Korona Günlerinde Evden Çalışma

İnşaat sektöründeki bir mühendisin deneyimleri..

Berkay Işık
Elit Köşe
3 min readApr 10, 2020

--

Türkiye içinde yaşamını sürdüren bir kişinin özellikle son 10 yıldır süregelen birçok aksilik ve olumsuzluktan sonra yenilerine şaşırması çok da farklı bir tepki olmaz zira ekonomik istikrarsızlık karşımıza her türlü olumsuzluğu çıkarabiliyor. Kültür ve alışkanlık olarak bu tuhaflıklara adapte olma ve bunlar ile yaşama becerimiz de bize has bir durumdur. İtalya’ya kızmamak gerekir, virüs yayılmaya başladığında hiçbir şey olmuyormuş gibi davranıyorduk. Virüsün yayıldığı kişi sayısının 3000'lerde olduğu günleri çok net hatırlıyorum.

O zamanlarda Çin ile temas kesilip kademe ile hem diğer ülkeler ile teması durdurabilseydik bugün virüsün ülkedeki etkisi hissedilebilir şekilde az olacaktı. Umre ve ABD yolcularının ülkeye girişi zaten tuzu biberi oldu. Neyse, konumuz şu anlık salgının ülkeye girişi veya yayılışı değil; özel sektörün, bilhassa da kendi sektörümün ve firmamın almış olduğu çalışma tedbirinin deneyimi olacak.

İnşaat sektöründe yer alan bir tasarımcı firmada çalışmaktayım, doğal olarak işimiz ofisten bilgisayar ve onu kullanan insan gücü ile yürütülüyor. Şirket genel kurulu 17 Mart günü bizlere evlere dağılmamızı ve çalışmalarımızı evden yürüteceğimizi bir talimat ve bilgilendirme mail’i ile bildirdi. Aynı gün şirket bilgisayarlarındaki ekranı evimizde mevcut olan bilgisayara yansıtarak çalışma halindeyiz. 3 hafta bitti, neler mi deneyimledim? Yazalım bakalım.

İş ile alakalı etkilerden karışık şekilde bahsedeyim. Öncelikle ben bu sektördeki hiçbir bireyin veriminin arttığını düşünmüyorum. İş yerinde çalışmak amacıyla bulunduğunuz için; arada su içme, sigara içme, dolanma, arkadaşlarla sohbet gibi kısa aktiviteler harici zamanınızı çalışarak dolduruyorsunuz. Fakat evde aynı şekilde değil. Dikkat dağıtıcı tüm unsurlar bulunuyor. Evde yalnız değilseniz rahatça konuşabileceğiniz bir ortam mevcut. Sürekli yiyecek yeme isteği ciddi bir problem.

Fiziki olarak işyerimde iki adet 24 inç monitörle çalışmanın ciddi avantajını kullanıyordum. İşimiz tablo ve üç boyutlu model kontrolü ağırlıklı olunca işin çok büyük bir kısmını iki monitörü de kullanarak geçiriyordum. Eve iş yerinden bir monitör getirebildik, ikincil ekran olarak ufak da olsa laptop ekranı var fakat buradaki problem ofis bilgisayarına bağlanarak çalışmak zorunda olduğum için sadece bir ekranda bu işlemi yapabiliyorum. Laptop ekranı sadece Skype ve Whatsapp konuşmaları için kalmış oluyor. Şahsi olarak bendeki verim düşüşünün %95'i bu sebeptendir, tamamiyle zaman kaybı yaratıyor tek ekrandan çalışmak.

Bunların dışında benim için üzücü ama işverenlerim açısından memnuniyet ile karşılanabilecek bir etki daha var; o da fazla çalıştığım. Normalde çok seyrek mesaiye kalan bir birey olarak “O da bitsin şu da bitsin” tavrı ile çoğu günler yarım saat ile bir saat arası fazladan çalıştım. Evden çıkamadığımız şu günlerde belki çok önem arz etmiyor ama kafa da hafiften şişmeye başlıyor.

Gelelim artı yanlara.. Açıkçası düzenli olarak evden çalışma benim hiçbir zaman ofis ortamında çalışmaya tercih edebileceğim bir şey olmaz. Fakat ofis ortamında hiçbir zaman bulamayacağım bir iki artı yanı da mevcut bu sistemin. Öncelikle en mutlu olduğum kısım üç gündür öğlen aramda kısa bir spora vakit ayırıyor olabilmem. Evet bu büyük şirketlerde mevcut bir imkan zaten ama inşaat sektöründe hizmet veren herhangi bir fimanın böyle bir ayrıcalık tanıdığını düşünmüyorum, gerçekler.

Bir diğer artı yanımız da az önce ufaktan bahsettiğim üzere eve gidiş-geliş süresinin olmaması. Benim zaten sabah gidişim 35 dakika, akşam dönüşüm de yaklaşık 45 dakika. İstanbul gibi bir yerde ciddi süreler değil. Fakat bu sürenin de tamamen bizlere kalıyor oluşu vakit açısından oldukça kaliteli şeyler vaat edebiliyor.

Son bahsedebileceğim pozitif yan da herhalde rahatça müzik dinleyebilmek. Ofis ortamında hiçkimse ses açık bir biçimde müzik dinleyemiyor, açık ofis ortamında kimsenin rahatsızlık görmemesi için elzem bir kural bu. Gün boyu kulaklıkla müzik dinlemek de hem kulaklar için sağlıksız hem de sesleri yeterince alamamak anlamına geliyor. Bu konuda rahatladığımız söyleyebilirim.

Artılarıyla ve eksileriyle, mahkum kaldığımız uzaktan çalışma kültürü; belki de bu mecburi süre sona erdiğinde birçok sektör ve şirket için yeni kurallar ve kısıtlamaları belirleyecek. Materyalin ve beyin gücünün birleşimi çoğu sektör için üretim demek ve belirli kıstaslar dışında bu üretimin verimliliği belli bir düzeyin üzerinde olduğu zaman üretimin nerede yapıldığının bir şeyi değiştirmediği kanaatindeyim. Yani gelecekte bizi hiç beklenmedik sektörlerde hiç beklenmedik çalışma kültürleri bekliyor olabilir. Doğru insan kaynakları, başarılı yönetim kabiliyeti ve yeterli materyal ile en azından haftada 1–2 günlük uzaktan çalışmak hem çalışanlar hem de işverenler için kazançlı olabilir.

--

--

Berkay Işık
Elit Köşe

İnşaat Mühendisi, amatör bir voleybolcu. Müzik dinlemeyi ve konserlere gitmeyi çok sever.