e101 — ev aramaya giriş.
son bir haftadır sevdiğim şeylere yoğunlaşıyorum ve muazzam bir keyif. bu esnada bir yandan da ev bakıyorum ve bunun nasıl hobiye dönüşebildiğini fark ettim. bir hafta öncesine kadar, biri çıksa ve “hobilerimden birisi de ev bakmak” dese muhtemelen dev yadırgardım. ama şu an aynı cümleyi günde birkaç kez benden duyuyor çevremdeki insanlar. tuhaf gibi.
ama süreç şu: çeşitli emlak sitelerinden birkaçına dadanıyorsunuz, her gün favorilere bilimum ilan atıyorsunuz, ertesi güne yeni ilanlar düşmüş oluyor, “yeni neler var acaba” diye bakıyorsunuz bir heyecan, falan. bu kısmı aslında inanılmaz keyifli ve heyecanlı da görünmüyor olabilir. benim size bahsetmek istediğim kısmı, adrenalinin devreye girdiği kısım: favoriye attığınız evleri gidip görmek.
çünkü ne çıkacağını asla bilemiyorsunuz. ilanda “kuruçeşme’de 70m2, bahçeli, muazzam, asla kaçmaz, şahane okazyon” olarak size tanıtılan evi görmeye gittiğinizde, 35–40m2 civarı, tavanı boyunuz artı bir karış, bahçe dediklerinin balkon olduğu, arkadaki kömürlükten karafatmaların koşuştuğu bir ev bulmanız işten bile değil. ha, “bahçe katı” olarak bahsedilen “muazzam” evimizin kot 2 olduğundan hiç bahsetmiyorum. bu kadar sürpriz henüz size fazla. ben bile güya deneyimlendim, yeni yeni alışıyorum.
ya da mesela, “ortaköy’de şahane ev, boş, mutlaka görmelisiniz” minvalinde bir ilan görüp bir heyecan gittiğiniz evde, ilahiler dinleyen 75 yaşlarında bir teyze tarafından karşılanabiliyorsunuz. bunlar hep küçük sürprizler. öyle hep de başınıza gelecek diye bir şey yok. başınıza geleceğinin garantisini verebileceğim tek şey, evi asla umduğunuz ebatta bulamayacağınınz. lokasyon konusunda ufak yanlış bir anlaşılma söz konusu olmuş olabileceği ve herkesin “sıfır daire” anlayışının sizinki ile bir olmayacağı.
asla azalarak bitmeyecek bir diğer şey ise, evi satmaya/kiralamaya niyetlenen kişinin, 50m2'lik evini 80m2'ymişçesine bir alan yaratıp kullanabileceğiniz iddiası. ve inanın “he canım, he öyle” deyip de geçemeyeceğiniz kadar ikna edici olabiliyorlar. cidden de “hakkaten oraya gömme dolap yapsak, mutfağı açık mutfak olarak salona alıp, mutfağın bir kısmını banyoya katıp, geri kalanını da giyinme odası yapsak olur mu acaba” diye düşünürken bulacaksınız kendinizi.
bu başlangıç, bir sonraki aşama da rüyanızda kiraladığınız/satın aldığınız evin dekorasyonunu yaparken bulmak kendinizi. kaçarınız yok, çünkü 50m2'lik o evden bir şekilde 80m2'ymişçesine alan yaratmak zorundasınız. istanbul’da koşullar zorlu, satıcılar/kiracılar çetin ve siz çok çaresizsiniz. öyle kolay değil.