Erwin Schrödinger ve Kuantum Devrimi

Zeki Seskir
Düzensiz
Published in
2 min readJan 30, 2019

Orijinal adı “Erwin Schrödinger and the Quantum Revolution” olan bu kitap 2012'de yayınlanmış ve hızlıca 2013 senesinde ALFA Bilim kitapları serisi kapsamında Prof. Dr. Bahattin Mehmet Baysal tarafından dilimize kazandırılmıştır. Kitabın yazarı John Gribbin oldukça yetkin bir popüler bilim ve bilim insanı biyografisi yazarıdır. 1984 tarihli “Schrödinger’in Kedisinin Peşinde” ve 1995 tarihli “Schrödinger’in Yavru Kedileri ve Gerçekliğin Peşinde” kitapları yazarın Schrödinger üzerine uzmanlığının ne kadar köklü ve uzun soluklu olduğunu gösterir.

Bunların dışında yazarın Einstein ve Feynman üzerine kitapları, bilim tarihi, çoklu evrenler, ve de bir kısım bilim kurgu çalışmaları bulunmaktadır. Kısacası bu kitabın hem konusu olan Schrödinger, hem de yazarı olan John Gribbin kendi alanlarında oldukça yetkin bireylerdir. Ortaya çıkan eser de bu bağlamda hem okunabilirlik hem de bilgi açısından doyurucu bir çalışma olmuştur.

Kitap Schrödinger’in içine doğduğu ailevi ve politik koşulları tasvir ederek başlar, bu tema kitabın tamamında devam eder. Klasik bilim tarihi kitaplarındaki bilimsel sürecin düz aktarımının ötesinde Gribbin, Schrödinger’in hayatındaki her bilimsel ilerleme ve çalışmayı o esnada içinde bulunduğu politik ve ailevi bağlamın içine yedirerek verir. İki karısı olmasından ötürü akademik kadro bulmakta yaşadığı sıkıntılardan sırf vatanı olan Avusturya’da ders verebilmek uğruna Nazi rejimini aklayan bir mektup yazmak durumunda kalmasına kadar Schrödinger’in bilimsel çalışmaları kadar hayatına dair de doyurucu enstanteneler aktarır.

Bunun yanında kitabın kendi adıma en doyurucu bulduğum taraflarından birisi dönemin kuantum devlerinin (Born, Bohr, Planck, Einstein ve ötesi) kendi aralarındaki etkileşimleri insani boyutlarıyla ele alması oldu. Örneğin Born’un Kopenhag okuluna “tüm fikirlerimi kendilerine mal ediyorlar” diye içerlemesinden Boltzmann’ın intiharına, Heisenberg’le Schrödinger’in sürekli aynı kadrolar için son ikiye kalıp durmalarına ve birbirlerini sevmemelerine, Einstein’la Schrödinger’in Nazizm-Yahudilik meselelerine rağmen düzenli iletişimlerine kadar pek çok konu kitap içerisinde insanı sıkmadan aktarılmıştır.

Birinci Dünya Savaşı sonrası Avusturya’nın maruz kaldığı ambargonun yarattığı zulümden İrlanda’nın bağımsızlık mücadelesinin nasıl İkinci Dünya Savaşı dönemi teorik fiziği hayatta tutacak bir enstitünün oluşumuna yol açmasına kadar pek çok küçük tarihsel detay kitapta ustaca verilmiş bulunuyor. Son olarak da kitap Schrödinger’in fikirlerinin kuantum mekaniğinin temellerine dair düşünceleri, DNA’nın keşfini, ve kuantum bilişim teknolojileri dediğimiz alanın doğuşunu (özellikle ‘dolanıklık’ kavramını isimlendirmesi üzerinden) nasıl etkilediklerini de ele alıyor.

Kısacası, eğer kuantum fiziğinin, politik tarih ve ilginç bir hayat öyküsüyle kombinasyonunun ustaca aktarıldığı bir eser okumak istiyorsanız bu kitabı kesinlikle tavsiye ederiz. Toplam 250 sayfa oluşu, kaliteli bir baskıya ve oldukça iyi bir çeviriye sahip oluşu da kitabın ciddi artıları.

Düzensiz Dergi olarak yeni içeriklerden haberdar olabileceğiniz bir e-posta bültenimiz var: Üye Olmak İçin Tıklayınız

--

--

Zeki Seskir
Düzensiz

METU \\ M.Sc. — Physics and STPS \\ Ph.D. candidate — Physics \\ Part-time blogger on http://www.duzensiz.org/.