Kabullenmek Üzerine Bir Yazı

2020 hayatımın en güzel yılıydı. Kişiliğimin ve hayatımın kökten değiştiği; tekrar eden şeyleri sonlandırdığım, cesaretle birlikte, mutluluğumun, tahammülümün ve metanetimin tahmin edemediğim noktalara ulaştığı, okul gibi bir yıldı. Bu süreçte en büyük öğretmen ise kabullenmek oldu. Bu konuda bir şeyler paylaşmak istedim.

Bizi mutsuz eden, acı veren, kaygımızı tetikleyen, memnuniyetsizlik yaratan şeylerin (Duḥkha) arasında farkında olmadığımız bir durum var, kabullenmemek.

Özellikle günümüzde insanlar kendini fazla önemseyip, birçok şey kendi kontrollerindeymiş gibi yaşayıp “Şu an neyi değiştirebilirim? Neye gücüm yetiyor?” sorularını sormayıp, sınırlarını görmediğinden olsa gerek bir kabullenmeme var. Bunların üstüne bir de özellikle orta sınıfın çocuklarını çok önemli hissettirerek sanki yaşam onlar için varmış gibi büyütmelerinin de sanırım bir etkisi var.

Konuyu fazla çatallandırmadan, uzak doğu seyahatlerimde, sık ziyaret ettiğim Zen keşişlerinden “Kabullenme” egzersizi tavsiyesi almıştım. Bu egzersizde sizi tekrara düşüren, her defasında mutsuzluk, kaygı, acı veren (Duḥkha) şeyleri düşünüyorsunuz, aklınıza geldikçe yazıyor ve yaşadıkça eklemeler yapıyorsunuz. O olaylar veya düşünce halleri tekrar ettiğinde, nasıl bir aksiyon alacağınızı zihinsel bir refleks haline getiriyorsunuz. Burada püf nokta, alacağınız aksiyon sizi daima pozitif, sakinlik, olayı körüklemeyen, sükuneti getiren ve olayı o an sonlandırıp sonuçlandıracak bir düşünceye itmesi.

Bu maddeler; telefonumda bir not uygulamasında yer alıyordu ve haftada veya iki haftada bir göz atıyor, okuyor, tekrar ediyor ve üzerine düşünüyordum. Düşünce yapılarının, kişiliğinize oturduğunu hissettiğinizde notlara göz atmayı bırakabilirsiniz.

  • Her şeyi öğrenemezsin, öğrenmen de gerekmez. Eksik bilgiyi hissettikçe öğrenmek daha verimlidir.
  • Ne yapabileceğini ve ne yapamayacağını bil ama yetersizlik hissine kapılma, her seviyede seni yetersiz hissettirecek referans bir seviye vardır.
  • Yaşama dair birçok şeyi kontrol edemezsin, bu kadar şeyi kontrol edemezken kendini fazlaca önemsemek aptallık.
  • Daima zorluklar yaşayacak, kötü insanlarla karşılacak, başarısızlıklar yaşayacak, beklenmedik üzücü olaylar yaşayacaksın.
  • Kimse bize iyi ve rahat bir hayat sözü vermedi.
  • Bahane ve mazeret güçsüzlük göstergesidir. Olanları kabullen ve dersler çıkar.
  • Hayat cesurlara cömert, bir şeylerden çekinmen için, başlamaman için hiçbir sebep yok.
  • Her mutsuz edici şeyden sonra “Bundan ne öğrendim, bir daha yaşamamak için ne yapmalıyım?” sorusunu sor.
  • Can sıkıcı bir şey yaşadığında “Neden ben?” sorusu bencilce, aptalca ve cahilce. Aynı şeyi yaşayanlardan farkın ne?
  • Gerek iş, gerek özel hayatta; ilk önce maddi konuları ve beklentileri, ertelemeden, net cevap alana kadar konuş ve sonuca bağla.
  • Hayatındaki maddi şeyler, manevi şeyler kadar önemli ve değerli, maddi şeyleri konuşmaya çekinmek onlara saygısızlık olur, konuşmaktan çekinme.
  • Etik kurallara uyduğun sürece, kendine ve başkalarına zarar vermediğin sürece, önemli olan ünvan veya insanların ne düşündüğü değil, nasıl bir hayat yaşadığın, neler sunduğun, neler paylaştığın.
  • Kendine, sevdiklerine ve ihtiyacı olanlara yardım etmen için çok kazanman gerekiyor.
  • Birazdan ölebilirsin, böyle bir olasılık uzak değil.
  • Öldüğünde seni hatırlayan birkaç kişi kalacak, her şey sanki hiç olmamış gibi devam edecek, kendini özel hissetme.
  • Sevdiğin birini aniden kaybedebilirsin, ölüm nefes kadar gerçek, anlık ve kontrolümüz dışında.
  • Sürekli yoğunluk daima kaybettirir, yoğun bir günlük rutinden kurtul.
  • Talep edilmedikçe tecrübeni paylaşma.
  • Sorulmadıkça öneride bulunma.
  • Davet edilmediğin tartışmaya müdahil olma.
  • İletişimi kötü insanlar, ölü yatırımdır. Ölü yatırım zaman kaybıdır.
  • İnsanların faydalanabileceği daha fazla bilgi bırak.
  • Günlük rutinde, zamanın bir kısmını insanlara yardımcı olmak için ayır. Bilgini paylaş, soruları cevapla, yardım yap, yönlendir, gönüllü ol…
  • Yaptığın yardımları, gelen minnet ve teşekkür mesajlarını paylaşma, bahsetme.
  • Gelen bir kötü yaklaşımı değerlendirirken, bunu yapan kişi için “Bu kişinin hayatımdaki yeri ne, ileride ne olabilir, buna bir şeyler kanıtlamalı mıyım?” diye düşün. Cevabın hayır ise pas geç.
  • Yatırım yaparken veya bir işe yönelirken şu soruyu sor: Gerçekten iyi bir yatırım/iş olduğu için mi? Yoksa fazla duyduğum için mi yöneldim bu alana?
  • Tekrar kaybedebilirsin, tekrar sıfırdan başlaman gerekebilir, daha önce yaşadın bunu ama tekrar da çıkabilirsin çünkü bunu da başardın. Buna hazır ol ve cesaretini kırma.
  • Düşmanın yok, rakibin yok, kötülüğünü isteyenler yok. Olsalar bile, sen izin vermedikçe zarar veremezler.
  • Herkesin bir yaşam mücadelesi var, insanların mücadelesine saygılı ol.
  • İnsanların hikayelerini bilmiyorsun, neler yaşadılar ve neden böyleler bilmiyorsun, yargılama, hayat rutinine devam et.
  • Herkes; bilgisi ve kapasitesi ölçüsünde kendisi için iyi olacağını düşündüğü seçimleri yapıyor, saygı duy, yargılama, sorulmadıkça yorum yapma.
  • Doğru yolu bilen, kesin bilgiye sahip biri değilsin. Dolayısıyla insanları yargılayacak, akıl verecek, onları refaha erdirecek kişi de değilsin. Kendini bil, bunu kabullen.
  • Herkesin başarı reçetesi kendine özeldir, deneyip başarıya ulaştığın yol haritası başka hayatlar için işe yaramayabilir, hatta başka insanların hayatlarını daha kötüye de götürebilir. Buna sebep olmak istemezsin. Başkalarının başarı tecrübeleri de aynı şekilde sende işe yaramayabilir. Aksine çaba sarfetmek zaman kaybına yol açabilir.
  • Cesaretsiz, tekrar eden, erteleyen, kaygılı insanlar zaman kaybıdır. Onları motive edemez, onlara yardımcı olamaz, hayatlarını değiştiremezsin. Zaman kaybetme, önüne bak.

Kabullenmeler kişiye özeldir, kişinin gündemine ve yaşam rutinine bağlı olarak eksikliğini veya fazlalığını hissettiği şeyleri seçimidir. Genel bir reçete değildir. Herkesin kabullenme kriterleri, konuları ve sonuç motivasyonları farklıdır. Böyle bir zihinsel egzersiz yapmak isterseniz, en iyi hocanız sizi en iyi tanıyan kişi yani kendiniz olduğunu unutmayın.

Kabullenme aslında farklı coğrafyalarda farklı inanç ve felsefe disiplinlerinde işleniyor. Örneğin; Budizmin Mahayana kolunda, Zen Budizm ve Hinduizmde, batıda ise Stoacı felsefenin ana kolonlarından biridir bu konu, ayrıca İslam tasavvufunda, Kabbala’da üzerinde durulan ve çeşitli öneriler sunulan bir zihin egzersizi. Maalesef bu günümüzde ya unutulmuş ya da anlamından saptırılıp kadercilik olarak anlaşılmış. Burada püf nokta, kontrolümüzde olmayan şeyler olduğunu bilmek, bu şeylerde kontrolümüz olmadığını kabullenmek ve bunlarla kavgayı kesmek. Kontrolümüzde olan şeylerin ise farkına varmak, yoğunlaşmak ve ne yapabileceğimizi, ne yapamayacağımızı, sınırlarımızı, kendimizi bilmek.

Mutlu yıllar.

--

--

Ahmet Çığşar
Çağdaş, Özgün, Yaratıcı ve Türkçe

Bir şeyler üretip dünyaya satıyorum. İş ve hayata dair kendi yaşam yolculuğumu paylaşıyorum. Dünyanın en mutlu insanı olabilirim.