Mobil 2020

Ferid Cafer
Etiya
Published in
7 min readNov 12, 2019

Günümüzün belki de en büyük modası mobil teknoloji ile ilgili yakın zaman öncesine kadar çok farklı tahminler yürütülüyordu. Mobil cihazların, sadece ceplerimizi değil, arabalarımızı, evimizi hatta bedenimizdeki uzuvlarımızı yöneteceği tahmin ediliyordu.

Mobil teknolojiler, özellikle Android ve iOS işletim sistemli mobil cihazlar hakkında tahminler neydi, hangi konuma geldiler, 2020’de neler olabilir, şimdi durum nedir, yeni tahminler nelerdir, gelin birlikte düşüncelere dalalım.

Geçmişteki 5–6 yıla baktığımızda, mobil cihaz tüketim çılgınlığının başını alıp gittiğini, para piyasalarını kasıp kavurduğunu, mobil cihaz üreticilerinin petrol şirketlerinden bile daha büyük hâle geldiğini gördük. 2012–2013 gibi başlayan yüksek ivme ile, insanlar gelecek ile ilgili çeşitli tahminler yürütmeye başladılar. Tüketiciler, her yıl telefonlarını yenilediler. Tabletler çıktı; ihtiyacı olan olmayan birçok insan tablet almaya başladı. Bilgisayarların satışı önemli oranda düşüşe geçti. “Artık her şey mobile kayıyor,” “Artık bilgisayarlar ortadan kalkıyor, her şey cebimize giriyor,” “Artık pratik tabletler varken bilgisayara ne gerek var,” “Artık saate ne gerek var, telefonuma bakıyorum,” “Artık kameraya ne gerek var, telefonumla çekiyorum,” “Artık çamaşır makineleri, buzdolapları bile akıllı (mobil işletim sistemli),” gibi sözlerle mobil teknolojiler yüceltildi ve diğer bütün teknolojiler yerin dibine sokuldu. Bu durumun hep böyle olacağını düşündüler. Özellikle de 2014–2015 gibi mobil işletim sistemlerinin telefonlarımızla sınırlı kalmayıp, arabalarda, saatlerde, akıllı evlerde de karşımıza çıkmaya başladığını görünce, her şeyin artık Android ve iOS tabanlı hale geleceği tahmin edildi. İnsanlar sürekli bağlantıda kalmaları (stay connected) gerektiğini hissettiler. Sosyal medyanın da mobil teknolojiler ile eş zamanlı yükselişi, gerçekten de sürekli bağlantıda kalmaları gerektiğini ve bunun için de her şeyin mobilleşmesi gerektiğini hissetmeye başladılar. Android’li veya iOS’lu otomobiller, saatler, kameralar, televizyonlar, hatta çamaşır makineleri ve buzdolapları, akıllı evler, vesaireler tanıtılınca, dünya bu istikamette ilerliyor, dediler. “Eski otomobiller, televizyonlar, buzdolapları, çamaşır makineleri, saatler, bilgisayarlar hepsi ama hepsi tarih oluyor; hepsinin akıllısı geliyor…” dediler. Akıllı terimiyle de herhangi bir akıl değil, tam olarak Android’li veya iOS’lu cihaz ya da makine anlamında kullanmaya başladılar.

Peki, ne oldu? Yıl artık 2020 olmak üzere. Buzdolapları ve çamaşır makineleri Android’li veya iOS’lu değil. En büyük araba şirketi Toyota asla Android veya iOS kullanmayacağını duyurdu. Çoğu araba üreticileri, modellerinde Android veya iOS kullanmıyor. Kullanan markalar var ama onlar da sadece bazı modellerinde kullanıyor. Dünya genelinde insanlar, özellikle mobil işletim sistemli otomobilleri tercih etmediler. Oto-bilgisayardaki işletim sistemini umursamadan, arabayı araba olarak, tıpkı eskisi gibi, değerlendirip tercihlerini de ona göre yaptılar. İçindeki işletim sistemi kriter değeri bile taşımadı.

Televizyon firmalarını çoğu Android’i ve iOS’u benimsemediler. Her bir üreticinin TV’ler için kendi işletim sistemi var. Tüketiciler de televizyon alırken özellikle telefonundaki işletim sisteminin aynısının televizyonda da olması için uğraşmadı. Televizyon alımındaki kriter, görüntü ve ses kalitesi oldu, hatta kumandasının özellikleri oldu, ama içindeki işletim sistemi olmadı. Tabii, alan aldı Android işletim sistemli televizyonlar, ama daha önce zannedildiği gibi sektörü domine edemedi. Domine etmek bir kenara, sadece çok minik bir pasta payı aldı. Tüketiciler, televizyonlarını Android’li veya iOS’lu hale getiren cihazları da pek tercih etmediler.

Gelelim saatlere. Android’li veya iOS’lu saatlerin bataryaları gün içinde tükeniyor. Onlara çok çok az ilgi oldu. İlla ki yeni tarz saat almak isteyenler, Android’siz, iOS’suz, sadece spor ile alakalı basit hesaplar yapabilen, batarya ömrü haftalarca süren, siyah beyaz ekranlı ucuz saatleri tercih ettiler. Kaldı ki, bu az akıllı dijital saatler bile önemli bir tüketim ürünü olamadı.

Tabletlere de gelelim mi? Çılgın mobil coşkusunun doğrudan çıkış kaynağı telefon ve hemen ardından tablet değil miydi, televizyon, otomobil, saat ve diğerlerinden önce? Tablet sektörü bile ölme noktasına geldi. İnsanlar, anormal bir tüketim çılgınlığının ardından, “Hey bir dakika, benim tablete ihtiyacım yok ki, hatta hiç olmadı bile,” demeye başladılar. Dizüstü bilgisayarlarda işlerini halletmek çok daha rahat. Rahatlıktan öte, mobil işletim sistemli tabletler, masaüstü işletim sistemli bilgisayarlara kıyasla çok kısıtlı kalıyor. Masaüstü işletim sistemlerinde yapabileceğiniz işlemlerin birçoğunu mobillerde yapamazsınız. Örneğin, yazılım geliştirme, tasarım yapma, mühendislik programları, muhasebe programları, otelcilik, hastane, kütüphane programları, hepsi masaüstü işletim sistemlerine ihtiyaç duyuyor. Zannedilenin aksine iş yerinde dizüstü bilgisayarımızı çöpe atıp, onun yerine tablet kullanmaya başlamadık. Aksine, tabletleri raflara kaldırıp tozlanmaya bıraktık. Mobil rüzgârın etkisiyle uzun zamandır ihmal ettiğimiz bilgisayarlarımızı yenilemeye ve onlara önem vermeye başladık. Tablet sektörü bile neredeyse öldü, düşünebiliyor musunuz! Tablet sektörünü canlı tutmak için Samsung ve Apple gibi şirketler Microsoft, IBM gibi şirketlerle iş birliği yapıp, yeni servisler ve ofis programları sunarak bir-iki çaba sarfettiler, ama o da işe yaramadı. Bir zamanlar bilgisayar sektörünün, tabletler yüzünden deneyimlediği düşüşün çok daha fenasını tablet sektörü şimdi deneyimliyor. Peki ya bilgisayarlar mı? Yeniden yükselişe geçti.

Bunu biz o zamanlar da öngörüp, söylüyorduk ama ciddiye alan yoktu. Güçlü bir akım olduğunda, o konudaki uzman insanların sözü dinlenmez. Hatta, kendini akıma kaptıran kalabalık, farklı görüş ve öngörü ifade eden insanların, akıma kapılmadıkları için geri kaldıklarını, kendilerini güncelleyemediklerini düşünürler. Mobili abartan dışarıdaki popüler akımın yanında bilişim sektörünün genel müdürleri ve direktörleri de aynı akıma tutulmuş, sokaktaki/sosyal medyadaki insanla aynı şeyleri iddia edince, teknik kişilerin farklı yorumları elbette fazla cılız kaldı. Demek ki, fikirler, mevki, etiket ya da çoğunluğa göre gerçeklik kazanmıyor. Sıradan gördüğümüz yakınımızdaki sade uzmanların da fikirlerini değerlendirmekte fayda var.

Şimdi, 2020’de neler olabileceği ile ilgili bazı tahminler yürütelim. Bunların bazıları olur, bazıları olmaz belki de, ya da zaman, hepsini de doğrulayabilir. Heyecandan, akımdan, coşkudan dolayı değil de önemli etkenlerden ve gerekçelerden dolayı bazı olasılıkları değerlendirelim.

2020 genel teknoloji alemi için önemli bir kırılma noktası olabilir. 1 Kasım 2019’da Çin, 5G’ye geçti. 5G ile sadece hız artmakla kalmayacak; birçok sektörde yeni oluşumlar ve hatta yeni sektörlerin ortaya çıkması mümkün olacak. Örneğin, yine Çin’de 5G ile, ülkenin kuzeyinde yer alan başkentinde çalışan bir grup doktor, ülkenin en güneyindeki bir adadaki bir hastaya başarılı bir beyin ameliyatı yaptı. Robotik sektörü ve yapay zekâ, 5G’nin yarattığı imkânlarla çok daha farklı yerlere gelebilir. Özelde mobil ve telekomünikasyon alanında olsa da, bütün teknoloji alanında çok büyük bir değişimin yapı taşı olacak. 5G’de önde giden, teknolojide büyük avantaj elde eder. Şu anda zaten teknolojinin bayrağı Çin’de olduğu gibi, 5G’nin de bayrağını yine Çin taşıdığı gibi, öyle görülüyor ki, Çin, teknolojide bütün rakiplerine fark atarak bir süper güç olma yolunda önemli bir yol katedecek. Şanslıyız ki, Türkiyemiz de, 2020 yılında 5G’ye geçen öncü ülkeler arasında yer alacak ve yüksek olasılıkla Batılı ülkelerin 5G’ye geçişi bizden sonra olacak. Şu anda, ABD’de belli başlı birkaç kasabada 5G’li istasyon var ama onlar sadece testten ibarettir. ABD henüz 5G’ye gerçek anlamda geçmemiştir. Avrupa ise bu gidişle 2021’den önce geçemeyecek galiba.

iPhone model telefonların ilk 5G’li cihazları piyasaya sunması da 2020’nin sonlarında mümkün olacak. Özellikle uzak doğuda, Çin, Kore, Tayvan gibi bölgelerdeki hali hazırdaki iPhone kullanıcıları 5G’li telefonlar kullanmak için, yeni teknolojide geciken Apple’ı beklemek yerine, muhtemelen Huawei, Xiaomi, Oppo, Samsung gibi markalara yönelecekler. Burada da, 5G’ye geçmekte geciktiği için Apple için önemli bir kayıp olacak. Zaten önemli bir düşüşte olan iPhone satışları, bu sebeple daha da gerileyerek, muhtemeldir ki sıralamada beşinciliğe kadar düşer. Samsung, Huawei, Xiaomi, Oppo, mevcut konumunun da üstüne çıkarak, telefon piyasası pastasından daha da büyük pay koparabilirler.

Telefon haricindeki Android’li ve iOS’lu cihazlar önemini daha da yitirebilir. Hatta Google ve Apple, bazı sektörlere verdiği önemi azaltabilir veya tümüyle kapatabilir. Android ve iOS’u araba, televizyon, saat, tablet gibi her yere uyarlamak yerine 2020’den başlayarak yavaş yavaş sadece telefon odaklı hale getirebilirler. Bu mobil işletim sistemlerinin, diğer sektörlerdeki kullanımından yavaş yavaş çekilebilirler. Bunlar tabii ki, sadece olasılık. Google’ın bu aralar Fitbit saat markasını satın alma görüşmeleri de dikkatimizden kaçmıyor, ama bunun da, daha önce Motorola, Pixel ve diğerleri gibi pişmanlıkla biten girişimlerden biri olma ihtimali de var.

Bunların yerine, sanal gerçeklik (VR), yapay zekâ (AI), robotik daha da gelişebilir. Bazı telefon üreticileri, telefon sektöründen çekilip VR ve AI’ye yönelebilirler. HTC böyle yaptı, diğerleri de takip edebilir. Google ve Apple özelinde ise, servislerin zenginleşirilmesine, yapay zekânın kullanım alanının artırılmasına, sanal gerçekliğe daha fazla yönelme ve motion sense gibi el hareketlerini algılayan teknolojilerin yükselişine şahit olabiliriz. Yani, Google ve Apple gibi mobilin lokomotifleri, bu alanlara daha fazla yönelerek fark yaratmaya ve kullanıcılarını cezbetmeye çalışabilirler.

Dünya genelinde 2020 ve 2021’deki 5G’ye geçiş sebebiyle, telefon satışları önemli bir artış yakalayabilir. Bu konuda da bayrak Çin’de olduğu için, bu artış, Çinli telefon üreticilerinin lehine olacak gibi gözüküyor. 5G’li çipsetler orta segmente de gelecek. Piyasada hem 4G’li hem de 5G’li telefonlar olacak. Şimdiden üreticiler, bunun sinyallerini vermeye başladılar. Dolayısıyla, isteyen kullanıcı nisbeten daha ucuza 4G’li telefon seçebilecek ya da mevcut telefonuyla yoluna biraz daha devam edecek, isteyen kullanıcı da pahalı da olsa 5G’li telefona geçecek. 5G’den sonra, yeni servisler, değişik sanal eğlence imkânları, yeni yazılım geliştirici seçenekleri ve buradan da bambaşka mobil uygulamalar çıkabilir karşımıza.

Diğer dikkat çeken bir husus da segmentlerdeki değişim. Daha öncesinde, sırf akıllı telefon sahibi olmak için satın alanlar, alt segment telefon piyasasının büyük bir pasta payına sahip olmasına sebep oluyorlardı. Artık, neneler, dedeler alt segmentle tatmin olmuyorlar. O hevesi aldılar. Akıllı telefon kullanmayı da öğrendiler. Alt segmentin güncelleme almaması, küçük hafıza sebebiyle hafızayı doldurdukça yavaşlaması, yetersiz kamerası, kalitesiz malzemesi ve daha birçok zayıf özelliği sebebiyle gözden düştü. Alt segment iyice daraldı. Onun yerine orta segment, alt-orta ve üst-orta olmak üzere ikiye ayrıldı. Eskinin orta segmenti ise şimdinin alt-ortasına denk geliyor. Öyleyse, burada yeni olan üst-orta segmenttir. İnsanlar kamerayı çok önemsemeye başladılar. Öyle ki, telefon reklamları foto-kamera reklamlarına benziyor. Bu sebeple, üst segmentin kamera marifetleri üst-orta segmente dahil edildi. Üst-orta segment bir telefon alırsanız, tıpkı üst segment gibi premium his veren bir donanıma ve üst segmentin fotoğraf ve video çekim özelliklerine sahip olursunuz. Öte yandan çipsetiniz alt orta ile aynı olur, üst olmaz. Buna rağmen, bugünün orta segment çipseti, iki yıl öncenin üst segment çipsetinden bile daha performanslı. Hem üstün kameraya ve premium hissiyata çok büyük para ödemeden sahip olma isteği, hem de orta segment çipsetlerin artık çok hızlanmış olması sebebiyle üst-orta adlı yeni bir sınıf yarandı. İşte 2020 yılında, bir taraftan hem alt-orta hem de üst-orta segmentlerin yükselişine, diğer taraftan da hâlihazırda ciddi düşüşteki alt segmentin ise daha da daralmasına şahit olabiliriz.

Özetleyelim. 5G ile birlikte mobil teknolojideki güçler dengesinde bazı köklü değişimler olabilir. Mobil sektörün iki devi Google ve Apple, mobil işletim sistemlerinin tablet, TV, araba, saat, beyaz eşya gibi farklı yerlere entegre edilmesini kısmen veya tamamen bitirme noktasına getirebilirler. Onun yerine, yapaz zekânın kapsama alanı, kullanım sıklığı, artırılmış gerçeklik, yeni servisler, mevcut servislerin geliştirilmesi, motion sense teknolojisinin daha da geliştirilmesi ve bütün telefonlarda kullanılır hale getirilmesi gibi konulara yönleneceklerine ihtimal veriyoruz. Alt segment telefon pazarı iyice daralabilir, orta segment alt-orta ve üst-orta olmak üzere pazar payını iyice büyütebilir. 5G ile birlikte telefon üreticilerinin büyüklükleri, yani satış rakamları önemli ölçüde değişebilir. Bu yeni telekom teknolojisi sayesinde Çinli telefon üreticilerinin üst basamaklara daha da hızlı tırmanma ihtimali yüksektir.

Biz sadece tahmin edebiliriz, doğrulamak ise zamanın işi. Bakalım, zaman hangilerini doğrulayacak…

--

--