Logan: Film İncelemesi

Doruk Buğday
Doruk BUGDAY
Published in
6 min readOct 22, 2020

Logan, hazır filmden çıkmışken, terim soğumadan yazayım istedim.

Film ile ilgili görüşlerimden önce sinema ile ilgili eleştirimi belirtmek istiyorum. İstanbul Akasya AVM’deki Cinemaximum IMAX salonunda izledim filmi. Salona zaten 10 dakika geç alındık, aksam 22:00 seansı ve üzerine tam 30 dakika reklam seyrettiriliyoruz. Tamam olabilir bilet ucuz o zaman. Hayır, maalesef değil, Türkiye’deki en pahalı bilet fiyatını verip izliyoruz. Üstüne yarım saat reklam, film arasında tekrardan reklam. Ucuz bilet satıp ta geliri reklamdan almıyorsunuz. Zaten ortalamanın 2 katı bir meblağ öderken rezil ötesi bir hizmet Cinemaximum’dan. Bunun ötesinde yurtdışında film öncesi Deadpool 2 filmi fragmanı gösterilirken, tabi bizde bu sahne çıkartılmış durumda.

Filme geçme vakti geldi artık. Önce iyi yönlerinden sonra ise kötü yönlerinden bahsedip eleştireceğim. Spoiler vermeden özetlemek gerekirse filmi, Hugh Jackman’ın son Wolverine filmi olarak güzel bir iş çıkartmış, zevkli, hiç bir yerinde sıkmayan ama çok fazla Hollywood klişesi dolu bir film.

Bundan sonrası SPOILER içerecek yanın bilginize.

Filmde ilk en övülesi şey tabiki oyunculuk. İnanılmaz ötesi, şahane kusursuz bir oyunculuk vardı ana üçlümüzde. Hugh Jackman, Wolverine olarak, yılların verdiği o ağırlığı, yorgunluk, tükenmişlik ve bitmişliği çok güzel yansıtıyordu. Patrick Stewart, Charles rolünü oynarken, Logan’daki performansını başka hiçbir kimsenin kaldıramayacağını biliyorsunuz. O bitmişlik, ermişlik ve Logana muhtaçlık, Oyunculuk yeteneklerinin tavan yaptığı bir performans olmuş Patrick abimizin. X-23 rolünde ise Dafne Keen bulunuyor. Kendisinin ilk oyunculuk tecrübesi, daha 12 yaşında ama ağzınız açık izliyorsunuz performansını. Gerçekten inanılmaz oynamış, tek sorunun kendisiyle, daha 12 yaşında bu filmi çekmiş, umarım ilerde psikolojisi yerinde olur.

Deadpool’un hayatımıza kattığı ve kendisine teşekkürlerimizi borç bildiğimiz R-rated (+18) seçimi, Logan’da beklediğimiz şeydi. Wolverine filmi, 17 yıldır görmek istediğimiz vahşeti sonunda bize gösterdi. Çünkü bu bir Wolverine filmi ve cicilik beklememeli kimse. Filmin dokusuna cuk oturmuş bir sınıflandırma.

Filmde Charles’ın dede rolünde bayıldım. Bir cam şeker uzatmadığı kaldı. Çocukla İspanyolca konuşmaya çalışması, onu sakinleştirme çabaları rahat hissettirme çabaları ve aralarındaki o kimya gerçekten muazzamdı. Buna karşı, Wolverine klasik tarzı bana ne modunda takılmaları, beklediğimiz şeylerdi. Caliban’ın Wolverine’e ev hanımı gibi davranması, eve geç geliyorsun, üstün başın kan içinde, cebinde mermi buldum senin, Charles içerde yatıyor hep, tarzı karısıymış gibi atışmaları filme ayrı tat katan şeylerdi. Filmde en hoşuma giden sahnelerden birisi ise, x-23’ün hiç konuşmayıp sonrasında hiç susmaması ve Logan’ın suratına yumrukları yardırması sahnesi çok tatlıydı. Arada böyle sürekli ufak atışmalar tatlı sohbetler koyarak filmin atmosferinde ne çok derin ve karanlık, ne çok cıvık, tam orta karar bir iş çıkartmışlar.

Filmin amacı, karakterlerimizin son yolculuğu ve bir nevi arınma muhabbeti üstüne kurulu ve bunu güzel veriyor. Charles’ın uzun süre sonra bir ev ortamına dahil olmaya çalışması, arkasında bir tehlike varken dahi Laura’ya güzel şeyler göstermek ve öğretmeye çalışması güzel bir finale doğru götürmüş ikilimizi.

Film’de benim fragmanlarda da gördüğümüz ama orta karar bir sevgide olduğum şey ise, X-Men ve mutantların yok olduğu ama ortalarda çizgi romanları, action figürleri bulunması. Burada aslında Old Man Logan hikayesi alternatif bir evrende geçen bir hikâye, Wolverine öldürüyor mutantları, filmde ise Charles’a yüklemişler bu rolü. Senaryo açısından sorunum yok, eskiden yine yaşanmışlık olabilir ama aynı zamanda, ileri bir zamanda geçerken, önce alternatif evren hikayesi yazarken, 17 yıl önceki ilk filme de göndermeler yapıyor, bunun sonucunda biraz kafa karışıklığı tabiki. Diğer filmler ve bundan sonar gelecekleri kronolojik olarak nasıl bir sınıfa sokacakları.

Film belirttiğim gibi güzel öğelere sahip, beklenen Wolverine filmi, hiçbir sahnesinde sıkılmadan gözümü ayırmadan izledim ama bir sıkıntılı konu var ki, oda klişeler.

Buradan itibaren eleştirilere başlıyorum. Klişe, klişe çok kullandım ama gerçekten öyle. Önceden olacak her şeyi kestirebiliyorsunuz. Biraz daha detaylı hatırladığım klişeler ve saçmalıkları, eksikleri yazacağım, belki sizde bana anlam verirsiniz.

Maalesef, Stan Lee cameosu yok ve filmin sonunda yeni bir sahne yok. Stan Lee’ye üzüldük tabi ama filmin son sahnesi olmamasını, biz tek film yaptık, diğer filmlerin reklamını yapmak istemiyoruz olarak açıkladılar, bu nedenle biraz mantıklı.

İlk sorun, hikâye neyi tam anlattığından emin değil. Logan healing factor’ını (iyileşme gücü) kaybediyor iyice, ama bunun neden olduğu bize anlatılmıyor. Çizgi romanlarda yanlış deney sonucu oluyor ama filmde sadece adamantium iskeleti gösterip, beni bu öldürüyor diyor ama bir açıklama yok. Wolverine’in en ikonikleşmiş özelliği, elinden gidiyor ve bunu açıklama zahmetinde değil kimse.

Mutantlar ve X-men neden yok oldu. Anladığımız, Charles bir travma geçirdi bilinçsizde katletti ama neden, nasıl oldu, cerebro yüzünden mi oldu, hastalık mı var, hiç bir cevap yok, sadece filmin ortasında Charles hatırlıyor ve pişmanlık duyuyor ve bitti, konu kapandı. X-men evreninde mutantlar yok edilmiş ve 2 dakika bir ara sahne ile özet geçilebilirdi bu durum. Bunun üzerine Logan neden Charles’I korumaya çalışıyor (arkadaşlık, sorumluluk vs var tamam ama Chrles ne yaptı da bu kadar bilmesini istemiyor).

Film’de bir diğer sıkıntılı kısım, bir anda Laura’yı Logan’ın karşısına çıkartıp al bu senin kızın denmesi. Laboratuvarda yapılmış, yapay bir kız diyebiliriz, sadece Logan DNA’sından yardım alınıyor, al senin kızın diye sunuyorlar. Yani, Logan ölmeden son bir finalde babalık duygusunu vermiş olmak için bir çabaydı biraz. Ama filmin sonuna doğru baba kız, askerleri biçmeleri muazzamdı.

Laura’nın annesiyim diye gezen abla, laboratuvarda her şeyi telefonla çekiyor, kimse “abla sen ne yapıyorsun” demiyor.

Özellikle her sahnede kıl payı kurtulmaları bir seferden sonar çok rahatsız ediciydi. Kötü adamlardan kaçıyorlar, araya tren geliyor. Otelden kaçacaklar, otel ’in etrafı asker dolu, tekerlekli sandalyede yaşlı adam ve bir çocuk, kimse yakalayamıyor, arabasına binip gidiyor. Caliban filmin ortasına kadar takip ettirip, ortasında hadi bye deyip intihar ediyor. Baştan o zaman seni öldürmelerine izin ver. Her wolverine filminde olduğu gibi, masum köylü ailenin evine gidiyorlar, kötü abilerimiz bu aileyi öldürüyor, ama wolverine X-24 ile kavga ederken, Wolverine’I kurtaracak kadar evin reisi zenci abimiz yaşayıp, Logan’I vuracakken mermi yok ve ölüyor. Ölen herkes, son sözünü söyleyene kadar yaşıyor.

Filmin ortasına ve sonuna doğru gelirken beni en gıcık eden şey, X-24. Başka hiç mi bir şey gelmedi aklınıza. Aynı Weapon X programından başka kimse yapılamadı da, illa Logan’ın gençliği olacak. Laurayı kaçıracak, Charles’I öldürecek. Çok konuşmak istemiyorum, filmin en kötü yanıydı kesinlikle.

Finale gelirken klasik Logan, çocuğu bırakıyor arkadaşlarının yanına, haydi bana müsaade darken sonrasında vicdanına yenik düşüyor. Kendisine verilen serumun tamamını enjekte edip Laura’yı kurtarmaya gidiyor büyük bir öfkeyle. Yani aşırı klişe, çok beklendik bir sahneydi ve sonunda kendi ölümüne yol yapan parçayı da sıkıştırmış oldular. Kötü doktor abimiz (Stryker’ın oğlu) ben neden kötüyüm diye anlatırken pat diye vurması, sonrasında ise, ömrü paralı asker olarak geçmiş birisi, sadece çocuklar kötü abimizi öldürsün diye elinden vuruyor. Bu arada çocukların hepsi mutant ama kaçarken hiç biri özel güçlerini kullanmıyor. Düşünün elinizden alev atabilen bir mutantsınız, size kovalayan bir asker var ve sadece koşuyorsunuz.

Filmin son sahnesi yine, X-24 vs Logan kapışması. Logan neredeyse ölecek ama adamantium kurşun orada. Aman tanrım ne kadar da orijinal. Sonrasında kaç sene yaşamış adam, içine bir kütük girdi diye ölüyor. Tamam serumun etkisi vs var ama biraz Logan’I artık öldürme sonunu getirmenin de yolu yapılmış zorla. Filmin son sahnesinde kızın gidip, “baba” demesi, ya çok garip bir duyguydu. Logan’ın ise “bak demek ki böyle bir duyguymuş” demesi klişe ötesiydi. Ben duygulandım yalan yok ama aynı zamanda 3 gün önce gördüğün adama baba diye gitmen çok saçma. Mutlaka Charles kızın kafasına bir şeyler soktu ama Logan cephesinde bu hisler biraz garip.

Filmin final sahnesinde duygusal anlar oldu, bunu buraya yazıyorum ama kötü değildi. Kızın garibim, hayatında izlediği ilk filmden replik alması ve sonunda haç’ı çevirip X yapması muhteşemdi.

Sonunda ama Cennet’im görmedik, var mı yok mu bilmiyoruz. Burada Fox, tüm X-men evrenine reboot atma düşüncesinde. Bu nedenle hikayeyi nereden nasıl devam ettirecekler, kötü X-men sinema evreni nasıl düzelir, bunun tartışmasını içlerinde yapacakları belli olduğu için ucu baya açık bıraktılar.

Şu kesin, nasıl devam ederse etsin, Artık Wolverine olarak X-23 Logan’ın yerini alacak ve uzun bir süre artık Wolverine hayatımızda olmayacak ve alışmamız lazım artık buna maalesef.

Düşünceleriniz nedir, yorumlara yazarsanız üstüne tartışırız, daha güzel, daha vahşi +18 X-men filmleri dileklerimle yazımı noktalayım.

Herkese iyi seyirler.

--

--

Doruk Buğday
Doruk BUGDAY

Seyahat Tutkunu / Yüksek Mühendis / Müzik Aşığı / Yemek Sevdalısı / Amatör Geek