Kusursuz bir gün

Bazen hiç özel bir şey yapmasanız da aksam yatağa gitmeden düşündüğünüzde “güzel bir gündü” diyebileceğiniz günler vardır.

--

Photo by Angela Bailey on Unsplash

Bu sabah sonunda hava raporunda “Dünyanın en güzel havası” dedi hava raporunu sunan Guy Hagi. Bu lafı hemen her sabah hava durumunda söyler, nerdeyse adamın etiketi halinde bu, ama geçen hafta fırtınadan dolayı nerdeyse 5 gün duymamıştık “Dünyanın en güzel havası”nı.

Aslında şikâyet etmememiz gerekir California daha önce hiç duymadığım “Atmosferic river” (ne demekse) ile uğraşıyor, doğu sahili kar buz içinde, bizde ısı 5 derece düştü havada kapalı diye şikâyet etmek sanki şımarıklık. Ama inanılmaz bir şekilde bizde etkilenmeye başladık bu kimse için soğuk sayılmayacak soğuklardan.

Geçen hafta 3–4 gün çorap giyecek, hatta yârim kollu tshirtleri aranacak kadar üşüdüm. Vücut devamlı 25–29 derecelere alışınca 20C birden çok soğuk geliyor. İki gün önce marketten çıkarken göz göze geldiğim kadına “Soğuk dimi?” dediğimde “Donuyorum” cevabını almıştım, sonra ikimizde dönüp askılı bluz ve şortla dolaşan kıza baktık, kadın “Turist” dedi. İkimizde gülmeye başladık.

Sabah böyle günlük güneşlik havada, ya da başka bir tabirle normale dönmüş Hawaii havasında pazara doğru yola koyulduk. Bu defa akıllanmıştım, Pazar saat 9 da başlıyor, satıcıların 9 dan önce bir şey satması yasak, ama çiçek satan japon adamın kamyoneti önünde kuyruğa girmezsen çiçek kalmıyor. Son iki hafta eli boş döndüm, bu hafta o sırada yerimi almaya pek azimliydim.

Photo by Manish Tulaskar on Unsplash

Göz ucuyla kovadaki zencefil çiçeklerine baktım, hala 3–4 tane vardı, Charley ve köpekleri beklemeden hemen o yöne doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım ama tam önümde bir teyze elindekileri çantasına koymaya çalışırken düşürünce durup ona yârdim etmem gerekti.

Kovaya eriştiğimde hala bir buket vardı, daha elimi uzatmaya fırsat bulmadan arkamdan gelen bir adam bu buketi de kaptı. Ben şaşkın şaşkın bir boş kovaya bir satıcı adama bakarken arkamda bir ses duydum. “Benimkilerden birini verebilirim, istemiydiniz.” Gülümseyerek çiçekleri uzatan kadının kucağında 3 buket vardı. Teşekkür ederek elimdeki parayı kadına uzattım. Bu adaları özel yapan işte böyle küçük jestler ve güzel insanlardı.

Bu pazar sadece üç beş masadan ibaret genelde, iki üç defa geldin mi satıcılarla akraba gibi oluyorsun. Charley biraz ilerde yeni yaptığı şapka bantına iltifat eden birkaç kişi ile sohbet ediyordu, bende taze toplanmış fasulye, marul alıp çantamı doldurdum.

Photo by Christian Kaindl on Unsplash

Eve doğru yola koyulduğumuzda Charley “Kahvaltı için donuta ne dersin?” dedi. “Donut hayır ama somonlu bagel olabilir” diye cevap verdim. Yaşlanmanın bedellerinden biri de çocukken olduğu gibi fazla şeker yememeye dikkat etmek ne de olsa. Bagel`ımızı beklerken kitapçıya girip kitaplara baktık. Online kitaplar çıktığından beri pek kitap almıyorum, kindle ve kütüphanelerin bedava ebookları varken evi kitap doldurmak pek akıllıca gelmiyor. Taşınırken, olmazsa olmazlar haricinde bütün kütüphanemi bir derneğe bağışlamıştım. Ve doğrusu ya kitaplarımdan ayrılmak çok zor gelmişti, o günden beri kitap almamaya özellikle dikkat ediyorum. Yine de dayanamayıp Hydrophonic`le ilgili bir kitap aldım, birkaç kitabında resmini çektim ki kütüphanenin web sitesinde sonradan bakayım.

Eve dönüp Kona kahvemizle bagellerimizi yedik, sonra da hazırlanıp havuza gittik. Yarım saat sıkı bir yüzme egzersizi. Arabaya dönerken havuzdan aşina olduğumuz bir adama “Bugün su soğuk değil” müjdesini verdik, yaşlı çinli gülümseyerek elindeki t shirtu gösterdi “Olsun, ben gene de hazırlıklı geldim” dedi.

Evde akşam üstü ben yemek hazırlarken Charley`de yeni şapka bantını yapıyordu, bir yandan da Hawaii tarihi ile ilgili bir roman dinliyorduk.

Telefonunum sesini duyunca donup baktım, mesaj “Cuma günü Kaimana’yı buz patenine götürüyoruz sizde gelirmisiniz?” diyordu. Hawaii`de buz pateni sahası olduğunu bilmiyordum doğrusu, ama niye olmasın. “Tabii geliriz.” diye cevapladım. Charley`e haberi verdiğimde hemen itiraz etti. ” Buz patenimi. Yoo son defa buz pateni 20 sene önce yaptık.”

“Biliyorum” dedim. “Benimde oramı buramı kırmaya niyetim yok ama seyretmek keyifli olacak”

Charley bir homurtu ile karşılık verdi. Balkona doğru yürüdüm. Dağların üstünde günesin son ışıkları bulutlara vurmuş pembe kırmızı bir renk cümbüşü yaratmıştı. Esinti bir yerlerden bir çiçek kokusu getiriyordu, Plumeralar nisan ayında çiçek açmaya başlarlar ve bütün adayı kaplar kokuları ama Hawaii de çiçek kıtlığı yok. Gardenya, zencefil ve daha hala adını bile bilmediğim yüzlerce çiçek her mevsimde açar bu adalarda. Sonra aklıma uzun vazoya doldurduğun zencefil çiçekleri geldi. Kadının gülümseyen yüzü ve aldığı çiçekleri paylaşmasını hatırlayınca içim ısındı yine. Bugün güzel bir gündü, hiçbir özelliği olmayan sıradan ama güzel bir gün. Bir an duraksadım, yaşlanmak mıydı bu acaba, sıradan bir günle tatmin olmak hatta güzel diye addetmek. Ya da belki tatmin olmuş olmaktı bu, yaşamın diğer kısımlarında bir dolu heyecan, stres, iyi ve kötü günler yaşayıp bugün sadece normal sıradan bir günü hak etmiş olmak.

--

--

Hawaii Gunlugu
Çağdaş, Özgün, Yaratıcı ve Türkçe

Hawaii sadece plajlarla,hindistan cevizi agaclari degil. Bambaska bir yasam bicimi,ve bambaska dusunce tarzi.Bu hikayeler "only in Hawaii" diye tanimlanabilir.