Japon Sanatı- Shunga

Bahar resimleri anlamına gelen shunga, Çince bir terimdir. Ancak mevsimden ziyade Japonya’da 18. yüzyılın başlarından itibaren Edo çağında popülerleşmiş olan erotik baskılar için kullanılır.

Edo çağı Japonya’nın ilk modern çağı olarak tanımlanmaktadır. Bu yıllar arasında Japonya ekonomik büyüme, toplumsal düzen, sanat ve kültür alanında gelişmeler yaşamıştır.

Nishikawa Sukenobu, Geyşa ve Adam Arasında Oynaşma

Shunga daha önce ortaya çıkmasına rağmen, teknolojik yetersizlikler imaj kopyalamayı pahalı bir hale getirmiştir. Sonuç olarak, sadece belli bir ekonomik gelire sahip insanlar bu sanat parçalarına sahip olabilmiştir.

İnanışa göre shunga sahibine hem iyi şans getirir hem de onu ölümcül kazalardan korur.

Ruth Styles shunga eserleri hakkında; “İmgelerin çoğu açık seçik hatta hassas olmasına rağmen, kadın ve erkek arasında paylaşılan zevkin eşitliğini ortaya koyar” der. Birçok Shunga’da karı-koca veya birbirlerinin rızası ile birlikte olan yetişkinlerin cinsel birliktelikleri gösterilir. Ancak bu gösterimler genel olarak Shungalar arasında azınlıktadır. Shunga eserlerini incelediğimizde çoğunlukla cinsellikten ziyade aşıkane imgeler barındırır.

Homo-erotizm temaları

Homo-erotizm temaları toplumdan topluma değişkenlik gösterir. Batı toplumlarında eşcinsellik ahlaksızlık görülüp dışlanmaktayken Doğu toplumlarında bu durum tam tersiydi.

Geçmiş yıllarda #Tarih dergisinde ‘‘Dünden Bugüne Eşcinsellik’’ adında makale yayınlandı. Makalede İran’da Safeviler dönemindeki eşcinselliğe ilişkin minyatürlere de değiniliyor. Bunlardan 1627’de yapıldığı belirtilen birinde, dönemin İran Şahı Abbas’ın, saray oğlanlarından biriyle cinsel birlikteliğinin gösterildiği anlatılıyor.

Kitagawa Utamaro, Islak Parmaklar

Japon kültüründe ise homo-erotizm çizimler oldukça yaygındır. Eserlerde cinsiyet ayrımı yapmak oldukça zordur. Nitekim her iki cins tarafından da giyilen kimonolar cinsiyet karışıklığına sebep olur. Ancak cinsel birleşmeler resmedildiğinde erkek ve kadın cinsel organlarının ayrımını yapmak oldukça kolaydır. Çünkü, cinsel organlar grotesk olarak kocaman şekilde tasvir edilir.

Doğu ve Batı Sanat Eserlerinde Cinsellik Temalarına Bakış

Michel Foucault Cinselliğin Tarihi adlı eserinde, Batı toplumları scientia sexualis‟yı yani cinsel bilimi temsil ederken, Doğu toplumları ise ars erotica‟yı (cinsel sanat) temsil etmektedir. Foucault bu doğrultuda şunları söylemektedir:

“Bir yandan, bir ars erotica (erotik sanat) yaratmış toplumlar –örneğin Çin, Japonya, Hindistan, Roma; Arap Müslüman toplumları- vardır. Erotik sanatta, gerçek, bir gelenek olarak ele alınan ve deney olarak görülen hazzın kendisinden çıkarılır; yani haz, izin verilen ve yasaklananı saptayan mutlak bir yasaya göre, bir gerçeklik ölçütüne göre değil, her şeyden önce kendine göre ele alınır; bir haz olarak, yani yoğunluğuna, özgül niteliğine, süresine, bedende ve ruhta yansımasına göre bilinmesi istenir.”

Doğu, erotizmi sanata dönüştürerek yaşarken, Batı’da insanlar cinselliği daha üstü kapalı yaşamaktaydı. Doğu kültüründe erotizm, sanatın ayrılmaz bir parçasıyken sanat eserleri cinsel öğreticiliği için de kullanılmıştır.

Shunga’nın Sansürlenmesi

Edo döneminde gelişen ekonomik büyüme sayesinde imgelerin toplu üretimi daha da kolaylaşarak düşük fiyatlar baskıların yayılmasını sağlamıştır. Ancak, 1850'lerden itibaren, shunga hükümet tarafından bastırıldı ve büyük ölçüde sanat tarihinden, sergilerden çıkarıldı ve sansürlendi.

Hokusai, Balıkçının Karısının Rüyası

Bu zaman zarfında binlerce Shunga’ya el konuldu ve imha edildi. Ancak bu dönemde yasaklanmasına rağmen sanatçılar eserlerini icra etmeye devam etmişlerdir. Bu sanatçılar arasında dönemin önemli sanatçılarından Hokusai, Utamaro ve Moronobu gibi önemli sanatçıların baskıları da vardır.

Moronobu- Two lovers Beach

--

--

Gamze Alyar
Çağdaş, Özgün, Yaratıcı ve Türkçe

I'm an expert in digital marketing with a passion for behavioral psychology, art and design. I love learning about how people think and what makes them tick.