WikimediaImages tarafından Pixabay

Neden Bazı Kelimelerden Rahatsız Oluruz?

Gamze Alyar
Çağdaş, Özgün, Yaratıcı ve Türkçe
4 min readDec 19, 2020

--

Genellikle insanların itina gösterdiği bazı kelimeler vardır. Kullanılmaya katiyen karşı çıkıldığı, kullanıldığında hakaret davalarının açıldığı kelimeler. Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun söylenmesine izin vermediği, sansüre tabi tuttuğu kelimelerdir bunlar.

Bu kelimelerin kullanılması anne ve babaların çocuklarına ‘ağzına acı biber sürerim’ demelerine yol açar. Tabulu sözler olarak da nitelendirdiğimiz bu kelimelerin bir de yumuşatılmış biçimleri vardır ki örtmece sözler olarak adlandırılır. Bir sözün daha uygun olarak nitelendirildiği örtmece sözler insanların duymaktan hoşnut kaldığı sözler olarak da ifade edilir.

Burada dikkatini çekmek istediğim konu şu; Bazı kelimeleri duymaktan hoşlanırken neden bazı kelimelerden tetikleniriz?

Neden bazı kelimeler dargınlıklara, tartışmalara, kavgalara, cinayetlere yol açabilir ya da söyleyeni hukuki sorunlarla karşı karşıya getirir?

Düşünce özgürlüğünden dem vurup neden hoşumuza gitmeyen bir söz işittiğimizde hemen tepki veririz?

Aslında kendi dışımızda gerçekleşen, bir kişinin bize istemediğimiz sözleri söylemesi verdiğimiz tepkiyle ilgilidir. Hiçbir söz veya hiçbir kimse bizi incitemez. Asıl mesele bizim bunlara bakış açımızla ilgilidir.

PetrFromMoravia tarafından Pixabay’a

Tabu Sözler

Tabu, genelde yasaklanmış bir şeyi ifade eder. Ancak bu yasak, sadece sözler ile ilgili değildir. Kapsama alanı oldukça geniştir; yapılmaması gereken hareketleri, belli kişileri, yenmemesi gereken şeyleri, kullanılmaması gereken eşyaları da kapsar.

Küfür ve örtmece kelimeleri ve ifadeleriyle, bazı tabu konuların anlambilimi hakkında özel bir şey var. Tabu sözler veya kelimeler çoğu kez alışılmış kelimelerden daha farklı iletişim fonksiyonu gösterir. Nitekim küfür olarak kullanılan kelimeler: Kızgınlık, gerginlik ya da acı duygularının rahatlamasına yardım eder.

Condon, bazı kimselerin tepkilerinin şiddetinde olduğu kadar, neden tabulu konular olduğuna dair teorilerde sanki belli bir kelimeyi söylemek veya hatta düşünmek korkunç bir şeyin olmasına yol açacakmış gibi olduğunu ifade eder. Örneğin beddua etmek birçok toplumda tabudur. Beddua sahibini bulur inanışı söz konusudur.

Araştırmacılar tabu sözleri mitolojik inanışla ilgili bir nesneyi söylememek ve kaba konuşmaktan kaçınmak amacıyla ortaya çıktığını ifade etmişlerdir. Nitekim tabu ve örtmece sözlerin temelinde mitler, gelenek, görenekler, çeşitli ahlâk normları olduğu için bu konu ile ilgili çalışmalar da genellikle etnografik lengüistiğin kapsamında değerlendirilir.

My pictures are CC0. When doing composings: tarafından Pixabay

Tabunun Büyü ile İlişkilendirilmesi

Frezer, tabuyu doğuran sebeplerden birinin büyü inancından kaynaklandığını ifade eder. Frezer’a göre, eskiden insanların büyüye dayalı inanç sistemleri, iki prensibe dayanmaktaydı. Bunlardan ilki benzerlik, diğeri de yakınlık prensibidir.

Frezer yaptığı tasnifte büyüyü ikiye ayırır : İlk gruba girenler, sihir yapmak, büyü yapmak; ikinci gruba girenler de tabu, yani yasaklardır. Frezer, sihir ve büyü yapmanın temelinde “filan maksada ulaşmak istiyorsan, filan gibi hareket et” şeklinde bir düşüncenin ve tabunun temelinde “filan şekilde iş hareket yapma, yaparsan, kötülüğü dokunur veya belaya uğrarsın” gibi prensiplerin bulunduğunu ispatlar.

Anna Veronika tarafından Pixabay

Victoria Döneminde Tabu Kelimeler

Victoria dönemi, Kraliçe Victoria’nın uyguladığı katı kurallar ile şekillenen bir dönemdir. Bu dönemin genel ifadesi olarak nitelendirilen “erdemli yaşam esastır” anlayışı kaba nitelendirilen kelimelerden kaçınmayı ön görürdü.

Birçok kimse tavuk ya da dana etine beyaz et ve kırmızı et diye söz etmektedir. Bu tabirler, göğüs ve diz demekten kaçınmak için Victoria döneminde popüler hale gelen örtmece sözlerdi. Fazlasıyla imalı bu kelimeler kötü olarak algılanan kelimelerin yerine daha hoş ifade edilen kelimelerle telaffuz edilirdi.

Günümüzde kullanıldığında normal gelecek birçok kelimeyi Victoria dönemindeki insanlar kullanmaktan kaçınırdı. Condon ‘Kelimelerin büyülü dünyası’ adlı eserinde Victoria döneminde Giysi isimlerinin bile bundan etkilendiğini ifade eder. Çalışmasında cinselliği akla getirecek birçok kelimenin yerine örtmece ifadeler ile hayvan tabirlerinin bile değiştirildiğini açıklar: eşek (donkey) merkebin (ass), bir süre de erkek- inek (he-cow) Boğa’nın (buil) yerini aldı ve kancık (bitch) dişi köpek (lady dog) haline getirilmiştir.

Bir kültürde söylenmesi sakıncalı olan, bir başka kültürde gayet masum olabilir. Nitekim ABD’ de ve bazı Batılı toplumlardaki çok sayıda insan, on üç sayısından sinirlenebilmektedir. Bu durum Triskaidekafobi olarak adlandırılır. Elbette bununla ilgili bir dizi de teori var.

Freddy Amend tarafından Pixabay

Triskaidekafobi

Paul Hoffman, ‘Triskaidekafobi’ adlı makalesinde “İşe gelmeme, uçak ve tren rezervasyonu iptalleri ve ayın onliçünde ticaretin azalmasıyla Amerika’ya yılda bir milyar dolara mal olduğunu” söyler.

Hristiyan geleneğinde 13 sayısına karşı duyulan bu korku bazı araştırmacılar tarafından on üçüncü havarinin -İsa’ya ihanet ettiği son akşam yemeğini anıştırmasıyla açıklar.

Bazı araştırmacılar ise batıl inancın kaynağını eski Hindu inançlarına veya İskandinav mitolojisine kadar ilerlediğini söyler.

Araştırmacılara göre, tanrı Odin’in en yakın on bir arkadaşını Valhalla’daki evinde bir akşam yemeğine davet ettiğini, sadece partisinin kötülük ve kargaşa tanrısı Loki tarafından çökertilmesi için nasıl davet edildiğini anlatan İskandinav mitolojisiyle ilgilidir. Batıl inançların izahları çoğu kez halk teorilerine dayandığı söz konusudur.

Sonuç

Tepkilerimizin çoğu kelimeler düzeyindeki duygularla uğraşma şeklindedir. Kendi dışımızda gerçekleşen koşulları biz seçemeyiz ancak bu koşullara nasıl tepki vereceğimizi seçebiliriz. En iyisi korkularımıza ve tetiklenmemize neden olan temeldeki sebepleri keşfetmek olsa gerek.

--

--

Gamze Alyar
Çağdaş, Özgün, Yaratıcı ve Türkçe

I'm an expert in digital marketing with a passion for behavioral psychology, art and design. I love learning about how people think and what makes them tick.