Oleg Kulik, Mad Dog Performance (photographs), 1994- Kaynak

Oleg Kulik’in Performanslarında Köpek İmgesi

--

Oleg Kulik, 1961 doğumlu Ukraynalı Rus performans sanatçısı, heykeltıraş, fotoğrafçı ve küratördür.

Kendisini “Hayvanlar Partisi”nin temsilcisi olarak niteleyen sanatçı, genellikle 1980’lerde popüler hale gelmiş ekolojik hareketlerin gündeme getirdiği modern yaşam sorunsallarına dikkat çekmeyi amaçlayan performanslarıyla tanınmaktadır.

Aklın ve bilimin her şeyin üzerinde tutulduğu bir dünya sisteminin yarattığı birçok sorun karşısında hayvana dönüşmek, Kulik açısından, süper egonun bastırdığı içimizdeki idi yüzleşme veya uzlaşma sağlamak bağlamlarıyla önemlidir.

Daha çok köpek kılığına girdiği performanslarıyla tanınan sanatçı kendisinin neden Köpek Olduğuna ilişkin sorulara şu yazısıyla açıklık getirmiştir.

‘‘Benim ellerimle dizlerim üzerine düşmem insani bir perspektifle bilinçli olarak anlaşmazlığa düşmemdendir; insan merkezcilik çıkmaza girdiği, sadece çağdaş sanatın değil genel olarak çağdaş kültüründe bir buhranda olduğu duygusuyla bağlantılıdır. Onun anlaşmazlıklara, yabancılaşmaya ve insanların karşılıklı öfkesine yol açan semiosisten fazlasıyla doygunlaşmışlığını, incelmiş kültürel dilini kendi kişisel trajedim olarak algılıyorum… Moskova’da köpek oldum, orada köpek gibi hırladım ve sanatçılık hırsına bir köpek sadakatiyle bağlandım. Moskova bağlamı dışında bir dili olmayan bir sanatçılık deneyimi ihraç etmek istemiyordum. Ama Batılı bağlamı tanırken programımın orada uygulanabilir olduğunu keşfettim. Bir süpermarkete ilave olmuş şekliyle sanat bana bir çıkmaz gibi geliyor. Benim için insan olmak “canlı”, “hisseden” ve “anlayan” kavramlarıyla bağlantılı olmaktan çıktı, “yapay” ve “tehlikeli” kavramlarıyla bağlantılı olmaya başladı. İnsani olanın dışında bir temel aramaya başladım. Fakat benim için insanı aşan yanımız, dışarıdan herhangi bir açıklama gerektirmeyen, hayvan yanımızdır. [1]

Sanatçının köpek kılığına girdiği performanslarında siyasi göndermeler de bulunmaktadır. David Williams’a göre, 1990’larda Rusya’da kabul edilen yeni idam cezası ile birlikte yapılan birçok değişiklikler ile Avrupa Birliği’nin Rusya’ya karşı olan tutumu ve Rusya’nın bu durum karşısında pasif, boyun eğen ve “öteki” olarak temsil edilişine odaklandığı görülmektedir. Kulik’in antroposantrızme yönelik eleştirisi Avrupa-merkezcilik yani etnomerkezcilik hakkındaki radikal eğilimlerin demokrasinin kör noktaları ve sınırlarına karşı eleştirel duruşunun mantıksal bir gelişimi olarak değerlendirilir. [2]

Oleg Kulik, I bite America and America bites me, 1997- Kaynak

Kulik'in çalışmaları, sapkınlık ve normal davranış arasındaki sınırlara odaklanarak, insanlar ve hayvanlar arasındaki ilişkiyi duygusal ve fiziksel bir temelde araştırarak post-sosyalist bir toplumun acımasız gerçekliğine bir tepki olarak hizmet eder.

Bu nedenle performansları toplumun bazı kesimi tarafından korkunç, ahlak dışı ve sadistçe görülse de performansları “türler arası ilişkiler arasında bölünmüş bir benlik” yaratması bakımından önemlidir.

Rus performans sanatçısı Oleg Kulik diğer performans sanatçıları gibi performanslarında insan ve hayvan arasındaki temel farklılıklardan yola çıkmıştır.

En fazla dikkat çeken performansı ise Stockholm’da yaptığı, ‘I Bite America and America Bites’ (Ben Amerika’yı Isırıyorum Amerika da Beni) performansıdır.

Kulik-I Bite America and America Bites, Kaynak

Kulik bu performansında Spiritüalizmle ilgilenen Joseph Beuys’un 1974 yılında yaptığı ‘‘I Like America and America Likes Me’’ (Ben Amerika’yı Seviyorum, Amerika da Beni) performansına gönderme yapmaktadır. Performansında Beuys, bir çakalla beş gün boyunca kafesin içerisinde kilitli kalarak gerçekleştirmiş ve bu yolla Amerika ile olan kişisel ilişkisini göstermiştir.

Kulik-I Bite America and America Bites, Kaynak

Kulik ise performansında hem sanatçı, hem de vahşi hayvan rolünü aynı anda üstlenmektedir. Performanslarında en çok köpek rolüne girmesiyle ünlü olan Kulik bu performansı boyunca da köpek davranışları gösterir.

Kulik-I Bite America and America Bites, Kaynak

Sanatçı performansı boyunca her zaman dört ayak üzerinde, bir kaseden su içip hırlar. Performansı izlemeye gelen ziyaretçiler onu kafesin önünden izleyebilir ya da koruyucu kıyafetle teker teker içeri girebilirlerdi. Performansı esnasında sanatçıyı izlemeye gelen seyirciler uzun kuyruklar oluşturmuş, Kulik ise gelen ziyaretçilere saldırarak ısırmıştır.

Sanatçıya göre, insan, hayvani olan tarafını arkada bırakıp, iletişim ve yararlılık üzerine temellenen yeteneklerini geliştirse de primitif ve yıkıcı şeylere sebep olabilmektedir.

İnternet Kaynakları

www.zeynepronaarsivi.com https://nihilsentimentalgia.com/2013/03/25/%E2%94%90-oleg-kulik-the-it-the-his-andthe-i-dog-%E2%94%94/

--

--

Gamze Alyar
Çağdaş, Özgün, Yaratıcı ve Türkçe

I'm an expert in digital marketing with a passion for behavioral psychology, art and design. I love learning about how people think and what makes them tick.