10 Bin Uyuşturucu Kuryesi Çocuk Nasıl Kurtulur?

Consensus
Consensus
Published in
6 min readDec 10, 2020

Ensar Avcı yazdı

Haksızlık ve adaletsizlikler hukuka olan güvenimizi azaltıyor. Dünya tarihi boyunca zorbalıklar ve keyfi uygulamalar görülmüştür. Ancak günümüzdeki hakikatin silikleştiği ve gri bir hal aldığı kaotik dönem yaşanan her uygulamayı bir yönüyle haklı ve bir yönüyle haksız kılabiliyor. Bu kafa karışıklığı içinde olayları tepeden değil de göz hizasından incelememizi sağlayan gerçekçi eserlerin değerini yeniden anlıyoruz.

County Lines / 2019

Geçtiğimiz ay 10'uncusu düzenlenen Suç ve Ceza film festivalinde gösterilen “Uyuşturucu Kuryesi Çocuklar (County Lines)” filmi bahsi geçen eserlere bir örnek. Ele aldığı konu ise düzenin çatlaklarından birine işaret ediyor. Genellikle okul ve sosyal çevrelerinden dışlanmış, kenar mahallelerde yaşayan ve maddi sıkıntılar çeken yahut suça özendirilmiş çocukların uyuşturucu kuryesi olarak ilçe hatlarında (county lines) kullanılması İngiltere’de sıkça rastlanan bir olay. Her geçen sene rakamların iyice çığırından çıktığı bu konu hakkında yetkililerin aldığı önlemler ve hatta çeşitli kanunların çıkarılması da pek bir işe yaramıyor.

İlçe Hatları Nedir?

Filme ve konu hakkındaki değerlendirmelerimize geçmeden önce yerel bir kavram/suç mekanizması olan ilçe hatları hakkında biraz bilgi verelim. İlçe hatları, organize suç gruplarının genellikle şehirlerden daha küçük kasabalara ve kırsal alanlara uyuşturucu taşımak amacıyla telefon hatlarını kullandıkları uyuşturucu ticareti mekanizmasıdır. Bahsedilen telefon hatlarının çokluğu ve yaygınlığı sistemle mücadeleyi zorlaştırıyor.

İngiltere Ulusal Suç Ajansının County Lines Afişi

Genellikle savunmasız çocuklar uyuşturucu ve nakit taşımacılığı için işe alınır. Böylece arkasındaki suçluların bağımsız kalması ve tespit edilme olasılığının azalması sağlanır. Londra, Liverpool ve Birmingham gibi İngiltere’nin büyük şehirlerinde 3000'e yakın rotada çoğu çocuklardan oluşan “koşucular” olarak adlandırılan kuryeler aracılığıyla kırsal ve banliyö bölgelerinde yasa dışı uyuşturucu dağıtımı yapılır. Bahsedilen bu rotalar çeşitli gruplar tarafından şiddet kullanılarak kontrol edilir. Bu kontrol biçimlerinden biri, guguk kuşudur. Bahsedilen uygulama uyuşturucu ticareti için savunmasız birinin evini geçici üs olarak kullanmaktır. Genellikle örgütler yalnız, izole edilmiş veya bağımlılık sorunları olan kişileri hedef alır.

İngiltere'de, yaşları 7'ye kadar düşen, 27 bin genç ilçe hatları sisteminde yer alıyor. Sadece geçtiğimiz yıl 1200'e yakın çocuk bu sisteme dahil edildi. Filmin sonunda sunulan veriye göre geçen sene 10 binden fazla çocuğun ilçe hatlarında kuryelik yaptığı tahmin ediliyor. Aslında çocuk emeği yüzyıllardır ve özellikle sanayi devriminden beri istismar ediliyor. Ancak İngiltere bu sorun noktasında oldukça merkezdeki bir ülke. 19. yüzyılda 19 saat çalıştırılan çocuklar bu gün uyuşturucu tacirlerinin suçlarına ortak ediliyor. Hukuki düzenlemeler ise sorunu çözmekten uzak çünkü çocukları suça iten sebeplere ve suçun kökenine yönelmiyor.

Hissetmekte Sanatın Rolü

Her sistem onun anlam dünyası içerisinde bulunan kişiler için bir gerçeklik ifade eder. Saraylarda büyümüş lordlar yahut dünyanın öbür ucunda bahsedilen sınıfsal çatışmalara hemen hiç şahit olmayan insanlar için disiplin suçu almış bir yetimin hissettiği yalnızlık, raporlardaki verilerin dışında bir anlam ifade etmeyecektir. Yahut hasta olduğu için çalıştığı yerde uyuya kalmış bir kadının işten kovulduğunda hissettiği çaresizliğin ne olduğunu aşağı yukarı kestirecek ancak olaya karşı sunduğu çözüm yolu gerçek anlamda problemi çözemeyecektir. Çünkü her sistematik haksızlık, arkasında bir ezen ve ezileni barındırır. Bu da nihayetinde zihniyet meselesidir ve tam olarak anlam/değer dünyası ile ilgilidir. Tam da burada devreye kurgu ve zihniyet yönüyle sanat eserleri girer. Toplumsal meseleleri işaret etme noktasında daha işlevsel olan edebiyat ve özellikle sinema kurduğu atmosferle bir dünya inşa eder.

County Lines filmi de bu minvalde bir bakış sunuyor izleyiciye. İşten kovulmuş annenin yahut dışlanmış bir çocuğun yaşadığı çaresizliği, yalnızlığı ve çıkmazları hissettiriyor. Uyuşturucu taşımacılığı suçuna bulaşan ana karakter Tino’nun sosyal ilişkilerinde ezilen ve sorunlu olarak görülen bir öğrenci olduğunu görüyoruz. Ailedeki düzensizlikler, babanın eksikliği, annesinin işten atılması ve ailenin yöneticisi olmak konusundaki isteği onu belli bir yola sokuyor. Yaşanan sorunlar sırasında, Tino’dan yararlanmak maksadıyla ona yaklaşan uyuşturucu taciri Simon karakteri hikayeye dahil oluyor. Çocuğun seviyesine inip onunla bir arkadaşlık kuruyor sonrasında ise onu kuryelik yapmaya ikna ediyor. Filmin sonunda ise adeta çocuğu kullanıp attığını görüyoruz. Film bu noktada temel duyguları olabildiğince gerçekçi ve kahramanın seviyesinden aktarmış. Charles Dicknes’in Oliver Twist’te yaptığı şeyin bir devamı olarak görebiliriz yani. Yetimliğin ve muhtaçlığın çağları aşan, kanlı canlı sesi.

Oliver Twist / 1948

İngilterenin Eleştirilen Politikaları

Bahsedilen suça ve elimizdeki verilere dönecek olursak, sorunun çözümündeki başarısızlık nedeni ile İngiltere’deki yönetim içerden ve dışarıdan çeşitli eleştirilere muhatap oluyor. 2015 yılında çıkarılan modern kölelik yasası ümit verici olarak nitelense de suç her geçen sene yaygınlaşıyor. İngiltere polisinin parçalanmış yapısı ve suça ilişkin tavrındaki belirsizlik bu yaygınlaşmanın sebeplerinden bazıları. Polis uyuşturucu sattığı tespit edilen bir çocuğun şüpheli mi yoksa kurban olarak mı görülmesi gerektiğine karar vermeye çalışırken bir zorlukla karşılaşıyor. Bunun yanında çeteler, Modern Kölelik Yasası’na dayanarak, suça zorlandıklarını söylerlerse ceza almayacaklarını ileri sürerek çocukları uyuşturucu satmaya ikna ediyorlar.

Bunun yanında tedavi için ayrılan fonların azalması da çokça eleştirilen bir başka unsur. Konu hakkında araştırma yapan Dame Carol, tedaviye yaklaşımın dönüştürülmesi, yatırım yapılması ve aynı zamanda tedavi hizmetlerinin günümüzün uyuşturucu pazarına ve gelecekteki gelişmelere yanıt verebilmesi için yeniliklerin yapılması gerektiğini belirtiyor. Bahsi geçen araştırmada, İngiltere’deki pek çok gencin beklentilerin eksikliğini vurguluyor. Tüm gençlerin tımar edilmediğini ya da zorlanmadığını, bazıları genellikle kırsal mahallelerde uyuşturucu satmak için piyasaya çıkmayı para ve statü kazanmak için en iyi fırsat olarak görüyor. Bu durum da çocukların mağdur mu yoksa fail mi olduklarının analizini yukarıda bahsedildiği gibi zorlaştırıyor.

Sorunun Temelinde Ne Var

Haksızlığa uğrayan ve ezilen biri ister istemez haklı olmanın işe yaramadığının ve güçlü olmak gerektiğinin farkına varacaktır. Fakat burada esas dikkat edilmesi gereken nokta güç ve para için ahlaki değerleri kenara itmektir. Çünkü hukuku çiğnemenin müeyyidesi cebridir. Ancak bir çoğumuz asla bilinemeyecek olan hallerde de hukuka aykırı davranmayız. Bunun sebebi ahlaki davranış kurallarıdır. Ve hukuk ancak bunlar üzerine inşa edildiğinde bir uygulama imkanı bulabilmektedir. Yoksa kanundan kaçmak için çocukların kullanıldığı ve merkezsiz bir ağ ile insanların zehirlendiği bu sistemi kanunların ağırlaştırılması ve emniyet birimlerinin fonlanması ile tamamen çökertmek pek de mümkün değil.

Peki bahsedilen ahlaki değerler üzerine inşa edilecek bir toplum ve yaşama düzeni nasıl tesis edilebilir. Bu durum temelinde sosyal adaletin sağlanması ile ilgilidir. Önümüzdeki bu sorun en masum olarak nitelendirdiğimiz çocukların suça alet edilmesi kadar onların suça yönelmesi durumunu da önümüze koyuyor. Çünkü psikolojik çıkmazlar ve ekonomik çaresizlikler bazıları için suça bulaşmayı tek olmasa da başat yol haline getiriyor.

Suç ne yazık ki teknik detaylardan değil toplumun dinamiklerindeki ahlaki/etik eksiklikten kaynaklanıyor. Ceza sisteminin ve hükümet politikalarının ahlaki kaygılarla değil üstenci bir bakışla tespit edilen anlık faydalar üzerine inşa edilmesi toplumdaki bu eksikliğin hem bir sebebi hem de bir sonucu. İnsanları tedavi etmek için değil onları denetlemek için çaba sarf eden hükümetler gün sonunda daha büyük sorunlarla karşılaşıyor. Bu noktada soruna bir çözüm üretilecekse mağdur/faillerin seviyesinde de olayı gözlemlemek ve temelden bir zihniyet eleştirisine gitmek gerekiyor.

Yazar hakkında:

Eyüp Ensar Avcı, İstanbul Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal bilimler Lisesinden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk bölümünde okuyor.

--

--

Consensus
Consensus

Hukuk, politika, tarih ve sanat gibi alanlarda; bugün ve yarın değer taşıyan konular özgün yazılar ve çevirilerle ele alan fikir penceresi / Fikrini Güçlendir.