Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yer: Ha Long Bay
Yazının orjinali www.havadakileylek.com sitesinde yayınlanmıştır.
Ha Long Körfezi, birçok gezginin ve bizim Kuzey Vietnam’a gidiş nedenimizdi. Unesco’nun koruma altına aldığı, müthiş bir doğal güzelliğe sahip Ha Long Körfezi’ne başkent Hanoi’den 4 saatlik bir otobüs yolculuğu ile ulaşılıyor. Körfezin özelliği 2000 kireçtaşı adacığı barındırması. Otelimizin resepsiyonundan ayarladığımız 1 gece konaklamalı tekne turu sayesinde Ha Long Körfezi’nde doya doya vakit geçirebildik.
Ha Long Körfezi turu sadece denizde muhteşem bir manzara ile yol almak demek değil. Tur boyunca gerek kanoyla, gerekse botlarla teknemizden ayrılıp muhteşem deneyimler de yaşadık. Bunlardan ilki Hang Sut Song Mağarası.
Ha Long Körfezi turunda birçok mağara var, biz sanırım bunlardan en büyüğünü gezdik. Önce küçük bir mağaraya girdik. Peh! bu buymuş ukalalığımız çok kısa sürdü. Meğer orası geçiş koridoruymuş. Hang Sut Song mağarası insanın kendisini küçük hissettiren, içinde yalnız kalmaktan korkutan devasa, büyüleyici bir mağara.
Mağara gezisinden sonra can yeleklerimizi giyip bota atladık ve teknemize geri döndük. Nedenini bilmiyorum ama rehberimiz Kevin can yeleği konusunda çok hassastı. Tekne yol aldıkça güzel denizde neden kimsenin yüzmediği bana dert oldu. Rehberimiz Kevin’a sordum: Kevin neden kimse yüzmüyor? Rehber cevap verdi: Çünkü kış…
Teknenin akşam eğlencesi körfezde balık tutmak ve dans etmekti. Basit bir kamışın ucunda fosforlu bir yem ile kalamar avı malesef sonuç vermedi ama tutanların yalancısıyım çok keyif almışlar. Ben ise o sırada bir gün başımı yakacak olan özgüvenim sayesinde Laos ulusal dansı yapıyordum. Teknemizde 10 kişilik Laos’lu bir grup vardı ve doğal olarak Ankara misket değil Laos ulusal dansı ağır bastı. Laos’lu teyzeler öğrenme hızıma inanamadılar ama aslında bizim folklorun ağır versiyonu bir danstı.
Körfez turunun sabahına teknenin üst güvertesinde gün doğumu-tai chi’si ile başladık. Ne yaptığım hareketlerin anlamını anladım ne de doğru düzgün yapabildim ama karşımdaki çocuğun ciddiyeti ile hayatımın ilk tai chi’sini başarıyla bitirdim.
Ha Long Körfezi turunun ikinci gününün ilk durağı Vung Vieng floating village. Yani deniz üzerinde yaşayan insanların mahallelerinde dolaşacağız. Hayatımın en etkilendiğim deneyimlerinden biriydi. Kafamda bir sürü soru cevapsız kaldı ama gördüklerimi hiç unutamayacağım.
Hayatlarını sadece balıkçılık ve midye üzerinden kazanan köylüler sahip oldukları basit yaşam kurallarına uyum sağlamak zorunda kalmışlar.
Vung Vieng yüzen köyde çöpler asla denize atılmıyor, her sabah toplanıyor. Böylece deniz tertemiz kalıyor. Köyün müzesi ve okulu var ancak gelir düzeyi çok düşük. Balıkçılık ve turizmden sadece sezon boyunca para kazanabiliyorlar.
Beğendiysen facebook beğenmediysen twitter dan takip edebilirsin :)
