Senin Deodorantın Ne Kadar Sağlıklı?

Deodorantlar veya terlemeyi önleyiciler, çoğumuzun günlük olarak tercih ettiği hatta çoğumuzun herkesin tercih etmesi gerektiğini konuştuğumuz ürünler. Daima temiz ve ferah, gün boyu duştan yeni çıkmış gibi hissetmeyi tercih ederiz. Elbette buna hakkımız da var. Peki ya gerçekten bunu doğru ürünlerle mi yapıyoruz? Deodorant ve terlemeyi önleyici kimyasallar arasındaki fark sizce nedir? Vücudumuza bu denli yakın temasta olan bu kimyasalları gerçekten tanıyor muyuz?

Deodorant ve Terlemeyi Önleyici Kimyasallar Aynı Şey mi?

Deodorant ve terlemeyi önleyici antiperspirant arasındaki fark nedir? Antiperspirantların, yani terleme önleyicilerin hem ekosistem hem de sağlığımız için çok büyük zararları olduğunu söyleyerek başlamak, sanırım yanlış olmayacaktır. Sonda söylemem gerekeni şimdi söylemek istiyorum: Terleme önleyicilerin bize ve doğaya verdiği zararı tam anlamıyla fark ettiğimizde, ömür boyu kötü kokular içerisinde gezmeye razı olacağımıza inanıyorum. Şaka yapmıyorum, ciddiyim. Antiperspiranlar, vücudumuzun terlemesini önlemek, aslında gözeneklerimizi tıkamak için tasarlandılar. Bu teoride kulağa hoş gelse de, emin olun gerçek hiç öyle değil…

Ünlü bir markanın “Asla terlemelerine izin verme” sloganıyla 1980'lerde yayınlanan bir TV reklamı, birçoğumuzu terleme korkusuyla baş başa bıraktı. Terlemenin itibar(!) zedeleyici olduğu ve engellenmesi gerektiği algısı yavaş yavaş hepimizin zihinlerinin arkasına tatlı ve temiz olmak temalı vaatlerle usulca bırakıldı. Görünüşe göre asıl tehlike, terlemeyi engelleyen antiperspirantların, cildimizin gözeneklerini tıkayan aktif bileşen olan bir nörotoksin olan alüminyumu kullanmasıdır. Terleme esasen, vücudumuzun toksinleri sistemimizden serbest bırakma işlevlerinden biridir. Ancak biz, bu ağır kimyasal ile vücudun kendi dengesi içerisinde, dışarı çıkması gereken şeyleri vücudumuza hapsediyoruz.

Bu toksinler serbest bırakılamadığında nereye gidiyor?

Koltuk altlarımız, lenf düğümlerine ve meme dokusuna çok yakın… Bu durum düşündüğümüzden daha büyük bir tehlikeyi ifade ediyor. European Journal of Cancer’da yayınlanan bir çalışmada, “terlemeyi önleyici/deodorant kullanımı ve koltuk altı tıraşının meme kanserinde rol oynayabileceği” bulundu. Araştırmaya göre, kanserin yalnızca% 5 ila% 10'u genetik, geri kalan %90 ila %95'i çevresel ve yaşam tarzı faktörlere dayanıyor. Bilimsel çalışmalar ve verilerin ötesinde, en temelde, canlı yaşamına büyük zarar veren ağır metallerin vücudunuza girişine kocaman bir yeşil ışık yakarken, gerçek temizlikten bahsedebilir miyiz? Diyeceğim o ki; terlemek güzeldir.

Öte yandan, Alzheimer hastalığı, demans ve meme kanserinde artan bir riskle bağlantılı bir ağır metal olduğunu eklemeden geçemeyeceğim. Yani, bir dahaki sefere havaalanına ya da bir toplantıya geç kaldığınızda, özür dileyin ya da daha iyisi, sizi terlediklerini görmelerine izin verin. Terlemiş olmanın bile toplumsal baskıya dönüşebildiğini düşünürsek, daha iyi bir dünya ve sağlık için, bedenimiz üzerinde bu kadar söz sahibi olan algıların değişimi için de çalışmanın tam vakti!

Aslında Terlemenin Size Faydaları Olabileceğini Söylesem?

Kişisel deneyimlerime dayanarak, terlemeyi önleyici ilaçtan deodoranta geçtiğinizde, özellikle başlangıçta terleyeceğinizi söyleyebilirim. Journal Environmental Public Health’de yayınlanan bir araştırmaya göre, bu iyi. Çünkü vücudunuzu arsenik, kadmiyum, kurşun ve cıva gibi birikmiş toksinlerden arındırıyorsunuz.

Çantamda doğal bir sprey deodorant taşıyorum ve gerektiğinde hareket halindeyken yeniden uyguluyorum. Doğal antibakteriyel ve antifungal bileşenleri, kokuya neden olan bakterilerin büyümesini engelliyor, dolayısıyla koku yapmıyor. Doğal bir deodorantı ne kadar uzun süre kullanırsanız, o kadar az kokma eğiliminde olursunuz. Primal Pit Paste, detoks sürecini (ve neden terlememeniz gerektiğini) açıklayan bir Pit Detoks Protokolü sunuyor. İşte terlemenin vücudumuza birkaç faydası:

  • Böbrek taşı riskini azaltın: Toksinlere ek olarak, egzersiz yoluyla terlemek, vücutta fazla tuz ve kalsiyum salgılar ve Washington Üniversitesi’nden araştırmacılara göre, böbrek taşı riskini azaltabilir.
  • Vücut ısısını düzenler: En büyük organımız olan deriden terin buharlaşması, aşırı sıcakta veya yoğun bir egzersiz sırasında aşırı ısınmayı önlerken, vücut sıcaklığının korunmasına da yardımcı olur. Bu olmazsa kişi baş dönmesi, baygınlık hissedebilir veya deri döküntüleri yaşayabilir.
  • Sivilcelerden kurtarır: Ter, cildimizdeki gözeneklerin açılmasına ve çatlaklara yol açabilecek birikimi serbest bırakmasına neden olur.

Ne yazık ki, terlemeyi önleyici kimyasallar konusunda kullanıcıların dikkat etmesi gereken tek şey, alüminyum değil… Hormonları bozabilen, kansere neden olan ve organ fonksiyonlarını etkileyebilen bir dizi başka petrokimyasallar ve koruyucular var. Biliyorum, biraz fazla ‘bilimsel’ detay verdim, ancak gerçek nedenler sunmak istedim ki; aşağıdaki korkunç içerikleri ve etkileri sıralayacağım maddelere hazırlıklı olun.

Deodorantlarda ve Antiperspirantlarda Bulunan 5 Toksin

  • Triclosan: FDA tarafından bir pestisit ve EPA tarafından olası bir kanserojen olarak sınıflandırılan Triclosan , antibiyotik direnci, cilt tahrişi, alerjiler ve tiroid sorunları ile bağlantılı bir antibakteriyeldir.
  • Propilen glikol: Antifrizdeki aktif bileşen olan propilen glikol, ürünleri yumuşatmak için de kullanılır. Karaciğerde metabolize olan çalışmalar, merkezi sinir sistemine ve kalbe zarar verebileceğini göstermiştir.
  • Parabenler: Bunlar hormonal dengesizliğe neden olan sentetik kimyasallardır. Parabenler doğum kusurları, organ toksisitesi ve meme kanseri dahil hormonal ilişkili kanserlerde artışla bağlantılıdır.
  • Sentetik kokular: Koku veya parfüm kelimesi, ftalatlar dahil, yüzlerce başka kimyasalı maskeleyebilir. Ftalatlar, kanında ve idrarında yüksek düzeyde ftalat bulunan kadınlarda, daha yüksek doğum kusurları riski ile bağlantılıdır.
  • Alüminyum: Bir metal ve nörotoksin olan alüminyum bunama, Alzheimer hastalığı ve meme kanseri ile bağlantılıdır.

Tamam ne çok anlattın, peki ne yapmalıyız diyorsanız, çok haklısınız! Bu “Neden kullanmamalıyız” tablosunun ardından, sizi öylece bırakmak doğru olmaz diye düşünüyorum. Hazır buraya kadar gelmiş ve gerçekten ne kadar korkunç olabileceğini görmüşken, bize ve ekosisteme zarar vermeyecek birkaç ürün önerisi ile geldim.

Köyceğiz Ekolojik Bostan | Krem Deodorant

Organik hindistan cevizi yağı, Organik shea butter, Balmumu, Beyaz Kil, Sodyum karbonat, Çay ağacı yağı, Lavanta uçucu yağı, ile güvenli ve sağlıklı doğal bir deodoranta merhaba diyebilirsiniz!

THE ELITE HOME | Doğal Deodorant Sprey

Alüminyum içermeyen, hassas ciltler için uygun, doğal bir üründür. Organik Mersin Suyu ve içeriğindeki esansiyel yağlar koltuk altının mikrobiyotasını düzenlerken, kötü koku oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Terleme mekanizmasını bozmaz. Ailenizin tüm bireyleri için uygundur. Sentetik esans içermez.

Otama Krem Deodorant

Terlemeyi durdurmadan ter kokusunu önlemeye yardımcı olur. Parmağınıza bir miktar ürün alıp temiz koltuk altına krem sürer gibi uygulayın. Aktif ve yoğun günlerde, koltuk altınızı temizleyip uygulamayı tekrar edebilirsiniz.

Gelin, ekosistemi tahrip etmeden, vücudumuza zarar vermeden, en önemlisi terlemeyi önlemeden, güzel kokular ve temizliği gün boyunca vücudumuzda taşıyalım. İyilik dolu ve adil üretilen deodorant çeşitleri için hep birlikte Good4Trust’da buluşalım.

Originally published at https://blog.good4trust.org on March 14, 2021.

--

--

Good4Trust.org
Çağdaş, Özgün, Yaratıcı ve Türkçe

Good4Trust, Sosyal ve ekolojik açıdan adil ilişkilerin kurulduğu, İyiliklerin paylaşılarak çoğaldığı, iyilik dolu bir sosyal platformdur!