Bir ‘güven’ hikâyesi: Güvenpark

Aysın Ece Acar
comd434
Published in
5 min readFeb 26, 2018
Güvenpark — Ankara

Güvenpark, Ankara’nın erken Cumhuriyet dönemlerinden günümüze varlığını sürdürmüş en önemli kent parklarından biri. Kızılay’da olması ve merkezîliği açısından kurulduğu andan beri birçok tartışmanın, eylem ve olayın da gündeminde olmuş bir park aynı zamanda. Kuruluşu 1930'lu yılların başına dayanan ve yeni kurulan/kurulmakta olan bir ülkede ‘güven’ olgusunu oluşturması amaçlanan park kentin bu merkez etrafında büyüyüp gelişmesini sağladığı gibi, mekansal politikaların da kaçınılmaz bir parçası oldu.

Ankara’da olması dolayısıyla ‘kent kimliği’nden öte ‘ulusal kimlik’ olgusuna sahip bir park olması amaçlanan ve Cumhuriyetin başkenti için böylesine önemli bir yere sahip, kent tarihine tanıklık etmiş ve kent belleğinin belki de en önemli yapı taşı olan Güvenpark’ın tarihsel süreç içindeki dönüşümlerini inceledik…

PARKIN KURULUŞU

Güvenpark, Alman mimar ve şehir planlamacısı Hermann Jansen (1869–1945) tarafından hızla büyümekte olan başkente yeşili ve dinlenme alanlarını entegre etmek amacıyla hazırlanan 1929 Jansen Planı’nın bir parçası olarak planlandı.

Devlet Mahallesi 1940lar

Güvenpark Adı Nerden Geliyor?

1930'lu yılların ortalarına doğru, Güvenpark’ın planlanması ve Güven Anıtı’nın inşasından sonra Kızılay Binası’nın bulunduğu ve o dönemki adı Havuzbaşı olan açık alan önemini kaybetti. Güvenpark’ın adı önce anıtın ismi olan Emniyet Abidesi’ne bağlı olarak Emniyet Parkı olarak verilmiş olsa da zamanla anıtın ismiyle birlikte Güvenlik’e, daha sonra da Güvenpark’a dönüştü. Bunda, anıtın üzerinde yazan Atatürk’ün “Türk, Öğün, Çalış, Güven” sözü de etkili oldu.

GÜVEN ANITI

Anıtın Amacı

Anıt, Türk ulusunun jandarma ve polise olan güvenini, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı ve inkılap hareketlerinde beraber bulunduğu arkadaşlarını temsil eder. İlk ismi ‘Zabıta Abidesi’ olan Güvenlik Anıtı polis örgütüne adandı.

Güven Anıtı inşaatı ve anıtın son hâlinden bir görüntü

Sonra Ne Oldu?

Güvenpark, Güven Anıtı’nın da inşasından sonra toplumsal ve sosyal bir mekan olarak Ankara’nın odak noktalarından biri oldu. Kurulduğu ilk yıllardan 1950'li yıllara kadar okul gezilerinin en önemli duraklarından biri olan, insanların buluşup müzik yaptığı, birlikte vakit geçirdiği bir park olan Güvenpark, Kızılay’ın 1952 yılında iş merkezi ilan edilmesine paralel olarak değişmeye başladı.

Güvenpark (1950'ler ve 2018'deki görünümleri)

1957 tarihli Yücel -Uybadin imar planı kararları sonucunda park çevresindeki yapıların yoğunluğu ve kat yüksekliği artmaya başlayınca parkın dönüşüm süreci de hız kazanmaya başladı.

Özellikle reklam panoları, metro inşası ve bacaların boyutlarının Güven Anıtı’nın görkemini geride bırakması parkın kimliğini gün geçtikçe değiştirdi.

Ne Zaman Otobüs Durağı Oldu?

Güvenpark (1940lar ve 2018)

1979 yılında Güvenpark’ın karşısında bulunan Kızılay Parkı’nda yer alan Kızılay binası yıkılarak alan bir otopark hâline getirildi.

1985 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi alanın altına otopark ve alışveriş merkezi, üzerine ise anıtın yeri değiştirilip saat kulesi getirilmesini öneren “Güvenpark Yenileme Projesi”ni geliştirdi, ancak proje toplanan 60.000 imza ile durduruldu.

“Otopark Değil Güvenpark” imza Kampanyası (1984)

Tüm bu bürokratik ve kentsel gelişmelerin yanı sıra, konumu sebebiyle Güvenpark tarihi boyunca politikanın da göbeğinde yer aldı, birçok eyleme ev sahipliği yaptı. Bunlardan en önemlisi hiç şüphesiz Haziran 2013 Gezi Parkı Eylemleriydi. Birçok protestocu için bir parktan çok daha öte bir hâl alan Güvenpark, Gezi eylemleri sonrası farklı bir kimliğe büründü.

Gezi Parkı Olayları ve Güvenpark

Gezi Eylemleri sırasında Güvenpark

Haziran 2013'te Taksim Gezi Parkı’nda başlayan eylemlerin Ankara’daki merkezi diğer birçok protestoda olduğu gibi Güvenpark oldu. 1984'te parka yapılacak AVM protestosuna benzer bir şekilde parkta oturan halka polisin saldırıları, Ethem Sarısülük’ün Güvenpark’ta polis tarafından vurularak öldürülmesi ve sonrasında yapılan bir açıklamayla parkın kamuya kapatılması Güvenpark’ın kuruluşundan itibaren geldiği en farklı noktaya taşınmasına sebep oldu.

Eylemler sırasında üzerine graffiti yapılan Güven Anıtı

Halkın polis ve jandarmaya güvenini temsil eden bir anıtla açılan Güvenpark, Gezi protestoları ve parkın kamuya kapatılmasıyla adeta bir açık hava karakolu hâlini aldı ve 2013 Haziranından 2014 sonlarına kadar halkın girişine izin verilmeyen bir karakol olarak kullanıldı.

Güvenpark Saldırısı

Güvenpark’ın şu an bulunduğu noktaya gelmesinde belki de en etkili olay 13 Mart 2016'da Güvenpark otobüs duraklarında gerçekleştirilen ve 37 kişinin ölümü, 100den fazla kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan Güvenpark Saldırısı oldu. İçinde bir açık hava karakolu barındıran, adını ‘emniyet’ duygusundan alan “Güvenpark”, bu olaydan sonra çok uzun süre kimsenin uğramadığı, gidenlerin merkezî oluşu sebebiyle korktuğu ve birçok kişi için çok acı anılar barındıran bir park hâlini aldı.

Güvenpark’ta Son Durum

Güvenpark şu an açık hava karakolu olarak kullanılmasa da etrafına çekilmiş ‘GİRİLMEZ’ şeritleriyle, etrafındaki polis barikatlarıyla karakolu andırıyor.

Fotoğraflarla Güvenpark

--

--