Deadpool ve İçerik Pazarlaması
Günümüz dünyasında içerik pazarlamasının önemi arttı ve adını çok fazla duymaya başladık. Markalarda bu noktada içerik pazarlamasına önem veriyor ve ürünlerini bu yöntemle kullanıcıya daha doğru tanıtmaya çalışıyorlar. Özellikle pazarlama tarafındaki bütçeniz dar ise içerik pazarlaması genellikle ürününüzü veya hizmetinizi tanıtmanız için etkili ve ucuz bir yol olarak karşımıza çıkıyor.
Her ne kadar ucuz ve etkili bir yöntem olarak karşımıza çıksa da, inovatif ve kullanıcıların dikkatini çekecek içerik üretmeyi başarmak her zaman düşünüldüğü kadar kolay bir işlem değildir. Örnekler incelendiğinde çok başarılı içerikler karşımıza çıkıp bizleri kendisine hayran bıraksa da, başarısız içeriklerde azımsanamayacak kadar çok.
Başarısız örneklerden bahsetmişken, sanıyorum ki bu Deadpool ve Marvel filmleri için geçerli değil. Marvel filmlerinin artan kalitesi ve hayran kitlesi bir yana, Deadpool hem içerik pazarlaması hem de süper kahraman filmleri arasında apayrı bir yere sahip. Ryan Reynolds yıllarını Deadpool filmini yaratmak, bizlere sunmak ve her şey için gereken finansal desteği bulabilmek için geçirdi. 58 Milyon Dolar gibi muadili filmlere kıyasla düşük bir bütçeyle çekilen Deadpool, gişede tam 750 Milyon dolar kazanarak inanılmaz bir başarıya imza attı.
Kuşkusuz bu başarının arkasındaki en büyük etki Deadpool’un çizgi romanlardaki yapısı ve film gösterime girmeden önce yaptığı içerik çalışmalarıydı. Deadpool’un ilk filminin başarısının ardından Deadpool 2'de aynı şekilde devam etti ve başarısını tekrar etti diyebiliriz. David Beckham ile yapılan kısa video film öncesinde hayranlara büyük bir “hype” yarattı diyebiliriz. Yayınlanan videolar, poster çalışmaları ve diğer çalışmalar insanların Deadpool’u çizgi romanlardan veya Marvel evreninden tanımasalar bile filme ve karaktere karşı büyük bir ilgi geliştirmelerine ve filmi izlemelerine yardımcı oldu diyebiliriz.
Deadpool’un elde ettiği bu başarıdan çıkarılması gereken bazı dersler veya to-do’lar olabilir.
Pazarlamanın Önemi
Ürününüzün veya hizmetinizin ne kadar iyi olduğunun çoğu zaman bir önemi olmuyor. Kullanıcıların ürününüzü veya onlara sunduğunuz şeyi tanıması, kendileri ile bağlantı kurması gerekiyor ki satış gerçekleşebilsin. Pazarlamanın önemi bu yönde yadsınamaz düzeyde. Eğer ki finansal durumunuz büyük pazarlama bütçeleri yönetmeye elverişli değilse, bu noktada yardımınıza içerik pazarlaması geliyor. İçerik pazarlamasının önemini ise Deadpool örneğinde rahatlıkla görebiliyoruz.
İnsanlar Eğlenmek İstiyor
Markalardan gelen sayısız SMS’ler, e-postalar ve kampanya vurgularını görmek kimi zaman satışlara olumlu yansısa da kimse bunları her sabah cep telefonunu eline aldığında görmek istemez. Spamlere, tanıtımlara düşen mailleri temizlemek ekstra bir iş yükü yaratacağından, bunlarla uğraşmak insanları ve potansiyel müşterilerinizi çoğu zaman irrite etmekten öteye geçmiyor. Kullanıcılarınızı e-posta veya SMS’ler ile her dakika boğmak yerine içerik pazarlaması yöntemi ile onlara eğlenceli bir deneyim yaşatmak ise kuşkusuz etkili ve ucuz. Deadpool bunu nasıl başardı? Zaten karakter gereği kimi zaman eğlenceli, kimi zaman tehlikeli olan Deadpool kendini olduğu gibi tanıttığı videolarla kullanıcının ilgisini çekti. Her dakika savaşan ve insanların iyiliğinden başka bir şey düşünmeyen süper kahramanlar yerine çoğunlukla kendini düşünen ve kendini tehlikeye atmaktan pek hazetmeyen Deadpool, kendi kişiliğinin eğlenceli yönlerini kullanıcıya kısa videolar ile sunarak ilgilerini çekmeyi başardı. Markanızın sunduğu içeriklerin robotik veya biz sadece sizlerin iyiliğini düşünüyoruz dilinden ziyade eğlence duygusunu hissettirmesi en kritik noktalardan birisi.
Ürününüzün hazır olmasını beklemek bazen çok geç olabilir
İlk prototip hakkında beyin fırtınası yapmaya başladığınız an,pazarlama içeriğinizin ilk cümlesini de düşünmelisiniz. Ürününüzün hazır olmasını beklemek çoğu zaman çok geç olabilir. Deadpool 2 bir yıl önce çıkardığı küçük video içeriklerle insanlarda tanınırlık kurmayı başardı.
Endüstride çok konuşulan MVP yaklaşımını belki duymuşsunuzdur. MVP çok önemli bir yaklaşım bana kalırsa. Tabii bir yanda da MVP’nin yerini artık yavaştan MDE ( Minimum Delightful Experience) alıyor. Hepsini göz önünde bulundurmak çok kritik.
MVP’yi dilim döndüğünce açıkladığım yazımı okumuş muydunuz?
Son yazım Rock’n’Roll’un bize ne katabileceğini de okumanızı tavsiye ederim.
