Edinburgh Gezisi ve Fringe Festivali
Yazının orjinali havadakileylek sitesinde yayınlanmıştır.
Edinburgh Büyük Britanya’nın en önemli ülkelerinden İskoçya’nın başkenti. Gerek kültürel gerekse coğrafi olarak Türkiye’den uzaklığı bizim pek de bilmediğimiz gizemli bir gezinin davetidir. Burası kiltin, golfun, gaydanın ve çıkmaz sokakların ana vatanı!
Havalimanından kalkan 100 numaralı otobüslerle merkeze rahatlıkla ulaşılabiliyor ve otobüs şoförü bilet satıyor.
Calton Hill
Calton Hill Edinburgh’e tepeden bakan büyük bir park, bu tepeye çıkmaya vaktiniz olursa içindeki gözlem kulesi de gezilebilir.
Meadows Park
Edinburgh’un merkezindeki Meadows Park gençlerin vakit geçirdiği ve eski şehir için oldukça modern görünümlü evlerle komşu büyük bir park alanı.
İskoç Parlamentosu
Turist gezilerine açık olan İskoç Parlamentosu Pazartesi-Cumartesi arası ücretsiz gezilebilir. Modern mimariye sahip parlamentonun dış duvarındaki taşlara çeşitli sözler kazılmış. Bunlardan bir tanesi oldukça kinayeli; “eğer bir adama tüm sözleri söyleme yetkisi verilirse, toplumun yasalarını önemseme ihtiyacı kalmayacaktır.”
Museum of Edinburgh — Edinburgh Müzesi
Edinburgh Müzesi yani Holyrood Sarayı, Kraliyet ailesinin İskoçya’daki rezidansıdır. Hem güzel bahçesi için hem de kraliyete ait değerli eşyaları görerek bizim hiç alışık olmadığımız kraliyet ruhunu anlamak için gezilebilir.
Fringe Festivali
Her yıl Ağustos ayında yapılan Fringe festivali; müzik, kültür sanat, sokak performansları, stand-up gösterilerin olduğu kapsamlı bir tiyatro festivalidir. 2014 yılında DOT oyuncuları tarafından Hakan Günday’ın da kısa bir oyunu fringe’de oynandı. Festivalin kalın kitapçığı bile kapsamının ne kadar geniş olduğunu anlatıyor. Sokakta yürürken akşamki tiyatroya davetiye dağıtan kişiler başlı başına performans sergiliyorlar. Fringe, Edinburgh rotasında mutlaka deneyimlenmesi gereken bir festival zaten bundan dolayı koşa koşa Edinburgh’u gezmektense Fringe’in tadını çıkarmayı yeğledik.
Fringe’s sokak müzisyenleri;
Edinburgh’ta ucuz konaklama
Eğer yolunuz bizim gibi Fringe Festivali’nin olduğu Ağustos ayında Edinburgh’a düşerse konaklama planlamanızı erkenden yapmanızı öneririm. Biz hiçbir otelde yer bulamadığımız için Pollock Hall denen bin odalık bir yere rezervasyon yaptık. Merkeze yürüme mesafesindeki Pollock Hall’e gittiğimizde ise buranın Edinburgh Üniversitesi Kampüsü olduğunu gördük! Meğersem yazları öğrencilerin odaları hostel gibi kiralanıyormuş. Kahvaltı yeri öğrencilerin yemekhanesi, resepsiyonu ise üniversitenin girişiydi. Oldukça ucuz olan konaklamamız eşşiz bir deneyime dönüştü.
Eğer yoğunluktan dolayı son anda kaçırmasaydım, merkeze olan yakınlığı ve ucuzluğu nedeniyle ilk tercihim Travel Lodge Hostel olacaktı. Ayrıca meşhur Princess Caddesi üzerinde Mercure Otelde de kaldık, merkezi olması nedeniyle burası da otel olarak güzel bir seçenek.
Edinburgh Kalesi
Edinburgh’un en meşhur yeri kalesidir. Edinburgh Kalesi’ne çıkan kafelerin ve dükkanların bulunduğu Royal Mile’dan geçerek, şehri tepeden izleyebilirsiniz. Eğer yolunuz Ağustos ayında Edinburgh’a düşerse mutlaka aylar önceden satışa sunulan ve Edinburgh Kalesi’nde yapılan Edinburgh Military Tattoo gösterisine bilet ayarlayın. Edinburgh Military Tattoo, 1950 yılından beri Kale’de düzenlenen, 200.000 biletli seyirci ve milyonlarca TV izleyicisine ulaşan geleneksel müzikal, iskoç askeri gosterisidir ve ekonominin de önemli bir gelir kaynağıdır.
Camera Obscura
Edinburgh Kalesinin hemen yakınındaki Camera Obscura mutlaka ziyaret edilmesi gereken, interaktif bir müze. Gitmeden evvel çocuklara hitap ettiğini okumuştuk ancak biz gittiğimize hiç pişman olmadık. Üstelik çevredeki görüntüleri bir ekrana yansıtan ve fotoğrafın buluşuna ön ayak olan camera obscura tekniği ile Edinburgh sokaklarına da bakma fırsatı yakaladık.
Scott Anıtı
Walter Scott, İskoçya edebiyatının önemli bir kişisidir. Tarihi romanları sayesinde saray tarafından baron ve sir ünvalarını almış ve günümüzde İskoç Pound’unun ön yüzüne resmi basılmıştır. Anıt 61 metre yüksekliğinde ve merdivenlerle tepesine çıkılabiliyor ancak Edinburgh Kalesi daha yüksekten bir görünüm sunduğu için biz buraya tırmanmayı tercih etmedik.
Tüm bu yerlerin haricinde Edinburgh’da nereler gezilebilir?
Usher Hall’de konsere gidilebilir, İskoç Modern Sanat Müzesi, Viski Müzesi, İskoç Ulusal Müzesi, İskoç Ulusal Portre Galerisi gezilebilir, Princess Caddesinde alışveriş yapılabilir veya Edinburgh’un dehlizlerine inen korku turlarına katılabilirsiniz. Ocean otobüsü ile sahile gidip Royal Yatch Britannia gezilebilir ya da biraz uzak bir tur olarak Loch Ness Gölü’ne gidilebilir. Aynı bizim Van Gölü canavarı gibi Loch Ness için de efsane bir canavar vardır ve hediyelik eşyacıların hepsinde bu dinazor-balina karışımı yaratıkla karşılaşıyorsunuz.
Edinburgh’a gitmişken bilinmesi gerekenler;
İngiltere’nin voltajı ve priz şekli farklı olduğu için gitmeden yanınıza uyumlu adaptör almayı unutmayın.
İngiltere vizesi ile gezilebilir. Hazır buralara gelmişken Londra’yı kapsayan bir İngiltere-İskoçya turu için East Cost treni ile Londra’daki King Cross tren istasyonuna 4 saatte gidilebilir ancak ücreti tek yön 100–120 Pound civarında. Londra’ya giderseniz Londra Gezisi yazıma da göz atabilirsiniz.
Edinburgh’ta ne yenir?
Mussel and Steak Bar’da marine soslu midye, patates ve biranın tadını çıkarabilirsiniz.
Mussel Inn Restoran harikaydı mutlaka aşağıdaki resimdeki Creamy Seafood Chowder çorbasını öneririm.
Porridge kahvaltıda yenen, yulaf, süt ve bal karışımı bir yiyecek. Görüntüsü süper değil ama bence çılbırdan iyidir.
Yes Sushi’de Miso çorbası ve sushi yiyebilir veya hot pot ile kendi yemeğinizi pişirebilirsiniz.
Edinburgh’tan ne alınır?
İskoçya’ya kadar gitmişken; viski, kaşmir bir atkı veya kilt alınabilir ancak bunların hiç birinde çok uygun fiyatlılara kaçmamak gerekiyor. Her yerdeki Çin malı üretimler Edinburgh’da da var.
Edinburgh’a gitmeden okunacak kitap
İş Kültür yayınlarından çıkan tefrika roman İskoçya Sokağı 44 Numara benim favorim.
