Doktordan Olsa Daha mı İyiydi?

İlk araba satış maceramı 2010 yılında yaşamıştım. Süreç arabamı satmaktan vazgeçmemle sonuçlanmıştı…

Burak Aytekin
DataBulls
6 min readJan 12, 2023

--

Photo by Wolf Schram on Unsplash

Bunun en büyük sebebi, araçtaki geçmiş hasarların gereksiz pazarlık konusu olması olmuştu ki bahse konu hasarlar ezilmiş sağ çamurluğunun tamir edilmesiydi! Hatta aracı görmeye gelen en son kişiye arabayı çarpıp kazalı bir şekilde satmayı önermiştim.

12 yıl sonra tekrar aynı maceraya atıldım. Bu süreçte yaşadığım tecrübe ise hem sosyal, hem de iş dünyasına yönelik konuları içeriyor. Bu sebeple süreci kaleme alarak sizlerle paylaşmak istedim. Temelde aracın fiyatını belirleme, aracı pazarlama, alıcıyla anlaşma ve satışı gerçekleştirme olarak özetleyebileceğimiz sürece ait detayları aşağıda bulabilirsiniz.

Fiyat bulamadım

Açıkçası, aracın fiyatını belirleme konusu en çok zorlandığım konu oldu. Bunun için farklı metotlar uyguladım. Birinci adımda aracın 0 fiyatını incelemek istedim fakat aynı model ve seri araç artık üretilmiyordu. Yine de fikir vermesi açısından üretilen aracın 0 satış fiyatını ve aracıma yakın özelliklere sahip olan 2.el fiyatını karşılaştırdım. Aynı çalışmayı benzer sınıftaki birkaç araç için daha yaparak aracın yaşının ve kilometresinin 2.el fiyatına etkisini analiz etmeye çalıştım. Sonrasında aracımla aynı özelliklere sahip araçların 2.el fiyatlarını birkaç farklı sitede araştırdım. Sonuçta eş değer diyebileceğim araçların fiyatları arasında %20’ye yakın fark olduğunu gözlemledim.

İncelediğim ilanlarla ilgili olarak dikkatimi çeken hususlardan biriyle ilgili bir çağrıda bulunmak istiyorum. Sevgili sigorta şirketleri. Niye hasarları şişirip duruyorsunuz? Hasarlı araçlarını neredeyse tamamında sizlerin şişirdiği bir tamirat işlemi var. Yoksa ortada önemli denecek bir hasar yok. Sadece 1–2 küçük tombalak. Niye olayı büyütüyorsunuz? Şaka bir yana, gördüğüm kadarıyla bu süreçte mağdur olan insanlar da olabiliyor.

İkinci adımda aracın kasko bedeline baktım. Ekonomik durum ve araç tedariğindeki sorunlar sebebiyle bu ne yazık ki piyasa koşulları açısından çok gerçekçi bir yaklaşım olmadı. Malum, sıfırının %25 üstünde bir fiyatla pazarlanan birçok satılık 2.el araç bulunuyor. Üçüncü adımda ise, kurumsal firmalarla görüşerek aracım için teklif aldım. Bu süreç ise benim açımdan büyük bir hayal kırıklığı oldu. Özellikle firmalardan birisiyle yaşadığım tecrübe gerçekten enteresandı. Aracı değerlenmek için internet sitelerinde bulunan formu doldurdum ve fiyat aldım. Sonra randevu alarak araca firmaya ekspertize götürdüm. Aracın yanında duramayacağımı söyleyerek aracımı incelemeye götürdüler. İşlem sonrasında aracı teslim aldım ve 1–2 güne fiyat bilgisi alacağımı öğrenerek oradan ayrıldım. Ekspertiz durumuyla ilgili olarak ise hiçbir bilgi alamadım (ki buna kesinlikle hak veriyorum).

Fiyat almak tam 2 hafta sürdü ve bu sürede kendilerinin sattığı başka bir araca talip olup aracımı takas etmek istedim ama fiyat alamadığım için beklemek zorunda kaldım. Sonunda 3–4 kere kendilerine telefon ettikten ve memnuniyetsizliğimi dile getirdikten sonra web sitesinde paylaştıkları fiyatın yaklaşık %20 altında bir fiyat aldım. Tahmin edeceğiniz üzere bu teklifi kabul etmedim. Benzer araçları sattıkları fiyatla da bu seviyede hatta üzerinde bir fark vardı.

Burada küçük bir detay paylaşmak istiyorum. Aracım herhangi bir hasarı, değişeni veya boyalı parçası olmayan bakımlı bir araçtı. Aracı görmeden verilen fiyatla ekspertiz sonrası yapılan değerleme arasında bir fark olması normal ama bu farkın %20 olması bence kabul edilebilecek bir durum değil. Geri kalan firmalar da araca piyasadaki fiyatların yaşadığım tecrübe de aşağı yukarı bu şekilde oldu.

Satılık

Kişisel veri/güven eğrisi

Bu sürecin sonunda bir fiyat belirleyerek malum sitede ilan verdim. İlanın açıklamasında ise araçla ilgili tüm detaylara yer verdim. Sürecin bu kısmında ise kişisel verilerle ilgili sorunlar karşıma çıktı. İlanı verirken bana telefon numarasını gizleme, hatta numarayı göstermeden geçici bir telefon numarası üzerinden iletişim kurabilme imkanı da sağlanıyor. Diğer taraftan satılan basit bir ürün değil. Alıcılara güven verebilmek için telefon numaramı görünür bırakmaya karar verdim. Bu kararımın sonucunda ise 1 cami imamından camiye ve bağlı olduğu cemaate yardım etmem için, 3 ayrı kişiden de parası olmaması sebebiyle kendine yemek almam veya para yollamam için iletişime geçtiler. Hatta bunlardan birisi yaklaşık 1 saat içinde yolladığı mesajları görmediğim ve cevap vermediğim için misantropist oldu ve mesajlarıyla bunu açıkça dile getirdi.

Tabi bunlara ek olarak aracımı konsinye olarak pazarlamak isteyen oto galericiler de oldu fakat bu teklifi paylaşan 7 firmanın tamamı da benimle ilan sitesinin mesajlaşma özelliğini kullanarak iletişime geçtiler. Öncelikle aracımı kendileri vasıtasıyla pazarlamak isteyip istemediğimi sordular (kendilerine buradan bir kere daha teşekkür ediyorum).

Link: https://i.pinimg.com/originals/a9/26/29/a9262915a4529524a5e00e70f8d5bb48.jpg

Sahibinden sıfır ayarında (şair burada 199.000 km’de 2012 model demek istiyor)

Bir ara aracı takas etmeyi düşündüm. Araç teklifkerini yanı sıra farklı illerden ev, arsa, bağ, bahçe teklifleri gelince işin içinden çıkamaz bir hale geldim ve takastan vazgeçtim.

Bunun yanı sıra aracın ekspertiz raporunu paylaşırken de epey zorlandım. Aracın plakasını veya şasi numarası gibi bilgilerini açıkça paylaşmak istemedim. Ekspertiz raporunda yer alan bu tarz bilgileri kendi çabamla kararttım fakat bunu yaparken 28 sayfalık raporun bir yerinde yer alan şasi numarasını karartmadan raporu potansiyel alıcılarla paylaştığımı fark ettim. Ekspertiz firmalarının raporları bu tarz bilgileri çıkartarak raporu paylaşılacak bir hale getirmesi bu konuda mantıklı bir geliştirme olabilir.

Beni zorlayan bir diğer konu ise aracın ekspertiz sürecinde karşıma çıktı. Sattığım araç 2016 model ve 72000 km’de bir araçtı. Ekspertizi gerçekleştiren ustamız araçla ilgili mekanik konular için her ne kadar aracın kronik sorunu olduğunu veya yaşına göre normal olduğunu paylaşsa da raporda kırmızı harflerle “yağ kaçağı” yazması, potansiyel alıcılar için haklı olarak sorun teşkil etti. Bunun üstesinden gelmek için alıcının tanıdığı bir servise giderek aracı gösterdik. Araçla ilgili yorum yapacak kurumun “alıcının tanıdığı bir servis” olmasının satıcı açısından bir sorun olma potansiyeli tabi ki var.

Fikirler bedava

Bundan yıllar önce ortağımla eski şirketimizi kurarken girişim camiasından birisi bize “fikirler 10 dolardı, 1 dolara düştü, hatta şu anda bedava” demişti. Bu süreçte kastetmek istediği tam olarak yaşadığım sürece ışık tutmasa da çok şikayet ettiğim durumlardan birisini aracımı satarken de sıkça yaşadım: fikir beyan etme hastalığı!

Hem telefonla, hem de araç başında aracın fiyatıyla ilgili ahkam kesen bir çok kişi oldu. Hatta 1–2 tanesi aracın güncel kasko bedelini bilmediğim için bana kızdı. Kaldı ki güncel kasko değerini de biliyordum fakat soruyu çok yanlış bir şekilde sordukları için anlayamadım. Kendilerine aracın değeriyle ilgili fikirlerini sormadığımı veya ilan vermekteki amacımın aracın değerini öğrenmek olmadığını nazikçe ifade ederek görüşmeleri sonlandırdım.

Başka bir beyefendi ise aracın 2.el fiyatının kasko bedeli üzerinden belirlenmesi gerektiğini ifade ettikten sonra konuyu toplumumuzun aç gözlü bir hale geldiğine getirerek Osmanlı tarihinden ve Müslümanlıktan bahsetti. Mevzu 2.el araç alışverişinden yeni bir devlet kurmaya kadar uzandı.

Diğer taraftan, ilanda araçla ilgili bütün detaylara ve aracın güncel hasarlarını gösteren fotoğraflara yer vermeme rağmen aracı gördükten sonra bu hasarları gereksiz pazarlık konusu haline getirerek fiyat kırmak isteyen kişiler de oldu. Sonuç olarak, aracımı satmaya karar verdikten yaklaşık 3 ay sonra, aracını satarken benzer tecrübeler yaşayan bir alıcıyla anlaştık ve aracımı sattım.

Hasarı onarılmış araçlara ülkemizdeki yaklaşım gerçekten üzücü. Toplumumuzda 2.el araç konusunda ciddi bir güven sorunu var. Alıcılarda herhangi bir şüphe uyandırmamak için aracımın sağ arka kapısındaki boya gerektiren küçük hasarı onarmadan sattım aracımı. Bu şekilde olmasını istemezdim ama konunun tam 12 yıl sonra karşıma gereksiz pazarlık konusu olarak tekrar çıkmasını istemedim.

Basit gibi görünen bir araç satışı, benim için içerisinde veri analizi, kişisel verilerin korunması, insan davranışları (hatta sosyoloji) gibi farklı konuları içeren ve zamana yayılan bir süreç oldu. Sizlere fahri eksperlerden uzak günler diliyorum.

Daha fazlası için;

--

--

Burak Aytekin
DataBulls

A curious man interested in technology and (industrial) design who likes to learn from others’ experiences.