Nükleer Çantalar

Levent Mukan
DataBulls
Published in
4 min readJun 22, 2020

Nükleer füzyonun keşfi ve bunun silah haline getirilmesi, denemeler, bunların sonuçlarının maalesef insanlar üzerinde kullanılması, atom bombalarının patlaması, ve sonrasında Sovyetler — ABD yarışının içerisinde girilen soğuk savaş.

Küba’da meydana gelen füze krizi sonrasında (hatırlayamayanlara ufak not, Sovyetler bir başka komünist ülke olan Küba’da nükleer füzeler konuşlandırıyor ve haliyle Küba ABD’nin dibi olduğundan Birleşik Devletler bu gelişmeyi çok hoş karşılamıyor) ABD başkanlarının aklına bir problem geldi; diyelim ki bize füze attılar, nasıl cevap verilecek?

E siz de füze atarsınız, sonra nükleer savaş çıkar, sonrası da önemli değil zaten diye düşünüyor olabilirsiniz. Başkanların sorusu daha ziyade “diyelim ki Oval Ofis’te değilim, Pentagon’a direkt bağlantım yok, o zaman ne olacak?” şeklindeydi aslında. Yani diyelim ki dışarda adam. Füze geliyor, nasıl cevap verilecek?

Tercih etmeyeceğimiz bir diyalog tipi.

“Nükleer çanta” diyince insanın aklında ister istemez içinde nükleer bomba olan bir çanta canlansa da kastım tam olarak bu değil.

“Tam olarak” değil. Kastım içerisinde nükleer bir saldırıya imkan verecek şeyleri barındıran çantalar. Bu çantalar tabi Tahtakale’de satılacak çantalar değil, özel yapılıyorlar ve içinde bulunduğunu söylediğim kodlar bir çanta kadar uzağınızdaysa haliyle bu bombaları üreten bir ülkede üst düzeylerdesiniz.

Temsili diyelim. | Photo by NeONBRAND on Unsplash

ABD’de bu çantaya “nuclear football” deniyor. Rusya’da “cheget” deniyor. Fransa’da bir şey denmiyor, çünkü “resmi olarak” böyle bir çanta yok. İşlevi gereği sürekli olarak başkan(lar) neredeyse bu çantalar da orada. Muhtemelen nükleer başlık sahibi diğer ülkelerin başkanlarında da benzer çantalar vardır.

Neden futbol (topu), geleceğim. Rusya çok eğlenceli değil bu çanta konusunda. Fransa dediğim gibi zaten ne çantası diyor direkt. Bu nedenle nispeten ABD’den bahsedeceğiz.

Nükleer çanta muhabbeti Küba Füze Krizi ile ayyuka çıkıyor. Öncesinde de bir şeyler olduğu söyleniyor, ancak popüler hale gelme dönemi Kennedy zamanı. Sovyetler’den gelecek bir talimatla ya da bu talimat olmaksızın aniden Küba’dan gelebilecek bir nükleer füzeye karşılık Kennedy neler yapılabileceğini soruyor. Sonuçta kafasına göre şuraya füze atalım, buraya saldıralım diyebilecek bir pozisyonda değil, başkan olsa bile. Ancak bu senaryoda soracak zamanı da yok, e ne olacak?

Konferans düzenlemeye fırsat olmayabilir. | Photo by History in HD on Unsplash

Sonuç olarak olası bir Küba saldırısına karşılık yapılabilecekleri içeren bir plan yapıyorlar, adına da “Operation Dropkick” diyorlar. Associated Press’e göre bu “Dropkick” muhabbeti yüzünden çantaya da “football” deniyor. Buradaki football ile kasıt Amerikan futbolunda kullanılan top tabi, diğer yandan aslında neden böyle dendiği biraz muamma. Çanta biraz irice de olsa deri bir çanta çünkü, “attaché” dediklerinden. İçinde de Pentagon’la direkt bağlantı sağlayacak bir telefon ve kodların kendisi var. Başkanın üzerinde de ayrıca kodlar duruyor. Muhtemelen açıklanmayan başka güvenlik önlemleri de var, zaten bu tip güvenlik önlemlerinin önemi ve işe yararlığı çanta bol bol unutulduğu ve kodlar birkaç kez kaybedildiği için tartışmasız bir şekilde kanıtlanmış oluyor çünkü nükleer bir dünya savaşı halen çıkmadı.

Teşekkürler Obama. | Photo by Ferdinand Stöhr on Unsplash

Çanta bir sefer Air Force One’da (Gerald Ford), bir defa komple unutuluyor (Clinton bırakıp gitmiş, arkasından yetiştiriyorlar). Reagan 1981’deki süikast girişiminde çantadan değil de kodlardan ayrı kalıyor, üzerindeki giysinin yırtılması gerektiğinde kodları ayakkabısına sıkıştırıyorlar (ayakkabı bu sırada ayağında değil, hatta adamın yakınlarında da değil). Ayakkabı daha sonrasında bulunuyor tabi, ancak Reagan nükleer kodları çorabında saklıyormuş diye goygoyu yapılıyor tabi. Kodları hastanede çöpe atıyorlar.

En eğlencelisi Carter. Adam ceketinin cebinde kodları unutup kuru temizlemeye gönderiyor cekedi (kuru temizlemeci kodları çöpe atmış). Ama en özensizi de herhalde Clinton; döneminde ciddi bir süre kodların kayıp olduğu daha sonra ortaya çıkıyor. Bu ufak tatsızlığa o dönem duruma şahit olan bir general otobiyografisinde yer vermiş (General Hugh Sheldon, Without Hesitation).

Bill Clinton | Photo by Library of Congress on Unsplash

ABD’de çantanın dışında tutulan nükleer kodlara “biscuit” deniyor. Diğer ülkeler üzerinde kod yazan bir kağıda isim verme zahmetine nedense girmemiş herhalde. Bu kodlar ayda bir fiziksel olarak kontrol ediliyor, 4 ayda bir de değiştiriliyor. Bu kontrol manuel yapılıyor, yani başkandan kodları alıp bakıyorlar. Clinton zamanında baya bir süre her gelen Pentagon yetkilisi kışkışlanmış, başkan çok önem veriyor ama çok yoğun, kusura bakmayın denilerek. Kodların baya bir süredir kayıp olduğu ortaya çıkıyor sonra. Muhtemelen başkana o 4 aylık dönemde kodlar hiç ulaşmıyor, ancak başkan yaverlerinden birinde kodun bulunuyor olduğunu zannediyor. Bence biraz daha dikkat edilebilirdi ama koca ABD başkanına akıl verecek halimiz yok tabii ki.

Nükleer krizin eşiğinden dönmeye dair hikaye çok fazla var, herhalde en masumları bu çanta ile ilgili olanlar.

Diğer Yazılar:

Kaynaklar:

https://usatoday30.usatoday.com/news/washington/2005-05-05-nuclear-football_x.htm

https://www.cnbc.com/2018/02/18/us-and-china-scuffled-over-nuclear-football-during-trumps-beijing-visit-axios.html

https://www.history.com/topics/landmarks/the-presidents-nuclear-football-video

https://www.washingtonpost.com/wp-srv/inatl/longterm/coldwar/shatter031598a.htm

https://www.smithsonianmag.com/history/real-story-football-follows-president-everywhere-180952779/

http://news.bbc.co.uk/2/hi/americas/328442.stm

https://www.goodreads.com/book/show/1719199.Breaking_Cover

--

--

Levent Mukan
DataBulls

Cyber Risk Manager @Marsh, co-founder @DataBulls, EY Alumni | Attorney at law | ll.m in IT Law