Elon Musk Twitter’ı Kurtarabilecek mi?

Özgür Özer
Düzensiz
Published in
4 min readJul 26, 2023

Türkiye’nin gündemini belirleyen haberlerin, siyasi olayların tartışıldığı, politikacılardan ünlülere halka mal olmuş herkesin toplumla iletişim kurmak için ilk adres olarak kullandığı bir uygulama hayal edin. Ekşi Sözlük olabilir, bir gazete, forum sayfası, televizyon da dahil olmak üzere aklına gelebilecek herhangi bir medya kanalı olabilir bu.

Uygulamamız 16 yıldır yayın hayatında olsun. Hem Türkiye’de hem de dünyada gündemi belirleyen, sosyal hareketlerin organize edildiği bir meydan; hükümetlerin devrilmesinden bölgesel olaylara kadar birçok şeyin meydana gelmesinde kilit rol oynasın.

Bu uygulamayı yöneten şirketin yeri geldiğinde hükümetlerle, yeri geldiğinde muhalefet partileri ile çeşitli hedefler için iş birliğine gittiğini düşünelim. Ve bu yönetim tarzının 16 yıl boyunca bir kuruş kar etmeden, birçok şirketin ve ülkenin yatırımlarıyla hayatına devam ediyor olsun.

16 yıl boyunca doğru düzgün kar etmeden ülkenin ve dünyanın gündemini belirleyen bir uygulama.

Böyle bir uygulamanın arkasındaki şirketin yönetim tarzından ve buna para yatıran güçlerden şüphelenmez miydiniz?

Photo by Souvik Banerjee on Unsplash

Elon Musk satın almadan önce Twitter’daki durum tam olarak böyleydi: 2016 yılında yazdığımız durum aynen devam ediyordu. O zamandan bu yana uygulamada başta 140 olan karakter sınırı dahil birçok şey değişti ancak şirketin reklama dayalı gelir modeli çalışmıyordu; zaten şirketin gelir elde etmek, kar etmek ve rasyonel bir şirket olmak gibi bir hedefi de görünmüyordu.

Burada bir parantez açalım: Bilgi çağının girişimleri öncelikle etki sağlamayı hedefleyen, kullanıcı tabanını genişleten ve sonrasında veri toplayan iş modelleri. Gelir ve karı daha sonra gündeme getiren şirketlerin aldığı yatırımlar ve exitleri başarı hikayeleri olarak görülüyor. Uzun süre kâr etmeden hayatına devam eden şirketler tarihin bir gerçekliği. Spesifik bir örnek ise Uber, topladığı yatırıma göre ciddi bir kar elde edemediği görülse de Uber özelinde sürücüsüz araç devrimi gerçekleştiği an çok büyük kazançlar ufukta görülüyor, kabul edilebilir bir risk.

Twitter’ın Elon Musk öncesi döneminde gelir ve kar gibi hedeflerinin pek görülmediği, hatta neredeyse çalışanlarının %80’inin pek de hayati bir rolü olmadığı halde maaş aldığı görüldü. Gelir elde etme planı olmaması bir yana, giderlerini kontrol etme zahmetine dahi girmeyen bir şirket görüntüsü ortaya çıktı.

Elon Musk ile birlikte Twitter çok farklı bir yola girdi: Para kazanmaya ve kar elde etmeye çalışan, en azından bu yolda bir şeyler deneyen bir şirket. 44 milyar dolarlık bir bedelle Twitter’ı satın alıp çalışanlarının %80’inin işten çıkararak yeni dönemi başlatan Elon Musk daha sonra siteden çekilen datayı ciddi bir ücret karşılığı satmaya çalışmak, kişi ve kurumlar için farklı ücretlendirme politikası ile özel üyelik satmak ve bu ödemeyi yapanlara ekstra özellikler sunup ayrıcalıklar tanımlamak gibi yöntemler denedi. Başka şirketlerden ve ülkelerden sürekli yatırım almadan ve şirketin gelir modelini bunun üzerine inşa etmeden ayakta kalması ve kendisini sürdürebilmesi için sürekli bir deneme-yanılma yöntemi ile yolunu bulmaya çalışırken de ciddi tepki çekti. Üstelik bu yazı mutfakta pişerken Elon Musk’un daha önce PayPal şirketinde hayata geçirmeye çalıştığı her şeyin uygulaması olacak X denemesini Twitter üzerinden tekrar piyasaya sürmeye çalıştığına şahit oluyoruz.

Elon Musk’a duyulan tepkilerin aslında Twitter’ın iş modeli üzerinde yürüttüğü deneme yanılma yöntemlerinden ziyade siyasi olduğunu söylememiz gerekiyor. Uygulamanın moderasyon politikası ABD’de Demokratik partinin ideolojisi ile iç içe geçmişken, hatta Covid-19 pandemisi döneminde başta Twitter olmak üzere sosyal medya şirketlerinin Beyaz Saray’ın talimatları ile hareket ettiği ortaya çıkmışken belirli ideolojik çevrelerin bu gücü kaybetmeyi sindiremiyor olması bu tepkideki en büyük etken. Musk öncesi Twitter’a alternatif olarak Parler gibi sosyal medya uygulamalarına geçmeye çalışan (ve başarısız olan) muhafazakarların yerini Musk sonrasında Mastadon, Threads gibi uygulamalara geçmeye çalışan (ve başarısız olduğu görülen) sol siyasete yakın insanlar (liberal, progresif vb.) almaya başladı. Muhafazakarların şikayeti susturulmakken sol siyasetin şikayeti Twitter’ın Musk sonrasında karşı tarafı moderasyona tabii tutmakta o kadar da istekli olmamasıydı, bu önemli bir farktı. Hatta Avrupa Birliği gerekli sansür mekanizmalarını yürürlüğe koymazsa Twitter’ı birliğe üye ülkelerde yasaklayabileceğini ilan etti, tabi Twitter bu durumda geri adım atarak bu krizi çözdü.

Özetle Elon Musk öncesi Twitter belirli ideolojik filtrelere göre moderasyona giderken, Musk sonrasındaki politika yasal çerçevelere oturdu ve başka hassasiyetlere önem verilmemeye başlandı.

Buraya kadar Twitter’ın Musk öncesi ve sonrası hem ekonomik hem de siyasi dönüşümünü özetlemeye çalıştık. Şimdi yazının başında Türkiye üzerinden tartıştığımız analojiye geri dönelim.

Twitter yüksek maliyetler üstlenen ve toplumsal tartışmanın yürüdüğü bir mecra, aynı zamanda 16 yıl boyunca para kazanmak gibi bir derdi olmadan hayatına devam etmiş bir şirket. Moderasyon politikasının değiştiği dönemde aynı amanda para kazanmaya çalışmaya başlıyor.

Spekülasyon ve hatta komplo teorisine girmeden şu soruyu sormaktı aslında bu yazının amacı: Moderasyon politikası ile gelir modeli aynı anda değişen bir sosyal medya uygulamasında, hele ki birçok ülkede ve dünyada siyasi gündemin belirlendiği bir mecrada bu ikisinin bire bir ilişkili olma ihtimali korkunç değil mi?

Gelir modeli olmayan bir şirketin, 16 yıl boyunca kendisine sürekli yatırım yapanlara karşılığında başka bir fayda sağlıyor olması ihtimali çok mu komplo teorisi gibi kulağa geliyor?

Benim bu konudaki meta-cevabım belli: Herhangi bir sosyal medya uygulamasının bu kadar merkezi bir hale gelmesi benim için en korkutucu şey, internetin ruhuna ihanet. Yerel, bölgesel ve küresel siyasetin tartışıldığı birkaç mecranın bu kadar merkezileşmesi diğer sorunlara yol açan temel problem. İnternetin merkezileşmesi ile mücadele ise bu konuda atılması gereken en temel adım.

Düzensiz Dergi olarak yeni içeriklerden haberdar olabileceğiniz bir e-posta bültenimiz var: Üye Olmak İçin Tıklayınız

--

--