Kamboçya Siem Reap Tapınak Gezisi

Bengü Akyürek
Executive Tourist
Published in
8 min readOct 27, 2016

Yazının orjinali havadakileylek sitesinde yayınlanmıştır.

Asya gezisi planlarken Kamboçya’nın Siem Reap kentindeki başta Angkor Tapınağını (Angkor Wat) görmek üzere programımıza bir tapınak gezisi de ekledik. Kamboçya’ya gitmek bile o kadar heyecan verici ki ne ile karşılaşacağımızı hiç umursamadık. Örneğin ilk durağımız olan Vietnam’ı pis bulmuştum, Vietnam‘da konuştuğumuz bir garson Kamboçya’ya gideceğimizi öğrendiğinde orası çok pis diyince kanım dondu! Ya da devamlı dilenci çocuklar, para isteyen insanlarla karşılaşacağımızı okumuştuk ancak Siem Reap ne Vietnam’dan daha pisti ne de daha rahatsız edici.

Ho Chi Minh (Güney Vietnam)’den Kamboçya Siem Reap’a uçuş yaptığımız pırpırlı uçak ilk etapta korkuttu ancak çok rahat bir uçuş oldu, ta ki pilot kabinindeki gazeteleri görene kadar!

Sanırım Kamboçya’nın en fazla turizm gelirine sahip olan bölgesi olması nedeniyle Siem Reap ülke genelindeki görüntüden biraz arındırılmış.

Siem Reap’taki Angkor Arkeolojik Park bölgesinde birçok tapınak bulunuyor. Şehir merkezinden 10 km. uzaktaki bu tapınakları gezmek için kısa tur (15 dolar) veya uzun satın (25 dolar) alınabilir ve yerel araçlar olan motorlu tuk tuklarla (motosiklet taksi) gezilebilir. Şoför her tapınakta istediğiniz kadar bekliyor. Ya da bisiklet kiralayıp kendi rotanızı oluşturabilirsiniz.

Angkor’u gezerken maruz kalınan doğa güzelliği

Arkeolojik Park bölgesine giriş resimli özel bir kimlik kartı ile başlıyor. Biz 20 dolarlık günlük kartı tercih ettik. Bu ücretle ilgili de Kamboçya’da ciddi bir karışıklık var; neredeyse yıllık bilet satışı 50 milyon dolar olan Angor Wat’ın kültürel ve tarihi korunması ama en önemlisi geliri 18 ülkenin birlik olduğu Aspara Authority tarafından kontrol ediliyor. Söylenen o ki Aspara Authority buranın işletmesini 99 yıllığına Vietnam’a devretmiş ve Kamboçya’nın aslında fazla bir kazancı olmuyor. Ancak bu konu biraz derin devlet meselesi gibi görünüyor çünkü karşılıklı suçlamalar ve itirazlar durulmuyor.

Angkor Wat

Unesco Dünya Mirası listesindeki 12. yy’dan kalma Angkor Wat, dört tarafı sularla çevrili büyüleyici dev bir tapınak. Sadece girişinde ana kara ile yol bağlantısı var ve burası bile insanı içine çekiyor.

Kmer İmparatorluğu döneminde hindu tapınağı olarak yapılmış ancak daha sonra budist tapınağına dönüştürülmüş. Tapınağın bütün duvarlarında hindu mitolojisinden alıntıların olduğu kabartmalar yer alıyor. Gezmeden önce bu konuda biraz daha okumuş olmayı dilerdim. Tapınak girişlerindeki rehberler daha bilinçli gezme konusunda destek olabilirler.

Ta Prohm Tapınağı

13. yy’da Kmer kralı tarafından budist manastırı ve üniversitesi olarak yapılan Ta Prohm Tapınağı küçük turda Angkor Wat’tan sonraki ikinci tapınak.

Bölgedeki diğer tapınakların aksine orijinal yapısını korumuş. Ancak bu tapınağı ünlü yapan en önemli unsur tapınak duvarlarının içinden kök salan dev ağaçlar.

Dünyanın çok az yerinde sanki grafikle yapılmış bir filmin içindeymişçesine böyle fotojenik bir görsel bulunur sanırım.

Bayon Tapınağı

Diğer tapınaklar gibi 13.yy.’da yapılan Bayon tapınağı da yapıldıktan sonraki kralların inanışlarına göre hindu ve budizm esaslarına göre zamanla değiştirilmiş. Bu tapınağın en güzel kısmı dış cephesindeki sakince gülümseyen suratlardan oluşan kabartma taş duvarlar.

Pre Rup Tapınağı

Piramit şekilli tapınağın anlamı “dönüşen vücut”. Eski zamanların krematoryumu olduğu da söylenebilir. Günümüzde ise Angkor bölgesinde gün batımı fotoğraflamak için en meşhur tapınak. Bundan dolayı turun son tapınağı olarak planlanıyor.

Banteay Srey Tapınağı

Siem Reap’taki ikinci günümüzde de tapınak gezmeye devam etmek istedik ve 25 dolarlık büyük tur satın aldık. Bu sefer tapınaklar bölgesinin 25 km. uzağındaki Banteay Srey ile başladık. Burası kırmızı kumtaşından yapılmış 10.yy’a ait bir tapınak. En önemli özelliği tüm duvarlarının incecik dantel gibi zarif işlemelerle süslü olması. Dış yüzeyinde neredeyse hiç işlenmemiş bir alan yok.

Tapınağın meşhurluğu tarihte başına gelen bir hırsızlık ile de artmış: 1923 yılında Fransız yazar André Malraux (1959 yılında Fransa Kültür Bakanı olacak kişi) borsada kaybettiği paralar nedeniyle sıkıntılı günler geçirir ve henüz yeni bulunan kalıntı halindeki ve merkeze uzak olan Banteay Srey’den rölyef çalarak kaçakçılık yapmaya kalkışır ancak yakalanır ve bir müddet hapis yatar.

Banteay Butterfly Center

Motorlu tuk tukla yolumuza devam ederken birden BBC yazan bir tabela gördük. Önce ne alaka derken burası Banteay kelebek merkezi çıktı.

Tuk tuk şoförü istediğimiz yerde durup, istediğimiz kadar bekleyebiliyordu. Bundan dolayı burada bir gezinti molası verebildik. İçeride bize eşlik eden bir rehberle kelebeklerin yaşamları, yakın çevredeki türleri hakkında konuşarak çok keyifli bir tur yaptık.

Öğrendik ki tırtıllar kendilerini koruyabilmek için kaşıntı yapıcı bazı salgılara sahip olabiliyorlar ya da doğaya uyum sağlamak için rengarenk kozalar örebiliyorlar.

Bunlardan altın rengi kozalağı görme şansımız da oldu. Rehberin dediğine göre doğada kelebekleri kakalarından takip edebiliyorlarmış. Bir de sürpriz olarak içeride hayatımızda ilk kez dal böceği gördük.

East Mebon Tapınağı

Uzun turun ikinci tapınağı yine 10.yy’dan kalmış East Mebon. Aslında yapay bir su birikintisi üzerine inşa edilmiş ancak şu anda kurak bir arazi kalmış.

Ta Som Tapınağı

12.yy’da Kmer Kralının babası için yaptırdığı bu minik tapınak da Ta Prohm tapınağı gibi restore edilmeden günümüze kadar gelebilmiş.

Kalıntılardaki ağaç ve bitki kökleri yine gerçek dışı görüntüler veriyor ancak Dünya Anıtlar Vakfı burayı daha güvenli hale getirebilmek için restore edilecek anıtlar listesine almış.

Neak Pean Tapınağı

Neak Pean’ın girişi hayatımda gördüğüm en romantik yola sahip. Bir gölün ortasında nereye gittiği bilinmeyen ince bir tahta döşeme yol üzerinden yeşillikler içinde uzun bir yürüyüş yaparak Neak Pean’a ulaşılıyor.

Angkor bölgesinde beni Angkor Wat’tan sonra en çok etkileyen girişi sayesinde bu minicik tapınak oldu. Yapay bir göl üzerine kurulu tapınak aslında şifa amacıyla yapılmış. Yani bir çeşit hastane.

Su, dünya, ateş ve rüzgarı temsil eden dört küçük kare havuz bir büyük kare havuzla birleşiyor. Büyük havuzun ortasında bir heykel duruyor.

Preah Khan Tapınağı

İkinci günümüzün son tapınağı Preah Khan da 12. yy.’da yapılan bir tapınak. Aynı Ta Prohm gibi ağaçların ve bitkilerin sardığı tapınak restore edilmeden bugüne ulaşmış.

Tapınak gezilerinin haricinde Siem Reap’ın merkezi gece hayatı açısından da eğlenceli. Fransız restoranları gibi gurme mutfaklarda yemek yenilebilir, kmer masajı yaptırılabilir, bir vakıf mantığı ile kurulmuş ve genç yeteneklerin umut kapısı olan Phare sirkine gidilebilir, ya da daha çılgın eğlence için drag queen şova bile gidilebilir.

Boyu boyuma yakın Asya halkı daha havalimanında beni mutlu ediyor. Kamboçyalı arkadaşım sirk kahramanlarından.

Siem Reap’ta nerede kalınır?

Biz tapınaklara çok yakın olan Dyna Boutique Hotel’da kaldık. Kahvaltısı ve odası oldukça güzeldi. Siem Reap merkeze inmek için tuk tuk kiralamamız gerekiyordu ancak fiyatı 2 dolar olduğu için otelin nerede olduğu aslında çok önemli değil.

Siem Reap için pratik bilgiler

Kısa tur Angkor Wat’a giderken uzun tur gitmiyor ama bence mutlaka hem kısa, hem uzun tur satın alınıp bölgedeki tüm tapınaklar gezilmeli.

aman efendim çocukla gezilir mi hele Kamboçya diyenlere; 2’si sırtta biri yerde, 40 derece sıcaklıkta, tapınak gezen Fransız aile örnek olsun!

Büyük bir ormanlık arazide dolaşacaksınız bundan dolayı büyük örümcekler görebilirsiniz ya da görmeyebilirsiniz ancak mutlaka yürüyüşleriniz sırasında vücudunuza değen örümcek ağları hissedeceksiniz. Tabi ki örümcekler size gelmeyecek.

Bazı tapınakların olduğu bölgelerde baş ağrısı yapacak kadar çok cırcır böceği sesi duyacaksınız ancak şöyle düşünün milyonlarcası bir olmuş tek bir telden ötüyor.

Başka bir hayvan da tapınak yolları boyunca aracınızın önüne çıkan maymunlar. Şoförümüz agresif olabileceklerinden dolayı sevmek için yaklaşmamamızı önerdi ancak bir anektod olarak; Kamboçya’da maymuna korna çalınıyor!

Tapınak bölgesi geniş bir dolaşım alanı Asya’nın sıcağında yürümek gibi bir hata yapmayın, mutlaka bisiklet ya da tuk tuk kiralayarak gezin.

eğlenceli vakit geçirmek için pratik çözümler

Kamboçya tarihi

Tarihinde hem Japon işgali altında kalan hem de Fransız kolonisi olan Kamboçya’nın başına gelen en kötü şey sanırım 1975–79 tarihleri arasında Pol Pot liderliğindeki Kızıl Kmer yönetimidir. Çin Halk Cumhuriyeti destekli Pol Pot ülkenin sadece köylü sınıfından oluşmasını amaçlayan ideolojisi yüzünden 3 milyon vatandaşını ortaçağ yöntemleriyle katletti. Ülkenin geleceği olan 3 milyon vatandaş. Gözlük ve saat takan insanlar bile! 1979’da Vietnam’ın Kamboçya’yı işgali ile Kızıl Kmer rejimi son bulmuştur. Pol Pot’un devam eden gerilla mücadelesi ise 1998’deki ölümünden sonra tamamen bitmiştir. Kamboçya’da halen milyonlarca mayının temizlenemediği ve sakatlık oranının çok yüksek olduğu biliniyor. Yakın tarihindeki kara günler nedeniyle dünyanın en az gelişmiş ülkeleri arasındaki Kamboçya tekstil, tarım ve turizmden geçiniyor. Şu anda Krallıkla yönetilen Kamboçya’nın kralı 63 yaşında ve hiç çocuğu yok, restorandaki garson bile bu durumun ne kadar saçma olduğundan yakındı.

Kamboçya’ya ne zaman gidilir?

Kamboçya’nın Kasım-Mart ayları kurak geçer bundan dolayı gezmek için ideal zamandır, Nisan-Ekim arası ise şiddetli muson yağmurları olur. Ben muson yağmurlarına Asya gezilerimde hiç denk gelmedim ancak ağaçları yerlerinden söken fırtınalardan bahsedildiği için doğru tarihi seçmek bence önemli.

Kamboçya vizesi nasıl alınır?

Biz Kamboçya’ya Ho Chi Minh‘den uçakla geçtik, vizemizi havalimanından da alabilirdik ancak Türkiye’den yaptığımız başvuru sonucu e-maille bir ekli dosya olarak vize bize ulaştırılmıştı. Üzerinde resmimiz olan o vizeyi renkli basarak pasaportumuzun arasına koyduk ve ülkeye girdik.

facebook veya twitter dan da takip edebilirsiniz…

--

--