UX Süreçlerinde Yazarlık ve Ötesi

Umur Ozan ▶
Digiheads
Published in
5 min readMay 17, 2017
Daha önce böyle bir title olduğundan haberdar mıydınız?

Dijital ve interaktif tasarım süreçlerinde UX kavramı hayatımıza girdiğinden bu yana, daha önceki iş yapış şeklimizi ve problemlere getirdiğimiz çözümleri tekrar değerlendirmek durumunda kaldık. Bu tekrar değerlendirme süreci, müşteri ilişkilerinden stratejiye, yazılımdan tasarıma pek çok iş alanını etkiledi ve dönüştürdü. Peki yazarlık bu değişimden nasıl etkilendi?

Dijital İletişim alanında hizmet veren şirketlerde content başta olmak üzere; işin stratejisinden, sunumuna, mockup’lardaki lorem ipsum’ları doldurmaktan görsel olarak banner fikri bulmaya; pek çok alanda işin içinde olan yazarlar, doğru işin ortaya çıkabilmesi için son derece kritik bir rol oynuyor. Fakat UX sürecinin test, eskiz, tasarım ve optimizasyon aşamaları sektörde daha fazla ön planda olduğundan, “UX Writer” olarak tanımlandırdığım yazarlar ve yazarlık mesleği biraz daha arka planda kalıyor. Oysa UX süreci, metin yazarından, iş tanımında yer alan görevlerden çok daha fazlasını talep ediyor. Neden mi bahsediyorum? İşte bir yazarın ux sürecinde yerine getirmesi gereken görevlerden bazıları;

1- Anket

Özellikle yayında olan bir web sitesi — mobil uygulamadaki deneyimsel sorunları çözebilmek veya rakipler hakkında bilgi toplayabilmek için anketler son derece önemli bir case olarak öne çıkıyor. Anketlerde hangi soruların sorulacağı ve bu soruların nasıl bir dille ifade edileceğini belirlemek için de elbette araştırmacı ve yazarın birlikte çalışması gerekiyor. Doğru soruyu sormadığınız sürece ulaşacağınız her cevabın yanlış olacağını düşünürseniz, anket çalışmasının stratejik kararları nasıl etkileyeceğini tahmin edebilirsiniz.

2- Kullanılabilirlik Testleri

Kullanılabilirlik testleri aslında stratejik olarak neredeyse işin temeli diyebiliriz. Bu aşamada proje için yapılması öngörülen testlerin oluşturulmasında, kullanıcı deneyimini optimize etmek için hazırlanacak testlerin kendisinin deneyimsel olarak doğru bir şekilde tasarlanmasına ve kullanıcının yönlendirilmesine kadar pek çok süreçte yazarlık yeteneğine gereksinim duyuluyor. Bu bağlamda özellikle testler için gerekli olan dijital, teknolojik veya son derece klasik tool’ların kullanımına hakim olmanın da ötesinde, sosyoloji, psikoloji, strateji, güçlü iletişim kabiliyeti gibi yetenekler ve bilgiler de önem arz ediyor.

3- Kullanıcı Senaryoları

Kullanılabilirlik testlerinde, kullanıcılara verilmek üzere önceden hazırlanan senaryoların yazılması belki de işin en eğlenceli kısmı…

Bu süreçte, kullanıcıları öngörülen sorunlara doğru bir şekilde yönlendirebilmek için doğru senaryoları üretmek gerekiyor. Araştırmacı ve yazarın birlikte çalışması gereken bu süreçte, oluşturduğu senaryoyu etkin bir şekilde dile getirmesi ve gerektiğinde kullanıcı ile birebir olarak paylaşması da efektif bir çözüm olabiliyor.

4- Persona

Araştırma sonuçlarına göre elde edilen bilgiler ve marka hedefleri doğrultusunda oluşturulacak persona, doğru testlerin gerçekleştirilmesi ve doğru bir sonuca ulaşılması için kullanılıyor. Persona oluşturmanın aslında genel geçer kabul görmüş bir yöntemi yok. Her ekol kendi yöntemini geliştiriyor. Özellikle Persona’ların yaşayan birer karakter algısını yaratabilmesi için yazarlık yeteneği gerekiyor. Persona’nın kendi ağzından yazılacak metinler, okunuşu kolaylaştıracak karikatürize bir dil ve eğlenceli bir hikayeleştirme, bu işin vazgeçilmezlerinden diyebiliriz.

5- Raporlama

Testler, araştırmalar, anketler vs… Tüm bu meşakkatli sürecin sonunda elde edilen verilerin anlamlı bir bilgi haline gelmesi gerekiyor. Araştırma ekibi ile birlikte hareket eden yazarın hem tüm testlerin amaç ve sonuçları hakkında bilgi sahibi olması, hem de analitik verileri anlaşılır birer çıktıya dönüştürme gibi yeteneklere sahip olması, müşteriye yapılacak sunumların daha etkili hale gelmesini sağlıyor.

6- Sunum Metinleri

Sunum demişken… Sunumların hazırlanmasında yazarların son derece aktif bir rol aldığı zaten hepimizin malumu… Fakat UX sürecinin karmaşık yapısı ve kendine has terminolojisi dolayısıyla sunumlarda da farklı bir üslup kullanmak gerekebiliyor.

7- Sekme ve Butonlar

İşte geldik tasarım sürecine… Tasarım sürecinde yazarların işten uzak durduğu düşünülebilir ancak UX odaklı bir yazarın bilgi mimarisinin tasarımından buton isimlerine kadar pek çok alanda bilgi sahibi olması ve projeye uygun isimlerin oluşturulması sürecinde görev alması gerekiyor. “Hakkımızda” mı olmalı, “Biz Kimiz” mi? “Detaylı Bilgi” mi denmeli “Bilgi Al” mı… Tüm bunların kararını test aşamasında ortaya çıkan veriler ışığında araştırma ekibi ve yazarın birlikte vermesi aslında en doğru sonuçları doğuruyor.

8- Slogan ve Spot

Aslında bu sadece ux hizmeti veren yazarların değil, tüm yazarların son derece yakından tanıdığı bir görev diyebiliriz. Nitekim dijital veya geleneksel reklam ajanslarında çalışan tüm yazarların en az günde 1 kere yaptığı bir şey bu… Fakat konu UX olduğunda parıl parıl parlayan ve ortamı domine eden metinlerden çok, kendini akışın içinde hissettirmeden var eden ve göze batmadan kullanıcıyı yönlendirebilen metinler tercih ediliyor. En kolay işin bu olduğunu düşünebilirsiniz ama hem dikkat çekmemeye hem de doğru bir şekilde yönlendirmeye ve hedeflenen algıyı yaratmaya çalışmak bazen son derece zor olabilir.

9- Tüm İçerikler

UX özelinde hizmet veriyorsanız ve content’le işiniz yoksa bu durum sizi ilgilendirmiyor olabilir. Müşterinizden gelen içerikleri yapıştırıp geçebilirsiniz. Ancak her detayın incelikle işlendiği UX sürecinde içeriklere hiçbir şekilde dokunulmadan ve kullanıcı deneyimini ön planda tutacak şekilde geliştirilmeden projeye adapte edilmesi, aslında biraz sürecin kendisine de hakaret etmek gibi geliyor bana. Görsel olarak müthiş bir site, içeriklerinin kalitesizliğinden dolayı son derece başarısız olabilir. Bu bağlamda müşteriden gelen içeriklerin marka konumlandırma, persona, ux stratejisi ve test sonuçlarına göre değerlendirilmesi ve geliştirilmesi gerekiyor. Bir kere doğru yola karar verildikten sonra gerisi sadece işin word operatörlüğü kısmı. Elbette bu süreçteki en büyük hata, her şeyde olduğu gibi imla ve dil bilgisi hataları olarak öne çıkıyor.

İşte böyle;

Gördüğünüz gibi aslında UX odaklı tasarım yapma uğraşı veren şirketlerin iş süreçlerinde yazarlar ve eğer yoksa ekiptekilerin yazarlık yeteneği son derece önemli bir yer tutuyor. Ancak ne yazık ki araştırmacısı, stratejisti, tasarımcısı, müşteri temsilcisi ve proje yöneticisi olan UX’de, “UX Writer” gibi bir title henüz dünya çapında kabul edilmemiş görülüyor. Bunun sebepleri düşünüldüğünde pek çok argüman ortaya atılabilir fakat bunlardan hangilerinin böyle bir meslek ve iş tanımına ihtiyaç olmadığına dair inandırıcı veriler sunacağını bilemiyorum.

Sonuçta “Content is King” söylemi hala popülerliğini koruyor ve Content Manager olarak nitelendirilen iş tanımının yakın bir zamanda UX Writer olarak güncellenmesi bana pek de uzak görünmüyor. İşte aşağıdaki screenshot da kanıtım.

Hepinizi ışık ve sevgiyle selamlıyorum.

Eğer yazıyı beğendiyseniz paylaşabilir veya kalp butonuna tıklayabilirsiniz. Böylece, birini mutlu etmenin giderek zorlaştığı günümüzde, birini mutlu etmenin hazzını yaşayabilirsiniz.

--

--