Hissiz Hissetmek

dimple
Çağdaş, Özgün, Yaratıcı ve Türkçe
2 min readJun 15, 2023

Hani küçükken ışığı kapattıktan sonra yatağa gidemezdik ya korkudan, çok korkardık karanlıktan. Belki de karanlığın bizi yakalamasından bizi içine hapsetmesinden korkardık bu kadar çok bu yüzden delice yatağın yerini bulmak için koşardık, yorganımız kalkanımız olurdu da altına girerdik sımsıkıca sarardık her yerimizi, sanırdık ki yorganın altında kimse hiçbir şey bize zarar veremez. O da aynı şeyi hissediyordu, sadece şuan bir çocuğa göre fazlaca yaşlıydı. Hayal kırıklığına uğramaktan deli gibi korkuyordu aynı bir çocuğun karanlıktan korktuğu gibi. Ölümcül bir korkuydu bu, hani ölsem daha iyi dersin ya o da böyle bir şeydi. Ne zaman bu kadar çok sevmişti onu, ne zaman bu kadar çok bağlanmıştı da ona; ona sahip olamamaktansa ölmeyi yeğliyordu. İnsan bunu kendisine niye yapardı, niye hayatını kendine zindan ederdi, niye birini bir şeyi her şeyden herkesten daha çok severdi sonunda en çok kendinin üzüleceğini bile bile. Herkes hayal kırıklığına uğrardı, herkes korkardı. Aynı bir çocuk gibi sığınacak bir liman arardı kendine. Ama onun hiçbir zaman bir sığınacak limanı bir battaniyesi olmamıştı ki. Asla kendini insanlara anlatamaz, konuşamazdı. Dili tutulurdu sanki bu yüzden yıllar içerisinde bu kadar sessizleşmişti belki de. Hayatta tutunduğu tek şey yine onunlaydı,onun dışında her şey ve herkes gitmişti. Öyle ki bir şey hissedemiyordu bile. Sahiden nolmuştu o eskiden yazdığı hikayeler. Nolmuştu o lisedeki şen şakrak çocuğa. Ne yapmışlardı ona? Edebiyatı her zaman kendinden duygularından kaçmak için kullanırdı, sanırdı ki eğer şuan bir şeyler yazarsam iyi gelecek unutaccağım her şeyi, hepsi geçecek bu hissettiklerimin. Ama geçmedi, yıllar geçti, arkadaşlıklar bitti, koca bir hayat geçti ama onun hisleri geçmedi. O zaman ne hissediyorsa şu yaşında da aynı şeyi hissediyordu. Sahi o zamanı hiç unutamamıştı dün gibiydi hala, gözleri dolardı o anları düşünürken sonra yine kaçardı çünkü insanlardan hayattan kaçmayı sevdiğinden hep bir bahanesi vardı, fiziksel olarak da severdi koşmayı ki bir zaman sonra bu hayatı yaşama şekli haline gelmişti.

--

--