Tenisin Yükselen Yıldızı — Alexander Zverev

Zaman içerisinde Tommy Hass ve Nicolas Kiefer gibi umut vadeden Alman tenisçiler ortaya çıksa da, beklenen başarıyı yakalayamadılar. Şimdi ise önlerinde Zverev gibi bir şans var.

Derviş Öztürk
Finish Ink
4 min readJan 29, 2020

--

Almanların efsane tenis oyuncusu Boris Becker’i bütün tenis severler tanır. Kasım 1967’de, o dönem Doğu ve Batı olarak Berlin’de ortadan ikiye ayrılan Almanya’nın Batı kısmında doğan Becker’in son derece parlak bir tenis kariyeri vardı. Kariyerinde 2 Avustralya Açık, 3 Wimbledon ve 1 Amerika Açık olmak üzere toplamda 6 Grand Slam şampiyonluğu bulunan Boris Becker’in tenis tarihine adını altın harflerle yazdırdığını söylemek pek de yanlış olmaz. 1985 yılında kazandığı Wimbledon şampiyonluğunu profesyonel olduktan bir yıl sonra 18 yaşında elde eden tenisçi, tüm zamanların en genç Wimbledon şampiyonu rekorunu da hâlâ elinde bulunduruyor. Boris Becker’in 3 yıl boyunca Novak Djokoviç ile çalıştığını, bu birliktelik sonucunda Djokovic’in 6 Grand Slam kazandığını belirtelim.

Boris Becker

Şimdi Zverev ile ilgili başlığı okuyan arkadaşlarımız “bu adam neden Boris Becker anlatıyor?”, diyebilir. Fakat konumuz Alman tenisçi Zverev olduğu için, onun rol modeli olan Boris Becker’den bahsetmemek olmaz. Almanlar Boris’in başarılarından sonra erkek tenisinde kayda değer bir başarıya imza atamadı. Kadınlar tenisinde Angelique Kerber’in son yıllarda kazandığı 3 Grand Slam şampiyonluğu Alman tenisi için gurur verici olsa da, erkeklerde aynı başarıdan söz edemeyiz. Zaman içerisinde Tommy Hass ve Nicolas Kiefer gibi umut vadeden Alman tenisçiler ortaya çıksa da, beklenen başarıyı yakalayamadılar. Şimdi ise önlerinde Zverev gibi bir şans var.

Boris Becker’in de Almanya Erkek Tenisi Genel Direktörlüğüne getirilmesinden sonra ileriye doğru ivme kazanan Zverev’in, yakın zamanda Grand Slam şampiyonluğu kazanması zor görünmüyor.

20 Nisan 1997 doğumlu genç tenisçi Alexander Zverev; Almanya’nın Hamburg şehrinde Rusya göçmeni tenisçi bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocuk yaşta insanların ilk rol modeli anne ve babası olmasından sebep; kendisi de tenisçi olmaya karar verdi. Abisi de bir tenisçi olan Alexander Zverev, tenisle yatıp kalkan bir ailenin evladı olarak, 2012 yılında henüz 15 yaşındayken profesyonelliğe adım atar. 2012’den 2014 yılına kadar çeşitli turnuvalarda boy gösteren Zverev asıl çıkışını 2014 yılında yapar.

Zverev’in tırmanışa başladığı yer

O yıl 665. Sırada bulunan genç tenisçi, katıldığı Braunschweig Challenger Turnuvası’nda ilk 100 içerisinde bulunan 3 rakibini de yenerek 285. sıraya yükselir. Bu arada yıl 2015’i gösterdiğinde Alexander Zverev ve milli tenisçimiz Marsel İlhan, Doha’da düzenlenen 500 puanlık ATP turnuvasında karşı karşıya gelmişti. O dönem dünya 104 numarası olan Marsel İlhan, dünya 136’ıncısı Zverev’i 2-0 yenmeyi başarmıştı.

2017 yılında Novak Djokovic ile birlikteliğinin bitmesinden sonra, Almanya Erkek Tenisi Genel Direktörlüğüne getirilen Becker’le, değişim rüzgârı Zverev için hiç olmadığı kadar şiddetli esmeye başladı. 2017 yılına fırtına gibi giren Zverev, Roma Açık tenis turnuvası final maçında güçlü rakibi Novak Djokovic’i 6-4 ve 6-3’lük setlerle 2-0 yenerek, toprak kortta da ne kadar başarılı olduğunu gösterdi. 2017 yılında yoluna güçlü adımlarla devam eden Zverev, Kanada’nın ev sahipliğini yaptığı Rodgers Cup finalinde Ekselansları Roger Federer’e de set vermeyerek 6-3 ve 6-4’lük skorla kazanmayı başardı. 2017’nin sonunda Nadal, Federer ve Djokoviç gibi tenis dünyasının gelmiş geçmiş en güçlü figürleri arasından sıyrılıp 2 Master turnuvasını kazanarak 20 yaşında bize gelecekte neler gösterebileceğinin de sinyallerini vermiştir.

2018 yılı Zverev için kelimenin tam anlamıyla mükemmel geçti. 21 yaşında olmasına ve tenis camiası için nadir görülebilecek 1.93 boyuna rağmen; oyundaki olgunluğu, güçlü başlangıç servisleri ve atletik yapısı sayesinde kolay kolay maç vermeyen birisi haline geldi. O yıl oynanan 77 maçın 57’sini kazanarak mükemmel bir istatistik yakalayan Zverev ATP Sezon finallerinin yarı final maçında Novak Djokovic’i, final maçında ise Federer’i yenerek kendini bir anda genel tablonun 4.sırasında buldu.

Grand Slam Turnuvalarının ilk maçında aşırı efor sarf etmesinden kaynaklanan oyunun devamını getirememe ve çift hata sayısındaki olumsuzluklara rağmen, kendi güçlü yönlerini çok etkili bir biçimde kullanabilmektedir.

2019’un ocak ayına 4. sırada girerek büyük sükse yaratan genç tenisçi için 2019 yılının çok iyi geçtiğini söyleyemeyiz. Kariyerinin başından beri yakasını bırakmayan Grand Slam şanssızlığı bu yıl da devam eden Zverev’in, en büyük Grand Slam başarısı 2018 ve 2019 yıllarında Roland Garros’ta elde ettiği çeyrek final başarıları olarak sayılabilir.

Sonuç olarak 2020 yılına kendi kuşağının en iyi oyuncuları arasında gösterilen Stefanos Tsitsipas , Dominic Thiem ve Daniil Medvedev’in ardından 7. sıradan giriş yapan Alexander Zverev’in Avustralya Açık başta olmak üzere önümüzdeki süreçte bütün Grand Slam turnuvalarının şampiyonluk adayı olduğunu söyleyebilir ve adını daha çok duyabiliriz.

--

--