Gelecek, Robotlar ve Robotlaşanlar
Gün içerisinde Haber Kaynağınızda gezinirken önemsiz birçok şey, kuzeninizin yeni sevgilisi, aile büyüklerinizin check-in’leri ve ara sıra da olsa birkaç parça önemli olay ile karşılaşırsınız. Gündemi yakalamak adına harcadığınız saatler arasında bazen de geleceğe bir anlık bakış yakalarsınız, ancak rozet kazanma savaşınıza yenik düşer ve bu önemli sayılabilecek paylaşımları kaçırırsınız.
Dünya gün geçtikçe gelişiyor, ülkemizde her ne kadar durum böyle olmasa bile ileri gelen büyüklerimiz teknolojiyi her geçen gün değiştirmekte ve geliştirmekte. Az önce rastladığım bir haberde, Boston Dynamics adlı Google’ın sahip olduğu firmanın ürettiği korkunç robotları gördüm. Ne anlamda korkunç? Az sonra izlemeyi seçerseniz göreceğiniz robotları ben başka şekilde adlandıramadım. Çünkü bu teknolojinin sürekli geliştiğini düşünürsek, insanın gerektiği birçok alanda artık büyük değişikliklerin olacağını göz ardı edemeyiz. Belki de çiftçiler, üretimde çalışan işçiler, öğretmenler, en kötüsü polis ve askerlerin robotlara dönüşebilme ihtimalini düşünmek gerçekten korkunç.
Alttaki videoda Boston Dynamics’in geliştirdiği robotlardan ikisi var. Şirket bugüne kadar ürettiği robotlarla, ve bunlarla dalga geçmesiyle meşhur. İlk robotun adı Atlas, ve kendisinin muhteşem bir denge yeteneği var. Bunun yanında cisimleri bir yerden başka bir yere götürebiliyor, ve karşısında onu ittiren insana pasif bir tepki verebiliyor.
Diğer robot da Spot adında bu at kılıklı olan:
Bu teknolojileri gördüğünde bir yandan hayran olurken, diğer yandan da “Acaba geleceğimiz ne olacak?” diye düşünmeden edemiyor insan. Atlas pasif bir tepki yerine, belki de basit bir yazılım değişikliği sayesinde kendisini ittiren kaktıran adama aktif bir yanıt verebilir.
Peki bazı insanlar bunun gibi teknolojiler üzerinde çalışırken, bizler ne yapıyoruz?
Biz elin oğlunun yaptığı robotları seyrederken, her geçen gün git gide robotlaşıyoruz. Hepimiz Haber Kaynağımızda gömülüyken, etrafımızda ne olup bittiğini önümüzdeki ekranlardan takip etmeye çalışıyoruz. Bazı farklı taraflar ise o önümüzdeki ekranları değiştirmeye meraklı. Son zamanlarda gelişmekte olan VR (Virtual Reality) yani sanal gerçeklik gözlükleri, bizleri dış dünyadan daha da soyutlamaya meraklı gibi görünüyor. İnternette okuduğumuz her yazının gerçek olduğuna inandığımız bir devirde ve toplumda yaşarken, bu denli bizi soyutlamaya çalışan ve dış dünyayı evimizin konforuna, gözlerimizin tam önüne getirmeye çalışan kişi ve kuruluşların başka amaçları olabilir mi? Geçtiğimiz günlerde gördüğüm bir başka fotoğraf ise beni daha da korkuttu, özellikle okuduğum haberlerin başlıkları “Geleceğimiz bu mu?” olunca daha da ürkünç bir hal aldı. İşte o fotoğraf:
Mark Zuckerberg’in bir patron gibi gezdiği, ve tüm katılımcıların VR gözlükleriyle oturduğu bu fotoğraf bize neler anlatıyor olabilir bilemiyorum. Ancak ben bu durumda, teknolojinin yanlış (kötü niyetli) ellere geçtiğini varsayarak geleceğimizi düşündüğüm zaman, aklıma tek bir soru geliyor:
Güç kimin elinde?
