TÜRKİYE VE DÜNYADA ÇEVİRİ SEKTÖRÜ

Ece Uyguç
Çağdaş, Özgün, Yaratıcı ve Türkçe
4 min readApr 19, 2021

Çeviri sanatı ve tarihte ilk ortaya çıkışı

Çeviri, bir dildeki metnin anlamını koruyarak hedef dildeki metne taşıyan çalışmaya verilen addır. Çeviri yapan kişinin her iki dilin terminolojisine, kelime ve kelime gruplarına ait tüm anlamları çok iyi derecede bilmesi ve hedef dilin dilbilgisi kurallarına son derece hakim olması gerekir.

Tercümanlık mesleği Antik dönemlere kadar uzanır. M.Ö. 2000 yıllarında Anadolu medeniyetlerinden Asurlular, Babilliler ve Hititlilerde bulunan uzman katipler, yabancı ülkelerle olan bağlantılar için kullanılan yazışmaları yürütüyorlardı. Anadolu’da bulunan çift dilli sözcük listeleri ve iki veya çoklu dillerde hazırlanmış sözlük şeklindeki tabletler, çevirinin önemli bir faaliyet olarak sürdürüldüğünü göstermektedir. Çeviri hakkında ilk sistemli çalışmalara ise Roma’da rastlanır. Romalıların Yunan edebiyatının büyük bir bölümünü kendi dillerine çevirdiği görülmektedir. (Georges Mounin, Die Übersetzung- Geschichte. Theorie. Anwendung: Nymphenburger, München, 1967, 23–24)

Osmanlı’dan Türkiye’ye çeviri sektörü

Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı sonrası gerilemeye girmesiyle birlikte zor günler geçirmiştir. 1700lerden itibaren Batılılaşma konusunda çaba gösterilmiş olsa da Osmanlı kapalı bir toplumdu. Ülkede kullanılan diller Osmanlı Türkçesi ve Arapça olduğu, Latin alfabesine de geçiş henüz yapılmadığı için okuma yazma oranı oldukça düşüktü. Kültürel anlamda ilerleyebilmek için ülkede kurumsallaşma konusunda büyük adımlar atılması gerekiyordu. Bu nedenledir ki Cumhuriyetin ilanından sonra kurumsallaşma konusundaki faaliyetler ivme kazanmıştır. Kültürel anlamda gelişim sağlanması açısından yabancı yazarların eserlerinin kendi dilimize tercümesi gerekiyordu. Buna rağmen, Tercüme Bürosunun açılma fikri ancak 1939 yılındaki Birinci Türk Neşriyat Kongresi’nde ortaya atıldı. (Gürçağlar, 2005: 69). Bir sene sonra 19 Mayıs 1940 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Tercüme Bürosu kurulmuş ve o zamana kadarki en yoğun çalışmaları gerçekleştirmiştir. Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu gibi birçok ünlü yazar bu büroda görev almıştır. Bu büro sayesinde, Latince, Yunanca ve farklı dillerdeki önemli dünya eserleri dilimize kazandırılmıştır. Kurumsal olarak ülkemizde yaşanan kültürel reformlarda tercüme bürosunun kuruluşu büyük önem taşımaktadır.

Başlangıç ve gelişimi 1940lara dayanan çevirinin kurumsallaşması 2000li yıllarda da artarak devam etmiştir. Bunun başlıca nedenlerin de biri de 2006–2007 yıllarında tüm dünyayı sarsan ekonomik krizdir. Bu finansal sıkıntı Türkiye’yi de ister istemez etkilemiştir. Dolayısıyla iş insanları ekonomiyi bir şekilde ayakta tutmak, iflası önlemek için farklı pazarlara açılmaya karar vermiş ve farklı ülkelere yatırımlar yapmaya başlamışlardır. Dış ticarette yaşanan bu gelişmeler çeviriye olan ihtiyacı da beraberinde getirmiştir. Yine bu dönemde özellikle küçük ölçekli firmalar ek bir gider oluşturacak bir çevirmen tutmak yerine ihtiyaç duyduklarında çalışmak üzere çeviri bürolarıyla bağlantıya geçmeye başlamıştır. Bu da sektörün gelişmesine sebep olmuştur. İlk başlarda İngilizce, Almanca, Fransızca gibi temel dillerde çeviri yaptırılmasına rağmen artık günümüzde Rusça, Arapça, Çince, Slav dilleri gibi pek çok dünya dilinde çeviri talebi bulunmaktadır, çünkü insanların bilgileri kendi dillerinde okumaları her zaman tercih ettikleri bir durumdur. Teknolojinin son yıllarda büyük bir ivmeyle gelişmesiyle ülkeler birbirlerine yakınlaşmıştır. Farklı ülkelerde istihdam eden şirketlerin birbirleriyle kaliteli ve güvenilir projeler yürütebilmeleri ve ürünlerin tanıtımları için tercümeye ihtiyacı artmıştır.

Çeviri sektöründe karşılaşılan sorunlar

Türkiye’de bu sektörde yaşanan gelişmeler doğal olarak rekabeti de beraberinde getirmiştir. Bu da daha önceleri sorun teşkil eden çeviri kalitesinde gelişmelere neden olmuştur. Eski yıllarda teknik çevirmenlerin az bulunduğu bürolarda artık yurt dışında eğitim görmüş kalifiye çevirmenlere olan arayışı arttırmıştır. İnternetin iletişimi kolaylaştırması sonucu çevirilerde oluşan hataları, yanlış anlaşılmaları, terminoloji eksikliklerini tercüme bürosu ve müşterinin birebir bağlantıya geçebilmesi sonucu minimuma inmiştir. Ayrıca internet üzerinde bulunan konularına göre kapsamlı sözlüklerin varlığı da terminoloji konusundaki sıkıntıları gidermiş, proje tamamlamadaki hızı arttırarak doğru ve kaliteli çeviri sunmayı kolaylaştırmıştır. Bu sektördeki bir başka sorun da fiyatlardaki belirsizliktir ki bu halen müşteriler için bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu belirsizlik firmalar arası rekabetten dolayı birbirlerinden daha düşük fiyat verme çabasından doğmaktadır. Fiyat düşüklüğü de her zaman olmasa da büyük oranda kalitesiz çeviri ve müşteri memnuniyetsizliği ile sonuçlanır. İki tarafın da memnuniyeti için, bir proje geldiğinde konunun içeriğine göre konusunda uzman bir tercüman çeviriyi yapmalıdır. Kaliteli bir çeviri hizmeti sunmak bunu gerektirir. Tercüme bürosu, müşteri memnuniyetini her zaman en birinci plana alınmalı ve sözleşilen zamanda projeyi eksiksiz şekilde teslim etmelidir. Bu, bürolara olan güveni artırmak için son derece önemlidir.

Bu sektördeki bazı insanlar, teknolojinin günümüzde hızla gelişmesinin sektörü tehlikeye atabileceğini düşünürler. Ancak tüm dünyada çeviri şirketlerinin sayısının artması ve küresel istatistiklere göre bu sektörün artan bir ivme ile büyümesi bu savın pek de doğru olmadığını gösterir. İletişim ihtiyacının sürekli olması ve gün geçtikçe artması çevirinin her zaman hayatımızın bir parçası olacağının delilidir. Bununla birlikte, sektörel çevirinin yanı sıra ekonomik, hukuki, tıp, diploma, vize, sözleşme, muvafakatname, tez, sunum, web siteleri, oyunlar, film altyazıları, dublaj, mobil uygulamalar, e-öğrenim kursları da çeviri gerektiren alanlardır ve sadece teknolojinin geliştirdiği sözlük ya da otomatik çeviri programıyla bu ihtiyaçları tam anlamıyla karşılamak mümkün değildir.

Türkiye ve Dünya’da istatistiklerle çeviri sektörünün konumu

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2018 yılındaki verileri Türkiye’nin kültürel alandaki durumunu gözler önüne sermiştir. Çeviri sektörünün önemi de işte burada ortaya çıkmıştır. Yabancı dilde yayımlanan eser sayısı 2016 yılında 3.874’le %7,1 iken, 2017 yılında yabancı dilde yayımlanan eser sayısı, 5.192 ile %8,6’ya çıkıyor. Çeviri eserler ise 8.982 ile %16,4 iken, 2017 yılında 9.550 ile %15,8 oranını buluyor. 2016 yılında %60,8 oranındaki İngilizce, 2017’de de %61,7 oranıyla zirveye çıkıyor. Fransızca ise 2016 yılında %6,8 oranındayken 2017 yılında %6,7 oranına düşüyor. 2016 yılında %6,6 oranındaki Almanca bu listedeki en fazla düşüşü yaşayan dil olarak, 2017 yılında %5,5 orana sahip oluyor. Arapça ise sabit kalarak 2016 olduğu gibi 2017 yılında da %5,2 oranda bulunuyor. 2016 yılında %2,1 oranı olan İtalyanca, 2017 yılında %2,2 orana ulaşıyor.

Dil hizmetleri, Türkiye’de olduğu gibi diğer ülkelerde de büyük bir artış göstermektedir. Özellikle son 10 yılda çeviri piyasası iki katına çıkmış ve 2019 yılında 49.6 milyon dolara yükselmiştir. 2021 yılı beklentileri ise 56.18 milyon dolara ulaşmaktadır.

Bölgesel olarak çeviri sektörünün piyasa dağılımına baktığımızda ise %49.33 ile Avrupa zirvede bulunurken Kuzey Amerika %39.41 ile onu takip ediyor. En düşük ise %11.01 ile Asya Pasifik bölgesi yer almaktadır.

Avrupa’nın zirvede olmasının bir sonucu olarak da Avrupa Komisyonu’na bağlı SCIC olarak da bilinen Sözlü Tercüme Genel Müdürlüğü (DG — The Directorate General for Interpretation) her yıl 11.000 toplantı organize ederek dünyanın en büyük sözlü tercüme hizmetini sunmaktadır.

2018 yılı çeviri sektörü gelir açısından incelendiğinde ise ABD merkezli Transperfect şirketi 705 milyon dolar ile başı çekmektedir.

--

--

Ece Uyguç
Çağdaş, Özgün, Yaratıcı ve Türkçe

IR graduate, economist, translator. Passionate about history, business, politics, and technology. Research enthusiast, world traveler. Let's explore together.