Kurumlarda İnovasyon Stratejisi ve Açık İnovasyon

Cansuaktasevren
Fiba Tech Lab
Published in
7 min readJun 30, 2022

Kurumun mevcut problemlerine, ihtiyaçlarına çözüm ararken kendi kaynakları ile sınırlı kalmayıp dış paydaşların fikirleri, projeleri, yetkinlikleri vb. ile çözüm aramasına Açık İnovasyon diyoruz.

Kurum içerisinde yürütülen girişimcilik faaliyetlerinin yanı sıra, kurum dışında yapılacak olan açık inovasyon faaliyetlerinde üniversiteler, teknoparklar, startuplar, kobiler ve diğer kurumlarla yapılan iş birlikleri ele alınmaktadır. Günümüzde kurumların birçoğunun ana odak alanlarından biri de açık inovasyon faaliyetleridir.

Kurumun, açık inovasyon stratejisini oluştururken, önce çevresel etkenler, trendler, müşteri davranışlarının değişimi, regülatif anlamda iş yapışı değiştiren ya da zorlaştıran unsurların varlığını bulup, bunların düzenli takibini yapması gerekir. Değişimin hızı sektörden sektöre farklılık göstermekle birlikte, kurum inovasyon stratejisini oluştururken değişen çevresel etkileri de göz önünde bulundurmalıdır. Açık inovasyon stratejisi kurgulanırken değişimlerin karşısında kurumun nasıl bir duruş sergileyeceği, karar verme mekanizmasının ne olacağı, zaman planındaki önceliklendirmeyi (horizon 1, 2, 3) nasıl yapacağı, odak alanlarında mevcut faaliyet alanlarına yakınlık/uzaklık durumunu netleştirilmesi oldukça önemlidir. Kurumun, mevcut iş yapış şeklini iyileştimeyi önceliklendirmesi, yeni bir iş koluna girmesi veya sektörü tamamen etkileyecek faaliyet alanı dışında bambaşka bir iş koluna girmesi gibi örnekler verilebilir. Bu çerçevede şirketin inovasyon tezi ve nasıl bir ekosisteme ihtiyaç duyduğu ortaya çıkmaktadır.

Kurumun ürün ya da hizmet geliştirmeden önce aşağıdaki hususlara dikkat etmesi önemlidir:

- İhtiyaç listesinin netleştirilmek,

- Potansiyel tedarikçilerin belirlenmesi ve sürekli takibi için ekosistemde belirli topluluklara üye olmak,

- Müşteriye ulaşılacak kanalları belirlemek,

- Kurumun ihtiyacı olan teknoloji ve iş modellerini nasıl geliştirebileceğini belirlemek (İç/Dış kaynak kullanım gereksinimi),

- Kullanılacak kaynakları analiz etmek,

- Kurum geliştirmeyi kendi öz kaynakları ile yapabilir mi, yapmalı mı veya hangi iş ortaklarıyla nasıl bir iş birliği yapmalı sorusuna yanıt vermek gerekir.

İş birliklerinde hız ve uyum önemli parametrelerdendir. Her iki tarafın da menfaatini besleyen, iki tarafa da kaldıraç etkisi yaratabilecek iş birlikleri, tarafları başarıya götürmektedir. Açık inovasyon faaliyetlerinden en sık rastlanan iş birlikleri kurum-girişim iş birlikleridir. Bu nedenle bundan sonraki bölümde kurum-girişim iş birliklerine ağırlık vereceğim.

Kurumların girişimlerle iş birliklerinin başarılı sonuçlanması ve bu iş birliklerinin sürekliliğinin sağlanması için tarafların açık inovasyon yaklaşımının olması oldukça önem arz etmektedir.

KURUMSAL ŞİRKETLER VE GİRİŞİMLER NEDEN İŞ BİRLİĞİ YAPMALI?

Kurumların girişimlerle iş birliği yapmasının en temel amacı, gelirlerini arttırmak ve maliyetlerini azaltmaktır. Bir kurumun ihtiyacı olan tüm kaynakları kendi içinde barındırması her zaman mümkün değildir. Bu nedenle kurum içinde problem ve ihtiyaçlara çözüm arayan birçok şirket kurum dışı kaynaklardan yararlanma yoluna gitmektedir.

Şekil 1. Kurum-Girişim İş Birlikleri

Kurumlar geniş müşteri ağı, gelişmiş kanalları, üretim tesisleri, Ar-ge olanakları, sektörel bilgi birikimi gibi birçok yetkinliklere sahiptir. Girişimler ise özellikle girişimcilik metodolojilerine olan hakimiyetleri sayesinde minimum kaynakla çok iş yapma eğiliminde olup işini kısa sürede büyütmelerine imkan tanıyacak birçok yetkinlik setine sahiptir. Girişimlerin yaşam döngüleri kısa ve çok kırılgan olduğundan oldukça çevik ve hızlı hareket etmek zorundadır. Esnek yapılarının vermiş olduğu avantaj ile oldukça geniş ürün gamına sahip olan girişimler, birçok kurum ile rekabet etme avantajını yakalamıştır.

Tarafların, gerçekleştirilecek iş birliğinde, ortaya çıkacak sinerji ile işlerini büyütmek, yenilik ve değer katmak için kaldıraç etkisi yaratacak temel unsurları, yetkinlikleri iyi analiz etmesi gerekmektedir. Bu iş birliklerinin karşılıklı kazan-kazan ilişkisine dayanması, başarılı ve sürdürülebilir olması açısından oldukça önemlidir.

AÇIK İNOVASYON KANALLARI NELERDİR?

Kurumların girişimlerle etkileşime geçebileceği kanalları aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.

Yarışmalar ve Etkinlikler:

Challange Ödülleri: Belirli bir odak alanı çerçevesinde problemin veya ihtiyacın net bir şekilde tanımının yapıldığı yarışmalar veya etkinliklerdir (Örn. odaklı fikir yarışmaları).

Hackathonlar: Belirli bir odak alanında önceden belirlenmiş kriterler çerçevesinde takım halinde başvuruların yapılıp 24–48 saat içerisinde çalışan bir çözümün tasarlandığı etkinliklerdir.

Açık İnovasyon Platformları: Genellikle şirketlerin kendi çalışanları ve diğer paydaşlarından fikir, öneri toplamaya yönelik, oluşturulan dijital bir fikir toplama platformudur.

İş Birliği Birimi: Kurumlarda açık inovasyonu ve girişim iş birliği fırsatlarında kolaylaştırıcı etki sağlayan iş birimidir. Bu ekip, diğer iş birimleri ve girişimler arasında bir köprü görevi görerek kazan-kazan iş birliği fırsatlarını arar ve tüm değerlendirme, müzakere ve entegrasyon süreçlerini yönetir.

Kurumsal Hızlandırma Programı/Kuluçka Merkezi: Girişimler iş geliştirme ve iş birliği fırsatlarını keşfetmek için kurumsal hızlandırma programlarına başvururlar. Bu programlar sayesinde kurumlar bir yandan girişimleri değerlendirirken diğer yandan girişimlerin çevik ve hızlı hareket etme kabiliyetlerini şirket çalışanlarına aşılama ve kurumların yeni teknolojileri birinci elden görebilmelerine fırsat verir.

Kurumsal Girişim Sermayesi (Corporate Venture Capital-CVC): Kurumsal fonları doğrudan girişimlere yatırma pratiğidir. Genellikle büyük şirketler tarafından belirli ölçekteki girişimlere yatırım yapılır. Girişimlere yatırım yapma kasını geliştirmek isteyen kurumlar CVC kurmadan önce, çok sayıda girişimlerle iş birliği yapma, sağlanan faydalar çerçevesinde yatırımlar yapma, bir girişim sermayesine fon yatırıp kuruluşa Limited Partner (LP) olma yolunu izlemelidir. Girişimlerle yapılan iş birliklerinden/yatırımlardan sağlanan faydayı fark eden kurumlar, bir girişim sermeyesine LP olarak yatırdıkları fonu nasıl değerlendirmeleri gerektiğini de öğrenmiş olacağından kurumsal girişim sermayelerini de doğru yatırımlarla destekleyerek faydanın da sürekliliğini sağlayacaklardır.

İŞ BİRLİGİ MODELLERİ

Bir kurumun girişimle ilişki kurma şekli üç ana başlık altında incelenmektedir. Bunlar; iş birliği yapma, yatırım yapma ve satın alma modelleridir.

1- İş Birliği Yapma: Kurum, girişimden ürün ya da hizmet tedarik edebilir veya kurumun stratejik hedefleri çerçevesinde girişimle ortak kaynak paylaşımı yolu ile birlikte yeni bir fayda yaratabilir.

2- Yatırım Yapma: Kurumun ayni veya nakdi kaynak kullanımı ile hisse satın alma yöntemidir. Kurum yapacağı yatırım sonrasında finansal getiri sağlıyorsa veya finansal getiri sağlamıyor ancak almak istediği faydayı ortaklık yapısı olmadan alamıyorsa girişime yatırım yapabilir.

3- Satın Alma: Kurum, girişimin sağladığı faydayı kendisi geliştiremiyorsa ve bu fayda kritik bir öneme sahipse, kuruma uzun vadede bir rekabet avantajı sağlıyorsa, kaynak sağlama ya da varlık satışı ile kurum girişimi satın alabilir.

Kurum, girişimin sağladığı faydanın kurum için yarattığı stratejik önem derecesine göre, bu iş birliği modellerinden hangisiyle ilerleyeceğine karar verir.

İŞ BİRLİĞİ İÇİN SİSTEM KURMA

1. İhtiyaç ve İnovasyon Alanı Tespiti:

Kurumlar iş birliği yapmak istediği kapsamı açık bir şekilde ifade ederek, girişimleri kendi motivasyonları ve hedefleri doğrultusunda bilgilendirerek daha verimli iş birlikleri gerçekleştirebilirler.

Stratejik öncelikler çerçevesinde iş birliği yapılmasına karar verilen ihtiyaç alanlarını (problem veya ihtiyacı) ayrıntılı bir şekilde ifade etmek, odaklı girişimlerle verimli iş birliği sonuçları elde etmek açısından oldukça önemlidir. Netleştirilmesi gereken ihtiyaç alanları aşağıdaki gibidir.

- Belirli bir soruna veya ihtiyaca odaklanmak,

- Hangi noktalarda sürtünmeler veya zorluklar yaşandığını bilmek,

- Çözümden beklenen sonucu tariflemek, KPI metrikleri oluşturmak,

- Girişimlerden istenen teknolojik olgunluk seviyesine karar vermek,

- PoC (Proof of Concept)’e ayrılmak istenen süreyi belirlemek,

- İş planı, veri paylaşımı, mentorluk desteği olacaksa netleştirmek,

- İş birliği modeline karar vermek.

Kurum-girişim iş birliklerinde kısa vadede hızlı geri dönüş almak için stratejik önceliklerimizden horizon 1’e odaklanmamız gerekmektedir. Horizon 2–3 alanlarındaki önceliklerimiz için iş birliği yapmak, daha geniş perspektiften, daha uzun vadede çıktı elde edebileceğiniz (orta ve uzun vadeli) projeler için uygundur. Bu çerçevede netleştirilmesi gereken ihtiyaç alanları aşağıdaki gibidir.

- İlgili alanlarda ihtiyaç duyacağımız teknolojiler,

- Mevcut trendler, bu trendlerin büyüme ve değişim hızı,

- Trendlerden beklentiler,

- Aranan çözüm türleri,

- Çözümün ideal sonuçlarıyla etkileri,

- Çözüme ulaşılacak metotları netleşmesi.

2. Girişim Tarama ve Değerlendirme

Girişim ekosistemine erişim için birçok farklı kanal bulunmaktadır. Bu kanallardan bazıları aşağıdaki gibidir.

- Melek Yatırımcı Ağları

- Kitlesel Fonlama Platformları

- Tohum-Erken-İleri Aşama

- Yatırım Kuruluşları (VC, CVC, PE)

- Kuluçka/Hızlandırma Merkezleri

- Venture Builder’lar

- Startup Veri Tabanları

- Teknoparklar / TTO’lar

Şekil 2. Türkiye Fintech Ekosistem Haritası (startups.watch)

İdeal bir girişim tarama ve değerlendirme sürecinde; yukarıda bahsedilen kanallardan ihtiyaç ve/veya inovasyon alanı ile örtüşen girişimler listelenmektedir. Bu detaylı listeden girişimlerin kısa açıklamalarını inceleyerek liste daraltılmaktadır. Odaklı listeden yapılacak kısa görüşmelerle girişim hakkında bilgi edinilip girişim değerlendirilmektedir.

3. PoC Tasarımı ve Yönetimi

PoC bağımsız bir çözüm fikrini ya da varsayımını test etmek için yapılan küçük bir uygulamadır. Temel amacı, bir girişimin çözümünün ve/veya teknolojisinin uygulanabilir olduğunu küçük bir alt küme içerisinde ispatlamaktır. Tarafların kaynak yönetimi ve kaynakları verimli kullanması adına oldukça önemli bir adımdır. Ürünün dar bir kapsamının test edilmesi amaçlanmaktadır. İstenen çözüme yönelik önem derecesi yüksek olan 1–2 özellik test edilmektedir. POC süresinin ideali 1–2 gün olmakta birlikte en fazla 1–2 hafta sürmelidir. İş birliği yapılacak girişimin seçilmesi aşamasında belirlenecek parametreler önemli ve kritiktir.

Başarılı bir PoC tasarımı için izlenecek adımlar aşağıdaki gibidir.

- PoC için önemli kriterlerin belirlenmesi,

- Başarı metriklerinin tanımlanması,

- İç ve dış paydaşların koordinasyonu,

- Gerekli hazırlıkları yapılması ve takibi.

4. PoC Sonuçlarının Değerlendirilmesi

PoC tasarımının ardından elde edilen sonuçları değerlendirirken işlevsel kriterler, teknik kriterler, stratejik kriterler, entegrasyon kriterleri ve kültürel uyum olmak üzere farklı kriterler dikkate alınmalıdır.

5. PoC Sonrası MVP Sürecini Başlatma

PoC sonrası iş birliği yapılacak girişim seçilir. Sonrasında pilot aşamanın ilk fazı olan MVP (Minimum Viable Product) aşamasına geçilmektedir. MVP, pilot aşamanın minimum özellikli uygulanabilir bir fazıdır. MVP kademeli olarak test edilmektedir. Öncelikle kapalı devre test, ardından daha güvenli alanda (belirli bir toplulukla) test, tüm testlerle başarıyı elde ettikten sonra son olarak gerçek müşterilerle daha geniş kitlelerle testler başlar. Belirsizlikleri azaltmak ve sürekli müşteri geri bildirimleri ile en iyi sonuca ulaşmaya çalışmak, sürekli öğrenerek çözümü ölçeklendirmek, başarılı bir prototipin temel prensibidir. Tarafların stratejik öncelikleri çerçevesinde pilot sürecinde girişimle iş birliği modelinin belirlenmesi gerekmektedir.

6. Uzun Vadeli İşbirlikleri İçin Zemin Hazırlama

Kurum-girişim iş birliklerinde hız ve uyum en önemli parametrelerdendir. Sözleşmelerin hazırlanması ve imzalanması aşamalarında hızlı ve çevik olmak önemlidir. Birçok iş biriminin onayının gerektiği durumlarda girişimle kurum arasında köprü görevi görmek amaçlı, kurum içinde tüm süreçleri yürütecek bir sorumlu atanmalıdır. Girişimler çok hızla ölçeklenip hızla büyüyebildikleri için sürdürülebilir ve uzun vadeli ilişkiler kurabilmek için en baştan başarı metrikleri belirlenmelidir. Tüm süreçlerde tarafların karşılıklı kazan-kazan ilişkisini koruması iş birliklerinin sürekliliği açısından şeffaf olunması oldukça önemlidir.

Sonuç Olarak;

Kurumlar ve girişimler arasındaki iş birliği tarafların gelişimi ve bu iş birliklerinin karşılıklı kazan-kazan ilişkisine dönüşmesi açısından oldukça önemlidir.

Tüm kurumların erken, orta ve uzun vadedeki planlarında açık inovasyon stratejilerinin olması ve bu stratejileri destekler nitelikte hamleler yapması kurumun hedeflerine ulaşması açısından oldukça kritiktir.

Tarafların etkileşimlerinden mümkün olan en iyi sonuçları elde etmek adına özellikle kurumların izlemesi gereken yöntemler, takip etmesi gereken başarı metriklerinin net ve tanımlı olması gereklidir. Baştan belirlenen kabul metrikleri ile ilerlemek, hem hızlı aksiyon alma hem de tarafların iş birliklerinden sağladığı memnuniyeti arttıracaktır.

Cansu Aktaş Evren

KAYNAKLAR

https://girisimcikurumlarplatformu.org/raporlar/kurum-girisim-is-birlikleri-raporu-yayinlandi/

http://media-publications.bcg.com/from-tech-to-deep-tech.pdf

https://media.nesta.org.uk/documents/scaling_together_.pdf

https://makersturkiye.com/kurumsal-sirketler-girisimlerle-nasil-is-birligi-yapabilir/

https://hbrturkiye.com/blog/kurumsal-girisim-sermayenizi-basariya-ulastiracak-bir-rehber

https://hbrturkiye.com/blog/startup-isbirlikleri-icin-bire-uc-kurali

--

--