Amaranthe — Maximalism Albüm İncelemesi

Doruk Buğday
Doruk BUGDAY
Published in
4 min readOct 22, 2020

İsveçli grup Amaranthe 4. albümleri Maximalism’i 21 ekim’de Spinefarm etiketi ile piyasaya sürdü.

Pop-metal dediğimizde yeni karşımıza çıkan bir tür ve grup olarak görebiliriz Amaranthe’yi. İlk çıktıkları zaman gerçekten hoşuma gitmişti. Üçlü vokal, hareketli eğlenceli ve sert şarkıları olan bir metal grubuydu. İkinci Albüm yine sert, hareketli temposu yüksek bir albümdü ama ne olduysa bunun sonrası oldu, grup iyice pop’a kaymaya başladı. Üçüncü albüm Massive Addictive ile ilgili çok yorum yapmayacağım ama pek iyi bir albüm değildi bence. Son albümleri Maximalism 12 şarkıdan oluşmakta.

İlk single ve albümü tanıtma amaçlı That Song’u seçmeleri bence en büyük hatalarıydı. Metal ile alakası olmayan pop bile zorlasan olamayacak bir şarkı bence, böyle bir şarkıyı yazmaları bile saçma ike, birde tanıtım şarkısı olarak seçmeleri gerçekten hayret verici. Belki çok metal değiliz, bakın daha popuz imajını verip sadece kendilerini metal seyircisi ile sınırlandırmamak için yapmış olabilirler.

Albümde dikkat çeken kısım, özellikle Elize’in söylediği kısımların tamamen pop olması. Bayan vokalli bir sürü grup var tek tek saymaya gerek yok ama Elize söylerken apayrı bir şarkıya geçiyor gibi şarkılar.

Bütün şarkılar klasik üç-buçuk dakika standardında, bütün gereksizliklerden arındırılmış, dize-nakarat formülünde tutmuş şarkılar. Riske girmeden, orijinalliği hiçe sayarak standart formül ile yazılmış basit hareketli eğlenceli şarkılar.

Maximize şarkısını beğendim ben, ağızda kalıcı bir nakarat, gruntların konumlandırılmasını da beğendim ben. Boomerang aynı standartta, hareketli albümün sevdiğim şarkılarından birisi.

That Song, yorum yapamayacağım gerçekten, dinleyin kararınızı siz verin, metal ile alakası yok. Klasik amerikan pinpon kızlar geldi aklıma şarkıyı dinlerken. Çok vasat gereksiz bir şarkı bence.

Dördüncü şarkı 21 tamamen bir parti şarkısı havasında. Gruntlar olmasa şarkıda amerikan frat party havası bulunuyor. Glam metal tarzı, her ortama gidebilecek bir şarkı. Sarhoş kızların headbang yapmayı seveceği bir şarkı. On the Rocks, aynı tarzda devam eden bir şarkı. Arkadaş ortamında veya eğlence ortamında sahnedekilerin müzikten ön planda eğlenceyi tutacağı Steel Panther tarzı bir şarkı. Yine şarkıyı kurtaran tek şey gruntlar.

Limitless, yine ne alaka çözemediğim bir şarkı. Özellikle bayan vokalli gruplar özellikle ballad veya akustik şarkı koymayı tercih eder albümlere. Amaranthe önceden de yaptı ve güzeldi ama bu şarkıda Britney Spears slow şarkıları gibi başlayıp sonrasında da sanki Will.I.Am şarkının yapımcılığını yapmış bir havada dört ve beşinci şarkının parti havasını bir anda indiriyor, kendinden sonra gelen şarkıların temposunun altında da ezilmiş durumda.

Fury, albümde en sevdiğim şarkı oldu. Albümün en sert şarkısı diyebilirim, dizelerde tamamen grunt, nakaratta ise klasik Amaranthe tadında üçlü hareketli vokal güzel olmuş. Nakaratları Rihanna gibi bitirmeseler çok daha güzel olacakmış, bir anda şarkıdan koparıyor beni.

Faster, Amaranthe’den beklediğim şarkı ama nakaratta biraz popluk riffleri downtune ediyor gibi geldi bana. Gitarlar biraz daha özgür olsa, nakaratlar da dört dörtlük Amaranthe tadını verecek. Albümde ve genel olarak grubun şarkıları içine en sevdiğim yerlere yükseldi şarkı.

Break Down and Cry. Faster gibi güzel yüksetk tempo giderken nakaratta beni kaybeden bir şarkı oldu. Amaranthe şarkılarında en büyük sorun bence pop metal yapmaya çalıştıkları için dengeyi kuramıyorlar. pop üstüne belli yerlerde grunt koyar sound’u hafif ağır yaparsak olur diyorlar ama olmamış maalesef. Ya daha hafif melankoli bir şarkı olsun, yada temposu yüksek ama şarkı nerede durduğunu bilemiyor.

Supersonic. Neden bilmiyorum şarkıyı dinlediğim ilk anda Bleach animesi geldi aklıma. Dövüşlerde çalan Number One şarkısı vardı. Albümün yine parti tadında tempolu bir şarkısı. Konserlerde bol çalacakları kesin.

Fireball ve Endlessly ile kapanışı yapıyor albüm. İki şarkıda düşük tempo, Fireball sonlarda grunt eklese de dediğim gibi puzzle’ın farklı parçalarını birleştirmek gibi oluyor. Endlessly ise albümün kapanış şarkısı, Amaranthe tarzı bir ballad diyebiliriz. Elize’in sesine nerede olursa olsun kötü demek ayıp olur. Elize ile başlayıp biten şarkı hafif Titanic havası veriyor ve Elize iyiki tek başına söyledin helal olsun dediğim, nerede olmasını bilen güzel bir parça.

Sonuç olarak, gruntların kurtardığı, standardın ötesine geçemeyen hareketli klasik bir Amaranthe albümü. İlk iki albüm hatrına dinlenir konsere gidilir ama ilk albümleri bu olsaydı, konserden uzak durcağım bir grup olabilirdi. Çalışırken kafa yormayacak ama eğlenceli, rock albümü olarak tanımlayabilirim. Güzel çıkış yapıp gerçekten bir şeyler vaat ederken sonrasında grupların yaratıcılıktaki çöküşlerini görmek üzüyor gerçekten.

--

--

Doruk Buğday
Doruk BUGDAY

Seyahat Tutkunu / Yüksek Mühendis / Müzik Aşığı / Yemek Sevdalısı / Amatör Geek