Günümüzden Geleceğin Mesleklerine Bakış

Betul Colak
Deep Learning Türkiye
3 min readMay 18, 2020

Son zamanların en popüler tartışma konularından biri Yapay Zeka’nın insanların mesleklerinin elinden alma potansiyelidir. Yapay zeka insanların yerini alarak onların işlerini yapsa bile yeni meslek alanlarını da beraberinde getirecektir. Pandemi ile birlikte geleceğin meslekleri olarak konuşageldiğimiz mesleklerin artık hayata geçtiğini görmekteyiz. Yaşadığımız olağanüstü dönemde pandemi yapay zekadan önce davranıp bizlere yeni bir istihdam türü yaratmıştır. İngilizce’de contact tracer olarak adlandırılan bu mesleği Türkçe’ye temas takipçisi olarak çevirebiliriz. Bu mesleği, gelecekte mesleklerin nasıl icra edileceğini görmek adına inceleyebiliriz.

Temas takipçilerinin amacı, aşı ya da etkili ilaç tedavisi bulununcaya kadar testi pozitif çıkan hastalarla iletişime geçerek virüsün yayılmasını yavaşlatmaktır. Bu işi farklı temellere sahip kişilerden oluşan bir ekip yürütmektedir. Yapay zekayla ilgili yürütülen çalışmalarda hep bahsedildiği üzere bu alan multidisipliner çalışmayı zorunlu kılar. Yaşanan dijital dönüşüm sonrası teknoloji hayatımızın her alanında ve çoğu zaman bizim vazgeçemediğimiz bir yardımcı olarak yer alıyor. Dolayısıyla belli bir alanda uzman olan kişiden, hayatımıza farklı noktalarda nüfuz eden teknolojinin yaratacağı sorunları tek başına cevaplamasını beklemek mümkün değildir. Nitekim MIT tarafından yapılan röportaja katkı sağlayan temas takipçileri de farklı mesleklerden gelmektedirler. Aralarında avukatlar ve yardımcıları, sağlıkçılar ve kütüphaneciler yer almaktadır. Herkes kendi uzmanlık alanından edindiği tecrübeleri pandeminin yarattığı zorluklarlı aşmak için ortaya koymaktadır. Örneğin kütüphaneciler insanların ihtiyacı olan bilgileri telefon üzerinden onlara sunarken, klinik araştırmacıları beslenme düzenlenlerinin nasıl olduğu, nasıl hissettikleri ve izole yaşayıp yaşamadıkları hakkında bilgi edinip sisteme girmektedir. Multidisipliner çalışmanın gerçekleştiği bu işte çalışanların yaşının da bir önemi yoktur. Makaleden anlaşıldığı üzere çalışanlar arasında çok yaşlı(79) insanlar olduğu gibi çok genç(22) insanlar da mevcuttur. Yani emekli biri ile yeni mezun olan biri aynı işi bir arada yapabilmektedir.

Yeni meslek dalları bizler için yaşam boyu üretkenliği mümkün hale getirecektir. Üstelik mezun olduğunuz bölümden öte tamamen yeni bir alanda kişisel ilginiz ve nitelikleriniz doğrultusunda yapabiliceğiniz işler sunmaktadır. Farklı yaş gruplarından ve mesleklerden gelen insanları doğrudan işe başlatmak elbette düşünülemez. Çalışanlar işe başlamadan önce yazılım ve mahremiyet kuralları konularında eğitim almışlardır. Çalışanların için tecrübelerinin bulunmadığı bir alanda çalışmaları bazı hataları yanında getirse de neticede alınan sonuçların olumlu olduğu makalede belirtilmiştir.

Değinmek istediğim diğer bir konu da uygulamanın yapıldığı yer olan Amerika’da insanların verilerini paylaşma konusundaki isteksizlikleri ve güvensizlikleridir. Çalışanların ifadelerine göre konuştukları kişilerden sadece %50- 40 oranındaki kişiler aramalarına cevap veriyor. Ulaştıkları kişilerden bazıları da doğum tarihi ve adres bilgisi talep edildiğinde konuşmaya son veriyorlar. Çalışanlardan Jana De Brauwere’nun ifadesiyle bu durum Amerika’da insanların kişisel verileri konusunda devlete güvensizliğini ortaya koymaktadır. Jana De Brauwere, sadece yardım etmek amacıyla onları aradığını ve hükümetin onların peşinde olmadığı konusunda kişileri ikna etmek için uğraştığını ifade etmektedir. Özellikle 11 Eylül sonrası Amerika’nın ciddi anlamda veri işlediği herkes tarafından bilinmektedir. Ancak kamu güvenliği başlığı altında işlenen verilerin kişisel verilerin koruma anlamında ne kadar güvenceye alındığı ise tartışılır. Avrupa’da kişisel verilere insan hakları ekseninde yaklaşımın aksine Amerika’da kişisel verilere ekonomik hak olarak yaklaşılması insanlardaki güvensizliğin bir diğer nedenidir. Kişisel verilerin korunmasına insan hakkı olarak bakılmadığı sürece bu konuda tam korumanın sağlanamayacağı ve bu bilincin benimsenemeyeceğini söyleyebiliriz. Nitekim Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü(APEC) tarafından ortaya koyulan Özel Yaşamın Gizliliği Çerçeve Belgesi’nde merkeze konulan konunun ekonomik kaygılar olması, bu belgenin kişisel verilerin korunması konusunda yeterince benimsenmemesi sonucu ortaya koymuştur. Kişisel verilerin her alan ve sektör için gittikçe artan değeri ve önemi dikkate alındığında bu verilerin korunmasının vazgeçilemeyecek bir insan hakkı olarak değerlendirilmesi gerekir.

Geleceğin meslekleri genel olarak veriye dayalı olarak yürütülen ve iletişim araçları üzerinden gerçekleştirilecek meslekler olacaktır. Bu meslekler insanlara hem hayat boyu üretme fırsatı sağlamakta hem de hayat boyu öğrenme şansı vermektedir. Bu mesleklerde öne çıkan başlıca konu ise verinin yönetimi, analizi ve korunmasıdır.

MIT’nin yayınladığı makalenin tamamına aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz:

https://www.technologyreview.com/2020/05/10/1001534/first-person-america-covid-19-contact-tracer-experience/

--

--

Betul Colak
Deep Learning Türkiye

After studying the English language in the U.S., I started law school at Bahçeşehir University in 2016. I am interested in IT Law.