Quique Setien ve Barçası

Önce Messi’nin seviyesine erişmek ve Messi’yi çalıştırabilecek güçte olduğunuzu göstermeniz gerekir — Quique SETIEN

Elif Tok
Finish Ink
6 min readFeb 14, 2020

--

Katalan ekibi Barcelona’nın İspanya Süper Kupası yarı finalinde Atletico Madrid’e kaybetmesi bardağı taşıran son damla oldu. Barça, sezonun tam ortasında, 2020 Ocak ayında, teknik direktörü Ernesto Valverde’nin görevine son verdi. Boşalan koltuk için birçok isimle birlikte kulübün efsane oyuncularından Xavi Hernandez’in de adı anılırken, sürpriz bir görevlendirmeyle Quique Setien bordo mavililerin yeni çalıştırıcısı oldu.

19. Haftanın bitiminde, averajla Real Madrid’in önünde lider konumda bulunan Barça’nın hocası, La Liga tarihinde, takımı zirvedeyken görevden alınan dördüncü teknik direktör oldu.

Barcelona’ya futbol kimliğini kazandıran Johan Cruyff’un koyu bir takipçisi olduğu bilinen Setien’in ismi Barcelona yönetiminin nasıl aklına geldi?

11 Kasım 2018. Real Betis Camp Nou’ya konuk oldu. Betis, maçı 4–3’lük bir galibiyetle bitirdi. Eylül 2016’daki Alaves yenilgisinden sonra Barça’yı kendi evinde mağlup eden ilk takım Real Betis oldu. Takımın başındaki Quique Setien’in o zamandan beri Barcelona’nın markajında olduğu söyleniyor.

Peki, Setien, Barcelona gibi büyük bir kulüp için yeterli olabilecek miydi? Futbol dünyası bu tartışmayla alevlendi.

Kim bu Quique Setien?

Tam adı Enrique Setien Solar

61 yaşında…

Eski bir orta saha…

Santander doğumlu olan Setien, memleketinin takımı Racing Santander’de profesyonel futbol hayatına başladı ve kulüpte sekiz sezon oynadı. 1985’te Atletico Madrid’e transfer olan futbolcu 73 maçta kırmızı beyaz formayı giydi.

3 sezon sonra başlayan dört yıllık Logroñes macerası ardından Setien, şehri Santander’e geri dönerek iki sezon daha Racing forması giydikten sonra Levante’ye katıldı. Bir yıl sonra, 1996 yılında kramponlarını astı.

2001 yılında teknik direktör olarak ilk göz ağrısı Racing Santander’in başına geçti. Takımını birinci lige yükselterek önemli bir başarı kaydetti. Daha sonra Polideportivo Ejido’yu çalıştıran Setien, 15 maçta sadece iki galibiyet alabildi. 2006’da Ekvator Ginesi milli takımında göreve başladı ancak ilk maçın ardından takımı ciddiyetsiz bulduğu için görevi bıraktı. Bundan bir yıl sonra İspanyol Logroñes’in başına geçti ve başarısız olduğu gerekçesiyle görevden alındı. 2009–2015 yılları arası İspanya’nın Galiçya takımı Lugo’nun başına geçti. Üçüncü senesinde Lugo’yu tarihte ilk kez ikinci lige yükselten isim oldu. Ardından düşme hattındaki Las Palmas’ın çalıştırıcılığını üstlendi.

Takımı 11. sıraya çıkarttıktan sonra kulüp yönetimiyle anlaşamadığı için görevi bıraktı. Barcelona’dan önce son çalıştırdığı takım ise Real Betis oldu. Real Betis ile ilk yılında ligi 6. sırada tamamladı.

Barcelona rüyası gerçek oldu

Göreve geldiğinde ilk basın toplantısında, “Barcelona’nın beni seçeceğini asla düşünmemiştim. Ne kupalarım var ne de uzun bir özgeçmişim. Tek yaptığım şey Betis, Las Palmas ve Lugo’ya çok iyi futbol oynatmak oldu.” diyen Setien, aynı zamanda “En çılgın rüyalarımda bile bunu göremezdim.” açıklamasını yapmıştı.

Kendi bile hayal edemezken Barcelona yönetimi ona inanmıştı. Peki, hiç büyük takım geçmişi olmayan Setien bu güvenin hakkını verebilecek miydi?

Bundan birkaç yıl önce, Messi’nin teknik direktörü olsanız ne hissedersiniz sorusu üzerine;

“O, tüm zamanların en iyisi. Önemli işlere imza atan birçok kişi tanıdım, ama Messi gibi bunu 12 yıldır başaran kimse yok. O bir mücevher. Onu çalıştırmak ve her gün görebilecek olmak muhteşem olurdu. Ancak önce onun seviyesine erişmek, Messi’yi çalıştırabilecek güçte olduğunuzu göstermeniz gerekir.”

demişti.

Setien’in rüyası gerçek oldu. Hayranı olduğu Messi’nin çalıştırıcısı artık. Bu seviyede olduğuna kulüp yönetimi ikna etmiş olsa gerek ancak bunu taraftara da kanıtlamak zorunda.

Setien ve Barcelona

Setien, Katalan ekiple ilk maçına 19 Ocak’ta, Ligin 20. haftasında Granada karşısında çıktı. İkinci yarıda,10 kişi kalan rakiplerine karşı 1–0’lık galibiyetle sahadan ayrıldılar. Tek gol ise Messi’den geldi. Yani, bildiğimiz bir hikâyeydi; ortada bir mucize göremedik.

22 Ocak’ta ise Kral Kupası’nda Griezmann’ın iki golü ile İbiza’yı 2–1 mağlup ettiler. Yöneticiler övgüler yağdırsa da izleyici olarak yine sihirli bir dokunuşa şahit olmadık.

İlk yenilgi 25 Ocak’ta geldi. Valencia’ya konuk olan Barça, 2–0’lık bir yenilgiyle evine döndü. Bu mağlubiyetle “Setien’in başlangıç dönemi, Valverde’nin son döneminden de kötü” yorumları iyice yükselmeye başladı.

Kendi de bir değişiklik yapmak zorunda olduğunu itiraf etti. “Çok pas, sıfır gol.” açıklaması yaptı.

Barcelona artık, defansta dağınık, kontrolsüz bir takım olmaktan çıkmış; topla oynama yüzdesiyle maça hükmeden ancak uyuşuk ve sıkıcı bir hal almıştı. İzlemekten keyif almayacağınız bir Barcelona…

Sırada Leganes vardı. Kral Kupası son 16 turunda Setien nihayet klasik dizilime döndü. Valverde’nin dörtlü defansına geçti ve 5–0 kazandılar. Sakat Suarez’in yerini Griezmann doldurdu.

Maç sonrası yaptığı açıklamada Setien, “Sadece skora bakarak karar veremeyiz. Yeniden 3–5–2’ye dönebiliriz.” dedi. Ayrıca performanstan çok da memnun değildi. “İlk yarının son dakikalarında dağıldık. Çok hızlı ileri çıkmak istedik. Hızlanma ve yavaşlama zamanlarını iyi kontrol etmek gerekir. Maçı yeniden izleyip hatalarımı değerlendireceğim.” dedi. Bu açıklamadan da anladığımız üzere Setien oldukça mütevazı, egodan uzak, dingin bir yapıya sahip. İyi bir teknik direktörde olması gereken bu özelliklerle beğenimi kazansa da, Barcelona Tiki-Takasına yeniden mi diye kavuşuyor diye sevinirken, dinamizmden ve risk almaktan uzak tarzıyla hevesimizi kursağımızda bırakacak gibi görünüyor.

Kulüpte dördüncü maçında Setien, Levante karşısına çıktı. 2–1’lik zor kazanılmış galibiyet yüreklere su serpse de çok tatminkâr olmadı.

Sıradaki rakip, Kral Kupası çeyrek finalinde Athletic Bilbao idi. San Mames’te 4–3–3 de işe yaramadı. Bugüne kadar 30 Kral Kupasını müzesine götüren, son 5 yılda 4 kere şampiyon olan Barça, son dakika golüyle 1–0 yenilerek kupaya veda etti.

Bir sonraki karşılaşma, teknik direktörün son takımı Real Betis’in evindeydi. Real Madrid’in 4-1’lik Osasuna galibiyeti ve Barça’nın Bilbao hezimeti sonrası Betis’i yenmek farz olmuştu ama rakip kolay lokma değildi.

Fekir ve Lenglet’nin oyundan atılmasıyla taraflar 10’ar kişi kaldı. 4–3–2–1 dizilimi ile maça başlayan Barcelona 4–4–1’e dönmek zorunda kaldı. Messi tek forvet olurken Griezmann sol kanada geçti. De Jong, takımdaki en iyi performansını sergiledi, hatta bir gole de adını yazdırdı ama defanstaki eksikler hâlâ göze çarpıyordu.

Eski takımını yenen Setien, basın toplantısında memnuniyetini dile getirdi. Defansın toparlanmaya başladığına da değindi. 1 Aralık 2019’da, Wanda Metropolitano’da Atletico Madrid’e karşı alınan 1–0’lık galibiyetten sonra Barça ilk kez deplasmanda maç kazanıyordu.

“Bu zafer, bize gelecek için enerji verecek.” dedi İspanyol çalıştırıcı. Görünen o ki önümüzdeki günlerde gerçekten enerjiye ihtiyaçları olacak.

Setien neden henüz beklentileri karşılayamadı?

  • Kulübe tam bir kriz ortamında geldi.
  • Süper Kupa’dan elenmişlerdi ve Luis Suarez’in sakatlığı sezon boyu sürecekti. Yerine bir 9 numara koyamadı.
  • Takımdan 4 isim ayrıldı ve golcü transfer edemediler.
  • Üstüne Dembele’nin yeniden uzun süreli sakatlığı eklendi.
  • Oyuncular henüz Setien’in sistemine uyum sağlayamadı.
  • Hücum planında sadece Messi’ye bağımlılık devam ediyor.
  • Orta sahada orta ve uzun vadede Busquets, De Jong ve Arthur Melo ile devam etmek istiyor gibi görünüyor. Hepsi çok iyi futbolcular ancak rakip kalede pozisyon yaratabilmek için içlerinden birinin zincirden kopup ileri atılmasını sağlayacak yeni bir oyun planına ihtiyaçları var. Ancak henüz bunu oturtamadılar.

Belki bu kötü gidişatı tamamen yeni teknik direktörün üzerine yıkmak çok doğru değil ancak şu soruları sormak gerekir:

Barcelona’yı kurtarmak için doğru bir tercih mi yapıldı?

Büyük takımın büyük sorunları için daha tecrübeli bir isim mi seçilmeliydi?

Umutlar… Umutlar…

Kral Kupası’ndan elenen bordo mavililerin önünde uzun bir La Liga fikstürü var. Bir sonraki rakipleri 15 Şubat’ta Getafe olacak.

Ayrıca yakında Şampiyonlar Ligi son 16 turu ilk maçında Napoli’ye konuk olacak Katalanların işi çok da kolay görünmüyor. Napoli, her ne kadar son yılların en kötü sezonunu geçirse de, San Paolo hâlâ rakipler için sert bir deplasman ve Napoli’nin o atmosferde, özellikle dev maçlarda konuk ekiplere problem çıkarma ihtimali her zaman ihtimal dâhilinde.

Hâlâ üç puan geriden takip ettiği Real Madrid’i kovalayan Setien’in Barçasının geleceği merak konusu. Pek umutlu olmasak da sadece Messi’yi izlemek için ekran başına geçtiğimiz günler geride kalır da o özlediğimiz Barça’ya kavuşabilir miyiz? Göreceğiz…

--

--