Yenilikçilik Maratonunda Dereceye Giremeyen Klişeler

Doğruluğuna leke sürdürülmeyen klişeler artık kullanılamayacak durumda. Geri dönüşüme değil, lütfen çöpe atınız.

Klişeyi olaylara verilen kalıplaşmış, ulusal veya uluslararası kullanılan cümleler olarak basitçe hatırlayabiliriz. Toplumlarda klişelerin kurtarıcı olduğunu savunanların yanında onların aptalca olduğunu savunan zıt görüşe sahip insanlar da var. Klişelerin geçmişte deneyimlenmiş olduğu ve işe yaramışlığı yadsınamaz bir gerçek ancak geçmişin kurtarıcıları günümüzü de kurtarabilir mi? Geçmişin can kurtaranları klişeler 2020 yılındaki boğulmakta olan bana simit atar mı, klişe simidi? Yavaşça cevap vermek zorunda olduğum ama alta da kalmak istemediğim diyaloglarda simidi takıp süzüle süzüle uzaklaşabilir miyim?

Şimdiki tarihimizin uzak geçmişinde insanlar aynı cümleleri kullana kullana onların kanını emdiler geriye de cesede benzer vücutları kaldı. Ne yürümeye halleri var ne konuşmaya. Anlayacağınız pek enerjik değiller. Kullanıldıklarında ne etki verdirtiyor ne de tepki… Belki de altta kaldığımızda bir klişe yapıştırıp etrafa sessizlik yayılmasının sebebi de budur.

Klişelerin de çeşitleri var. Cinsiyet ayrımcılığını körükleyen klişeler, tarihin bir döneminde yıldızı parlayan kişi ve grupların belirli özelliklerini ön plana çıkartan klişeler, zor anı kolaylaştıran karşı tarafı reddetme klişeleri, tavlama klişeleri…

Klişe ifadelerin kullanılmasının ardında yatan sebepler de çeşidine göre değişiyor. Bazı basmakalıp cümlelerin kullanılması karşımızdaki kişiyi yeni bir cümle veya ifade ediş şekli yaratacak kadar değer vermeyişimizin göstergesi olabilir mi? Bazense egomuza gelebilecek herhangi bir bombardımanına karşı cepheye klişe askerlerini diziyoruzdur belki.

Naked ( Mike Leigh, 1993), adlı filmde geçen ve unutamadığım bir diyalog var. Tartışan iki karakterden biri klişelerin aptalca olduğunu diğeri ise onların kurtarıcı olduğunu savunuyor. Bunun üzerine aptalca olduğunu savunan, klişelerin kurtarıcı olduğunun da bir klişe olduğunu söylüyor.

Kadınlar saçlarını erkeklerinki gibi kısa kestirince cesur ama erkekler saçlarını uzatınca kadın gibi oluyor. Kadın gibi olmak kötü bir şey midir ki? Kadınlar erkekler gibi giyinince ağır ama erkeler kadın gibi giyinince yumuşak oluyor. Ağır olmak veya yumuşak olmak, hangisinin iyi veya kötü olduğunu nereden biliyoruz? Bilmiyoruz çünkü bu soruları daha önce sormadık. Öyle duymuştuk bir kere. Adam akıllı iş yapmak, adam gibi olmak. Büyük klişelerimizden.

Gelişen teknolojiyle birlikte görsel ve işitsel iletişim erişebilirliği dünyanın en ucundakinin yaptıklarından diğer ucundakini haberdar edebiliyor. Güçlenen iletişiminin kültürlerin yok olmaya yüz tutmasının, tek tipleşmeye sebep olmasının yanında insanların toplumda kendilerini daha fazla ifade edebilecek gücü ve imkanı bulmasını da sağlıyor. Peki bu tek tipleşme çeşitlilikse? Yeni giyim tarzları, yeni ifade kanalları, yeni ortaya çıkabilen düşünceler… Yenilikçilik maratonuna klişeler yakışmıyor ve dereceye de giremiyor.

İnsanlar klişeleri sorgulamıyor. Klişelerin varlığı, kendini kanıtlayan çeşitliliğin görmezden gelinmesine sebep oluyor. Bu da tartışmayan, dinlemeyen, düşünmeyen bir toplumun ateşine odun atıyor.

--

--