Doğa, insan ve özgür irade

Kutlu Kutluer
3 min readSep 26, 2022

--

Özellikle küresel ısıma ve iklim krizinin başlaması ile beraber daha da çok kullandığımız, duyduğumuz bir cümle var: İnsan doğanın dengesini bozuyor, tabiatı katlediyor. Yangınlar, seller, aşırı sıcaklar, görülmemiş yağmurlarla boğuşurken bunları düşünmek çok normal. İnsanoğlunun çevreye zarar verdiği de tartışılmaz. Fakat ben yine de birkaç adım geri atıp doğanın dengesinin bozulma meselesine farklı bir açıdan yaklaşmak istiyorum.

Doğa aslında tanımlanması kolay olmayan, hakkında farklı görüşler olan bir olgu [What does ‘nature’ mean? | Humanities and Social Sciences Communications]. Mesela insanın doğa tanımına ait olup olmaması bir tartışma konusu. Doğanın tanımı evrendeki her şeyi kapsar mı yoksa dünya ile mi sınırlıdır veya insanlar dışındaki dünyadaki varlıklar (hayvanlar, ormanlar, denizler, gökyüzü …) mıdır? İnsanı doğadan ayrı tutarak farklı kefelere koyan görüş eski çağlardan ve insanı evrenin merkezine koyan dini betimlemelerinden doğmuş, günümüzdeki hümanizm akımına da tohum olmuştur. Diğer taraftan insan dahil tüm evreni doğa olarak tanımlamak da mümkün. Homo Sapiens’in doğanın kendi içerisinden çıkarttığı bir varlık olması sebebi ile bu görüşün daha akla yatkın olduğunu düşünüyorum. Doğa, dünya üzerinde canlı yaşam başlamadan önce milyarlarca yıl var olmuş, onun değişmesi ve dönüşmesi ile dünya üzerindeki ilk canlılar ortaya çıkmış. Doğa devingenliğine devam etmiş, bunu sonuçlarından biri olarak dünya üzerindeki ilk canlılar evrimleşmiş, Homo Sapiens de bu evrimleşmenin sonuçlarından biri olarak dünya sahnesine çıkmış. Bu açıdan evrim, doğanın değişim için kullandığı araçlardan birisiyken insanoğluna da doğanın devingenliğinin ürünlerinden bir tanesi olarak bakabiliriz. Buna benzer birçok örnek verilebilir: suyun buharlaşmasının doğanın devinim yöntemlerinden biri olup yağmurun da sonuç olması gibi. Veya kıtaların hareketinin devinim, dağların sonuç olmaları gibi. Yağmuru, dağları (ve hayvanları) doğadan ayırmadığımız gibi doğadaki değişimin başka bir sonucu olan insanları da doğadan ayırmamalıyız diye düşünüyorum.

İnsanın kendisine kısa vadede yarar sağlayan kötü kararlar verip uzun vadede çevresine zarar veren bir canlı olarak evrilmesi de doğanın getirisi. Küresel ısınma da bu açıdan doğanın evrimi, insan sadece bir araç. Homo Sapiens dünyaya ayak basmadan önce nasıl doğal afetler, seller, yangınlar oluyorduysa doğa insanı yaratarak oyunu bir tık daha kaotik hale getirdi. Burada asılda demek istediğim şu: insan doğanın bir ürünü olduğuna göre aslında tüm orman yangınları doğal sebeplerden çıkar diyebilir miyiz? Diyebilirsiniz ki birilerinin Ege kıyılarında otel yapmak için isteyerek çıkarttığı yangın nasıl doğal olabilir? Fakat isteyerek yapılan bir eylemden söz ederken özgür iradenin olduğunu varsayıyoruz. Hepimiz fikri olarak özgür olduğumuz hissine sahipken, her gün önemli önemsiz onlarca karar alırken özgür iradenin belki de olmadığını içselleştirmek zor [Why Cognitive Sciences Do Not Prove That Free Will Is an Epiphenomenon]. Fakat aldığımız tüm kararların beyin aktiviteleri sonucu olduğunu, beyin aktivitesinin biyolojik, biyolojik aktivitelerin de fiziksel aktiviteler olduğunu unutmamak lazım. Fiziksel aktivitelerin ne kadar deterministik ve ne kadar rastlantısal olduğu tartışmasına girebiliriz fakat kaotik, tahmin edilemeyen fiziksel sistemler olsak bile bu özgür iradenin kanıtı değil. İnsanoğlu yanıtını bilmediği sorularla veya hoşuna gitmeyen cevaplarla karşılaştığı zaman hikayeler, mitler yaratıp bunlara sıkı sıkıya bağlanmasının evrimsel süreçte hayatta kalma adaptasyonlarından biri olduğunu düşünüyorum. Özgür irade de pek tabi ki bu mitlerden biri olabilir. Bir gün tüm sinir sistemimizi, hormonlarımızı ve çevresel etkileri bir algoritmaya koyabilirsek bu yapay sistemin ‘özgür irademiz’ ile alacağımız kararları tahmin edebilmesi şaşırtıcı olmaz.

Kıssadan hisse şudur ki, insanlığın doğanın devinim süreci sonucu oluşan ürünlerden biri olduğu ve özgür iradenin de hayatta kalmamızı kolaylaştıran yanılsamalardan biri olduğu durumda dünyanın başına gelecek herhangi bir felaketi doğanın deviniminin bir parçası olarak ele alabiliriz. Fakat bu demek değildir ki eylemsiz kalalım. Seçim yapma yetimizin olup olmaması tartışmasından bağımsız olarak hem günlük hayatımızı hem de uzun vadede dünyamızı şekillendirirken elimizden gelenin en iyisini yine yapacağız zira buna yönelik olarak evrim geçirmişiz. Bunun yanında kişisel hayatlarımızı da doğanın deviniminin bir parçası olarak görmek, daha az insan merkezcil düşünmek belki bazı insanların üzerinde yük olan stresi alabilir.

Kısmets :)

--

--

Kutlu Kutluer

Ph.D. in quantum optics, quantum information processing.