Ertelemek Bir Hastalık Mıdır Yoksa Bir Strateji Mi?

Erteleme bir hastalık mıdır yoksa hastalığın maskesi midir? Strateji olabilir mi?

Hepimiz bir şeyleri erteleriz örneğin okuyacağımız kitapları, gideceğimiz yerleri, bırakmayı düşündüğümüz alışkanlıkları (alkol, sigara) vs vs. Hatta belki bir çoğunuz erteleyip bu yazıyı da çok sonra okuyacaktır, belki de erteleyip hiç okumayacaktır. Kim bilir?

Erteleme hakkında çok az şey biliyoruz aslında gelin bakalım araştırmalar bize ne söylüyor.

Araştırmalara baktığımızda durum bir hayli ilgi çekici. Yakında zamanda Stocholm Üniversite’sinde yapılan bir araştırma da araştırmacılar ertelemeyi ‘‘hafif’’ ila ‘‘şiddetli’’ arasında beş gruba ayırdı ve 700'den fazla katılımcının genel yaşam kalitesi, erteleme eğilimleri, depresyon ve diğer faktörler gibi konular hakkında kendi bildirdikleri bilgileri analiz ederek, katılımcıları aşağıdaki gibi kategorize ettiler.

Ankete katılanların:

  • Yüzde 25'i “hafif erteleyiciler” di.
  • Yüzde 28'i “ortalama erteleyiciler” di.
  • Yüzde 14'ü “uyumlu erteleyiciler” di.
  • Yüzde 22'si “şiddetli erteleyiciler” di.
  • Yüzde 11'i “ birincil depresyonda” idi.

Araştırmacıların bekledikleri sonuç hafif, orta ve şiddetli grupların ortaya çıkmasıydı ancak ortaya ‘‘uyumlu’’ ve ‘‘birincil depresif’’ kişilerin çıkması bir sürprizdi. Erteleme bir strateji olarak mı kullanılıyordu? Alexander Rozental, bir röportajında ‘‘Herkes ertelemeyi üzücü olarak deneyimlemiyor ve aslında bazı kişiler bunu işleri halletmek için bir strateji olarak kullanıyor” diye açıklıyor.

Örneğin, bazı insanlar kendilerine bitiş tarihi (deadline)koyarlar ve bitiş tarihi yaklaşırken bir göreve daha iyi odaklanabilirler ve bu da onları sık sık işleri mümkün olan son dakikaya itme eğiliminde bırakır. Bu davranışın yaşamları üzerinde çok az etkisi olduğundan, tedavi arama olasılıkları azalır, bu nedenle “uyumlu erteleyeciler” terimi kullanabiliriz.

Ancak ‘‘birincil depresif’’ grup farklıdır. Çünkü dinamik açıdan bakarsak altta yatan sorun ertelemeden ziyade depresyondur. İkisi kolayca karıştırılabilir, depresyon genellikle motivasyon sorunları ve aktivitenin azalması olarak kendini gösterir ve bu da erteleme olarak maskelenebilir.

Erteleme aslında hayatımızı büyük ölçüde etkilemez Rozental’ın sözleriyle: ‘‘Çoğu insan için erteleme, kişinin çalışmasını veya çalışmalarını beklediğiniz ölçüde etkilemez — erteleme ve performans arasındaki ilişki genellikle oldukça zayıftır — ancak genellikle çok fazla stres ve endişeye yol açar ve bu da refahınızı azaltır”.

Sonuç olarak, ciddi erteleme sorunları olan kişilerin, görevleri zamanında tamamlayamamaları onları sıkıntıya soktuğunu ve genellikle utanç verici bir döngüyle sonuçlandığını gösteriyor araştırmalar. “Bu nedenle, bazı bireyler için, erteleme son derece zayıflatıcı olabilir, ne yapılması gerektiğini bildiğiniz bir durum yaratabilir, ancak çalışmaya başlayamazsınız, bu da giderek daha fazla endişe ve depresyona yol açar.”

Ertleme hayatımızın bir gerçeği ancak ertemeleyi sadece ‘‘ertelemek’’ olarak görmemeliyiz. Bunu bir strateji olarak kullanıyorsak ne ala ancak bunun altında ciddi hastalıklar saklı olabilir. Bu yüzden ciddi erteleme sorunları yaşayan kişiler aynı zamanda depresif belirtiler gösteriyorlarsa alanında uzman bir klinik psikologla görüşmesi son derece faydalı olacaktır.

Lütfen sağlığınızı ertelemeyin!

Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim, sevgiler selamlar.

--

--