Robert Pirsig’i Anlamak
Bir kitabı anlamak bu kadar zor olmamalıydı ama oldu; Felsefi roman türünün önemli örneklerinden sayılan Robert Pirsig’in ilk kitabını (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı) elime alalı yıllar oldu. Başlayıp birkaç defa bıraktım. Son başladığımda inat ettim, 1 yılı aşkın sürede bitirdim.
İkinci romanı (Lila) da benzer bir sürede bitti. Türkçe’sini de alıp tercümenin üslubunu beğenmeyince Amazon’a dönüp epey bir süre İngilizce yeni baskı aradım ama bulamadım. Sonunda ikinci el olarak yine Amazon’dan satın aldığım Lila en az Zen kadar zor bir okumaydı.
Bu yazıyı kitapların özeti haline getirmeye çalışmayacağım. Aslında bu satırlar yetmez, ben de yeterince ehil değilim, ama kapsam ve bağlam hakkında kısaca fikir verecek kadar da anladığımı düşünüyorum.
Romantik ve Klasik: Zen Ve Motosiklet Bakım Sanatı
İlk kitap (Zen & the Art of Motorcycle Maintenance) Pirsig’in oğluyla yaptığı uzun bir motosiklet yolculuğunu kullanıyor ve büyük çoğunlukla bu ikili arasında geçen diyaloglardan oluşuyor. Romanın kurgusunu bir kenara bırakacak olursak Pirsig bu romanda temel olarak hayata iki farklı bakış açısından bahsediyor:
Romantik: Çevresindeki her şeyi derinlemesine incelemeden, komplikeleştirmeden, olduğu gibi gören ve algılayan.
Klasik: Çevresindeki her şeyi (dış görünüşüne bakmaksızın) onu oluşturan tüm unsurları, çevresiyle ilişkisini ve nasıl çalıştığını anlamaya çalışarak gören ve algılayan.
Tüm kitabı bu iki faktöre indirgemek doğru olmaz ama Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı’nın merkezini oluşturan bu iki bakış açısı benim hayata kendi bakışımı anlamam ve çözmeme yardımcı olan birer ipucuydu. Yabancı takipçi kitlesinin İngilizce isminin baş harflerinden oluşan ZAMM kısaltmasıyla andıkları bu kitabnı hala döner döner okur, hatta satın aldığım sesli kitap dosyalarını rasgele sırayla dinlerim.
Romantik ve klasik bakış açısı ile ilgili yukarıda özetlemeye çalıştığım farkı anlatan bölümü aşağıda dinleyebilirsiniz.
Biraz daha detay isteyenler için: Bu iki farklı yaklaşımla ilgili derinlemesine bir analize girişen kitap bunu bir baba oğulun motosiklet üzerinde yaptığı (rotası yukarıdaki resimde olan) seyahati hikayenin ana teması olarak kullanıyor. Motosiklete meraklı biri olarak beni özellikle etkileyen bu boyutu bir kenara bıraksam bile Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı mesaj verme kaygısından uzak ama bir o kadar da mesajlarla dolu yapısıyla okuyucusunu bir çok açıdan etkileyen, hem merak uyandırıcı bir hikayeyi hem de Pirsig’in geliştirdiği hayat felsefesini anlatan bir roman.
Varlığımızın nedeni, anlamı ve şekliyle ilgili sorgulamalar, hayatın akışı, inanç kavramı ve modern hayatın (teknoloji şemsiyesi altında) insanoğlunu getirdiği yeri inceleyen, parçalarına ayırdıktan sonra tekrar birleştirmeye çalışıp beceremeyen, neden olmadığını açıklamaya gayret eden bir roman. Zaman isteyen, zorlu ama keyifli bir okuma.
Okuyacak olanların keyfini kaçırmamak için daha fazla detay vermek doğru olmaz; ama hayata bakışımı şekillendiren, kendimi anlamama yardımcı olan, hala da olmaya devam eden kitaplardan biriydi. Hala döner döner okur, hatta satın aldığım sesli kitap dosyalarını dinlerim.
Lila
İkinci kitap (Lila) ise aynı adamın (her iki kitapta da Phaedrus ismiyle geçiyor) bu kez bir hayat kadınıyla bir tekne ile yaptığı seyahati anlatıyor. Oğluyla yaptığı seyahate benzer şekilde ama bu kez (bana göre) daha sade bir yaşam analizine daha girişiyor Robert Pirsig. İşin içine oğuldan çok daha farklı anlamlar içeren bir hayat kadını girmiş olması modern dünyanın ahlâkla ilgili kalıplarını da sorgulama fırsatı veriyor; Lila’da beni önce etkileyen, sonra ise hayal kırıklığına uğratan boyut bu oldu: Etkiledi çünkü hayat kadını kimliğindeki Lila çoğu tanıdığımdan daha duygu ve anlam dolu bir hayat sürüyordu, hayal kırıklığına uğrattı çünkü son noktada sıradan bir seçimle hayatına devam etmeyi tercih etti.
Zen’in sonu yıkıcıydı, Lila’nın sonu üzücü oldu benim için.
Diğer taraftan Pirsig ilk kitapta (klasik ve romantik bakış açıları ile) başladığı yaşam dinamikleri analizine bu kez ise farklı ve bana çok daha yakın gelen iki kavramla devam ediyor:
Statik Kalite: Hayatın kalıcılığını sağlayan boyutu / niteliği
Dinamik Kalite: Hayatın rengi, çeşitliliği ve zevki sağlayan boyutu / niteliği
Lila, Phaedrus’un biraz daha sakin ama aslında daha derin arayışının, anlamdan öteye gidip değerlere odaklanan çabasının hikayesi. Hayatı şekillendiren güçleri bilim, metafizik ve mistik açıdan bir potaya sokmaya çalışan, biraz da nafile bir çaba bu. Tam buldum dediği anda aslında bulmadığını anlıyor Phaedrus. Zen’deki sınır bilmeyen arayışın yerini çok daha sakin ama sonuca gitmeye kararlı bir arayış almış Lila’da.
Nafile ama yine de anlamlı bir arayış bu. İlk kitapta Pirsig’in karmaşık felsefesiyle tanıştıysam eğer, Lila’da bu bakış açısı ve onun ürettiği kavramları (ve yeni eklediği boyutları) daha derinlemesine anlayarak barıştım diyebilirim. Hatta Lila’yı daha gerçekçi bulduğumu bile iddia edebilirim; tam bir gerçekcilik değil bu, Pirsig gibi soyutluk sınırında gezen bir yazarın olabileceği olabileceği kadar gerçekçi…
Neden bu kadar takıldım Robert Pirsig’e? Bunun net bir yanıtı yok. Ama hayatımda açıklayamadığım anlamsız takıntılarım yok değil. Beni tökezleten, durduran, yavaşlatan alışkanlıklar bunlar. Ama aynı zamanda da vazgeçemediğim alışkanlıklar. Her iki kitapta da aşağıdan yukarı giden bir yapıda insan, topluluklar, toplumlar ve onların yarattığı her şeyin (bilim, ekonomi, politika, etik değerler, din, doğru/yanlış vs) temelinde ortak payda arıyor Pirsig. Hatta insanın yarattığı ve canlı olmayan mekanik varlıkları bile aynı kefeye koyuyor: İlk kitabın adı Zen Ve Motosiklet Bakım Sanatı buradan geliyor. Bir varlık canlı değilse bile (örneğin motosiklet) tasarlayanın ona verdiği ruhtan bahsediyor, onun da niteliği olduğunu, bu açıdan canlı bir varlıktan pek farkı olmadığını kanıtlamaya çalışıyor.
Bu kitapları okurken öyle zorlandım ki anlamakta, hep yardımcı bir kaynak / fikir aradım. Benzer duygular paylaşanlar için yazdım bu yazıyı; zaman zaman her iki kitapla da ilgili notlar alacağım ve bazen de benim dışımda kişilerin almış olduğu notları ya da yazdıkları yorum yazılarını paylaşacağım. Kim bilir, bu yolla zaman içinde daha çok kişinin gözünden bakarak Robert Pirsig’i daha iyi anlarız belki. Anlaması zor olduğu kadar aydınlatıcı Robert Pirsig ile ilgili bulduğum kaynakları aşağıda sıralıyorum. Umarım ona anlam vermeye çalışan birilerinin işine yarar:
- Daha çok öğrenciler için yazılmış, ve ilk kitap hakkında hem genel bilgi hem de bölüm bölüm özet veren bir döküman. Sadece bir şey okumaya vaktiniz varsa bunu okuyun: Mini-Guide.Pirsig
- Metaphysics of Quality: Bu bir kitap değil, bir link. Pirsig’in çokça bahsettiği iki kavramın bileşkesi gibi: Metafizik ve kalite. Şimdilik kısaca özetlemeye çalışmayacağım, zaman içinde belki…
- İngiliz Julian Baggini’nin Pirsig ile yaptığı röpotaj sonrası özet yazısı.
- 1974 tarihli bir Zen & The Art of Motorcycle Maintenance kitap değerlendirmesi
- Temmuz 1974'de NPR dergisinin yaptığı sesli röportaj:
6. Oldukça yakın zamanda yapılmış olduğunu düşündüğüm bir TV röportajı, Robert Pirsig ve Motosikletler hakkında.
7. Bu da başladığım ama henüz bitirmediğim zihin haritası (üzerinde çalışıyorum, biraz tembelimdir, uzun sürer)
8. Guardian web sitesinde 2006 yılında yayınlanan röportaj
Ve malesef Robert Pirsig 24 Nisan 2017 de öldü☹ ölümünü öğrendiğim yazi:
Son olarak Zen & Motosiklet bakım Sanatı hakkında yazdığım Türkçe özet
Selam ve sevgilerimle.
Yalçın Arsan — Aralık 2020