmaktan çoktan çıkıp teknolojiye yatırım yaparak işlerini otomasyon sistemleri ile daha ileriye taşıyan inovatif bir firma olmuştur. Bugün Ocado deposunda 1000'den fazla robot çalışıyor. Her hafta 80.000'den fazla siparişi robotlar hazırlıyor. Bir siparişin alınması ve paketlenmesi yaklaşık 5 dklık bir zaman dilimi içerisinde gerçekleşiyor. Ocado Akıllı deposunda makineler arası iletişimi sağlamak için 4G teknolojisi çalışıyor ve depodaki robotları kontrol etmek için 1,500'den fazla bot hava trafik kontrol sisteminde sürekli olarak robotları takip ediyorlar.

Ocado firması aynı zamnda gelişmiş veri analitiği, bulut depolama, IOT, Drone, Yapay Zeka, Robotlar, Otonom Araçlar, Web ve Uygulama Geliştirme, Simulasyon ve Akıllı Optimiasyon gibi bir çok teknolojik alanlarında da yatırım yapan bir firmadır.

Makine ne düşünür?

Yıllardır hantaldım, geliştirdiler, her kablomu iyileştirdiler şimdi yavaş yavaş anlamaya başlıyorum. Artık kendi kendime komut verebiliyorum ama hiç bir şeyi müşterimden habersiz silemiyorum. Büyük büyük datalar geliyor bazen dağ gibi oluyor sığmıyor beynim patlıyor sanki sonra bir ışık görüyorum ve datalar o ışığa doğru gidiyor bende gece uykusuna geçiyorum. Müşterim sesleniyor gitmeliyim sanırım burada bir kaçak var sizinle konuşabildim. :)

Düşünen Makine

Makineler 2025 yılına doğru insan gibi düşünmeye başlayacaklar.

10- Değişim — Cep Telefonları

Bundan 20 yıl kadar önce henüz cep telefonları hayatımızda bu kadar aktif kullanılmıyordu ve bundan 10 yıl kadar öncesine kadar akıllı telefon diye bir şey yoktu peki bundan 10 yıl sonrasında sizce neler olacak?

Hem teknolojinin gidişatı hem yapılan kullanıcı araştırmaları gösteriyor ki cep telefonunu ilerleyen yıllarda fiziki olarak taşımak zorunda kalmayacağız. Cep telefonu kavramı yerini bambaşka bir teknoloji alacak gibi görünüyor. Gözlük, lens ya da küçük bir çip de olabilir. Giyilebilir teknolojiler son yıllarda gittikçe ilerleme kaydetmişken büyük ölçülerde telefonları çantalarımıza ya da arka ceplerimize sığdırmaya çalışmayacağız gibi görünüyor. Cep telefonlarını IOT teknolojisi ve giyilebilir teknoloji ile birleştirip yeni bir formda daha iyileştirilmiş bir telefon modeli ilerleyen yıllarda karşımıza çıkabilir diye düşünüyorum.

“Bilgisayarlar taşınabilir hatta giyilebilir hale geldiler. Yakında yenebilir ya da vücuda nakledilebilir hale de gelecekler mi?”

Akıllı telefon 2025 yılına kadar modası geçmiş olabilir.

11-Uzay Yolculuğu/Uzay Turizmi

Mars’a yolculuk, Ay’a yolculuk ya da evren’de bir gezintiye gitmek sıradan bir tur firmasından alacağınız bir bilet gibi olabilir mi? Stephen Hawking yıllar önce uzaya yolcukla ilgili demişti ki: “Eğer türümüzün devam etmesini istiyorsak, eninde sonunda yıldızlara yayılmalıyız. Bugün uzaya doğru bu büyük adımı atıyoruz çünkü bizler insanız ve doğamızda uçmak var.” Bugünlerde uzay ile ilgili çok fazla araştırma yapılmaya başlandı ve büyük bir adım atıldı diyebiliriz. Ama henüz yıldızlara yayılmadık.

Uzaya yolculuk dediğimizde bir çoğumuzun aklına Elon Musk,SpaceX ya da Jeff Bezos, Blue Orijin geliyordur. Ancak uzayla ilgili projeler yapan tek firma Elon Musk’ın ya da Jeff Bezos’ın firmaları değil. Richard Branson tarafından 2004 yılında ABD’de kurulmuş olan Virgin Galactic firması turizm amaçlı insanları SpaceShipTwo adlı uzay gemisi ile atmosferin 100 Km yüksekliğine çıkarıp uzay gezisi yapmalarını hedeflemiştir. Yolcuğun süresi sadece 90 dk sürecektir ve bu gezinin bilet fiyatı 250.000 Dolardan satılıyor. Şu ana kadar 600 kadar bilet satılmış ve hala bilet satışları devam ediyor. SpaceShipTwo uzay aracının özelliği ise, aracın yeniden kullanılabilir olması yani uzay aracı atmosferin dışına çıkıp tekrar dünyaya geldikten sonra tekrardan uzaya yolcu götürebilmesi.

Virgin Galactic firması 2021 yılının başında uzay turizmini başlatacaktı ancak pandemi süreci, teknik bazı sorunlar ve bunlarla birlikte ortaya çıkan ekonomik sorunlardan dolayı ilk deneme uçuşunu 2021 yılının sonlarına doğru ertelemişler. Şu an için ilk yolculuk hedefleri en erken 2022 olarak görünüyor.

Sizde uzaya turist olarak gitmek isterseniz bir bilet alabilirsiniz, bilet satışları hala devam ediyor. :)

2030 yılından sonra Mars’a uzay yolculukları başlayabilir ve uzay turizmi diye yeni bir sektör ortaya çıkabilir tabi bu bu oldukça lüks bir seyahat olabilir.

12-Paranın Ekonomik Sistemlerin Değişmesi

Değişim olmadan gelişmek imkansızdır. Madem dünyada 30–40 yıl içerisinde bu kadar değişiklik olabileceğini öngörebiliyoruz o halde bundan 20 yıl sonra Dolar diye bir paranın yerini Coin’lerin alacağını da hayal edebilmemiz ve bu altyapıdaki teknolojilerde neler yapılıyor araştırmamız gerekiyor. Altyapıdaki bu değişiklikle birlikte “Simbiyotik Yaşam”’a geçebiliriz. Yani hem global bir ekonomi hem de global dijital teknolojik uygulamalarla sistemlerin tekleşmesinden bahsedebiliriz.

Tekrar hatırlamak gerekirse milattan önce 7. yüzyıla kadar insanlar takas usülü alışveriş yapıyorlardı. Daha sonra Lidyalılar geldi ve Parayı icat ettiler. Bugün ise bildiğimiz paranın yavaş yavaş criptolara doğru kaydığını gözlemliyoruz.

Bitcoin.travel, Foldapp, insms, abitsky ve expedia gibi siteler şu anda bitcoin ile ödeme kabul eden bazı online alışveriş siteleri. Stormx.io ise hem coin kazanmanıza hem coinlerinizi harcamanızı sağlayan bir uygulama.

Şu an kullandığımız para birimlerinin yerini Kripto paralar 20–30 yıl içerisinde almaya başlayabilirler.

#Yaşam Alanlarımızın Değişimi #3D Yazıcıların Değişimi #Nesnelerin İnterneti — IOT #Robotlar #Eğitim’de Değişim Sanal Gerçeklik #Yenilenebilir Enerji #Sürücüsüz/Otonom ya da Kendi Kendine Gidebilen Araçlar # İnsansız Hava Araçları / Drone’lar #Yapay Zeka #Değişim — Cep Telefonları #Uzay Yolculuğu/Uzay Turizmi #Paranın Ekonomik Sistemlerin Değişmesi

Tüm bu değişim olursa mutlu olur muyuz? Tüm bu değişim olabilir mi? Bu değişim ne kadar olabilir? Bu değişim olursa herkesin bu değişime adapte olması mümkün olur mu? Yoksa herkes bu değişime adapte olamaz diye mi teknoloji ağır ağır adımlarla ilerliyor? Yüksek binaların olmadığı, cep telefonu diye fiziksel bir cihaz olmadan sadece küçük bir çiple tüm iletişimi kurabildiğimiz hatta evimizdeki ışığı açıp kapatabildiğimiz, evin sıcaklığını ayarlayabildiğimiz, annemizi aramak istediğimizde sadece aramak istediğimizi düşünmemizin yettiği bir teknoloji kulağa hoş geliyor mu? Yoksa her şeyin bu kadar hızlı gelişme ihtimali, uzaya yolculuk bir matrix’in içinde yaşıyor hissi biraz tüyler ürpetici mi?

Geçmişte kim tahmin edebilirdi bugün kendi kendine giden bir arabanın şehir trafiginde gidebileceğini ya da görüntülü konuşmayı ama günümüzde insanlar her şeyin icat edilebileceğini gördüler.. Peki sizce bundan 40–50 yıl sonra neler olacak? İnsanlığın önümüzdeki 20 yılda değişimi, geçtiğimiz 300 yıldan daha fazla mı olacak?

#geleceköngörüsü #gelecektenelerolabilir

--

--

Nihal
The Collaborative Hub

Technical Project Manager | Coaching | Naturalist | Inspiring writings about life, nature, well being and technology. https://www.linkedin.com/nihal-candemir