Türkiye’de iklim krizini anlamak (Nida Mutlu ile röportaj)

Earth Uprising
Uprising Voices
Published in
3 min readFeb 23, 2021

Yazar: Selin Özdemir

Yazının İngilizce hali için tıklayın

Dünya üzerinde pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye de de insanlar sosyal adaletsizlik, ekonomik problemler, adaletsizlikler, COVID ve iklim kriziyle de mücadele ediyor.Ancak bana göre ülkemizdeTürk toplumunun tarihsel olarak güçlü bir demokrasi bilinci olmasına rağmen, güncel problemlere karşı organize olmanın etkili ve güçlü bir yolu henüz keşfedilmemiş durumda. Bunu Türk toplumunun devleti kutsal ve erişilemez bir yere konumlandırmasına bağlayabiliriz. Bu anlayış aynı zamanda insanlara elinde olana ve devletin ona sağladığı olanaklara “şükretmeyi” öğretiyor. Bu kültür, gün geçtikçe etkilerini daha da çok hissettiren iklim krizinin karşısında genç aktivistlerin organize olması ve seslerini duyurmasını da oldukça zor hale getiriyor.

İklim aktivisti olarak tecrübe ettiklerime başka bir bakış açısı katması için Bursa’da yaşayan 16 yaşındaki iklim aktivisti Nida Mutlu’yla konuştum. Aktivizm yolculuğu Nilüfer Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nde çeşitli toplumsal problemlerle alakalı çalışmalar yaparak başlamış. İklim krizi ve bu krizin yerel halka etkisi hakkında konuşmaya yeltendiklerinde genellikle ciddiye alınmadıklarını hissetmişler. Bunun üzerine 4 arkadaşıyla beraber Fridays for Future Bursa’yı kurmuşlar. “Bunlar hep gençlik hevesi!” cümlesini gereğinden fazla duymuş Nida. Ne yazık ki bu ve benzeri cümleleri her genç aktivist sık sık duyuyor.

Ama neden? Neden bütün canlıların uyum içinde yaşayabileceği bir Dünya ümit etmek ve bunun için harekete geçmek hafife alınıyor? Neden Nida’nın akrabaları bu işin peşinde koşmaya devam ederse başının derde gireceğini düşünüyor?

Bu sorularımın cevabını sohbetimiz sırasında Nida’nın anlattığı bir hikayede buldum.

“Bir kış günü havanın belirsizliği ve o kışın Bursa’nın olağan kışından daha sıcak geçmesi hakkında hayıflanıyordum. Bunu duyan babaannem: Ne güzel kızım! Havalar sıcak bu sene, daha düşük faturalar öderiz, dedi. Ben olayı bir iklim aktivistinin gözlerinden gördüm. Ama babaannemin iklim krizi hakkında düşünmeden önce faturaları ödemesi gerekiyor. Babaannemin kışın sıcaklara sevinmesine hayret eden iklim aktivisti kimliğimi bir köşeye bıraktığımda, onu anlıyorum. Fahiş fiyatlarla babaannemi geçim ve ısınma kaygısına sokan fosil yakıt şirketleri tarafından yönetilen bozuk sistem, aynı zamanda gezegenimizde büyük yıkımlara sebep oluyor. Bu yıkım da beni ve daha birçok genç aktivistini kaygılandırıyor. Babaannem gibi insanların gözlerini bu sistemin yanlışlarına ve adaletsizliklerine açarak yaratabileceğimiz bir değişim hepimizin hayatını değiştirebilir.”

Nida da ben de Türkiye’de iklim eğitiminin ve bu konuda farkındalık yaratmanın bir öncelik olması gerektiğine inanıyoruz. Bursa’da yaz kuraklıklarından dolayı mahsülsüz kalan çiftçinin ve İzmir’de dükkanlarına su basan esnafın bunun bozuk sistemlerden beslenen ve daha genişve büyük etkileri olan bir krizden kaynaklandığını fark etmesi gerekiyor.

Türkiye’de inandığımız ve doğru olduğunu düşündüğümüz şeyler için mücadele etmeyi zor hale getiren bir diğer etken ise bunların cezası. “Hiçbir iyilik cezasız kalmaz” derler ya, aynen öyle. 2020 yılında Kaz Dağları’ndaki (Alplerden sonra Dünya’nın en çok oksijen üreten dağları) ormanların yok edilmesine karşı mücadele eden aktivistlere yaklaşık 500.000 TL para cezası verildi.

Ülkemizde yönetimin iklim krizini yeterince umursamadığı apaçık ortada. Yerel ve genel yönetimlerin bugüne kadar eylemleri “Niyet Edilen Hareket Planları” yayınlamak ve Paris Anlaşması’nı imzalamak (ancak Meclis’te onaylamamak) ile sınırlı. Nida bunlara sus-payı diyor. Yapılan planlar ise yakın zamanda gerçekleştirilecek gibi gözükmüyor.

Bunlara rağmen Türkiye’de farkındalık yaratmak ve değişim için organize olmak için çalışan genç iklim hareketi var. Bunlardan bazıları FFF Türkiye, 350Türkiye, XRTürkiye, Earth Uprising Türkiye ve YouthforClimate Türkiye. Bu grupların her biri organize olmanın ve harekete geçmenin farklı yollarını buluyor. Nida tüm Türkiye’den gerçek insanların gerçek iklim hikayelerinini dile getirmenin iklim aktivistlerinin önceliği olması gerektğini ve soruna ışık tutacağınainanıyor. Çiftçilerin, işçilerin ve Türkiye’nin iklim krizinden en çok etkilenen yerlerinde ki insanların hikayelerinin duyulması gerekli. İklim bilinci ve eğitimini herkes için erişilebilir hale getirmenin bir yolunu bulmalıyız. Çünkü insanların iklim krizini ve birbirini anlaması Türkiye’de ki gidişatı tamamen değiştirebilir.

Önümüzdeki yol uzun. Ama Nida, diğer arkadaşlarım ve ben pes etmeyeceğiz. Bu bir gençlik hevesi değil! Onun sözleriyle özetlemek gerekirse:

“İklim aktivisti olmak ve harekete geçmenin bizim neslimiz için bir seçim olduğunu düşünmüyorum. Geleceğim için endişe ediyorum. Birlik olmak ve geleceğimizi tehlikeye atanlara karşı mücadele etmek zorundayız. Harekete geçmemek bizler için bir seçenek olamaz.”

Yazar: Selin Özdemir

Aktivist: Nida Mutlu

Earth Uprising iklim eğitimi odaklı küresel bir gençlik organizasyonudur. İklim krizine dair en güncel olaylar ve bilimsel verileri yerel ve uluslararası aktivist ağı ve etkinlikleriyle yaymak için çalışan Earth Uprising gençlere iklim konusunda bilgilenmeleri için gereken araç, bilgi ve kaynakları sunar. Daha fazlası için: earthuprising.org ve instagram.com/earth_uprising

Mail listemiz ve sosyal medya platformlarımıza ulaşmak için buraya, ekibimize katılmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Sorularınız ve görüşleriniz için: medium@earthuprising.org

Basın ve medya: media@earthuprising.org

--

--

Earth Uprising
Uprising Voices

The official Medium page of Earth Uprising, a global, youth-led organization focused on climate education and youth mobilization for climate action.