Denetim ve Kontrol Mekanizmalarının Yapay Zekâ İçerisindeki Rolü

Belde Duru Özcan
DataBulls
Published in
4 min readNov 17, 2021

Dijital dönüşüm yazı serisine başlıyoruz.

1950’li yıllardan beri süregelen insan yeteneklerinin makinelere aktarımına ilişkin yürütülen çalışmalar son yıllarda hız kazanarak yapay zekâ teknolojileri olarak hayatımızdaki yerini almaktadır. Gerçekleştirilen araştırmalarda yapay zekâ teknolojilerinin makro seviyede ülke ekonomilerinde ve mikro ölçekte işletmeler özelinde yaratacağı katma değere ilişkin tahminlere geniş yer verilmektedir. Bu tahminler ışığında ülkeler yapay zekâ teknolojileri alanında yatırımlarını stratejik olarak planlamaya devam etmektedir. Yakın gelecekte yapay zekâ teknolojilerinin hem insan hayatını kolaylaştırıcı bir rol oynaması hem de işletme faaliyetlerindeki katma değeri arttırması beklenmektedir.

Küresel ölçekte yapay zekânın ekonomilerde yaratacağı katma değerden işletmelerin fayda sağlaması için işletmenin teknolojik gelişim hızını yakalaması bir zorunluluk haline dönüşecektir. Bundan dolayı yakın gelecekte işletmelerin faaliyetlerini yapay zekâ teknolojilerine adapte edebilmeleri önem arz etmektedir. İşletmelerin bilişsel teknolojilere yetişebilmesi için yapay zekânın iş süreçlerine uygulanabilirliğine ilişkin çalışmalara işletmeler tarafından başlanmalıdır. Yapay zekâ çalışmalarına başlamadan önce işletme tarafından nasıl bir stratejik planın oluşturulacağına ve bu çalışmaların ne zaman, nasıl, ne şekilde gerçekleştirileceğine ilişkin sorulara yanıt aranmaktadır.

İşletme içerisinde bu sorulara yanıt aranırken yapay zekâ teknolojilerinin uygulama aşaması içerisinde dikkat edilmesi gereken ana hususlar barındırır. Bu doğrultuda yapay zekâ teknolojileri ile iç denetim fonksiyonu ve iç kontrol mekanizmaları arasındaki ilişkisel boyutun organizasyona hangi açılardan katkı sağlayacağına ilişkin farkındalığın geliştirilmesi önem arz etmektedir.

Teknolojideki hızlı ilerleyiş yapay zekânın hayatımızın neredeyse her alanında olacağının bir göstergesidir. Günümüzde teknolojik gelişmeler bilişsel teknolojilerin hayatımızda hızla yayılmasını kolaylaştırmıştır. Teknolojideki gelişmelerle birlikte işletmelerin gelecekte varlıklarını sürdürebilmeleri için teknoloji adaptasyonuna ihtiyaç duyulacaktır.

Photo by ThisisEngineering RAEng on Unsplash

Yakın gelecekte bütün işletmeler teknolojik dönüşüm gerçeği ile karşı karşıya kalacaktır. Çünkü bilişsel teknolojilerin hızla yaygınlaşmasının işletmeleri teknolojik dönüşüm sürecinin bir parçası haline getirmesi beklenmektedir. Bunun sonucunda işletmeler için bilişsel teknolojiler itici ya da yıkıcı bir güç unsurunu oluşturacaktır. Teknolojik dönüşüm sürecinde bilişsel teknolojilerinin işletmeler tarafından avantaja veya dezavantaja dönüştürülmesi ancak işletmelerin bugünden başlayarak organizasyon içerisinde bilişsel teknolojilere karşı farkındalığın oluşturulması ve yapay zekâ alanındaki strateji çalışmalarının gerçekleştirilmesi ile belirlenir.

Bilişsel teknolojilere olan farkındalığın geliştirilmesi ile birlikte bu teknolojilerin beraberinde organizasyon içerisinde büyük bir dönüşümü tetikleyeceğinin bilinmesi gerekmektedir. Çünkü bu teknolojik dönüşümün itici bir unsur olarak işletmelerin sürdürülebilirliğinde rol oynaması ancak bilişsel teknolojilere karşı oluşturulan farkındalık seviyesi ve yapay zekâ alanında gerçekleştirilen stratejik çalışmalar ile mümkün olabilmektedir.

Yakın gelecekte teknolojik dönüşümün hayatın her alanında yerini alacağı ve büyük bir dönüşümün parçası olacağı öngörülmektedir. İşletmelerin bu dönüşüm sürecini etkin bir şekilde değerlendirmesi ve dönüşüm süreci içerisinde yer alması ve hızlı bir şekilde adaptasyon sağlaması için hazırlıklı olmaları gerekmektedir.

Günümüzde bilişsel teknolojilerin süreç entegrasyonunun henüz yaygınlaşma seviyesinin düşük olmasından kaynaklı bilişsel teknolojilere karşı endişeli bir yaklaşım süregelmektedir. Ancak 2030 yılına gelindiğinde yapay zekânın ekonomilerde yaratacağı katma değer işletmeler için bir avantaja dönüşecektir. İşletmelerin bu değişimi avantaja çevirmesi işletmenin teknolojik dönüşümün bir parçası olarak devam etmesine bağlı olarak kalacaktır.

Organizasyon kapsamında iş süreçlerinin yapay zekâ teknolojileri ile entegrasyonu sağlandıkça işletme operasyonları hız kazanarak ilerleyecektir. Böylece eldeki kaynaklar daha verimli kullanılmış ve işletme faaliyetleri sırasında insan kaynaklı oluşan hata payları azaltılmış olacaktır. Artan verimlilik ve bu verimlilikle gelen kapasite artışı sayesinde maliyetlerdeki aşağı yönlü eğilim ürün ve hizmetlerin piyasa içerisinde üretimini tetikleyecektir. Bu sayede tüketici daha uygun maliyetlerle daha kaliteli mal ve / veya hizmete ulaşma fırsatını yakalamış olmaktadır. Mikro seviyede yakalanan refah artışı ekonomileri olumlu yönde etkileyecektir. Bunlar ışığında teknolojik dönüşümün iş gücü üzerinde yok edici bir etkisinin aksine istihdam artışına neden olması beklenmektedir. Orta ve uzun vadede makro seviyede ekonomilerde yaratılan katma değer işletmeler için itici bir güç unsuru haline dönüşmektedir. Bu şekilde bilişsel teknolojilerin yaratacağı katma değer makro ölçekten başlayarak mikroya doğru etkisini hızlı bir şekilde hissettirecektir.

Diğer Yazılar:

--

--