Come to Beşiktaş!

EgemenMede
Etiya
Published in
4 min readJan 13, 2018

Slogan çok tanıdık geldi değil mi? Nasıl gelmesin ki? Yalnızca bir cümleden öte Türkiye’de değil dünyada dahi çok önemli etkileri olan bir pazarlama sloganı, hatta çeşidi haline geldi. Peki bu sloganın ardında aslında neler var düşündünüz mü?

***

Bunu gerçekleştiren ise Beşiktaş’ın (şirketin) taraftarı ile (ekip) yapmış olduğu etkileşim ve kulaktan kulağa pazarlamanın yepyeni bir örneği oldu. Sosyal medya üzerinden on binlerce kişiye ulaştığı gibi, yüzbinlerce takipçisi olan ve paylaşımları milyonlarca kişiye ulaşan futbolcu (kalifiye personel) ve dünyaca ünlü kulüp ile (rekabette olduğunuz firmalar) hem kendini duyurmuş hem de tabiri caiz ise dirsek temasına girmiş oldu. Yapılan “Come to Beşiktaş” çağrısı başarılı olmasa dahi hem marka değerini hem de bilinirliliğini arttırmış oldu.

Peki yalnızca slogan yeterli oldu mu? Tabiki hayır.. O zaman başta sorduğumuz soruyu tekrar ederek, anlatmaya devam edelim.

“Bu sloganın ardında aslında neler var düşündünüz mü?”

Çok sevdiğim bir atasözümüz var. “Aynası iştir kişinin lafına bakılmaz.” Benzerlerinizden farklılık oluşturmak istiyorsanız bunu yaptıklarınız ile de desteklemeniz gerekir.

Örneğimizden devam edelim ve farklılığı oluşturmak için Beşiktaş heybesine neler koymuş hatırlayalım.

***

Beşiktaş son iki yılını (2016 ve 2017) Şampiyon tamamladı. Bir önceki yıl Şampiyonlar liginde gruplardaki son maçında kaybetti ve gruplardan çıkamadı..

Bu yıl ise gerçekleştirdiklerine kısa kısa göz atalım.

- Şimdiye kadar hiç galibiyetinin olmadığı Fransız temsilcilerine karşı deplasmandaki ilk galibiyetini aldı.
- Bu sezon Şampiyonlar Liginde 4 galibiyet, 2 beraberlik ve namağlup olarak en yüksek puana ulaşan Türk takımı oldu.
- Daha önce 6 kez katıldığı Şampiyonlar Ligi’nde gruplardan hiç çıkamamıştı. Geçen sezon 7 puan toplayarak gruptan çıkma hayalini son maça bırakan Beşiktaş, Dinamo Kiev’e deplasmanda mağlup olarak gruplardan çıkma hayalini bir sonraki Şampiyonlar Ligi macerasına bırakmıştı. Bu sezon sırasıyla Porto (Deplasman), RB Leipzig ve AS Monaco (Deplasman)’yu yenen Beşiktaş, Şampiyonlar Liginde ilk üç maçından galibiyetle ayrılarak 3'te 3 yapan ilk Türk takımı oldu.
- Oynadığı Şampiyonlar Ligi grubunda bitime 1 hafta kala lider olarak çıkmayı garantiledi. Böylelikle Şampiyonlar Ligi gruplarından lider olarak son 16'ya kalan ilk Türk takımı ünvanını ele geçirdi.
- Önceki sezonda son maçında kaybederek elenen Beşiktaş, 6 maçta 9 gol atarak en gollü Şampiyonlar Ligi sezonunu geçirmişti. Bu sezonda ise grup aşamalarında 6 maçta 11 gol atarak grup aşamalarında en çok gol atan Türk takımı ünvanını eline geçirdi.
- O zamanki adıyla İnönü Stadyumu’nda 03 Ekim 2007 tarihinde Porto’ya 1–0 yenilmesinden sonra Beşiktaş, o günden beri kendi evinde Şampiyonlar Liginde oynadığı 8 maçta yenilmedi.
- Bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde deplasman maçlarının tamamından galip ayrılarak, tüm deplasman maçlarını kazanan ilk Türk takımı oldu.
- Cenk, Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki en golcü oyuncusu oldu ve UEFA tarafından 2 sezondur Şampiyonlar Liginin gruplardaki en güzel golünü atan oyuncu seçildi.
- Uzun süredir yedek olan kalecisi Tolga Zengin, şimdiye kadar 9'ar kurtarışlı Sinan Bolat (Olympiakos-Standard) ve Rüştü Reçber’i (Fenerbahçe-Lyon) geride bırakarak Şampiyonlar Ligi’nde bir maçta (Leipzig) en çok kurtarış yapan kaleci oldu.
- Beşiktaş tarihinin üst üste UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılan ilk teknik direktörü ünvanını elinde bulunduran Şenol Güneş, Beşiktaş’ın başında en fazla Şampiyonlar Ligi maçına çıkan teknik direktör olarak da kulüp tarihine geçti.
- Şenol Güneş’ten devam edelim.. %33,3 ile Şampiyonlar Ligi tarihinin en yüksek galibiyet yüzdesi ve maç başına 1,3 gol ortalamasına ile en yüksek gol ortalamasına sahip hocası oldu.
- Şampiyonlar Ligi’nde takımına en fazla puan kazandıran çalıştırıcı olan Şenol Güneş, 2007–2008 sezonunda Fenerbahçe’ye 11 puan kazandıran Brezilyalı teknik adam Arthur Zico’yu da geçmiş oldu.
- Bu başarıların ardından Cenk Tosun, İngiltere’nin köklü kulüplerinden Everton’a satış rakamında Türkiye rekoru kırarak transfer oldu.

Şimdi ise Beşiktaş’ın önünde Dünya devlerinden biri olan Bayern Münih maçı var. Ya elenip hedeflerini revize ederek bir sonraki adımı bundan sonraki sene veya senelere bırakacak ya da bir devi yenerek, kendi de devlerden biri olduğunu ispat etmeye çalışacak. Sonuç ne olursa olsun hali hazırda zaten bu yıl için atacağı adımları fazlası ile atmış oldu bile.

***

Yukarıda saydığımız başarılar ne bir slogan sayesinde, ne teknik direktörü sayesinde, ne futbolcuları sayesinde, ne de kulüp yönetimi sayesinde gerçekleşti. Başarı, tüm bu etkenlerin bir araya gelmesinden, bu sonuçları ortaya çıkartacak sebeplerin doğru şekilde oluşturmasıyla ortaya çıktı.

Diğer sektörlerde de geçerli olmak üzere, yazılım ekiplerinde de başarının tesadüfi olmaması için süreklilik arzetmesi gerekir. “Bugün” için çalışma yapıldığı gibi, geleceğe de bugünden yatırım yapılması gerekir. Bunun için sabretmek, disiplinli çalışmak, her geçen gün var olan özelliklerine bir yenisini daha eklemek, piyasa değerlendirmesi yapmak, trendleri takip etmek, kısa ve uzun vadeli planlamaları şartlara göre revize ederek uygulamak, ekip eğitimini sürekli hale dönüştürmek, takım olabilmek, aynı amaçlar üzerinde birleşebilmek, aynı paydanın elemanları olduğunu unutmamak gibi özellikler bir araya getirerek başarının peşinden koşulması gerekir.

Eğer yukarıda saydığımız çalışmalarını gerçekleştiren bir ekip, ekipler ve bunları bir arada tutan bir şirket kültürü oluşturursanız, en basit haliyle şirketinize aradığınız kalifiye personeli bulmanız için bile yapmanız gereken tek şey; “Come to Beşiktaş!” demek olacaktır.

Yazıyı beğendiyseniz, alkışlamayı unutmayın..

--

--

EgemenMede
Etiya
Editor for

Mobile Software Manager, Software Developer, Android&Flutter Lover, Technology Editor, Father, Storyteller..