Yeni bir yıldız doğuyor, Julian Alaphilippe
‘’Sıcak çok sıcak
Sıcak daha da sıcak olacak
Bu sene…’’
Tamam çok daha romantik ya da çok daha duygusal bir giriş yapılabilirdi. Aslında bu yazıyı yazmayı planlarken amacım da buydu ama Quick-Step Floors’un Fransız yıldızı Julian Alaphilippe’i en iyi anlatan girişin bu olduğunu düşündüm. Başka bir başlangıç onun karakterini yansıtamazdı. Tam da Emre Altuğ’un dediği gibi Julian Alaphilippe söz konusu ise her zaman çok daha sıcak olacak. Çünkü başka bir ihtimal yok.
Quick-Step Floors bu seneye damga vuran takımlardan bir tanesi. Bilmem kaç tane etap ve günübirlik Klasik Yarış kazanarak sezonun en formda takımlarının başında geliyorlar. Öyle bir arzuyla yarışıyolar ki Liège — Bastogne — Liège yarışında Bob Jungels kazanınca takım arkadaşı Alaphilippe yarışı dördüncü bitirse bile sanki kazanmış gibi reaksiyon verebiliyor. Öyle arzulular. Zaten sonuçlara da yansıyor bu.
Jullian Alaphilippe ise bu sezon yeni bir yıldızın doğuşunu izletti bizlere. Paris — Nice ve Bask turunda puan mayosunda ilk üçte yer alan Fransız bisikletçi, Amstel Gold Race’i yedinci; Liège — Bastogne — Liège’i dördüncü bitirirken; Flèche Wallonne’u ise kazanmayı başardı. Tüm bu başarılardan sonra onun iyi bir klasikçiye dönüştüğünü söylemek zor olmazdı ama o herkesi şaşırtmayı başararak Tour de France’da Dağların Kralı mayosunu da kazanmayı başardı.
İnanılmaz patlayıcı bir gücü var. Eğimin yüzde yedi ya da sekiz olması onu ilgilendirmiyor. İstediği hıza çıkmayı başarabiliyor. Patlayıcı gücüyle dağlardaki efektifliğini birleştirince çok ayrı bir sporcuya dönüşüyor Fransız bisikletçi. Panajlı da yarışan bir isim. Yarış stratejisini iyi bilse de duygularının sesini dinliyor en sonunda. 21 günlük zorlu Tour de France sonrasında San Sebastian Klasiğini kazanmayı başaracak kadar da devamlılığı var. Söz konusu o olduğunda tahminde bulunmak cidden çok zor çünkü normal insan standartlarının dışında yarışıyor.
Şunu da eklemem lazım. Julian Alaphilippe’de kesinlikle star ışığı var. 26 yaşında henüz kariyerinin başında denebilir ama onu izlerken bu enerjiyi almamak çok güç. Şu an bisiklet dünyasında Petar Sagan’ı bir kenara koyarsak onun kadar star ışığı olan, kameraya ve seyirciye oynayan, bunu da yediren bisikletçi sayısı çok az. Gerçekten heyecan verici bir isim.
Belki de yeni bir yıldızın doğuşunu, daha doğrusu sivrilişini izliyoruz şu an. İki üç sene sonra bu günlere dönüp “Ben bu çocuğun küçüklüğünü de izledim” diyeceğiz… Keyfini çıkartalım.
