Apple ve Pil

Berkay Işık
Elit Köşe
Published in
4 min readMar 26, 2020
En sevmediğim simgenin en sevdiğim hali.

Apple hakkında daha önce çok yazdım, genel olarak üzerine çok da konuştuğum bir markadır. Dünya üzerinde pazarlama stratejilerini en iyi kullanan marka olduğunu düşünmekteyim. İyiden iyiye severim de, kullanıcı dostu ve iyi tasarımlı ürünler üretmeleri kuvvetli pazarlama ile birleşince dünyada en yoğun ürün kullanım oranına sahip markaya dönüşüyorsunuz.

Apple geçmişten günümüze baktığımızda her ürün tanıtımında iz bırakacak işler yaptı. Genel olarak yukarıda bahsettiğim pazarlamadan sebep; ürünleri her zaman takip edilen ve akım başlatan ürünler oldu. İlk iPhone 2007'de tanıtıldığında Nokia telefon konusunda iddialı konumdaydı ve iyi telefonları da mevcuttu. Fakat iPhone’un seyiri bambaşka oldu. Tablet piyasası da aynı şekilde, iPad alaşağı etti. Zaten piyasada iPad harici elle tutulur bir tablet ürünü yok. AirPods ha keza, kablosuz kulaklık vardı. AirPods geldikten sonra hem büyük hem de küçük markaların seyrini hep birlikte izledik. AirPods çakması ve benzeri dünya kadar ürün var.

Çıktıktan birkaç ay sonra AirPods edinme fırsatım oldu ve o günden bu güne kadar aralıksız kullandığım bir ürün oldu. Yaklaşık 2.5 senelik bir zaman zarfından bahsediyoruz. Kulaklıklarımın tam pil kapasitesi aldığım günlerde 4 saat kullanıma elverişli iken şu günlerde müzik ile 1 saat civarı, konuşma ile 30–40 dakika aralığında performans alıyorum. Bu da maalesef gerek iş gerekse şahsi konuşmalar için artık yetersiz gelmeye başlıyor. Üzerine iki jenerasyon daha çıkmasına karşı ülkemiz koşullarında her sene yenileyemeyeceğim pahalılıkta bir kulaklığın çok daha stabil bir performans sunması gerekirdi. Fakat iş Apple’a gelince bu pil süresi mevzusunun sadece pil donanımı ile alakalı da olmadığını düşünüyorum.

Malum Apple pil ile ilgili eylemlerinden ötürü defalarca ceza yemiş bir firma. Pil kuvvetini arttırmak adına kullanıcılara haber vermeden telefon işlemcisinin kapasitesini düşürmek sebebiyle daha yeni 500 milyon dolar ceza ödemekle kalmadılar, belli serilerdeki iPhone sahiplerine ufak bir tazminat ödemek durumunda da bırakıldılar.

Aynı şekilde Apple’ın şu virüs ile boğuşulan günlerde internetten tanıtmak ile yetindiği (zaten bazı ürünlerde tanıtım etkinliği yapmıyorlar) yeni iPad serisi olan iPad Pro’lar birkaç özelliği ile MacBook veya PC’lerin yerine göz koymuş durumda. Özellikle geçen sene Apple’ın mobil işletim sistemi olan iOS’tan yavru olan iPadOS tabletler ile telefonların işletim sistemlerini birbirinden ayırdı ve iPadOS’un geçen sene fare desteğine geçmesi Amerikalı firmanın tablette ne kadar agresif bir çıkış yapmak istediğini gösteriyor. Bu iPad’de özellik daha da ileri taşındı ve ayrı satılacak olan klavye aksesuarında bulunan trackpad sayesinde artık tableti gerçekten bir bilgisayarmışçasına kullanma deneyimine kullanıcılar kavuşacak.

Yeni iPad Pro Touchpad desteği ve manyetik destek ile asılı duran klavye aksesuarı ile birlikte

Burada benim bütün bu güzel özelliklerden öte yana merak ettiğim şey pil dayanımı. Performanstan bahsetmiyorum. Bir bilgisayar parası verilen değerli bir cihazın pil kapasitesinin ilk ve ikinci yıllar sonunda hangi aşamaya düşeceğidir önemli olan. Evet, ben de bir iPad kullanıcısıyım. İlk aldığımda dünyalar kadar yeten iPad Mini 4'ün pili şu aralar %60 kapasitedeyken cihazın kapanmasına yol açacak kadar berbat durumda. Açıkçası sıradan bilgisayarların pilleri bu sürelerde bu kadar geriye gitmiyor. Hele ki %60 kapasitede cihazın kapanması oldukça ciddi bir durum. Bunu yaşamış bir bilgisayarım daha önce olmadı açıkçası. Burada diğer dünya vatandaşları için önem teşkil etmeyen bir durum söz konusu olabilir. Fakat Türkiye ve kötü ekonomideki diğer ülkeler için hayati değer taşıyan maddiyat konusu bir süre sonra insanın hobilerinin ve kullanım alışkanlıklarının ötesine geçiyor maalesef.

Mevzu bahis Apple’ın yanlış yaptığı değildir. İçinde bulunduğumuz coğrafyanın da getirdiği bir olumsuzluk maalesef bu. Pil dediğimiz donanımın bir kapasitesi var, kullanım ömrü var. Bunları biliyorum elbette. Fakat bu donanım sizi bir süre dahi sonra da olsa yarı yolda bırakıyorsa bu biraz da sizin dışınızda gelişen bir durumdur. Açıkçası 2016 senesinde 900 lira civarı bir fiyata aldığım tabletimin pil tamirini 650 liraya yaptıracak maddi imkana herkes sahip olmayabilir. Olsalar dahi, öncelikleri farklı olabilir. Bu durumda ise kullanıcıların yapabilecekleri çok bir şey kalmıyor;

  • Cihazı aldıktan sonra her türlü güncelleme ve yenilikten mahrum bırakmak ve pil kullanım talimatlarını harfiyen yerine getirmek: Bu oldukça ciddi kullanım avantajı yaratacaktır ama maddenin kendisi zaten teknoloji ile ilgili her insanın kabul etmeyeceği bir durum. Günümüzde bir cihazı yeniliklerden mahrum bırakmak çok zor.
  • Her sene cihaz yenilemek: Bu zaten herkesin yapabileceği bir eylem değil.
  • Apple ürünleri kullanmamak: Bu da zaten birçok kullanıcının tercih ettiği eyleme dönüyor işin sonunda. Hali hazırda inanılmaz pil performansı olan cihazları biliyoruz. Ekosistem terk etmek kolay değil ama her insanda iş en sonunda maliyet ve fayda eksenine dönüyor.

İş bu yazı bir sürü yakınma ve yergi içeriyor. Apple her ne kadar memnuniyet açısından keyif veren bir firma olsa da ürünün kullanım ömrü bizim coğrafyamızda çok önemli. Keşke firmaların buna özel yaptırımları olabilseydi. Uzun lafın kısası, yeni iPad bilgisayar sattırıp alınacak kadar güzel görünüyor. Fakat 2 sene sonra 1000 liradan fazla bir maliyet ile pil değiştirme zahmetine girecek gibi miyim? Hiç sanmıyorum.

--

--

Berkay Işık
Elit Köşe

İnşaat Mühendisi, amatör bir voleybolcu. Müzik dinlemeyi ve konserlere gitmeyi çok sever.