Tenis, Roger ve Djoker

Berkay Işık
Elit Köşe
Published in
4 min readFeb 2, 2016
Novak, 2016 Avusturalya Açık şampiyonu.

90 sonu ve 2000'lerde büyümüş bir çocuk, efsane nesil olarak nitelendirilemeyecek olsa da bir çok mucizevi an görmüş ve belki asla tekrarı gelmeyecek süprizlere tanıklık etmiştir. Konumuz spor, spordan gidelim. Futbol deyince aklıma tuttuğum takım Galatasaray’ın efsanesi Hagi’nin mucizeleri gelir mesela. Ya da Ronaldinho, Zidane, Fenomen Ronaldo, Figo gibi efsane bir kuşağın devrinin bitip Messi ve Ronaldo’nun tüm futbol dünyasını eline geçirmesi. Basketbol çok daha özeldir, Türkiye’de 6. sınıftan sonra bir NBA salgını başlar. Profesyonel olarak basketbol ile ilgilendiğim o yıllarda bende de bu bir tutkuya dönüşmüştü ve San Antonio Spurs — Los Angeles Lakers düellolarını sırtımda Duncan forması ile ağzım açık izlerdim şimdilerde yüzüne bakılmayacak ufacık tüplü televizyonlarda.

Türkiye için futbol farklıdır, futbol olmayan her şey amatör spor olarak adlandırılır zaten. Basketbol son yıllarda atılım yaparak büyüdü, voleybol ise tarihi başarıları olmasına rağmen fazla rağbet görmüyor. Fakat o dönem kişilerinin çok iyi bileceği gibi Eurosport kanalının bizlere kattığı efsane sporlar var. Tenis başta olmak üzere; snooker, kayakla atlama, curling ve bisiklet bunun benim için en büyük örneği. Kendimi bu konuda oldukça şanslı hissederim ki, tenis izlemeye başladığım zaman uzun saçlı topa diğerlerinden daha klas vuran bir adam hep dikkatimi çekerdi. O gün dikkatimi çeken genç Roger Federer bu sene 35. yaşını kutlayacak. Kendisini tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyisi olarak adlandırıyorum; ki izlemediğim ve bu kıyasa sokamayacağım eski efsanelerden bu konuda affımı isterim. Benim için sporda tutulacak takım en başarılı takım değil, her zaman göze güzel gelen ve o sporu iyi icra etmeye çalışan takım/oyuncudur.

İşte nasıl benim için futbolun en iyi ismi klas bir adam Georghe Hagi ise, teniste de Roger Federer’dir. 35 yaşında hala akıl almaz vuruşlar yapan Fedex’in bugün 17 grand slam şampiyonluğunun bulunması ise toprak dışında biraz daha iyi oynasa tarihin en çok kupa kazanması muhtemel olacak kişisi Rafa Nadal ve bugün makine olarak tabir ettiğimiz Novak Djokovic’tir. Fedex belki 35 yaşında kariyerinin en iyi tenisini oynuyor ama 5 setlik maçlarda yorgunluğu göze bariz bir şekilde çarpıyor. 2007 Wimbledon’da Nadal ile yaptığı akıl almaz final bugün spor anlatan birçok insanı tarafından tarihin en iyi maçları arasında gösterilir. Yazı karman çorman bir hal alıyor aslında. Çünkü benim bu yazıdaki amacım Novak Djokovic’i anlatmaktı. Ama Roger’ın adının geçtiği yerde insan dayanamıyor ve konuşmak zorunda hissediyor.

Roger Federer, geçtiğimiz yıl mayıs ayında İstanbul’da mücadele etmişti.

Konumuza dönelim; 2000'li yılların sonlarına doğru Sırp raket oldukça dikkatimi çekmişti. Fakat bugünün Andy Murray’i gibi net bir şekilde Grand Slam şampiyonluğuna koşamıyor, debeleniyordu. Zaten en büyük şanssızlığı da Roger ve Rafa’nın arasına düşmesiydi. O günlerde insanlar bu iki isimden fazlasını kouşmak istemezken ben o zamanlarda Roger’in yedeği olarak Novak’ı desteklerdim. Herkesin bildiği bir hikayedir, Novak maçların sonunu istediği gibi getirememesi ile meşhurdu. 2010'lu yıllardı yanlış hatırlamıyorsam. Ve Novak’ın tanıştığı bir Sırp beslenme uzmanı, bugün kendisini yenilemez bir robot haline getiren diyet programını onun üzerinde uygulamaya başladı. Hikayenin kabası bu şekilde. Novak Djokovic daha AU Open şampiyonluğunu yeni kazandı. 11 grand slam şampiyonluğu var ve Federer’in bu alandaki rekorunu geçeceğe benziyor, daha 28 yaşında. Şöyle bir karşılaştırma yaparsak, son 5 yılda Djokovic, kariyer tamamında ise Nadal olmasaydı bugün Federer’in en az 25 şampiyonluk yaşaması muhtemeldi. Burada işi çok basitleştirdim gibi ama vurgulamaya çalıştığım Nadal ve Djokovic ile aynı döneme denk gelmesi Federer’in şanssızlığıdır. Fakat ilerleyen yıllarda Djokovic’in önünde durabilecek kimse çıkacağa benzemiyor.

Federer, Djokovic, Nadal ve Murray’in 2004 sonrası erkek tenisine damgası. W kazanılmış, yanındaki ufak harfler ise tenisçilerin baş harfleri.

Açıkçası Federer gibi klas bir tenis oynamasa da herkesin korkulu rüyası olmaya başladı. Sahada adım atmadığı yer kalmıyor, yetişmediği top yok, bazen müthiş backhand çıkarıyor bakıp kalıyoruz. En önemlisi de uzun bir rally oyununu oynamak isteyeceğiniz son kişİ. Çünkü Novak o kadar sağlam ki, dışarıya top atma gibi bir huyu yok. Bir başka unsur da, Novak mental olarak müthiş bir yol kat etti. Beyninde bir çok kişinin çözemeyeceği duygusal yoğunluğu rahat çözebiliyor artık. Onun tek dezavantajını açıklamıştım. Fedex ve Rafa’nın koynunda büyüdüğü için taraftar sayısı çok değil. Koleksiyona katması gereken bir Fransa Açık şampiyonluğu kaldı, Avusturalya zaten dominasyon sağladığı bir yer, Wimbledon’da çıkış yaptı ve Amerika’da hiç fena değil. Tenis severler Roger Federer-Rafael Nadal-Novak Djokovic’e tanıklık ettiler son 15 yılda, fakat şimdi daha ciddi bir soru söz konusu. Novak teker teker kupaları kaldırarak tenise ambargo koymaya başlıyor. Ne dersiniz, Djoker tenis tarihinin en büyük efsanesi olabilecek mi?

--

--

Berkay Işık
Elit Köşe

İnşaat Mühendisi, amatör bir voleybolcu. Müzik dinlemeyi ve konserlere gitmeyi çok sever.