Eğitimin Sorunlarını Çözmek İçin Neler Var Elimizde?

FikriGelgit
Fikrigelgit
Published in
3 min readJul 5, 2014

Eğitimde yaşadığımız sorunlara ilişkin ilk yazımda sorunlara yaklaşmaya çalışmıştım. Bu sefer kısaca sorunlara karşılık elimizde neler olduğunu düşündüğümü ifade etmeye çalışacağım.

Dünya artık global bir köy.. Mobil dünya eğitimi de mobil hale getiriyor

Şu günlerde internete erişebildiğim herhangi biryerden Edinburgh üniversitesinden hep merak ettiğim Felsefeye Giriş dersini ve Virginia üniversitesinden de 1760 yılından sonra dünya tarihi derslerini binlerce tanımadığım öğrenciyle birlikte alıyorum. Üniversitedeki uzmanlık dalım Elektronik Mühendisliği ve profesyonel iş yaşamımı da bilgisayar programlama üzerine kurduğumu düşünüldüğünde çok ilginç bir deneyim doğrusu…Bahsettiğim internet sitesi coursera.org. Şu anda toplam 684 adet üniversite düzeyinde ders açık durumda. Derse kaydolmanın herhangi bir şartı yok… Yaş, önceki eğitim düzeyi, sınıf limiti,…vb Dersi verenler ilgili üniversitedeki öğretim görevlileri.. Bazı derslerde ufak bir ücret karşılığı eğer başarılı olursanız dersi aldığınıza dair bir sertifika bile alabiliyorsunuz. Başarılı olup olmamak da oldukça basit ve adil bir yöntem ile belirleniyor.

Bu site sadece bir tanesi ve açılalı sadece 2 yıl kadar oldu..Toplam öğrenci sayısı 7 milyonu aştı… (Türkiyede toplam 4.3 milyon üniversite öğrencisi bulunuyor)

Lokasyona bağlı olarak üniversite eğitimini düşünmenin artık modası geçiyor olabilir. Örneğin önümüzdeki yıllarda Felsefe üzerine lisans derecesi almak istiyorsanız, almanız gereken ders setini başarıyla tamamladığınızda süreç tamamlanmış olabilir. Veya felsefe üzerine bir lisans derecesi almayı ders almak olarak değil de dersler sonrasında bir proje yapmak, yazılar yazmak..vb olarak tanımlamak gerekebilir?

Hangi yöntem olursa olsun eğitimin lokasyondan bağımsız mobil ortama doğru değiştiği görünen bir gelişme artık.

Eğitimin yaşı olmaz

Aslında var. Üniversite sınavına girebileceğiniz bir yaş sınırı olmasa da pratikte belirli bir yaşa kadar sınava girersiniz sonrasında eğer olmuyorsa ısrar etmenin anlamı olmadığını düşünürsünüz. Çünkü çoğunlukla üniversite eğitimini hayata atılmadan önce bilgilerimizi onaylayan bir mercii olarak görüyoruz. Başka bir deyişle iş sahibi olmanın bir aracı. Etrafımızdaki reklamlara bakmamız yeterli. Doktor olmak şurayı, Mühendis olmak için burayı veya ekonomist olmak için bizi seçin gibi reklamlar dolu her tarafta. Elbette bu mesleklere ihtiyaç var ama bilgi miktarının bu kadar fazla olduğu ve hızla güncellendiği bir dönemde artık daha farklı tanımlara ihtiyacımız yok mu? Standart olarak alınacak bir eğitim sonrasında yaam içerisinde birçoğumuz oldukça farklı işleri yapıyor olabiliriz, hatta şu anda bile böyle bir sürecin içerisinden geçiyoruz. Hangimiz gerçektenden de sevdiği işi yapıyor?

Okul döneminde aldığımız bilgi setinin ömür boyu sizi taşıdığı dönemler geride kaldı. Artık yaşam boyu öğrenmeyi düşünmek zorundayız. Bizi yaşam boyu öğrenmeye iten temel faktörlerden biri zorunluluk üzerine diğeri de merak üzerine. Zorunluluk üzerine olan faktör bilgi miktarının hızlanarak artıyor olması ve bildiğimiz bilgilerin bir kısmının da artık geçerliliğini yitirmesi. Merak üzerine olan faktör de bilgiye erişim yollarının çoğalması ve yaşam süresinin uzamasıyla birlikte öğrenmeye daha fazla zaman ayırabilir olmamız.

Bilginin her an erişilebilir olması sayesinde bilgilerimizi sürekli güncellememiz veya faklı alanlarda kendimizi geliştirmemiz oldukça mümkün olacak sürecin ilk başlarındayız. Buradaki kastım sadece sosyal bilimler değil, tıp dahil bu çerçevede düşünülebilir (Elbette iki video seyrettim cerrah olabilirim demek istemiyorum ). 3-D printing ile birlikte yapay organları üretip incelemek, çizimini yaptığı bir binanın maketini üretmek çok uzak olmayan bir gelecekte mümkün olacak. Ürettiği binanın maketinin bir videosunu paylaşarak yorumları anında toplayabilecek ve eleştirilere göre kendini geliştirebileceği bir gelecek.

Peki çocuklarımız nasıl eğitilecek

Çocuklarımızı eğitmenin yolu da online sistemlerden geçiyorlar. Elimizdeki bilgileri yaşlarına uygun olarak sınıflandırıp kendi kendilerine birlikte eğitebilecekleri bir ortamı yaratmalıyız. Bu konuda en başarılı bulduğum örnek Salman Khan tarafından kurulmuş Khan Academy.

Yukardaki videoda Salman Khan tarafından yapılan sunumda Amerikada yapılan bir deneyde Khan Academy tarafından üretilen online malzeme ile birlikte eğitim alan öğrencilerin sınavlarda daha başarılı olduğunun görüldüğü ifade ediliyor.

Sonuç olarak;

Marc Andreeesen tarafından yazıldığı gibi yazılımlar dünyayı yiyorlar . En büyük lokmalardan biri de eğitim.

Oyun yeni başladı.

--

--